Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2876.41
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Şeytanın tatili yoktur

Şeytanın tatili yoktur
03 Ocak 2014 01:00:00

Abdulkadir İkbal

Hz.Adem (a.s) ve Havvayı baştan çıkaran şeytan karşısında hiçbir insan iman ettiği halde günah işlememek için garanti altında değildir ve her zaman kendine musallat olacak bu amansız düşmana karşı dikkatli olmalıdır. Çünkü Şeytanın asıl hedefi insana olan düşmanlığıdır.

Günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişen iletişim araçları ve teknoloji sayesinde şeytanın temsilcileri bir günahı bir anda milyonlarca insanlara iletebiliyorlar. Müslümanlar ise henüz İslam düşmanları ile eşit şartlara sahip olmadıklarından perişan olmaktadırlar.

Şeytan Hz. Ademin (a.s.) yaradılışından beri iş başında olup kendi isteğiyle yıkıcı ve günahkar görevi yapmak üzere Allahtan mühlet istemiş ve iradesiyle yapmış olduğu bu isteği yerine getirmek üzere Allah tarafından kendisine bu mühlet verilmiştir.

Şeytanın ilk icraatı ilk insan olan Hz. Adem (a.s.) ve onun eşini birlikte yoldan çıkarıp ilk günahın işlenmesine sebep olduğundan, ne kadar tehlikeli ve amansız bir düşman olduğu bütün semavi kitaplar da anlatılmıştır.

Hz.Adem (a.s) ve Havvayı baştan çıkaran şeytan karşısında hiçbir insan iman ettiği halde günah işlememek için garanti altında değildir ve her zaman kendine musallat olacak bu amansız düşmana karşı dikkatli olmalıdır. Çünkü Şeytanın asıl hedefi insana olan düşmanlığıdır.

Şeytanın yaradılışı aynı zamanda hak ile batılın, doğru ile eğrinin, elmas ile kömürün birbirinden ayrılmasına sebep olmuş ve insanoğlu ile cinler için kıyamete kadar bir imtihan meydanı açılmıştır.

İnsanın iç aleminde ki nefis şeytanla her an ittifak edebilir, böyle bir durum da iman zafiyeti ve ahlaksızlık tevellüt eder. Dış alemde de şeytanla yöneticilerin el ele vermesiyle batılın hükümran olması için İslam dışı devletler, rejimler veya toplumlar şekillenmektedir.

Hac ibadeti yapılırken şeytanın taşlanması sembolik olmakla beraber son derece manidardır. Çünkü bu ibadet bir daha şeytanla yoldaş olmamak üzere verilen kesin bir karar ve onun bütün ilkelerine bir daha dönmemek üzere hak yolunda yürümenin adeta bir dönüm noktasıdır.

Şahsen Mina'da şeytanı taşlarken, aynı zamanda ona yoldaş olan başta İsrail ve Amerika ile batılı ülkeler le birlikte İslam aleminin içine sızmış tüm batıl rejimlere de Bismillah, Allahuekber diyerek taşlarımı atmıştım.

Günümüzde baş döndürücü bir hızla gelişen iletişim araçları ve teknoloji sayesinde şeytanın temsilcileri bir günahı bir anda milyonlarca insanlara iletebiliyorlar. Müslümanlar ise henüz İslam düşmanları ile eşit şartlara sahip olmadıklarından perişan olmaktadırlar.

Eskiden savaşlar askerler arasında ve nerede ise eşit şartlar da yapılırdı. Her askerin birer kılıcı, kalkanı, gürzü, oku bindiği bir atı vardı. Fiziki üstünlük savaşın sonucunu belirlerdi. Şimdi ise kıtalar arası füzelerle hedefleri vurmak mümkün, hem de hiçbir hedef gözetmeden.

Bu gün ise uydu aracılığıyla bir ülkenin kalp ve beyin damarlarına girmek sıradan bir iş haline geldi. Casusluk daha çok bu yöntemlerle yapılıyor.

İslam düşmanları şeytanın telkiniyle bir araya gelerek kendi aralarında ittifakı sağlarken, elde ettikleri maddi güç sebebiyle gerek İslam alemine ve gerekse geri kalmış tüm ülkelere karşı üstünlüğü maddi ellerinde tutuyorlar. Bir tarafta şeytani planlarla milletleri esaret almaya çalışanlar vahşi batılılar, bir taraftan da zilletin zincirini kırmak için kıvranan ve büyük bedeller ödeyen mazlum devletler ve milletleru2026 Bunun içindir ki İslam coğrafyası asrımızın insi ve cinni şeytanların ittifakıyla sebebiyle hem işgal, hem de kan gölü haline getirildi.

Bu haleket ve felaket asrında Müslümanların şeytandan ve onun avenelerinden uzaklaşıp, Rahmana yaklaşmaları gerekirken, bazı Müslümanların veya gurupların batılıların şeytani planlarına alet olmaları izahtan varestedir.

İsrail, Amerika ve Batılılara göre başta Filistin halkı ve tüm Müslümanlar birer anarşist ve İslami cemaatler ise yasa dışı birer örgüttürler.

Dünyaya Müslümanları bu şekilde lanse edenleri bir kenara bırakıp, henüz haklarını elde edememiş Müslüman devletlerin. Milletlerin ve cemaatlerin birbirine karşı hasma ne tavrı hiçbir ayet, hiçbir hadis ve hiçbir hikmetle asla izah edilemez. Bu olumsuzlukların tümü şeytanın ve onun izinde gidenlerin tuzağına düşmek ve Rahmanın safını terk etmektir.

Müslümanların karşısında ittifak etmiş bütün şer güçleri yeryüzü coğrafyasında Müslümanları etkisiz hale getirmek için akıl almaz senaryoları sahneye koymaktadırlar.

Peygamberin arkasında namaz kılan birçok insanın münafık olduğunu biliyoruz. Malum olduğu üzere münafık içerdeki sinsi ve bilinmeyen düşman olduğundan en tehlikelisidir. Bakara Suresi'nde on iki ayet münafıklar, iki ayet ise kafirler hakkında nazil olmuştur. Kur'an-ı Kerim'in bir çok ayetlerinde münafıkların, kafirlerden daha dehşetli ve gizlenmiş bir düşman olduğu bildirilmiştir.

Müslümanlara karşı sevgi ve şefkati, kafirlere karşı ise şiddeti emreden Kur'anın hükmünü günümüzün bazı Müslümanları bu ilahi emrin tam tersini yaparak, kafirlere karşı merhametli, Müslümanlara karşı ise şiddeti uyguladıklarından, ayetin bu emrine öyle bir muhalefet yapmaktadırlar ki, bunun cevabını ancak cehennem verir.

Malum olduğu üzere başta İsrail ve Amerika olmak üzere Batılılar bütün İslami faaliyetleri mercek altına alırlar, Müslümanların ilim,teknoloji ve kalkınma da başarılı olmamaları için sinsi veya aşikar önlemleri almaktan asla çekinmezler.

Ülkemiz de cereyan eden gezi olaylarını canlı olarak bazı televizyon kanallarının saatlerce iç savaş varmış gibi bütün dünyaya servis yapmaları yerli ve yabancı işbirlikçilerin birlikte yürüttükleri pir program değil miydi..Üç beş ağaçtan başlayıp işin nerelere kadar vardığını görmemek manevi bir körlüktür. Sonra anlaşıldı ki bu programı düzenleyenler, üçüncü köprüyü, Karadeniz ile Marmara'yı birbirine bağlayacak yeni bir boğazın açılmasını ve yeni bir havaalanı istemiyorlar. Asıl maksat taleplerin içinde saklanmıştı.

17 Aralıktan itibaren dershanelerin kapatılmasıyla ilgili olarak başlayan süreç bu gün itibarıyla hükümetin devrilmesi hedef alınmıştır.

Evet, İsrail açıkça MİT müsteşarı olarak tayin edilen Hakan Fidanı istemiyordu. Hakan Fidan üzerinden Başbakan ve Reisicumhura kadar uzanacak ve onları mahku00fbm edecek bir senaryo hazırlanmıştı. Bu senaryo da Oslo'dan başlayan ve barış sürecini baltalamak için yer alan figüranları görmek gereku2026

Hırsızlık ve yolsuzluğu yapan herkes cezasını çekmeli. Buna hiç kimsenin itirazı asla olamaz.

Bu gün artık dershanelerle ilgili projeyi nerede ise tartışmıyoruz. Hedefin hükümet olduğu açıklık kazandı. Ancak Kürt siyasetçilerinin ferasetli tutumu 28 Şubattan daha şiddetli olan bu depremin hafiflemesine vesile oldu.

Amerika ve İsrail başta olmak üzere batılılar hiçbir zaman büyüyen bir İslami harekete izin vermek istemediklerini ve engellediklerini biliyoruz. Nasıl olurda büyüyen bir cemaati göz ardı ederler? Bu sorunun cevabını bulmak gerek.

Müslümanların birbirlerine orantısız saldırmaları bizleri can evinden vurmuştur Kafirlerle mücadele etmek azmimizi artırır. Aksi halde aşk şevkimizi kırarlar ve birçok insanın imanını şüpheye düşürürler.

Müslümanlar ihtilaf ettikleri vakit ayeti kerime bize yol gösterir. Uzman hakemlerin araya girip çözüm üretmeleri gerekir. İhtilafın yolu karşı tarafa saldırmak değildir. Yanlış yapanların arkasında onlara bağlı birçok insanın zarar görmemesine dikkat etmek gerekiyor.

Hadiseler meydana geldikçe doğru ile eğri, hak ile batıl birbirinden ayrılıyor. Tıpkı ateşe atılan maden gibi toz toprak bir tarafa savrulup gidiyor.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir gemide bir cani dokuz masum olsa adaletle batırılmaz. Hatta dokuz cani bir tek masum bile olsa o gemi kemali adaletle batırılmaz. Çünkü İman Kabe hürmetindedir. İmana saygısızlık Kabe'ye saygısızlıktan daha beterdir. Hele hele Müslüman kardeşini devirmek için yapılan menfi çalışmanın hesabı ancak ve ancak Allah'a kalmıştır.

Amerika'nın dünyaya saldığı 250bin civarında kirli ajanı varmış. Ülkemiz de bunların birkaç bini faaliyet gösterse, büyük sıkıntılar yaşarız ve yaşıyoruz.

Yönünü ve sırtını batıya dayayanlar kim olursa olsun hiçbir zaman iflah olmazlar.

Tövbe kapısı açıktır, herkes yaptığını muhasebe etmelidir, hatadan dönmek büyük bir fazilettir. Tarafgirlik ve inat edene şeytan yardım etse, ona rahmet okutur.

Kafirlerin çizmeleri altında inleyen İslam alemine bir felaketi de bizler yaşatmayalım. Henüz hürriyetini tam olarak elde edememiş Müslümanlar birbirini paralayarak asla ve asla İslam düşmanlarını sevindirecek bir harekette bulunmamaları bir emri İlahi değil midir?

Bu asırda ittihadı İslam farzdır. Farzı yapmayanlar nasıl kurtulurlar.. Haklı insaflı olur, Bu insafı haklıdan beklemek hakkımızdır.