Sen de mi Brütüs!..
Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri bitti, gitti. Fakat CHP cenahında yenilgiyi hazmedememe tartışmaları hâlâ sürüyor.
Son
bombayı bir tv programına katılan CHP eski Konya Milletvekili Abdüllatif
Şener patlattı. Şener, Senem Tolunay Ilgaz, Fikret Bila ve Barış Pehlivan’ın
mayınlı soruları karşısında öyle bir galeyana geldi ki, cevaplarıyla herkese “Sen de mi Brütüs!..” dedirtti.
CHP’li
Şener 14 Mayıs seçimlerinden önce Avrupa’da şehir şehir gezip “Millet İttifakı” için oy isterken, gel
gelelim kendi partisi ve genel başkanına oy vermemiş. “Bay Kemal” tüm dostlarıyla “yelkenler
fora” deyip tam yol iktidar hayali kurarken “Kaptan Kemal”in gemisinin su alarak alabora olması için bir çivi de
o çakmış.
Nasıl!..
Şener bir CHP’li olarak (her ne kadar 14 Nisan’da milletvekilliğinin düştüğü
iddiasını öne sürse de) 14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem
Milletvekili Genel Seçimleri’nde oyunu Cumhurbaşkanlığında ATA İttifakı’nın
adayı Sinan Oğan’a, milletvekilliği
seçiminde de geçersiz olarak kullanmış.
Yani!..
“Öküz öldü, ortaklık bozuldu”
dercesine kendisine (bir dönem ismi Cumhurbaşkanlığı adaylığı için de
kulislerde konuşulmuştu) milletvekilliği listelerinde yer vermeyen CHP Genel
Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na had bildirmiş!..
Şaşırdık
mı?.. Hayır. Şener bunu ilk defa yapmıyor ki!.. Kendisini siyaset arenasına
sokan ve 54. Türkiye Cumhuriyeti Refahyol Hükümeti’nde Maliye Bakanlığı
görevini tevdî eden Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan’ı hayal
kırıklığına uğratmıştı.
Arkasından
kurucuları arasında bulunduğu AK Parti ve Genel Başkanı Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a 2007 yılında rest çekip, kurduğu Türkiye
Partisi’yle varlık gösteremeyerek liderlik klasmanında kırmızı kart görerek
oyun dışı kalmıştı.
2011
Türkiye Genel Seçimleri’nde ise bağımsız aday olduğu Sivas’ta büyük bir hayal
kırıklığı yaşayarak, seçilememişti. Şener, bu sıkıntılı sürecin ardından bir
taraftan MHP’nin, bir taraftan İYİ Parti’nin, diğer taraftan ise HDP’nin göz
kırpmalarına olumsuz cevap verip, tercihini CHP’den yana kullanmıştı.
Yaşar
Nuri Öztürk, Mehmet Bekaroğlu, İlhan Özkes gibi muhafazakâr isimlerin ardından
yıllarca muhalefet ettiği CHP’nin saflarına 2018 Türkiye Genel Seçimleri’nde
Konya Milletvekili olarak katılan Abdüllatif Şener, “Erdoğan düşmanlığı” üzerinden politika üretmekten öteye
geçemeyince, üzeri çizildi.
*
Kendi
cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na ve partisine oy vermeyen Şener, 23 Mayıs’ta
sabah CHP’den istifa etmiş, öğleden sonra katıldığı bir yayında, “Cumhurbaşkanı
bir partide, Meclis çoğunluğu bir partide olursa bu sefer ortaya ne çıkıyor?
Denge denetim mekanizması kurulmuş oluyor. Fakat bu sefer de yönetimde ve
ülkede istikrar kalmıyor. Dolayısıyla Meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı’ndayken
açıkça şunu söyleyeyim, Kemal beyin seçimi kazanmasıyla birlikte
Cumhurbaşkanlığı da bir başka partiye gittiğinde bir kere verdiği sözlerden
hiçbirini gerçekleştiremez...” beyanatıyla partilileri tarafından eleştirilere
maruz kalmıştı.
Şener’in
bu beyanatı aysbergin görünen yüzüymüş, asıl manşetlerini incilerini “sansürsüz” programına saklamış. Meğer
Şener, CHP’den çoktan istifa etmiş de kimseciklerin haberi yokmuş!..
Nasıl
yani?..Basbayağı!..
Bu
açıklamaların ardından sosyal medyada trend topic olan Şener, tıpkı oy vermeyen
depremzedeler gibi, tıpkı oy vermeyen köylüler gibi öyle sözlere maruz kaldı
ki, yenilir yutulur cinsten değil.
Sağdan
sola evrilmenin kaçınılmaz sonu bu; Şener kendi etti, kendi buldu. Türk siyaset
tarihine kendi parti ve adayına oy vermeyen milletvekili olarak ismini
yazdırmakla kalmayıp, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’dan yediği zılgıtla
bütün karizmasını çizdirdi.
*
Eee
şimdi ne olacak?!..
“Helalleşme”
mottosuyla başladığı “siyaset
mühendisliği”nde Erdoğan’ı devirmek için her yolu deneyen Kemal
Kılıçdaroğlu, “değşirme”lerle
politika yapmasının bedelini ödeyecek. Öyle gözüküyor ki, bu çıkışlar
“Buradayım be buradayım. Siz de buradasınız. Vallahi de billahi de sonuna kadar
mücadele edeceğim. Bu-ra-da-yım,
git-mi-yorum” ısrarında olan Kılıçdaroğlu’na er yada geç teslim bayrağını
çektirecek. Hem de, “Bu da mı gol değil
Kılıçdaroğlu!..” replikleri eşliğinde...
Hele
bir de CHP’nin kanatları altında Meclis’e girip grup kuracak “6’lı Masa”nın diğer paydaşları CHP’ye
muhalefet etmeye başlasın, siz o zaman görün kutuplaşmayı. CHP’de yeni dönemin
mottosunun “bir daha muhafazakarlarla
asla” olacağına hiç şüphe yok. Bu kapıyı açan Kılıçdaroğlu’nun saf dışı
bırakılması için, “baba-oğul”
ilişkisinden yeni bir liderlik kavgasının tevarüs edeceği gün gibi ortada.