Şehirlerimiz çekirge sürülerince istila edilirken\u2026
Topyeku00fbn İslam dünyasına musallat Haçlı ve Moğol istilasının çekirge istilalarıyla ne alakası ve benzerliği var? Her üç istilanın en önemli benzerliği "sürüler" halinde İslam şehirlerine üşüşmeleridir. Kin, ihtiras ve vahşetle şehirlerimize saldıran Haçlı ve Moğollar ile sadece gıda ihtiyacı için mahsule musallat olan çekirgelerin ortak hedefi; canlı, diri hayat belirten ne varsa hedef almalarıdır. Çekirge istilalarının diğer istilalardan farkı şu ki; bu istilalarda Haçlılar ve Moğollar insan ve şehirleri katlediyor, çekirgeler ise sadece mahsule zarar veriyordu. Yani çekirgelerin yaptığı tahribat çok daha masumdu. Garabete bakın ki; zamanın devleti (Osmanlı) bu istilaya karşı mahsulü korumak için tedbir alır ve çekirgeleri imha etmenin çarelerini ararken; bugünün devleti (ilgili kurumlarıyla) istilayı bizzat kendi yönetiyor. Modern zamanlarda belki de tarihin en trajik istilalarından birisini yaşıyoruz. Uzun süredir TOKİ marifetiyle 'kentsel dönüşüm' denilen "şehir genetiğini başkalaştırma" operasyonları bütün şehirlerimizde hızla devam ediyor. Ama bu istila bize 'kurtarıcı' gibi sunuluyor. Diğer bir deyişle; "İhya ediyoruz" illüzyonuyla şehirler imha ediliyor.
Fark şu ki; istilanın karakteri değişti.
Erken cumhuriyet döneminin şedit dalgaları özellikle kadu00eem şehirlerimizde tarihi hatırlatan ne varsa onları yok edip katlederken, bugün gene devlet-siyaset marifetiyle şehirlerimizde müthiş bir istila harekatı yürütülüyor. Bu istilanın önünde kimse duramıyor. Durmak ne kelime, insanımızın zihni tağyir ve tağşiş edilerek o hale getirildi ve 'kentsel dönüşüm'e aşık edildi ki "ah benim şehrim de kentsel dönüşüm geçirse!" melankolisine gark oldu.
Bugünlerde kasabalardan metropollere kadar "Kentsel dönüşüm size de geldi mi?" sorusu adeta "Şehrinize Hızır uğradı mı?" şeklinde anlaşılacak gibi. Oysa, ele geçen tarihin en büyük siyasu00ee ve ekonomik imkan ve fırsatlarına rağmen, yani 12 yıldır şehirlerimizi "yaşanmaya değer" bir şehir yapma imkan ve potansiyeli var iken, ne yazık ki şehir ve medeniyet idrakinin olmayışı, bu imkanı heba etmekle kalmayıp, kadu00eem öğretilerde "kavmun müsrifun" biçiminde tarif edilen bir topluluğun üzerinden bereketin çekilmesi gibi, şehirlerimiz umrandan üryan, ruhsuz ve kimliksiz bir kasvet ve kaosa terk edildi. Toprak ve topoğrafyanın karakterini bozan kentsel dönüşüm, inşa ettiği gayr-i insanu00ee çevre ve mekanlarla insanları morgdaki ölüler veya konserveler gibi kutulara hapsederken, mes'ut bir mahpus rolünü benimseyerek hayatımızı sürdürüyoruz.
Böyle bir trajediyi yaşarken;
İmha edenin muhyu00ee,
İstila edenin muslu00eeh,
Katledenin mahu00eer
olarak karşılandığı bir dünyada adeta çekirge sürüleri gibi şehirlerimize üşüşen kentsel dönüşüm belasının sadece yaptıklarını değil, bıraktıkları tohumları bile temizlemek artık mümkün değil. Bir örnekle meramımızı daha müşahhas ifade edelim:
1571'de İznik, Yenişehir, Aksisar ve Geyve'de, 1578'de Kefe ve Azak'ta, 1586'da İSE, Çorum'da meydana gelen ve bütün mahsulü yok eden çekirge istilalarına karşı tedbir alan devlet ilgili kadılara gönderdiği talimatlarda, meydana gelen istilanın "çekirgelerin tohumlarını toprağa bırakmış olmaları sebebiyle sonraki sene de tekrarlama ihtimali olduğu"na dikkat çekerek, "taht-ı kazanda olan halka tembih eyleyesin ki, vakitlerine hazır olup zahir olduğu gibi uçmağa ibtida eylemeden adem üşürüpu2026 çiğnedüpu2026 ve ihtimam eyleyesin" diyerek tedbir alınmasını istemişti.
1829 yılında da Musul Vilayetinde görülen çekirge istilası yedi yıl devam etmiş, kıtlık ve pahalılık baş göstermişti. Hatta bu çekirge istilasından kurtulmak için Konya Vilayetinde halk arasında meşhur olan çekirge suyu (sığırcık suyu)ndan bir miktar Musul'a getirilmiş, cami ve mescitlere konulmuş ve bu sudan içen kuşlar çekirgeleri yok etmişti. işte bu çekirge istilaları bizim devrimizdeki kentsel dönüşüm istilalarını çağrıştırıyor. Biz de "şehir hassasiyeti" taşıyan ehli idrak, ehl-i irfan ve eğer devlette varsa ehl-i insaf ve ehl-i vicdan sahibi ilgililerle birlikte yanlış gidişata muhalefet ediyoruz. Eğer gidişat böyle devam ederse, öncelikle belediye başkanlarından başlamak üzere tüm iktidar mensuplarına kentsel dönüşüm adı altında yapılanların tohumları da şehirlerimizin topraklarına bırakılmış olduğundan herhalde şöyle dememiz gerekecek: "Şehirlerimizde kentsel dönüşüm olarak huruç eyleyen ahir zaman meskenlerine karşu adem üşürüp, anları çiğnedesünüz. Mümkün olmaz, bu işten vazgeçmezler ise yapanlara ta'n ve lanet idesünüz."
Tarih tekerrür ediyoru2026 Şehirler dün haçlı ve Moğolların katliamları ve masum çekirgelerin istilalarıyla talan ve istila ediliyordu, bugün meş'um kentsel dönüşümle istila ediliyor. Allah, modern zamanların azmanlaşmış çekirgelerinden şehirlerimizi muhafaza eylesin. Ama çok geç. Kentsel dönüşüm tohumlarını coğrafyamızdan çekip çıkarmak artık mümkün değil. Yeni bir iklim, yeni bir ruh, yeni bir idrak lazım!!!
Toprak ve topografyanın karakterini bozan kentsel dönüşüm, inşa ettiği gayr-i insanu00ee çevre ve mekanlarla insanları morgdaki ölüler ve konserveler gibi kutulara hapsederken, mes'ut bir mahpus rolünü benimseyerek hayatımızı sürdürüyoruz.
Yahya Düzenli
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.