Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.04
Gram Altın
2890.36
BIST 100
10058.22
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Seçimler siyasi kilitlenmeyi açmalıdır

Türkiye'ye güç kazandırmak için yeni bir hamle yapmak gerektiğini, bunun ise yürütmenin tek başlı olduğu başkanlık sistemi ile mümkün olabileceğini ifade eden Ak Parti Çorum milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, "Başkanlık Sistemi, parlamentoyu yasama ve denetim görevleri konusunda daha etkili kılacak bir araçtır. Bu nedenle yapılacak seçimler, siyasi kilitlenmeyi açmalıdır" dedi.
Seçimler siyasi kilitlenmeyi açmalıdır
18 Nisan 2015 00:00:00
Türkiye'ye güç kazandırmak için yeni bir hamle yapmak gerektiğini, bunun ise yürütmenin tek başlı olduğu başkanlık sistemi ile mümkün olabileceğini ifade eden Ak Parti Çorum milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, "Başkanlık Sistemi, parlamentoyu yasama ve denetim görevleri konusunda daha etkili kılacak bir araçtır. Bu nedenle yapılacak seçimler, siyasi kilitlenmeyi açmalıdır" dedi.

EZGİ ÇELİKANKARA

Türkiye, yeni bir seçim sürecine daha girdi. Ülkenin kaderini belirleyecek olan 7 Haziran seçimlerini ve gündemde olan başkanlık sistemini Milat'a değerlendiren Ak Parti Çorum milletvekili ve TBMM İdare Amiri Salim Uslu, yürütmenin tek başlı olduğu başkanlık sisteminin Türkiye için doğru bir sistem olduğunu vurgulayarak, "Her zaman olduğu gibi bu seçimlerde de halkımızın en doğru tercihi yapacağına inanıyorum. İnanıyorum ki bu seçimlerde sadece Ak Parti yeniden iktidara devam etmekle kalmayacak bu siyasi tıkanıklığın önü açılarak Türkiye'de Başkanlık Sistemi'nin yolunu açacak bir irade ortaya konulacaktır" ifadelerini kullanarak, mevcut düğümlerin halk tarafından çözüleceği vurgusunu yaptı.

7 Haziran seçimleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Ak Parti Türkiye'de değişim ve dönüşümü sağlayacak büyük projelere imza atmıştır. Toplum istikrar içerisinde kalkınmanın, gelişmenin keyfini yaşamıştır. Bundan sonra seçim Türkiye'de sistemi demokratikleştirmek millet iradesinin doğrudan temsiline imkan sağlamak ve Türkiye'ye güç kazandırmak için yeni bir hamle yapmak gerekiyor. Yeni bir yapılanmaya ihtiyaç var. Ben bunun etkin ve saygın bir parlamentonun yanı sıra yürütmenin tek başlı olmasıyla mümkün olabileceğini düşünüyorum.

DÜĞÜMLERİ HALK ÇÖZER

Milli iradeye, sandık sonuçlarına saygı konusunda çok ciddi tutarsızlıklar ve zaaflar görmekteyiz. Bunlar devam ederken içeride kimi ittifaklar oluşuyor. Hiçbir ilkeye, ahlaka, kurala, geleneğe dayalı olmayan yapay ittifaklar nedeniyle Ak Parti'ye ve millet iradesine kumpaslar kurulmaya çalışılıyor. Böyle bir ortamda seçime gidiyoruz. Bütün bu aşırılıklar seçim öncesi mazur görülecek ölçülerin üzerindedir. Bütün bunlar Ak Parti zannıyla hareket edilse bile Türkiye'ye ve Türkiye toplumunun aleyhine sonuçlar oluşturacak sorumsuz girişimlerdir. Ne yazık ki milliyetçilik, ulusalcılık, milli irade demokrasi hak hukuk gibi kavramlar yok sayılmaktadır. Ama biliyoruz ki demokrasilerde düğümü halk çözer. İnanıyorum ki bu seçimlerde sadece Ak Parti yeniden iktidara devam etmekle kalmayacak bu siyasi tıkanıklığın önü açılarak Türkiye'de Başkanlık Sistemi'nin yolunu açacak bir irade ortaya konulacaktır. Sonuçlar ne olursa olsun herkesin bu iradeye saygılı olması gerekir. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. Başarısız olan lider gitmelidir.

Seçim öncesi, Türkiye'de bir kargaşa oluşturulmak istendiğine dair söylemler duyuyoruz. Bazı kesimlerin bu yönde çabaları var mı?

Her dönem bu olayları yaşadık. Emekli olanlar ya da ayrılıp gidenler giderken zarar vermek, hasar oluşturmak üzere daha bir çirkinleşiyorlar. Bunlara millet olarak alışığız. Sonuçta bunların hiçbir işe yaramadığını tüm seçim dönemlerinde gördük. CHP 60 yıldır iktidar yüzü görmemiştir. İdeolojik söylemler CHP'ye bir şey kazandırmıyor. CHP'nin Anadolu solu söylemi, sosyal demokrasi söylemi merkeze gelme iddiası, aktörlerinin değişmiş olması inandırıcılığına, güvenirliliğine hiçbir katkı sağlamıyor. Sivilleşme, demokrasi diyenlerin darbe yanlılarına destek olduklarını milletimiz görüyor. Böyle bir süreçte ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik herkesin projesi olması gerekiyor.

SİYASİ KİLİTLENME AÇILMALIDIR.

Bundan sonra nasıl şirketler hızlı karar almak, bu sert rekabet koşulları karşısında karar alma süreçlerini hızlandırmak durumundaysa aynı zamanda bizde rasyonel bir anlayışla siyasi karar alma süreçlerini hızlandırmak durumundayız. Söz gelimi yasamayı daha etkin hale getirmek durumundayız. Başkanlık Sistemi bu konuda parlamentoyu yasama ve denetim görevleri konusunda daha etkili kılacak bir araçtır. Başkanlık Sistemi erkler arasında uyumu sağlayan bir sistemdir. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin anayasa sınırlarının daha net belirlendiği ve sağlıklı bir biçimde işlediği sistemdir Orduya, yargıya, hükümete, parlamentoya ve cumhurbaşkanına verilen görev bellidir. Yasama ve yürütme ve yargının görev alanları bellidir. O açıdan Türkiye'de bu seçimler siyasi kilitlenmeyi açmalıdır.

Muhalefetin oy kazanmak amacıyla bazı projeleri var. Ak Parti karşısında bu çalışmaları başarıya ulaşabilir mi?

"Hiç ders alınsaydı tarih tekerrür eder miydi" diye Mehmet Akif Ersoy'un bir sözü var. Ecevit Başbakanken Ecevit'in kurduğu hükümetin dağılması, Ecevit'in kurduğu hükümetin daha sonra o hükümet partilerinin seçimlere girememiş olması hatta bir kısmının kapanmış olması önemli bir ders olmalıdır. Yaşanmış bu tecrübeyi tekrar yaşamanın faydası yok. Kemal Derviş geçmişte Türkiye'ye gönderildi ve Kemal Derviş nerdeyse eş Başbakan gibi çalıştı. O dönemde Türkiye hiçbir yatırım yapmaksızın borç döndürme politikalarını öne çıkarttı. Çünkü IMF Dünya Bankası böyle istiyordu. Kemal Derviş sonra merhum İsmail Cem'in kuracağı partiye geleceğini söyledi. Sonra hükümetten ayrıldı. Bunlar dikkate alınması gereken önemli derslerdir.

Ak Parti'nin oy oranı yükselir mi?

Ak Parti mevcut gücünden bir şey kaybetmez. Aksine daha da güçlenir. Bugüne kadar çok kötü senaryolar yazılsa da hepsi boşa çıkmıştır. En son Tayyip Erdoğan kaçtı kaçacak hazırlanıyor diyenler şimdi listelerde bile yer bulamadılar. Biz muhalefetin hangi söylediğine inanalım. Hangi iddiasının yanlış olduğunu söyleyelim. Neresini düzeltelim. Bu millet iradesine saygısızlıktır. Oysa biz milletin vereceği kararı saygılıyız denilse daha dürüst davranılmış olur. Şimdiden kehanetlerde bulunmak, senaryolar yazmak sonra da pişkinlik yapmış olmak kimseye bir saygınlık kazandırmaz.

Başkanlık Sistemi'ne Türkiye'nin ihtiyacı olduğu her şekilde vurgulanıyor. Başkanlık Sistemi'ne neden ihtiyaç var?

Hak-İş Genel Başkanıyım. Biz 90'lı yıllardan beri Başkanlık Sistemi'ni savunuyoruz. Bizim geçmişte söylediklerimiz var. O zaman kimi partiler ile de ters düştük. Bugün de aynı yerdeyiz. Başkanlık Sistemi uygulandığı ülkelerde başarılı sonuçlar vermiştir. Başkanlık Sistemi'nin gelmesi halinde bazı çevrelerin kaygıları olabilir. Ama bu Başkanlık Sistemi'nin kötü olduğu anlamına gelmez. Mevcut parlamento şu anda kendi içerisinden çıkarttığı hükümetin güdümüne girmektedir. Oysa hükümetin tasarruflarını denetlemek devleti denetlemek gibi bir görev vardır. Bizim burada mutlaka belli çevrelerin kaygılarını da gidererek Başkanlık Sistemi'nin gerçekleştirilmesini sağlamamız gerekiyor. Bu Türkiye'nin lehinedir. Parlamento daha bağımsız hale gelecektir. Parlamentonun etkin bir biçimde denetim görevini yerine getirebildiği bir mekanizma ancak Başkanlık Sistemi ile mümkündür.

BİR NESİL HAREKETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasında bir kavga varmış gibi göstererek ayrılık çıkarmak isteyenler var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız arasında hiçbir problem yok ve bu iddiaların aksine tam bir uyum var. Bunu herkes görüyor. Sanki bir çatlak varmış gibi sunuluyor inatla ve ısrarla. Bunu sanki bireysel çatışmalar, bireysel iktidar kavgaları ile izah etmeye çalışmak ya bir algı operasyonudur ya da bir akıl tutulmasıdır. Yol haritamız bizim önceden belirlenmiştir. Bazıları eski alışkanlıkları, köhne düşünceleri sürdürmek niyetindeler. Söz gelimi devletin toplum için değil de sanki toplumun devlet için var olduğu gibi. Bu köhne düşüncelerin dünyada Türkiye'de alıcısı yoktur. Oysa insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen medeniyet bizim medeniyetimizdir.