Dolar (USD)
34.65
Euro (EUR)
36.47
Gram Altın
2952.86
BIST 100
9671.36
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Secde suresi kaç ayettir?

30 ayet olan Secde suresi adını 15. yetinde geçen Secde kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olan Secde suresinde Allah''ın her şeyi güzel yarattığı anlatılmaktadır. Öldükten sonra dirilmeyi inkar edenlerin hirette pişman olacağı bildirilen Secde suresinde Hz. Musa''nın israiloğullarına yol gösterici olarak gönderildiği anlatılmaktadır. Peki Secde suresi kaç ayettir? Secde suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Secde suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 33. suresi olan Secde suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...            
Secde suresi kaç ayettir?
13 Şubat 2020 11:35:00
30 ayet olan Secde suresi adını 15. yetinde geçen Secde kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olan Secde suresinde Allah''ın her şeyi güzel yarattığı anlatılmaktadır. Öldükten sonra dirilmeyi inkar edenlerin hirette pişman olacağı bildirilen Secde suresinde Hz. Musa''nın israiloğullarına yol gösterici olarak gönderildiği anlatılmaktadır. Peki Secde suresi kaç ayettir? Secde suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Secde suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 33. suresi olan Secde suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...            

30 ayet olan Secde suresi adını 15. yetinde geçen Secde kelimesinden almıştır. Mekke döneminde nazil olan Secde suresinde Allah'ın her şeyi güzel yarattığı anlatılmaktadır. Öldükten sonra dirilmeyi inkar edenlerin hirette pişman olacağı bildirilen Secde suresinde Hz. Musa'nın israiloğullarına yol gösterici olarak gönderildiği anlatılmaktadır. Peki Secde suresi kaç ayettir? Secde suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Secde suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 33. suresi olan Secde suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...

Kısaca Konusu : Önceki sûrenin (Lokmân) sonunda Allah’ın birliğinin delillerine ve dünya hayatından sonra gelecek âhiret gerçeğine değinilmişti. Bu sûreye de peygamberlere ve onların getirdiklerine iman konusuyla başlanmıştır. Başta olduğu gibi sonda da ilâhî kudretin delilleri üzerinde düşünme çağrısına temel teşkil eden örnekler verilmiştir. Öldükten sonra dirilmenin gerçek olduğuna dikkat çekilen sûrede hakiki müminlerin özellikleri ve kavuşacakları nimetlerle inkârcılıkta ısrar edenlerin karşılaşacakları cezalar üzerinde durulmuştur.

Fazileti : Kim Secde ve Mülk sûrelerini yatsı namazından sonra okursa, sanki Kadir gecesini ihyâ etmiş (ibâdetle geçirmiş) gibi sevâb verilir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)

Hz. Peygamber’in geceleri Secde ve Mülk sûrelerini okumadan uyumadığına dair rivayetler bulunmaktadır (Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”,

SECDE SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Elif lam mîn

2. Tenziylül kitabi la raybe fiyhi mir rabbil alemiyn

3. Em yekulunefterah bel hüvel hakku mir rabbike li tünriza kavmem ma etahüm min neziyrim min kablike leallehüm yehtedun

4. Allahüllezî halekas semavati vel erda ve ma beynehüma fî sitteti eyyamin sümmesteva alel arş ma leküm min dunihî miv veliyyiv ve la şefiy’ efela tetezekkerun

5. Yüdebbirul emra mines semai ilel erdî sümme ya’rucü ileyhi fî yevmin kane mîkdaruhu elfe senetim mimma teuddun

6. Zalike alimül ğaybi veş şehadetil aziyzür rahîym

7. Ellezî ahsene külle şey’in halekahu ve bedee halkal insani min tîyn

8. Sümme ceal neslehu min sülaletim min maim mehiyn

9. Sümme sevvahü ve nefeha fiyhi mir ruhîhî ve ceale lekümüs sem’a vel ebsara vel efideh kaliylem ma teşkürun

10. Ve kalu e iza dalelna fil erdî e inna le fî halkîn cediyd bel hüm bi likai rabbihim kafirun

11. Kul yeteveffaküm melekül mevtillezî vükkile biküm sümme ila rabbiküm türceun

12. Ve lev tera izil mücrimune nakisu ruusihim înde rabbihim rabbena ebsarna ve semî’na fercî’na na’mel salihan inna mukînun

13. Ve lev şi’na le ateyna külle nefsin hüdaha ve lakin hakkal kavlü minnî le emleenne cehenneme minel cinneti ven nasi ecmeîyn

14. Fe zuku bi ma nesiytüm likae yevmiküm haza inna nesiynaküm ve zuku azabel huldi bi ma küntüm ta’melun

15. İnnema yü’minü bi ayatinellezine iza zükkiru biha harru süccedev ve sebbehu bi hamdi rabbihim ve hüm la yestekbirun

16. Tetecafa cünubühüm anil medaciî yed’une rabbehüm havfev ve tameav ve mimma razaknahüm yünfikun

17. Fe la ta’lemü nefsüm ma uhfiye lehüm min kurrati a’yün cezaem bi ma kanu ya’melun

18. E femen kane mü’minen ke men kane fasika la yestevun

19. Emmelleziyne amenu ve amilus salihati fe lehüm cennatül me’va nüzülem bi ma kanu ya’melun

20. Ve emmellezîne feseku fe me’vahümün nar küllema eradü ey yahrucu minha üîydu fiyha ve kîyle lehüm zuku azaben narillezî küntüm bihî tükezzibun(15. Ayet secde ayetidir.)

21. Ve le nüziykanehüm minel azabil edna dunel azabil ekberi leallehüm yarciun

22. Ve men azlemü mimmem zükkira bi ayati rabbihî sümme a’rada anha inna minel mücrimiyne müntekîmun

23. Ve le kad ateyna musal kitabe fe la tekün fî miryetim mil likaihî ve cealnahü hüdel li benî israiyl

24. Ve cealna minhüm elmmetey yehdune bi emrina lemma saberu ve kanu bi ayatina yukînun

25. İnne rabbeke hüve yafsîlü beynehüm yevmel kîyameti fiyma kanu fîhi yahtelifun

26. E ve lem yehdi lehüm kem ehlekna min kablihim minel kuruni yemşune fî mesakinihim inne fî zalike le ayat e fe la yesmeun

27. E ve lem yerav enna nesukul mae ilel erdîl cüruzi fe nuhricü bihî zer’an te’kili mihü en’amühüm ve enfüsühüm e fe la yübsîrun

28. Ve yekulune meta hazal fethu in küntüm sadikîyn

29. Kul yevmel fethî la yenfeullezîne keferu iymanühüm ve la hüm yünzarun

30. Fe a’rîd anhüm ventezîr innehüm müntezîrun

SECDE SURESİ ANLAMI

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Elif. Lâm. Mîm.

2. Bu Kitab’ın, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiş olduğunda aslâ şüphe yoktur.

3. Yoksa: “Onu peygamber kendisi uydurdu.” mu diyorlar? Hayır! O, senden önce peygamber gönderilmemiş bir kavmi uyarman için sana Rabbinden gelen bir gerçektir. Umulur ki doğru yolu bulurlar.

4. Allah gökleri ve yeri ve bunların arasında olan şeyleri altı günde yaratan, sonra Arş’a istivâ edendir (Arş üzerinde hükümran olandır). Sizin O’ndan başka bir dostunuz ve şefaatçınız yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almıyor musunuz?

5. Gökten yere kadar her işi O düzenler. Sonra işler, sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir günde yine O’na yükselir.

6. İşte O, görülmeyeni de görüleni de bilendir, Azîz’dir, merhamet edendir.

7. O Allah ki, yarattığı her şeyi güzel yapan, insanı yaratmaya da çamurdan başlayandır.

8. Sonra O, bunun zürriyetini kerih bir sudan meydana gelen nutfeden yapmıştır.

9. Sonra onu düzeltip tamamladı. İçine ruhundan üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz!

10. Dediler ki: “Toprağın içinde kaybolduğumuz zaman mı, biz mi yeniden yaratılacağız?” Doğrusu onlar Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.

11. De ki: “Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”

12. O günahkârları, Rableri huzurunda başları öne eğilmiş olarak: “Ey Rabbimiz! Gördük ve işittik. Bizi dünyaya geri gönder de, sâlih bir amel işleyelim. Artık biz kesin olarak inandık!” derken bir görsen!

13. Dileseydik herkese hidayet verirdik. Fakat: “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla tamamen dolduracağım!” diye benden kesin söz çıkmıştır.

14. Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanızın cezasını tadın! Doğrusu biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan dolayı tadın ebedî azabı!

15. Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, âyetlerimiz kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapanırlar, büyüklük taslamadan Rablerini hamd ile tesbih ederler.

16. (Gece teheccüd namazı kılmak için yanları yataklarından uzaklaşır). Korku ve ümit ile Rablerine duâ ederler. Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden de hayra harcarlar.

17. Artık onlar için, yaptıklarına karşılık olarak gözler aydınlatıcı nimetlerden kendilerine neler hazırlandığını kimse bilemez.

18. Mümin olan kimse, fâsık olan kimse gibi midir? Bunlar aslâ bir olamazlar!

19. İman edip de sâlih ameller yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık bir ağırlama olarak Me’vâ cennetleri vardır.

20. Yoldan çıkanların barınacakları yer ateştir. Ne zaman oradan çıkmak isteseler, yine oraya döndürülürler. Onlara: “Yalanlamakta olduğunuz ateş azabını tadın!” denir.

21. Andolsun ki biz onlara, en büyük azaptan öncede mutlaka yakın azaptan tattıracağız. Umulur ki dönerler.

22. Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatılarak öğüt verildikten sonra, onlardan yüz çeviren kimseden daha zâlim kim olabilir? Muhakkak ki biz suçlulardan öç alacağız!

23. Andolsun ki biz Musa’ya Kitap verdik. “Resulüm! Sakın sen de ona (Musa’ya) kavuşmaktan şüphe etme!” Ve biz onu İsrâiloğulları için bir hidayet rehberi yaptık.

(Not: Bu Âyet-i kerime’de Resulullah Aleyhisselâm’ın Musa Aleyhisselâm ile karşılaşacağına işaret vardır. Nitekim Miraç Gecesi’nde karşılaşmışlardır.)

24. İçlerinden sabrettikleri zaman emrimizle doğru yola ileten önderler tayin ettik. O önderler âyetlerimize kesinlikle inanırlardı.

25. Şüphesiz ki Rabbin ayrılığa düştükleri şeyler hakkında kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.

26. Kendilerinden önce nice nesilleri yok etmiş olmamız, onları doğru yola sevketmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip dolaşıyorlar. Hiç şüphesiz ki bunlarda âyetler (ibretler) vardır. Hâlâ işitmiyorlar mı?

27. Hiç görmediler mi ki; biz suyu kupkuru, çorak yerlere sevkediyoruz da, onunla ekin çıkarıyoruz. Ondan hem hayvanları hem de kendileri yiyor. Hâlâ görmüyorlar mı?

28. “Eğer doğru sözlü iseniz bu fetih ne zaman?” derler.

29. De ki: “Fetih gününde kâfirlere imanları hiçbir fayda vermez, kendilerine mühlet de tanınmaz.”

30. Onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da beklemektedirler.

Secde Suresinin Faziletleri,

Bir sureyi veye ayetleri okuyan kişilere manevi armağanlar verilir. Bu manevi armağanlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Birçok surenin ve ayetlerin faziletleri, hadisi şerifler ile ifade edilmiştir.

Her surenin bir çok özelliği vardır. Her bir ayet ve sure Allah kelâmı olmakla beraber herbirinin ayrı ayrı özellikleri vardır.

Kur’ân, insanları yolların en doğrusuna götürür. Gerek insanların kendileriyle olan münasebetlerinde, gerek insanların birbirleriyle olan münasebetlerinde ve gerekse devletlerarası münasebetlerde Kur’ân, en ideal ve mükemmel yolu gösterir.

Ayrıca Kur’an tilâveti İslam’da faziletli amellerden biridir. Kur’an okumaktan maksat, öncelikle onun emir ve nehiylerine uymaktır. Fakat sadece okumanın da sevabı ve mükâfatı vardır. Kur’an kendisiyle amel edenlere ve inanarak ibadet kastıyla okuyanlara kıyamet gününde şefaatçi olacaktır..

Yüce kitabımız kuran-ı kerim’i okumanın faydaları oldukça fazladır.Bu konu hakkında bildirilen hadisi şeriflerde ise içinizde en hayırlınız kuranı okuyan ve öğreteninizdir buyrulmuştur. Kuran-ı Kerimi okumanın faydalarının yanında kuranı anlayarak da okumak en güzelidir.

Ebû Hüreyre Hazretlerinin, Kur’an okuyanların kazanacağı mânevî derecelerle ilgili olarak Peygamber Efendimiz (asm)’den rivayet ettiği şu hadîsi şerîf, mü’min gönüllerin heyecanla tutuşmasına vesile olacak güzelliktedir:

“Kıyamet gününde Kur’an-ı Kerîm gelecek ve Allah Teâlâ’ya: ‘Yâ Rabbî! Kur’an okuyan kimseyi şeref süsüyle süsle!’ diyecek; bunun üzerine Kur’an okuyan kimse şerefle süslenecek.”

“Yine Kur’an-ı Kerîm: ‘Allah’ım! Ona şeref elbisesi giydir!’ diyecek; hemen o zâta elbiselerin en değerlisi giydirilecek. Sonra Kur’an: ‘Rabb’im! Ona şeref tacı giydir!’ diye niyâz edecek; o kimseye şeref tacı giydirilecek. Sonunda Kur’an-ı Kerîm: ‘Yâ Rabbî! O kulundan razı ve hoşnut ol! Senin hoşnutluğundan üstün bir şey yoktur.’ diyerek Kur’an okuyan kimseyi mânevî mertebelerin en yükseğine ulaştıracak.”(Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’an 18; Dârimî, Fezâilü’l-Kur’an 1).

SECDE SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?

“Rablerine korku ve ümit ile dua ederek…” ayetinin (16. ayet) nüzul sebebiyle ilgili olarak Bezzar, Bilâl’den naklediyor: Biz mescidde oturuyor­duk. Peygamberimiz (s.a.)’in ashabından bir grup ise akşam namazından sonra yatsıya kadar namaz kılıyorlardı. Bunun üzerine 16. ayet nazil oldu: “Rablerine korku ve ümitle dua ederek (çok ibadet etmekten dolayı) yanları (vücutları) yataklarından uzak kalır.” Fakat bu rivayetin isnadında zayıflık vardır.

Vahidî en-Neysabûrî Malik b. Dinar’dan naklediyor: Enes b. Malik’e bu ayetin kimin hakkında nazil olduğunu sordum. Şöyle cevap verdi: Rasulullah (s.a.)’in ashabından bazıları akşam namazından sonra yatsı namazı­na kadar namaz kılıyorlardı. Bunun üzerine Allah Tealâ onlar hakkında bu ayeti indirdi. Bu, Katade ve İkrime’den rivayet edilmiştir.

Muaz b. Cebel, Peygamberimiz (s.a.)’in “Onların vücutları yatakların­dan ayrılır.” ayeti hakkında: “Bu kulun gecenin başında namaz kılmasıdır.” dediğini rivayet etmektedir.

Hasan-ı Basrî, Mücahid, İmam Malik ve Evzaî şöyle diyor: Bu ayet ge­celeyin teheccüd namazı kılanlar hakkında inmiştir.

İmam Ahmed, Tirmizî, Neseî ve İbni Mace, İbni Cerir, Hakim ve İbni Merdüveyh’in Muaz b. Cebel’den naklettikleri şu hadis-i şerif bu nüzul se­bebinin doğru olduğuna delâlet etmektedir:

Muaz b. Cebel anlatıyor: Bir yolculukta Peygamberimiz (s.a.) ile be­raberdim. Bir gün ona yakın bir yerde bulunuyordum. O sırada yürüyor­duk. Ben Efendimize:

– Ey Allah’ın Nebisi! Bana beni cennete sokacak ve beni cehennemden uzaklaştıracak şeyi haber ver, dedim. Efendimiz (s.a.):

– Sen büyük bir şey sordun. Bu Allah Tealâ’nın kolay kıldığı kimseler için kolaydır: Allah ‘a hiçbir şeyi şirk koşmadan kulluk edeceksin. Namazı dosdoğru kılacaksın. Zekâtı vereceksin. Ramazan orucunu tutacaksın. Bey-tullahı haccedeceksin, dedi ve şöyle devam etti: Sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Sadaka günahı söndürür. Bir de gecenin ortasın­da kişinin kıldığı namaz… Sonra da “Onların vücutları yataklarından uzak kalır.” ayetiyle ondan sonraki ayeti okudu.

Peygamberimiz (s.a.) sonra şöyle buyurdu: Sana işin başını, direğini ve en yüce noktasını haber vereyim mi?

– Evet ey Allah’ın Rasulü! dedim. Efendimiz:

– İşin başı İslâm’dır. Direği namazdır. En yüce noktası ise cihaddır, de­di. Sonra da:

– Sana bütün bunların hepsine nasıl sahip olacağını söyleyeyim mi? dedi. Ben de:

– Evet ey Allah’ın Rasulü! dedim. Efendimiz eliyle dilini tuttu ve:

– Dilini tut, buyurdu. Ben:

– Ey Allah’ın Rasulü! Biz konuştuklarımızdan dolayı da hesaba çekile­cek miyiz? dedim. Efendimiz:

– Ey Muaz! Annen seni kaybetsin. İnsanlar cehenneme yüzüstü -veya bir başka rivayete göre: göğüsleri üstü- dillerinin işlediği kusurlardan baş­ka bir şey sebebiyle mi düşüyorlar sanıyorsun?

“Hiç mümin olan kimse…” ayetinin (18. ayet) nüzul sebebi ile ilgili Va­hidî ve İbni Asakir, İbni Abbas’m şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Velid b. Ukbe b. Ebî Muayt, (Bedir günü) Hz. Ali’ye şöyle demişti:

— Benim kılıcım senin kılıcından daha keskin, benim elim senin elin­den daha uzundur. Benim askeri birliğim, senin birliğinden daha güçlüdür.

Hz. Ali ona şu cevabı verdi:

— Sus, sen sadece bir fasıksm.

Bunun üzerine 18. ayet nazil oldu: “Hiç mümin olan kimse fasık gibi olur mu? Elbette eşit olamazlar.” Ayet “mümin” kelimesiyle Hz. Ali’yi, “fa­sık” kelimesiyle Velid b. Ukbe’yi kastetmektedir.

“De ki fetih gününde kâfirlere iman etmeleri…” ayetinin (29. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Cerir Katade’den şöyle naklediyor: Sahabe,

– Bizim için pek yakında istirahata kavuşacağımız ve nimete ulaşaca­ğımız bir gün olacak, dediler. Bunun üzerine müşrikler:

– Eğer siz doğru sözlü kimseler iseniz bu fetih ne zaman? dediler. Bu­nun üzerine bu ayet nazil oldu. Kâfirlerin kıyamet günü hesap makamındaki zillet, rezil olma ve utanç durumlarını ve onların uğrayacakları şiddetli ebedî azabı beyan et­tikten sonra, Cenab-ı Hak dünyadaki iman ehlinin Rablerine itaatte bu­lunma, O’nu ta’zim etme, O’na hamdetme ve nafilelerle O’na yaklaşma hal­lerini ve amellerinin mükafatı olarak Allah’ın kendileri için hazırladığı ni­metleri ve sevinci beyan etti.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin