Şebi Arus nedir? Ne anlama gelmektedir? Mevlana Hazretleri ne zaman Hakk'a kavuştu?
Şebi Arus nedir? Ne anlama gelmektedir? Mevlana Hazretleri ne zaman Hakk'a kavuştu? soruları vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Her yıl düzenlenen Şebi Arus törenleri bu sene pandemi tedbirleri dikkate alınarak gerçekleştirilecek. Hazreti Mevlana'yı daha çok andığımız bu gecede Mevlana hakkında ve Şebi Arus hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen vatandaşlar Şebi Arus nedir? Ne anlama gelmektedir? Mevlana Hazretleri ne zaman Hakk'a kavuştu? Mevlana'nın en güzel sözleri nelerdir? gibi soruları araştırıyor. Detaylar haberimizde...
ŞEB-İ ARUS NE DEMEK?
Şeb-i Arus kelimesi “Düğün Gecesi” demektir. Mevlana ölüm gününü “Hakk’a vuslat” yani “Yaratana Kavuşma” (Düğün Günü-Gecesi) saymıştır, “Herkes ayrılıktan bahsetti, bense vuslattan” der. Ölüm Mevlana için kişinin aslına dönüşü, kaynağının ilahi bir cevher olması nedeniyle “Allah’a dönüş” olarak yorumlar. Bir başka ifadeyle ölüm “cismin ortadan kalkması değil, Allah’a doğru uçmasıdır”. Ölüm, Müslümanlık öncesi Türklerde de aynı şekilde ifade edilir.
SEMA TÖRENİ NEDİR?
Toplu veya tek başına yapılan Sema aynı amaç içindir. Toplu halde yapılan Sema’ya, “Sema Töreni” denir. Sema’nın düzenli olması için konulan kurallar bir törene, Farsça’sı “Mukabele”ye dönüşmesini sağlamıştır. Bu Sema töreni Mevleviler tarafından yapıldığı için “Mevlevi Mukabelesi” denir.
ŞEB-İ ARUS TÖRENİ NE ZAMAN, SAAT KAÇTA, HANGİ KANALDA?
İlahi aşka adadığı 66 yıllık ömründe insana ve hayata ilişkin önemli eserler bırakan, düşünceleriyle yüzyıllardır insanlığı derinden etkileyen, Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin vefatının üzerinden 747 yıl geçti. Bu yıl koronavirüs yasakları nedeniyle tören televizyon ekranlarından canlı olarak yayınlanacak. 747. Şeb-İ Arus Törenleri 17 Aralık Perşembe 19:00'da TRT AVAZ'dan canlı olarak yayınlanacak.
MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ KİMDİR?
Batı dünyasının Rumi'si, tasavvufta Mevlevi yolunun öncüsü büyük Türk-İslam düşünürü ve mutasavvıf Mevlana Celaleddin-i Rumi, vefatının 747. yılında anılıyor.
İlahi aşka adadığı 66 yıllık ömrü süresince insana ve hayata dair kapsayıcı eserler bırakan Hazreti Mevlana, tasavvufi öğretinin işlendiği önemli eserleriyle yüzyıllardır insanlığın yolunu aydınlatmaya devam ediyor.
Batı dünyasında "Anadolulu" anlamına gelen "Rumi" olarak anılan Mevlana, 30 Eylül 1207'de günümüzde Afganistan'ın kuzeyindeki Belh şehrinde dünyaya geldi. Asıl ismi Celaleddin Muhammed olan büyük düşünürün annesi Mümine Hatun, babası "Sultanü'l-ulema" yani "Alimler Sultanı" diye tanınan Bahaeddin Veled, kız kardeşi Fatıma Hatun, ağabeyi de Alaaddin Muhammed'dir.
Hazreti Mevlana, Horasan'ın büyük alimlerinden olan Bahaeddin Veled ve ailesiyle, dönemin siyasi olayları ve yaklaşan Moğol istilası nedeniyle Belh'ten ayrıldı ve Konya'da son bulacak yolculuğuna başladı.
"DÜNYADAKİ AŞIKLARIN GÖNÜLLERİNE ATEŞ SALACAK"
Yolculuk sırasında Nişabur şehrinde görüştükleri büyük sufi Feridüddin-i Attar, Mevlana'dan etkilendi ve ona bir kitabını hediye etti. Attar, Mevlana'nın babası Bahaeddin Veled'e "Bu çocuğu aziz tut. Çok geçmeyecek, dünyadaki aşıkların gönüllerine ateş salacak." dedi.
Mevlana, Konya'dan önce Mekke, Medine, Şam, Erzincan, Anadolu'nun muhtelif şehirleri ve son olarak da Karaman'da bir süre yaşadı.
9 YILLIK EĞİTİMİN ARDINDAN "HALKI İRŞAT" DÖNEMİ
Mevlana, ailesiyle 7 yıl Karaman'da yaşadıktan sonra 1229 yılında, Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın daveti üzerine Konya'ya göç etti. Mevlana'nın babası "Alimler sultanı", Konya'ya geldikten 2 yıl sonra vefat edince, halifelerinden Seyyid Burhaneddin Muhakkık-ı Tirmizi, Mevlana'nın manevi eğitimini üstlenmek için Konya'ya geldi. Belh'ten Konya'ya uzanan yolculuk boyunca konakladıkları yerlerde çeşitli alimlerden dersler alan Mevlana, Seyyid Burhaneddin'in isteği üzerine Halep ve Şam'da eğitim gördü. Seyyid Burhaneddin, 9 yıllık eğitim sürecinin ardından Mevlana'ya halkı irşat ve öğretimle meşgul olması gerektiğini belirtti.
ŞEMS DÖNEMİ
Mevlana, 1240 yılından itibaren Konya'da halkı irşat etmeye, dini ilimleri öğretmeye başlayınca, ünü de Konya dışına yayılmaya başlamıştı.
1244 yılında Şems-i Tebrizi adında bir derviş Konya'ya gelip kendisiyle görüşünce, Mevlana'nın üzerinde şiddetli bir etki bıraktı. Manevi alanda ilerlemeyi arzulayan ve bunun için mana adamlarının peşinde olan Mevlana, aradığını Şems'te buldu. Şems'le tasavvuf hırkasını giyen, cezbe, vect, aşk ve coşkuyla şiirler okuyan Mevlana, semaya başladı. Mevlana, hayatının bundan sonraki bölümünü şiire, musikiye ve semaya ayırdı.
"MESNEVİ, ARAYANLARA DOĞRU YOLU GÖSTERECEK"
Mevlana, ömrünün son 10-15 yıllık devresinde, kendisine büyük sevgiyle bağlı sırdaşı Çelebi Hüsamettin'in tavsiyesi üzerine Mesnevi'yi ortaya çıkardı.
Dini bilgilerden siyasete, sağlıktan insan ilişkilerine ve hayata dair birçok konuya yer verdiği, 26 bin beyte yaklaşan 6 ciltlik bu önemli eseri için Mevlana, "Bizden sonra Mesnevi şeyhlik edecek, arayanlara doğru yolu gösterecek, onları yönetecek ve önderlik yapacaktır." ifadesini kullandı.
MEVLANA'NIN VEFATI: DÜĞÜN GECESİ
Yaşamını "Hamdım, piştim, yandım" sözleri ile özetleyen Mevlana, 17 Aralık 1273'te bir pazar günü "sevgilisi"ne kavuştu. Onun için ölüm, aşka ve sevgiliye kavuşmaktı. Bu nedenle öldüğü gün yüzyıllardır "düğün gecesi" anlamına gelen "Şeb-i Arus" adıyla anılıyor.
"Canım tenimde oldukça Kur'an'ın kölesiyim. Ben Hakk'ın seçkin peygamberi Muhammed'in yolunun toprağıyım. Her kim bundan başka benden bir söz naklederse ona çok üzülür ve o sözden de çok üzüntü duyarım." diyen Mevlana, bütün eserlerinde Allah'a ve Hazreti Muhammed'e sevgisini ilan etti.
"Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir." sözleriyle gönüllerde kalıcı bir yer bulmak istediği anlaşılan Mevlana, insanlığa Mesnevi'nin yanı sıra şu eserleri bıraktı:
Divan-ı Kebir: "Büyük divan" anlamına gelen kitap, gazel, terkib-i bend ve rubailerden oluşan 40 bin beyitlik bir eserdir.
Fihi Ma Fih: "İçindeki içindedir, yahut içinde ne varsa o'dur" anlamına gelir. Mevlana'nın sohbetlerini içeren bir eserdir.
Mecalis-i Seba: "Yedi meclis" demektir. Mevlana'nın camilerdeki vaazlarını içeriyor.
Mektubat: Mevlana'nın devlet büyüklerine yazdığı mektuplardan oluşuyor
MEVLANA’NIN ANLAM DOLU SÖZLERİ
İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarıyolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.
Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana, içinde inci vardır.
Ey zulümle bir kuyu kazan! Sen kendin için tuzak hazırlıyorsun.
Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor, gama binlerce defa aferin.
Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki; Dünya’nın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!
Korku erkektir, umut ise dişi; onlardan ölümsüz ve temiz şeyler doğar.
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun. Kusuru örtmeyi marifet edin! İşte o zaman kusursuz olursun.
Mademki kendinde bir dert veya pişmanlık hissediyorsun; bu, Allah’ın sana olan yardımının ve sevgisinin bir delilidir.
Çirkinlikle güzelliği görünüşle değil, akılla ayırt edin.
Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Ayrılık içinde insanın gözünü açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, yıl gibi gelir.
Gönlü ışık yakmayı, aydınlanmayı öğrenen kişiyi, güneş bile yakamaz. Gündüz gibi ışıyıp durmayı istiyorsan, geceye benzeyen benliğini yakıver.
İnsaf et, aşk güzel bir iştir! Onun bozulması, güzelliğini kaybetmesi, tabiatın kötü niyetli oluşundandır.
Her dil, gönlün perdesidir. Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
Bizim sözlerimizin hepsi nakit, başkalarınınki nakildir. Nakil, nakdin fer’idir.
Bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, Neye güldüğünden ise zekâsını ve seviyesini anla.
Ben kilitten seslenen bir kapı anahtarı gibiyim sanki. Sanır mısın ki benim sözüm sadece bir sözdür.
Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir. Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
Nice bilginler vardır ki gerçek bilgiden, hakiki irfandan nasipsizdirler. Bu ilim sahipleri, bilgi hafızıdır, bilgi sevgilisi değil.
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?
Ne tükenmez hazinesin ey dil! Ne devasız bir dert..
Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Bazen diyorum ki; “ne olacak söyle gitsin”.. Sonra diyorum; “Söyleyince ne olacak, sus bitsin”
Hırs insanı kör ve ahmak eder. Bilgisiz hale sokar da ölümü kolaylaştırır.
Herkes dışını süslerken, sen içini, kalbini süsle. Herkes başkasının ayıbını araştırırken, sen kendi ayıplarınla meşgul ol.
İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
Yanımda kimse olmadığından değil yalnızlığım, yalnız olduğumu söyleyeceğim kimse olmadığından yalnızım ben.
Yeşilliklerden, çiçeklerden meydana gelen bahçe geçici, fakat akıldan meydana gelen gül bahçesi hep yeşil ve güzeldir.
Yetmiş iki millet kendi sırrını bizden dinler. Biz, bir perde ile yüzlerce ses çıkaran bir ney gibiyiz.
Açlık, ilaçların padişahıdır. Hekimler niye perhiz verir düşünsene.
Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.