Savcılar uçak dosyasını yeniden açmalı
Erdal ŞİMŞEK
Cumhuriyet savcılar sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan iken evinin üzerinden yapılan kanundışı, tedhiş amaçlı uçuşla ilgili dosyayı raftan indirmekle yetinmemeliler. 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Kürşat Atılgan, katıldı bir televizyon programında devletin sırlarını resmen ifşa etmiştir. Ülkenin hava savunma ve taarruz yapılanmasını tamamen felç etmiş, düşman kuvvetlerine Türkiye'nin hava savunma mekanizmasının gizli olan stratejik yerlerini tek tek ifşa etmiştir. Bu ifşa etme eylemi, askeri suçlar ve gizli olması gereken bilgiler açısından incelendiğinde, düşman kuvvetlerine açıkça istihbari bilgi vermiştir ve bu suçun cezası askeri kanunlara göre bellidir.
Türkiye'nin OHAL ile idare edildiği bu dönemde, ülkenin savunma sırlarını ifşa eden Kürşat Atılgan ile ilgili hiçbir savcılığın soruşturma açmaması ve Atılgan'ın elini kolunu sallayarak dolaşması kelimenin tek anlamı ile şaşılacak bir durum.
Peki, Kürşat Atılgan katıldığı televizyon programında Türkiye'nin hangi stratejik sırlarını açıklamıştı?
Özetle ve mealen o sözler:
"- 15 Temmuz 2016 darbe girişimi kapsamında FETÖ/PDY mensuplarının Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın uçağını neden tespit edemediklerini, u2013 Eskişehir'deki Hava Harekat Merkezi'nde havalanan her hava aracı için görüntüleme ve kodlama sistemi tesis edildiğini, u2013 Oluşturulan hava resminin askeri birliklere bu merkez tarafından aktarıldığını, u2013 Birliklere yayınlanan bu verilerden askeri unsurların hava aracına ilişkin tanımlama değerlendirmelerini yaptıklarını, u2013 Bu sistem ve sistemin çıktıları vasıtasıyla Sayın Cumhurbaşkanımız veya diğer askeri hava unsurunun belirlenebileceği ve birbirlerinden ayırt edilebileceğini, u2013 Darbe girişimi gecesi verilen bir emir vasıtasıyla veri paylaşımının yapılmadığından bahisle FETÖ/PDY mensuplarının tanımlama ve konum bilgisi elde edemediklerini, u2013 FETÖ/PDY mensuplarının veri elde etmesi durumunda Sayın Cumhurbaşkanımızın içerisinde bulunduğu uçağı düşürmek için ellerinden gelen tüm gayreti sarf edebileceklerini, u2013 Bahse konu detayın ise önemli nitelikte olduğunu," söylüyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu
Kürşat Atılgan'ın bu sırları açıklaması Türk Ceza Kanunu'nun 329. maddesine göre 5 yıldan 10 yıla kadar hapis gerektiren bir fiil. Aynı kanuna göre "fiil savaş halinde veya devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askeri hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile an yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir" diyor. Kanun öyle diyor. Ama diğer yandan da Kürşat Atılgan elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Atılgan'ın bu icraatlarını bir bir ortaya döken bu araştırmamızın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından nasıl değerlendirileceği, doğrusu merakıma mucip oldu. Ve yine gazetecilik mesleğinin en önemli unsuru olan "fikri takip" prensibi çerçevesinde bu konunun takipçisi olacağız.
FETÖ, THK üniversitesi üzerinden devlete sızmaya çalışıyor
Casusluk ve ihanet şebekesi olan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), ordudan tasfiye edilişini telafi etmek için farklı yöntemlere başvurduğu ortaya çıktı. FETÖ ile ilişkileri ortaya çıkan subaylar tek tek tasfiye ediliyor. Özellikle Hava Kuvvetleri'nde pilotsuz kalma göze alınarak bu terör örgütüne karşı yürütülen mücadele, örgütün Pensilvanya'daki elebaşısının şizofrenisini şiddetlendirdiğine dair özel istihbari bilgiler dakikası dakikasına Türkiye'ye iletiliyor.
FETÖ'nün elebaşısı Gülen'in Hava Kuvvetleri'nde örgüt adına oluşan zafiyeti gidermek için çeşitli emirler verdiği bilgisi ilgili kulislerde dolaşıyor.
Tam da bu dönemde, kurumu ve üniversiteyi FETÖ'nün çiftliği haline getiren THK başkanlığı koltuğunda oturan Kürşat Atılgan oldukça ilginç bir teklifte bulundu. Atılgan, Hava Kuvvetlerinde oluşan pilot açığının Türk Hava Kurumu Üniversitesi pilotluk öğrencilerinden karşılanması gerektiğini açıklamış. Üniversiteyi bir Fetullahçı Militana teslim eden, ve bu militanla birlikte üniversitesini FETÖ'nün kuluçka makinası haline getirenlerin tavsiye ettiklerinin bu ülkeye bir faydası ve çıkarı olabilir mi?
Tavsiye edilenlerden kaçı (öğrencileri tenzih ederiz) FETÖ militanı, imamı, abisi ve sempatizanıdır?
Bu öğrencilerin FETÖ terör örgütü kapsamında kapatılan Turgut Özal Üniversitesinde bölüm başkanı olan akademisyenler tarafından yetiştirildiğini söylesek acaba Türk Askeri istihbarat servisleri ile Cumhuriyet savcıları nasıl bir tutum takınırlar?
Atılgan'ın bu açıklamasından sora öğrenci aileleri isyan ettiler. Çünkü mezun olanlar, pilot olabilecek eğitimi almamışlar. Hiç birinin uçuş kabiliyeti yok. Çünkü, üniversite gerekli uçuş derslerini vermemiş. Zaten bir süre sonra YÖK THK üniversitesinin 2016 öğretim yılında bu üniversiteye öğrenci alımını durdurdu. Çünkü üniversitede dönen FETULLAHÇI KATEKULLİLER, YÖK'ün de dikkatini çekmiş ve olaya el koymuştu. YÖK'ün yaptığı inceleme ile Kürşat Atılgan'ın yönetiminde olan bu üniversite, birçok usulsüz işlemlerin odağı haline gelmiş. Üniversitenin bütçesinden paralar dışarı çıkarılmış. Örneğin, Kürşat Atılgan için avukatlık ücreti olarak 3 milyon (trilyon) TL tamamen usulsüz yöntemlerle başka yere aktarılmış. Üniversitenin bir sonraki öğrenci kayıtlarını da temlik göstererek bankalardan kredi aldığı öne sürülüyor.
THK'nın malları kurda kuşa yem ediliyor
Kürşat Atılgan göreve geldikten sonra FETÖ çiftliğine dönüşen Türk Hava Kurumu ve üniversitesi, mali ve idari açıdan yönetilemez hale gelmiştir. Kurum çalışanları aylardır maaşlarını alamıyorlar. Ama Kürşat Atılgan ve yönetimi şişik maaşlarını sorunsuz bir şekilde alıyorlar. Kurum, ahbap çavuş ilişkileri ile idare edilmeye çalışılmış ve iflasın eşiğine getirilmiştir. Sergilenen beceriksizlikler yüzünden THK, gayrimenkullerini satma cihetine gitmiştir. Satılan gayrimenkuller, Kürşat Atılgan ve yönetimine yetmediği için, kiraya verilen taşınmazların kira gelirleri bankalara temlik gösterilerek ilginç krediler çekilmiş. THK'nın Bankalar ve piyasaya 2 milyar (Katrilyon) borcu olduğu belirtilmektedir. Böylesine borç batağı içinde yüzen THK Başkanı Kürşat Atılgan'ın yurtdışı seyahatlerini kesintisiz yürütmesi ayrıca dikkate değer. Ve haber ekibimizin ulaştığı bilgilere göre Bankalar, THK'nın girdiği bu mali kriz ve yönetimsel spekülasyonlardan dolayı verilen kredileri geri çağırma hazırlığında bulunuyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yaşıt olan ve Türk havacılığına katkıda bulunmak için Atatürk tarafından kurulan bu kurumun kurtarılması ve verimli hale getirilmesi için İçişleri Bakanlığı Dernekler Masası'nın acilen devreye girerek yönetime kayyum tayin etmesi kaçınılmaz hale geldiği görülüyor.
Eski Başkan Osman Yıldırım mutlaka dinlenmelidir
Türk Hava Kurumu'nun FETÖ'nün bir şebekesi haline geldiğini aylardır feryat ederek söyleyen eski başkan Osman Yıldırım'ın bunca süre içerisinde hiçbir savcı tarafından dinlenmemesi, bilgisine başvurulmaması oldukça şaşırtıcıdır. Osman Yıldırım, ısrarla Türk Hava Kurumu'na FETÖ sızmalarını engellediği için kendisine kumpas kurulduğunu söylüyor. Yaklaşık bir yıl tutuklandıktan sonra serbest bırakıldı ve yargılaması halen devam ediyor. Osman Yıldırım'ın yönetim şekli veya kamuoyuna mal olmuş diğer konularla ilgili yarılamak veya değerlendirmek başka bir şey, onun THK'nın FETÖ tarafından işgal edildiğini feryat etmesi başka bir şey. Burada Cumhuriyet savcılarının Osman Yıldırım'ı bir an önce dinlemeleri kaçınılmazdır.
Ülkenin güvenliğini, hava savunma sistemini ifşa ederek, ağır suç işleyen Akın Öztürk halen serbest bir şekilde dolaşmaktadır. Diğer yandan, Türk Hava Kurumu'nu darbeci generallerin emrine sokan, darbe gecesi kuruma ait havaalanını açık tutarak darbecilerle yan yana duran, darbeden önce Akın Öztürk ve diğer darbecilerle sıkı fıkı olduğu halde bilgisine dahi başvurulmaması düşündürücü geliyor. Gazetecilik mesleği, kamuoyu adına soru sormaktır. Ama hüsnü zannı elden bırakmadan soru sormak. Biz de hüsnü zandan hareketle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ilgili savcılarının THK olayını iş yoğunluğundan dolayı gözden kaçırdıklarına inanıyoruz. Ve haberimizin akıbetini takip edeceğimizi bir kez daha siz okurlarımızla paylaşıyoruz.
Umarım iddialar doğru değildir. Çünkü sonuçta THK, kamu yararı için kurulmuş bir dernek. Şayet bu iddialar doğru ise tez zamanda müddei umumi makamının derhal harekete geçmesini beklemek bir vatandaşlık hakkıdır.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.