Sahipsiz köpek saldırısında ne yapmalıyız, kanun ne diyor?
Başıboş sokak köpekleri, halk sağlığını tehdit etmeye devam ediyor.
Birbirinden korkunç olaylar, başıboş köpekler nedeniyle gerçekleşen kazalar da yine ölümlere sebep oluyor.
Yaşanan sorunların ardından çocuklar sokaklarda gönüllerince oynayamazken, meydana gelen olaylarda yüzlerce insan ise hayatını kaybetti.
Peki, bir başıboş köpek size saldırdığında hakkınızı nasıl ararsınız? Köpek saldırısında sorumluluk kime ait? Bu soruların yanıtını Avukat Meltem Zorba Milat Gazetesine anlattı.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda “sahipsiz hayvan” terimine yer verdiğini söyleyen Avukat Meltem Zorba, “Barınacak yeri olmayan veya sahibinin ya da koruyucusunun ev ve arazisinin sınırları dışında bulunan ve herhangi bir sahip veya koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunmayan evcil hayvanlar, sahipsiz hayvan olarak tanımlanmaktadır.” dedi.
Yasalar doğrudan hayvanların sokağa bırakmasına izin vermiyor
Yasaların doğrudan sahipsiz evcil hayvanların sokağa bırakılmasına izin vermediğine dikkat çeken Zorba, Cimer üzerinden yapılan şikayetlerin ilgili belediyelere yönlendirildiğini ancak belediyelerin ise; 5199 sayılı Kanunun 6. Maddesi hükmüne göre “Hayvanlar alındığı ortama veteriner hekim onayı ile yasa gereği geri bırakıldığını” hükmünü öne sürerek sokaklara tekrar bırakıldığını dile getirdi.
Hukuka aykırı
“Belediyeler ve sahipsiz köpek aktivistleri “sokaklar köpeklerin yaşam alanıdır” sloganını yıllardır kabul ettirdiklerini dile getiren Zorba, bu dayatmanın hukuka aykırı olduğunu söyledi.
Zorba, 5199 sayılı Kanunun 6. maddesinden bahsederek,” Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır” hükmüne göre köpeklerin alındığı ortama bırakılması zorunlu değildir.
İnsanların ve diğer hayvanların güvenliği dikkate alınmalı
Zorba, 5199 sayılı Kanunun 4. maddesinin (g) bendinde ise; “Hayvanların korunması ve rahat yaşamalarının sağlanmasında; insanlarla diğer hayvanların hijyen, sağlık ve güvenlikleri de dikkate alınmalıdır” hükmüne yer verilmiştir.” dedi.
Saldırgan hayvanların sokağa bırakılması hukuka uygun değil
5996 sayılı Veterı̇ner Hı̇zmetlerı̇ Bı̇tkı̇ Sağlığı Gıda ve Yem Kanununun 9. maddesinin (c) bendinde; “Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötenazi yapılmasına karar verilebilir. Ötenazi işlemi veteriner hekim tarafından veya veteriner hekim gözetiminde yapılır” bu maddeye göre, saldırgan veya hastalıklı sahipsiz köpeklerin insan ve diğer hayvanlar için tehdit oluşturacak şekilde sokaklara bırakılması hukuka uygun değildir.
5199 sayılı Kanun eksik
5199 sayılı Kanunun eksik bir mantıkla oluşturulduğunu söyleyen vurgulayan Zorba, 6. maddesindeki hükmün uygulamayı yanlış yönlendirdiğini ve mutlaka yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Kanun sadece hayvanı koruyor
Zorba, “Kanun’da sadece hayvanların korunması mantığıyla düzenleme yapılmış, sahipsiz hayvanların halk sağlığı ve insanlar ile diğer hayvanlara saldırı zararları hiçbir şekilde düşünülmemiştir.” dedi.
5199 sayılı Kanun büyük bir yanılgı
Zorba, “5199 sayılı Kanun büyük bir yanılgı ile hazırlanmıştır. Kanun gerekçesinde; “Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından yayımlanan “Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi”ne atıf yapılmıştır. Ancak, UNESCO tarafından kabul edilmiş ve yayınlanmış böyle bir beyanname bulunmadığı için ülkemizde buna yönelik olarak TBMM tarafından onaylanan bir Kanun’da bulunmamaktadır.
Kanun gerekçesinde esas alınan bildirge, radikal hayvan aktivistlerinin baskısına rağmen uluslararası hiçbir kuruluş tarafından kabul görmemiştir. “ diyerek sözlerine devam eden Zorba, bu konudaki düzenlemelerin tamamen devletlerin iç hukukuna bırakıldığını söyledi.
Kısırlaştırmak bir çözüm değil
Sahipsiz köpekleri kısırlaştırma yoluyla popülasyon kontrolünün yapılmasının imkansız olduğunu söyleyen Zorba, “Tarım Bakanlığı’nın verilerine göre tahminen 10-13 milyon olduğu söylenen sahipsiz evcil hayvanların sayısal olarak dahi takibi yapılamıyorken milyonlarca köpeğin 6 ayda kısırlaştırılabileceğinin ileri sürülmesi toplumu yanıltmaktan başka bir amaç taşımamaktadır.” diyerek sözlerine devam etti.
Sahipsiz köpeklerin sorumluluğu yerel yönetimlere ait
Zorba, sahipsiz köpeklerden kaynaklı ölüm ve yaralanmaya maruz kalan insanların veya saldırıya uğrayan hayvanların sahiplerinin şikayetleri hiçbir idare tarafından muhatap alınmamakta ve bu vakalara yönelik kayıtların herhangi bir idare tarafından tutulduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığını vurguladı.
Zorba, “Oysa ki, sahipsiz köpeklerin sorumluluğu mevzuatımıza göre, hem merkezi idarenin hem de yerel yönetimlerin sorumluluğu bulunmaktadır.” Dedi.
Ülke güvenliği tehlikedeyse sorumluluk İçişleri Bakanlığında
“5218 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. maddesi, 5199 sayılı Kanunun 15. ve 18. maddesi, 5996 sayılı Kanun, Hayvanların Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği hükümlerine göre, valilikler, büyükşehir belediyeleri, ilçe belediyeleri ve Tarım ve Orman Bakanlığı sahipsiz köpeklerden sorumlu tutulmuşlardır.” diyerek sözlerine devam eden Zorba, halk sağlığını etkiliyorsa Sağlık Bakanlığının, güvenlik boyutuyla da İçişleri Bakanlığının sorumluluğunda olduğunu söyledi.
Sokaklarda tehlike saçan başıboş köpekler tarafından yara alındığında veya ölüm vakalarında öncelikle cumhuriyet savcılığına şikayet başvurusunda bulunulması gerektiğini söyleyen Zorba,
“Zarar tazmini için idari yargıda dava açmak mümkündür. Bu zarara uğrayanın 1 yıl içinde üç idareye başvuru yapıp tazmin isteminde bulunması gerekiyor. Bu konuda, Danıştay 8. Dairesinin 12.03.2021 tarihli ve E:2020/7528, K:2021/1532 sayılı emsal kararı mevcut.” diyerek sözlerine devam eden Zorba, mağdurlar tarafından idari yargıda açılan tam yargı davalarında mahkemelerce; "mevzuat gereği sahipsiz hayvanların kontrolünü takip etmek, sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunların tespiti ve bu sorunların çözümlerini karara bağlama konusunda görevli ve yetkili olarak ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyeleri ve valilikler sorumlu görülmekte” ve bu idareler aleyhinde tazminata hükmedildiğini söyledi.
Zorba, “Ancak yargı kararları bireysel nitelikte olup sorunun genel olarak çözümünü öngörmemektedir” dedi.
Sahipsiz köpek saldırıları medyada görünür değil
Sahipsiz köpek saldırı haberleri medyada çok görünür olmamakla birlikte, çok üzücü de olsa bir hayvanlara saldırı gerçekleştiğinde hızlıca medya gündemine girmesi ve aşırı tepki çekmesinin nedeni ne olabilir? soruna değinen Zorba, “Çok uzun yıllardır ülkemizde hayvan severlik iddiasıyla sahipsiz hayvanlara karşı vicdan ve iyilik temasıyla bir ahlak anlayışı kabul ettirilmiştir. Bu kavram o kadar çok içi boşaltılarak ve saptırılarak yerleştirilmiştir ki sahipsiz hayvanlara özellikle köpeklere kutsiyet atfedecek nitelikte bir tabu yaratılmıştır. Sokakta köpek sevmek, sağlıksız şekilde beslemek ve bu soruna karşı alınacak tedbirleri şeytanlaştırmak mutlak bir iyilikmiş gibi dayatılmıştır.” diyerek sözlerine devam etti.
Avukat Zorba, Siyasetçilerin ve popüler kişilerin bu iyilik iddiasından ciddi bir halkla ilişkiler reklamı yaptığını söyledi.
Popüler olma isteği köpek tehlikesini gölgeye düşürdü
Zorba, "Siyasetçiler ve popüler kişiler bu sahipsiz başıboş köpek zararlarından söz etmek bu reklama gölge düşürdüğünden bu haberlere karartma uygulanmaktadır. Oysa ki, gerçek halk bu sorundan son derece muzdarip olup, her an her yerde köpek saldırısı vakaları yaşanmaktadır."
Bireysel şikayetler ciddiye alınmıyor
Hayvansever kişi, dernek veya kurumlar örgütlü bir topluluk oluşturduğu için oy potansiyeli algısı yaratılmış ve siyasi partiler, belediyeler ve kurumların karar mekanizmasında yer edinmeyi başardıklarını söyleyen Zorba, "Radikal aktivistlerin aşırı talepleri öyle bir noktaya ulaşmıştır ki, kuduz tespit edilen saldırgan köpeklerin dahi yasal tedbir olarak öngörülen uyutma işleminin yapılmamasına kadar varmıştır. Sahipsiz köpek şikayeti altında mağdur olan geniş halk kitlesi ise şikayetlerini bireysel olarak sunduğundan ve örgütlü bir yapı oluşturmadığından ciddiye alınmamaktadır. "dedi.
Halk hayvan düşmanı ilan ediliyor
Zorba, "Sahipsiz köpeklerin saldırısına uğramak şehirlerin ve kırsalın olağan bir riski olarak insanlara dayatılmakta ve buna itirazı olanlar “hayvan düşmanı” ilan edilerek sosyal lince tabi tutulmaktadır. Sahipsiz köpek saldırıları toplum barışını ve kamu düzenini bozmaktadır." dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.