Sağlık Turizmi'nde Türkiye'nin başarısı insan kalitesinden
Haber: Fırat İpek
Dünyada sağlık turizminin işlem hacmi 100 milyar doları buluyor. Özellikle pandemi döneminde sağlıkta yaptıklarıyla gelişmiş ülkeleri geride bırakan Türkiye dünyanın en önemli ‘Sağlık Turizmi’ destinasyonlarından. Nitekim Uluslararası Sağlık Hizmetleri’nin (USHAŞ) verilerine baktığınızda 2021 yılında 642 bin 444 kişi sağlık hizmeti almak için Türkiye’ye gelmiş ve 1 milyar 48 milyon 549 bin dolar gelir elde edilmiştir. Bu yılın ilk çeyreğinde ise, 284 bin 577 turist ülkemize gelmiş ve 332 milyon 212 bin dolar döviz bırakmıştır. Özellikle el becerisi isteyen tedavilerde başarılı ameliyatlar gerçekleştiren hekimlerimizin ve yüksek teknoloji kullanan hastanelerimizin başarıları dünyada nam saldı.
Sağlık
turizmindeki başarının cevabını aradık
İlaç kuyruklarından tutun da doktor sayımızı
dahi bilmediğimiz günlerden ‘Sağlıkta zirveye çıkan’ ülke konumuna nasıl
geldik? İşte bu sorunun cevabını aramak için Müstakil Sanayici ve İşadamları
Derneği (MÜSİAD) Sağlık Sektör Kurulu Başkanı Hüseyin Sarpkaya’nın kapısını
çaldık.
MÜSİAD Genel Merkezi’nde bizi ağırlayan
Sarpkaya ile Türkiye’nin sağlık turizmiyle alakalı tüm detaylarını konuştuk.
Şimdi sözü MÜSİAD Sağlık Sektör Kurulu Başkanı Sarpkaya’ya bırakıyorum.
İşlemlerden
daha yurt dışında başlıyor
Tedavi amaçlı bir ülkeden başka bir ülkeye gidilmesinin sağlık turizmi olduğunu söyleyen Sarpkaya, “Aynen deniz, güneş turizmi gibi. Ve sağlık turizmi içerisinde kendi kırılmaları da var. Bu işlem daha gelmeden yurtdışında başlıyor. Bizim hastanelerimizin, acentalarımızın yurt dışındaki temsilcilikleri üzerinden hastalarımız geliyor ve geldiklerinde nereye geleceklerini biliyor” diye konuştu.
Fiyat
değil insan kalitesi
“Türkiye fiyat avantajından dolayı mı çok tercih ediliyor?” sorusunun cevabını veren Sarpkaya, “Türkiye'nin yetişmiş insan kalitesi en büyük avantajı. Çok kaliteli hekimlerimiz ve sağlık personelimiz var. Yetişmiş insan çok önemli. Sadece fiyat burada bir indeks değil. Kaliteli işçiliğin çıkması çok önemli. Büyük ameliyatlardan tutunda estetik ameliyatları ne kadar Türkiye'de başarı oranı çok önemli” dedi.
İngiltere’de 6 ay sıra bekliyorsunuz
Sarpkaya,
“- Bizim
hekimlerimizin yetenekleri üst düzey.
- Yüksek
Teknoloji olması çok önemli.
-
Türkiye'nin sağlık konusunda altyapısını tamamlamış olması çok önemli
-
İnsanların ülkemize güvenmesi de çok önemli. Gelen turistler şu düşüncede: Türkiye'ye
gidip ameliyat olacağım ve kazıklanma yaşamayacağım.
Bu
maddeleri sıralamaya kalkarsak; sağlık çalışanlarının kalitesi, fiziki alanlar,
teknoloji ve en son da fiyat diye sıralamış olurum” şeklinde konuştu.
“Fiyatı önemsiz demiyorum ama sonuçta insan sağlığı bu” diyen Sarpkaya, “İnsanlar canlarını teslim ediyorlar, emanet ediyorlar. Bir ülkeden çıkıp gelenler o ülkede parası olmadığı için tedavi olmuyor. Buna imkan bulamadığı için tedavi olmuyor. Örneğin: İngiltere’de sadece diş tedavisi için 6 ay sıra bekliyorsunuz. Paranız var ama sıra bekliyorsunuz” ifadesini kullandı.
İyi hocalar iyi hekimler yetiştirdi
“Avrupa’da yüksek teknoloji var ama Doktorları
‘ben bu ameliyata cesaret edemem’ diyor. Parkinson hastalığı olan beyin pili
ameliyatı için çok ciddi hoca kapasitesi, hastane alt yapısı lazım. Dünyadaki
hekimler bu riske giremem diyor” beyanında bulunan Sarpkaya şunları söyledi:
“Türk tıbbını gelişmesiyle ilgili çözümlemem şu;
Bizim 80’li yıllarda yaşamış olduğumuz terör
meselelerinde çok fazla hastamız, gazimiz oldu. Olmayacak ameliyatlar yapıldı.
O dönemler sıkıntılı dönemlerdi. GATA kökenli, üniversite kökenli hekimlerimiz
iyi hocalar oldu. Ve bu hocalar iyi öğrenciler yetiştirdi. Usta çırak ilişkisi
yani. Bu cesareti oradan kazanıyorlar.
Hekimlerimizi pandemide de gördük. Kimsenin cesaret etmediği işleri çıkardılar.”
Koğuş sisteminden oda sistemine geçtik
MÜSİAD Sağlık Sektör Kurulu Başkanı Sarpkaya, “Bizim bir de şehir hastaneleri vizyonumuz var. Şehir hastaneleriyle çok yüksek teknolojiyi Türkiye’ye kazandırdık. Sağlıkta dönüşüm politikasıyla kamuyu özel sektörden hizmet alacak hale getirdik. Böylece devlet hastanelerimizin ve özel hastanelerimizin standartlarını çok yukarılara çektik” açıklamasını yaptı.
Şehir hastaneleri vizyonu aynı zamanda ülkede yatak dönüşümünün göstergesi olduğunu belirten Sarpkaya, “Bizim nitelikli yatak dediğimiz ‘koğuş sisteminden oda sistemine’ geçişin başlangıcıdır. Fakat meseleye sadece sağlık turizmi açısından değil, kaliteli hizmet açısından bakıyorum. Şehir hastanelerinde hastaya gerçekten çok kaliteli hizmet veriliyor” değerlendirmesini yaptı.
Kamu
garantör olmalı
Sarpkaya, “Şu noktaya da ünlem koymak isterim; sağlık turizmi kamunun işi mi özelin işi mi? Şahsi görüşüm: Özel sektörün işidir. Kamu kendi hastasına nitelikli hizmet ederek bu işi yapabilir. Özelin önünü açmalı. Regülatör olmalı kamu hastaneleri. Hatta bununla alakalı yeni bir sistem oluşturup; vakada herhangi bir sıkıntı olduğunda garantör olmalı. Getir kardeşim sen burada hastaya burun ameliyatı yapıyorsun. Bir sempton geliştir, -ben kamuyum ve buna garantörüm. Benim hekimim bunu yapar-” beyanında bulundu.
İnsanlar Türkiye’ye ‘güvene’ geliyor
Son 15 yılda sağlıkta, dünyada marka ülke olduğumuzu dile getiren Sarpkaya, “İnsanlar Türkiye’ye ‘güvene’ geliyor. Bir hasta, hastalığıyla alakalı araştırmalar yapar. Onunla alakalı, başarılı hekimleri, başarılı hastaneleri, başarılı marka hekimleri bilir. Çünkü kendi gibi hastaların nerede tedavi edildiğini öğrenmek ister. Derler ya; “Nasreddin Hoca damdan düşmüş. Doktor çağırmak istemişler. Hoca, yok bana damdan düşmüş birini getirin demiş.” Mesele bu. Tabi bulunduğumuz destinasyonda bizim de rakiplerimiz var. Mesela Ürdün’e ve İsrail’e çok ciddi hasta gidiyor. Buna rağmen biz oralardan hasta çekiyoruz” diye konuştu.
Doktorlarımızı
çok yorduk ama sonuç iyi oldu
“Net olarak şunu diyebilirim: ‘SAĞLIKTA TÜRKİYE MODELİ’ var” diyen Sarpkaya, “Kamu-Özel hastane ortaklığı olan Şehir Hastaneleri modeli kapsamında ‘Hastane Bilgi Yönetim Sistemleri’ stratejisini kurduk. Tabi, bu sistemi kurarken insan odağını çok fazla yorduk. Bunda da hem fikirim. O yüzden bugünkü doktor arkadaşlarımızın sıkıntısı. Fakat sonuç iyi yere çıktı. Bu model hoşuna gidiyor insanların. Fiziki alanlarımız da çok iyi. Bir Avrupalı, Amerikalı ve Arap coğrafyasından gelen biri ‘ben burda tedavi olmayacağım da nerede tedavi olacağım’ diyor” görüşünde bulundu.
Avrupa’da
yaşlılarını bırakıp kaçtılar
Avrupa’nın yaşlısına bakamadığını söyleyen Sarpkaya şöyle konuştu: “Yaşlı bakımıyla alakalı Avrupa’da 500 bin yatak ihtiyacı var. MÜSİAD olarak Türkiye’de dünyanın yaşlısına bakacak alt yapıyı kurmak istiyoruz. Pandemide gördük, Avrupa’da ve dünyada yaşlılarını bırakıp kaçtılar. Ve Türkiye bu konuda hem sağlık, sosyal hizmetler bakımında hem tıbbi bakım anlamında gerçekten çok iyi iş çıkarabilecek bir altyapıya sahip.”
Nitelikli
tıbbi cihaz üretimine geçmemiz şart
Tıbbi cihaz üretimi konusuna da değinen Sarpkaya, “Son zamanlarda tedarik sorunundan dolayı ülkemize nitelikli tıbbi cihazların gelmediğini duyuyoruz. Bu ilerleyen süreçte nitelikli ameliyatta sorun olabilir. Ve dünyada tıbbi cihaz üretenler bunu bir silaha dönüştürdüler. Bu yüzden nitelikli tıbbi cihaz üretimine geçmemiz gerekiyor. Bakanlık nezdinde özel bir birim oluşturulup, alt yapıyı kurmamız gerekiyor. Çünkü bu alan global firmaların elinde. Onlarda herhangi bir durumda tıbbi cihaz vermeyebiliyor. Ki maskede biz bunu yaşadık” dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.