Romantik yalancı devrimciler
Tek kutsallarının ellerindeki dövizler olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Klasik gerçekçi münevverlere karşıdırlar. Hareket noktaları ise muhayyilelerinde biçimlendirdikleri üstün olma güdülenmeleridir. Bundan dolayı da ilk romantik yalancı İblis'in ta kendisidir. Yaratılıştaki farklılığın güzelliğini görme yerine kendindeki üstünlüğü öne çıkardı. Bu nedenle de itiraz etti. Bu itirazını bir devrim gibi algıladı. Bundan dolayı da cennetten dünyaya indirilerek tahtından devrildi ve ömrünün en sefil kısmına evrildi.
İblisle başlayan romantik yalancılık devrimi maalesef Adem babamızın çocukları arasına da girdi. Habil, yaratılan her hayrın bir takdir ve tarif edicisi konumlamasında kendini buldu. Bundan dolayı da çok huzurlu oldu. Kabil ise bütün bunların karşısında itiraz edici konumuna kendini yerleştirdi. İblis, Kabil'in itirazını kendisine devrim diye nitelendirdi. Bu nedenle de kaotik bir ruh halinde hayatı nihayetlendi. Bu kaotik hal Kabil'e kardeşini mezara devirmesine sebebiyet verdi. İblisin, Kabil'in eline verdiği döviz cümlesi ise KISKANÇLIK denen en kaotik devrim ifadesiydi.
Nuh tufanına ve Lut kavminin helakine sebep olan da romantik yalancıların devrimciliğiydi. Romantik yalancılar bu kez devrimciliklerini arzularının esareti boyutuyla gösterdi. Özgürlük adı altında her türlü kutsalı devirmek ve kendi ihtiraslarını ikame etmek hayalleriydi. Bu hayali gerçekleştirmek için de her yolu meşru telakki etti. Bu yalancı devrimcilik sonucunda da yeryüzünden devrilip ebedi azaba doğru evrildi. Lakin bu devrimcilik sırasında klasik gerekçi münevverlere de hayli zarar verdi.
İblis'in oyunu: Kardeş kavgası
İnsanlık bu romantik yalancı devrimcilikten cidden zarar görmeye başladı. Aileler parçalandı kardeşler bir arada duramadı. Bu zihni çürüklük düzene baş kaldırma, geçmişi yok sayma, gerçek olmayan fantastik bir gelecek topluma sunma ve bunun için de kitleleri birbirine kırdırmayı dahi meşru bulma yolunda ilerledi. Örneğin Yakup peygamber münevverliğe ve hakikati tebliğ etmeye devam ederken Allah ona bir çok oğul verdi. Bunlar kardeşçe bir arada iken İblis bu kez yeni bir ayrıştırıcı romantik yalancı dövizle belirdi. KARDEŞ KAVGASI. Ne yazık ki bu romantik yalancılık devrimi bidayette başarılı oldu. Yusuf kendini kuyuda buldu. Yakup da gözlerinden oldu. Bütün kardeşleri de bu devrimciliği yalanla duyurdu. Vakit bu yalancılığın ne kadar asılsız olduğunu buyurdu. Kardeşleri bu defa kalplerindeki yalancı devrimciliği devirdi. Yusuf'un kapısına geldi ondan af diledi.
Romantik yalancıların hayalleri bitmedi
Zaman ilerledi romantik yalancı devrimcilerin hayalleri sona ermedi. Hatta daha da palazlanarak yürüyüşüne hız verdi. Musa'nın kavminde elindeki iki yeni dövizle tekrar peydahlandı. Önce ben de İlahım diyen Firavunla bu romantik yalancılık devrimi zuhur etti. Ama sarayında klasik realistlerin en asilini beslediğinden de habersizdi. Çok kan döktü ve her yere korku tohumu ekti. Nihayet sarayındaki Münevver Musa Peygamberle onun devrimine son verildi. Bu devrin diğer romantik yalancı devrimcisi elinde her kazanımım benim ilmimle oldu döviziyle Karun oldu. Musa'ya yalvardığı günleri çabuk unuttu. Hatta amcasının oğlunu iftiraya tuttu. Sonunda bu romantik yalancılığından ötürü yeryüzü devrimcilik dövizleriyle beraber kendisini de yuttu.
Onlar için her mağlubiyet bir zafer!
Romantik yalancı devrimcilik varlığının devamı için her defasında mağlubiyeti bir zafer olarak etrafa ilan etti. Bu nedenle de hayli taraftar belledi. Düşe kalka ta asr-ı saadete geldi. Lakin saadet asrında asıl devrimciliği bilge hakikat sergiledi. Bütün zamanların doğrularını en ayırt edici bir devrimcilik ile kendi 6666 durağında topladı. Yalancılığın her türlüsü aleni bir şekilde ortada kaldı. Hatta bu yola tevessül edenler bütün aleme maskara oldu. Bu hal 23 yıl hatta ilaveten bir 10 yıl daha sürdü. Ancak romantik yalancılık devrimciliği yeni bir dövizle tekrar etrafta göründü. MÜNAFIKLIK.
Yeniliğin sürekli güdülediği denetimsiz arzu ve hırs romantik yalancı devrimin yol haritası oldu. Münafıklık denilen çok yüzlülük ise uygulama alanı olarak vuku buldu. Yüz yıllar bu devrimcilik yıkımıyla ta on yedinci asra geldi. Artık romantik yalancı devrimcilik başına bir de hürriyet ve eşitlik dövizini geçirdi. Bu dövizin başına da evrensel özgürlük püskülünü yerleştirdi. Lakin bu romantik yalancı devrimcilik ne yazık ki seküler köleliği bir efendilik olarak her tarafa neşretti. Bu seküler kölelikten Anadolu da etkilendi. Osmanlı, sevapları ve hatalarıyla birlikte bu romantik yalancı devrimci frenkleşme hastalığından kurtulamadı ve bedenen vefat etti. Ancak ruhen klasik realist münevverler tarafından bir kez daha bu defa CUMHURİYET döviziyle yaşatılmaya devam etti.
Bu kez tarih tekerrür etmedi belki de trajik bir şekilde el değiştirdi. Geçmişin asil ruhu ve geleceğin aydınlık ümidiyle kurulan cumhuriyet romantik yalancı devrimcilerin yeni bir döviziyle klasik gerçekçi münevverleri ötelemeye başladı. LAİKLİK. Bu döviz bir taraftan Demokles'in kılıcı gibi bütün gövdeyi budadı diğer taraftan bütün ihtişamıyla seküler köleliğe öykünerek romantik yalancı devrimciliğini uyguladı. Klasik realist olan ne varsa devrilmeye çalışıldı. Musiki, mimari, edebi, örfi ve ananevi, uhrevi ve milli kısacası tarihin terkibi olan ve bu toprakları millet yapan bütün unsurlar romantik yalancı devrimciler tarafında devrildi. Ne yazık ki yerine bir şey de ikame edilmedi. Bir kör dövüşü muvacehesinde ve seküler kölelik mihverinde devam eden bu devrimcilik oyunu tarif edilemez bir bedel ödetti.
Romantik yalancıların yeni dövizi: ADALET!
Sene 2017 ve romantik yalancı devrimcilik yine yeni bir dövizle yollarda. ADALET. Bu romantik yalancı devrimcilik tarihten beri kısacası yakın tarihten beri pratikte adaleti kuran, uygulayan ve kullanan olarak trajik bir geçmiş üreten ta kendisiydi. Yapılan zulümleri meşrulaştırmak için kurduğu mahkemelere İSTİKLAL dedi. Yalancı devrimciliğinin istiklaliyetini koruyamadı ve darbeler yaptı. Burayı da meşrulaştırmak için DEVLET GÜVENLİK dedi. Bütün bu zulümleriyle kirli mazisini daha da kirletti ve haklı olan halka her türlü hakareti etti. İlkokuldan üniversiteye kadar yapılan genç nesil; adliyeden askeriyeye kadar yapılan ayıklama; eğitimden sıhhiyeye kadar yapılan uzaklaştırma ve tehcirden asimilatik yozlaştırma zulümlerine kadar yaptıklarıyla romantik yalancı devrimciliğini tescilledi ve frenkleşme erkini de ispat etti. Nihayet tam zafere kavuşmuşken bir kez daha mağlup oldu. Ancak yüzsüzlüğün olur mu bu kadarı dedirtircesine tekrar yollara düştü ve sızlanmaya başladı. Lakin aynada hiç kendine bakmadı. Çünkü aynası da kendisi gibi karanlık ve bulanıktı.
Evet ister batıda ister doğuda dünyanın neresinde olursa olsun romantik yalancılık devrimi galip gelmeyecektir. Geçmiş bir ayine olarak bunu geleceğe göstermiştir. Ancak verdiği zarar da göz ardı edilmeyecektir.
Hayat kaynakları kaos
Evet yine unutulmamalıdır ki romantik yalancı devrimciliğin en kutsalı kendinin olmayan başkalarının kutsallarıdır.
Evet asla ihmal edilmemelidir ki romantik yalancı devrimcilik yüzsüzlüğünden dolayı klasik gerçekliğe en çok yakınlaşan ve onu kullanandır.
Evet her zaman tedbir alınmalıdır romantik yalancı devrimciliğin yıkıcılığına ve her şeyi meşru kılıcılığına karşı.
Çünkü sokak onun oyunlarının sergi salonudur. Söz en etkili silahı olarak her yerdedir. Karalamak ve kötülemek projesidir. Kan içmek ise şerbetidir. Hayat kaynağı kaostur. Varlığını devam ettirmek için her yol ona mubahtır.
Emniyet ve hürriyet ise onu zeminin derinliklerine iter ve her otuz üç derecede bir derece artan duzah sıcaklığına yaklaştırır.
Bütün insanlığı trajediye boğan romantik yalancı devrimciler için yaşasın cehennem.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.