Rezervlerin getirilmesi Türkiye'nin önünü açtı
NEŞAT GÜNDOĞDU-ANKARA
Merkez Bankası’nın ve bankaların altın rezevrlerinin Türkiye’ye getirilmesinin büyük güçleri rahatsız ettiğini söyleyen Türker, “Yurtdışında hükûmet olarak devlet olarak gerektiğinde el konulacak paramız kalmayınca Cumhurbaşkanı da cesaretle sorunların üzerine gitti.” dedi.
OPERASYONLARIN ÖNÜ AÇILDI
Türker, “Türkiye’nin böyle bir hareket yapacağını
beklemiyorlardır. Yani bu altınlar gelmeseydi Türkiye bu dış operasyonları
yapamazdı. Büyük baskı altında tutulurdu. Tüm dünyaya kafa tuttu.” diyerek
konunu önemine vurgu yaptı.
REZERV İDDİALARINI ASLI
YOK
Muhalefetin Merkez
Bankası rezervlerine ilişkin iddalarına da değinen Türker, “128 milyar
dolar konusunda CHP’lilerin söylediklerinin ilgisi yok. O döviz rezervi değil.
O Türkiye’ye finansal yatırım amaçlı gelmiş sıcak paranın geriye gidişidir. O
bir ülkenin soygunu değildir. Siyaseten kullanabilirsiniz ama ekonomistler için
aslı yoktur.” ifadesini kullandı.
2002 yılında 57.Hükûmette Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapmış olan Demokratik Sol Parti (DSP)’nin eski Genel Başkanı Dr. Masum Türker, Merkez Bankası rezervlerinin kaybolmadığına ilişkin açıklamasının detaylarını Milat’a anlattı. 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı seçiminden iki ay önce Merkez Bankasının kuruluşundan bu yana yurtdışında bulunan altın rezervlerinin ülkeye getirilmesinin arkasında birçok gelişmenin yer alıdığını belirten Türker devletin 80 yıllık politikasını Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yaptığını söyledi.
HER ŞEY ALTIN
REZERVLERİ İLE BAŞLADI
Altınlar getirildiği dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dolar
yerine altın kullanılmasına yönelik açıklamaları vardı. Ekonomistler tarafında
çok bazı eleştirilere konu edilen bu açıklamaların aslında altınların
getirilmesi operasyonuna yönelik yapıldığı anlaşılıyor. Türker, “Altınlar geri
gelirken bazıları farkına varmadılar. Dolar olan rezervlerimiz ise SWAP yoluyla
aktarma yoluyla geldi. ABD bunun farkına varınca papaz hikâyesini bahane ederek
Türkiye’ye baskı yapmaya başladı. İran altınları hikâyesini bahane edip Halk
Bankası’nın eski genel müdür muavinini içeride tuttu. O dönemdeki tüm baskı
altınların ve dövizlerin taşınması ile ilgiliydi.” diyerek durumu özetledi.
ALTIN GETİRİLDİ
OPERASYONLAR BAŞLADI
Bu aşamadan sonra Türkiye’nin dış politikada daha cesur
adımlar atmaya başladığı görülüyor. Suriye’deki teröristlerin Fırat’ın doğusuna
geçmesi gerektiğin yönündeki yıllarca süren talepleri ve açık uyarılarının
gelmesine rağmen gerek Barış Pınarı Harekatı ve Bahar Kalkanı Harekatlarının
ile altın rezerlerinin taşınmasından sonra gerçekleştirilmesi ardından Libya ve
Dağlık Karabağ operasyonlarındaki cesur duruş bu iddiaları güçlendiriyor. Masum
Türker yaptığı açıklamada bu duruma şöyle vurgu yaptı: “Yurtdışında hükûmet
olarak devlet olarak gerektiğinde el konulacak paramız kalmayınca Cumhurbaşkanı
da cesaretle sorunların üzerine gitti. Tehdit edilme mekanizması ortadan
kaldırıldı. Türkiye’nin böyle bir hareket yapacağını beklemiyorlardır. Yani bu
altınlar gelmeseydi Türkiye bu dış operasyonları yapamazdı. Büyük baskı altında
tutulurdu. Tüm dünyaya kafa tuttu. Hâlâ bu şekilde güçlü olmasının nedeni İran
gibi Kore gibi dışarıda el konulacak döviz veya altınımızın olmamasındandır. Aslında
Türkiye’ye oynanan bu oyun 2018’de Cumhurbaşkanlığı seçimine gitmeden evvel
bozuldu.”
ULUSLARARISI GÜÇLER RAHATSIZ
OLDU
“Tartışmaya girmek istemediğim için isim vermiyorum ama bu
işe karşı çıkanlar ne milletvekili oldu ne de bakan oldular” diyerek son
dönemde ekonomideki tecrübesi üzerinden iktidara yönelik eleştiride nispeten
öne çıkanlara vurgu yapan Türker bu kişilere ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Türkiye’de maalesef sürekli olarak bürokrasi ve bakanlıklara ulusal düşünceden
uzak kişilerin getirilmesine çalışılır. Bunlar aslında bir nevi de gözetmen
görevi görürler. O arada onlara da bozuk atıldı. Bozuk atma farklı şekilde
yansıdığı için kimse farkına varmadı. Anlayan anlıyor.”
“MERKEZ BANKASI
REZERV TARTIŞMASI ANLAMSIZ”
CHP’nin başını çektiği muhalefetin Merkez Bankası’ndaki 128
milyar dolarlık rezerv kaybı iddiaların gündeme getirmesine ilişkin sorulara da
cevap veren Türker, “Bizim aslında böyle bir rezervimiz yok. Rezerv bizden
teslim aldıkları 30 milyar dolara yakın para idi. Geri kalan rezervler
Türkiye’ye gelen borç paralardır. Borç parayı getiren kişi ‘Tekrar verin bana
dolarımı’ diyince vermek zorundasınız. Bu süre zarfında 2002’den 2018’e kadar
rezerv diye gelen paralar aslında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana
en büyük faizi alıp götürdü. Yani aslında o dönem ekonomiyi yönetenler
yurtdışına fazla faiz verilmesine yönelik politikalar uyguladıkları için el
üstünde tutuldular hep. 128 milyar dolar konusunda CHP’lilerin söylediklerinin
ilgisi yok. O döviz rezervi değil. O Türkiye’ye finansal yatırım amaçlı gelmiş
sıcak paranın geriye gidişidir. O bir ülkenin soygunu değildir. Siyaseten
kullanabilirsiniz ama ekonomistler için aslı yoktur.” dedi.
“BERAT BEY İYİ
YÖNETTİ”
Dünyada yeni bir yapılanma olduğunu ve artık büyük
şirketlerin dünyada söz sahibi olduğunu belirten Türker dünyanın bu yeni düzene
göre şekillendiğini söyledi. Altın rezervleriyle yurt dışında itibar sağlanarak
kredi alındığına ilişkin değerlendirmeleri de reddeden Türker, “Altınlar
karşılığında bizim kredi aldığımız yok. Bunların hepsi hikaye. Krediyi zaten size
yapılan yatırımların sahiplerini getiriyor. Esas ana parayı getirenler doğrudan
doğruya parayı kendisi getirip burada inşaat yapıyor. Havalimanı yapıyor, köprü
yapıyor, yol yapıyor. O rezervler böyle oluşuyor. O rezervler Türk Lirasına
böyle dönüşüyor. Türkiye’de siyasi kriz çıktığı zaman bilinki o arada ekonomide
ciddi bir güçlenme olmuştur bu ülkede ve bu güçlenmeden dış güçler rahatsız
oldukları için farklı baskılar yaparken o ekonomideki yükselişimizi dengelemeye
çalışırlar. Bunu 2001 krizi döneminde de yaptılar daha önceki dönemlerde de
yaptılar. Bu dönemde Berat beyin dönemi en iyi dönemdi. Berat bey de iyi
yönetti Merkez Bankasında kısa dönemde görev alan Naci Ağbal da çok güzel
yönetti. Berat beydeki sıkıntı eve şikayet etmeye kimse gidemiyordu. Adamların
canı sıkılıyor. ‘Bakan bize haksızlık yaptı gibi iftira atacaklardı. Ama
gidemiyorlardı. Hepsi o. Yoksa Berat bey kötü yönetmedi ki...” ifadelerini
kullandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.