Ressam Emine Bayraktar atölyesini açtı
Münevver Kabaoğlu
Çamlıca Cami İstanbul'u tepeden izleyen bir ibadethane olmasının yanı sıra bünyesinde müze, kütüphane ve sanat alanlarını barındırıyor. O sanat alanlarına bir yenisi daha eklendi. Ressam Emine Bayraktar, Çamlıca Cami'nde sanat atölyesini açtı. Atölyede çok sayıda öğrencisi bulunan Bayraktar ile atölyesi, eserleri ve hatta öğrenci kabul sürecine kadar keyifli bir sohbet ettik.
Atölye açmak nasıl bir süreç, anlatır mısınız?
- Uzan zamandır resimle uğraşıyorum. Bu alanda ürün ortaya koymak ve daha profesyonel çalışmak için önceleri evimde bir odamızı atölye olarak kullanmaya başladım. Bu süreçte öğrenci talepleri gelmeye başladı. Öğrenci sayım artmaya başlayınca atölye açmak kaçınılmaz oldu. Kızım da Mimar Sinan Güzel Sanatlar bölümünden bu yaz mezun olacağı için ona da hazırlık olması açısından ve daha profesyonel olarak bu alanda var olmak için atölye açma olayımız gerçekleşmiş oldu. Anne kız olarak aynı atölyeyi paylaşıyoruz. Aynı zamanda atölyemizde sergilenen eserlerimizle sanatseverlerin taleplerini de karşılamayı düşünüyoruz.
Çalışmalarınızda at temasını fazlaca işliyorsunuz, sebebi nedir?
- Atlar, bence çok özel ve insanlar için yaratılmış hayvanlar. Kur'an-ı Kerim’de de atlara dair çok vurgu var; bu beni derinden etkilemiştir. Ayrıca tüm bunlarla birlikte atları çok sevmem beni atları resmetmeye yönlendirdi diyebilirim. İlk çizdiğim atları görüp çok beğenen İstanbul Atlı Spor Kulübü yetkilisi bana sergi açma teklifinde bulundular. Sergi hazırlığı sürecinde fazlaca at çizmem gerekti. Resmini yaptığım atların çok beğenilmesi ve otoriteler tarafından takdir edilmem beni çok memnun etti. Ne yazık planlanan sergim yaşadığımız elim deprem felaketi nedeniyle ertelendi.
Çalışmalarınızda atlar genelde hüzünlü, bunun bir sebebi var mı?
- Bir ressam olarak resimlerimde duyguyu aktarmak benim için çok değerli. Bu güzel hayvanların gözlerindeki hüznü, asaleti, soylu duruşu aktarmak, bu duyguyu yakalayarak tuvalde kalıcı olarak yansıtmak doğrusu beni de etkiliyor diyebilirim. Tüm tablolarımda çalışırken duygusallığı önemsiyorum, bunu aktarmaya çalışıyorum, portre çalışırken de bunu hissederek, içselleştirerek, yürekten duyumsayarak yapmaya çalışıyorum.
Öğrencileriniz var. Onları fakülteler mi gönderiyor, süreç nasıl işliyor?
- Fakülteler göndermiyor. Bildiğim kadarı ile bu uygulama geleneksel sanatlarda oluyor. Benim öğrencilerimin çoğu meslek sahibi hanımlardan oluşuyor. Resme tutkulu ve öğrenme isteği olan değişik yaşlarda öğrencilerim var. Sıfırdan veya belli bir seviyeden başlayan, karakalem ve pastel tekniği öğrenmek isteyen öğrencilerim var. Yağlı boya öğrenmiş ama pastel tekniğini de öğrenmek için gelenler de oluyor.
Öğrencilerinizi seçerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
- Özel bir kriter aramıyorum. Önemli olan resme tutkun ve öğrenme isteği, iştiyakı olması benim için yeterli oluyor. İstidatları elverdikçe bazı öğrencilerim yavaş bazıları çok hızlı gelişim gösteriyor. Herkesten mükemmel eserler çıkarmalarını beklemek yanlış. Onlar resim yaparken mutlu oluyorlar, onların mutluluğu, üretkenlikleriyle bütünleşen coşkulu halleri beni de mutlu ediyor.
Türkiye'de sanata daha çok ilgi duyulması için sizce ne yapmak gerekir?
- Ülkemizde ne yazık ki sanat alanına yeterince değer verilmiyor. Oysa sanat evrensel bir sesleniş, kalbe dokunuş, duyguları terbiye etme noktasında adeta eşsiz bir okuldur. Bizim ecdadımız da mutlaka bir sanat dalıyla uğraşmış, yürekleri incelmiş, zevki selim, kalbi selim olmuş bir halde yaşamışlardır. Sanata ve sanatçıya değer verilmesi ve değerinin bilinmesi için çocukların sergi alanlarına ailelerince götürülmesini önemsiyorum. Ayrıca gençlerimizin de buhranlı, ergenlik çıkmazlarındaki sancılı dönemlerine sanatın şifa olacağını düşünüyorum. Çocukluktan itibaren, çocuklarımızın sanatla buluşmaları gerekiyor, bu durum gençliklerinde de devam ederse tabi çok anlamlı, çok güzel olur. Ayrıca sanatçıların esrelerini sergileyebilecekleri sergi alanlarının arttırılması çok önemli. Ev hanımlarının da sanatın bir dalı ile mutlaka buluşmaları gerekiyor ki kadınlarımızın da son zamanlarda ilgileri yoğun hamdolsun. Kamu kurumlarının, vakıfların, derneklerin, belediyelerin sanata ve sanatçıya daha destekçi olmalarını bekliyoruz.
Bu bağlamda Üsküdar Belediyesi’ne, Belediye Başkanımız Hilmi Türkmen’e sanata ve sanatçıya verdiği güçlü destek için şükranlarımı sunuyorum.
Dijital sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Daha çok gençler dijital sanatta yer alıyorlar. Ben gerçek sanatı daha önemli buluyorum. Dijital sanat yapay zeka ile yapılmaya başlandı. Çok hızlı gelişiyor. Yapay zekanın ürettiği dijital çalışmalar inanılmaz. El emeği, göz nuru ile ortaya konulan sanat eserleri yakında daha değerli olacaktır diye düşünüyorum.
Siz resme nasıl başladınız ve başlamak isteyenlere tavsiyeleriniz neler?
- Resim sanatı benim için gençliğimden itibaren bir tutku idi. Farklı disiplinlerde, farklı hocalardan dersler alarak başladım. Bu süreçte karakalem, sulu boya, yağlı boya ve pastel resim tekniklerinde çalışmalar yaptım. Son 4 yıldır pastel tekniğinde yoğunlaştım.
4 yıldır yaptığım çalışmalar, kişisel ve karma sergilerde, fuarlarda sanat severlerle buluştu.
Yeni başlayanlara tavsiyem, 'Çöp adam bile çizemem!' demeyin, kendinize şans verin. Allah herkese farklı yetenekler vermiş, size düşen bunu keşfetmek. Resim sanatı göz, beyin ve el koordinasyonunu geliştirir. Görsel dünyanızı zenginleştirir. Bakış açınızı değiştir. Derinlikli bir güzellik algısıyla görmeyi öğretir, iç dünyanızı zenginleştirir.
Bu yolda ilerlemek isteyenler profesyonel bir destekle öncelikle karakalem eğitimi almalı diye düşünüyorum. Sonradan istekleri doğrultusunda, sulu boya, karakalem, yağlıboya, pastel gibi alanlarda yine destek alarak ilerleyebilirler.
Yeteneğim yok diye düşünmemeli. Doğuştan istidatlı olanlar tabiki var ama çalışmakla da, samimî istek ve azimle de öğrenilmeyecek hiçbir şey yoktur diye düşünüyorum…
Son sözüm;
"Her şey bir hayalle baslar, inançla başarıya ulaşır"
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.