Dolar (USD)
34.11
Euro (EUR)
38.09
Gram Altın
2873.81
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Raporlardan barışa destek çıktı

Çözüm sürecine destek olmak için oluşturulan Akil İnsanlar, iki boyunca yaptıkları çalışmalarını raporlaştırdı. Söz konusu raporlarda barış, huzur, adalet ve kardeşlik talepleri ön plana çıktı.
Raporlardan barışa destek çıktı
28 Haziran 2013 00:00:00
Çözüm sürecine destek olmak için oluşturulan Akil İnsanlar, iki boyunca yaptıkları çalışmalarını raporlaştırdı. Söz konusu raporlarda barış, huzur, adalet ve kardeşlik talepleri ön plana çıktı.

MAAZ İBRAHİMOĞLU

İki ay boyunca ülkenin her bölgesinde çalışmalarda bulunan Akil İnsanlar Heyeti toplumun taleplerini raporlaştırarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sundu. Söz konusu raporda PKK'nın sınır dışına çekilmesi, yeni anayasa, ekonomik kalkınma, hasta ve tutukların salıverilmesi gibi talepler başta olmak üzere pek çok madde var.

İç Anadolu Akil Heyeti Başkanı Ahmet Taşgetiren Türkiye'de bir daha böyle acılar yaşanmaması gerektiğine dikkati çekerek toplumun beklentilerini ifade etti. Taşgetiren "Akil İnsanlar Heyeti yeni bir demokrasi deneyimidir. Bu tarz deneyimin daha sonraki sorunlarda da gündeme gelebileceğini, Türkiye'nin iyi bir tecrübe yaşadığını düşünüyorum. Bu tarz bir formülasyonun etkili olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin başka sorunları da var başka farklı kompozisyonlarla bu tarz bir iletişim kanalının oluşmasının faydalı olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarımız boyunca hep söyledik, Türkiye evlere şehit cenazelerinin, genç tabutlarının gelmediği bir ülke olsun. Kanın akmadığı, dağlara bombaların düşmediği bir Türkiye olsun. Bu adeta toplumun ortak dileğiydi. Dileriz bu yolda barış, çatışmasızlık kalıcı olur. Türkiye buna layıktır ve Türkiye herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir ülkedir diye düşünüyorum."

Güneydoğu muhataplık istiyor

Yıllarca birçok mağduriyeti yaşayan Güneydoğu Anadolu bölgesinin talepleri arasında ise adalet önplana çıktı. İşte o talepler;

Andımız metninin kaldırılması,

"Ne Mutlu Türküm diyene" ve benzeri yazıların silinmesi,

Siyasi ve askeri operasyonların durdurulması,

Uludere/Roboski olayının aydınlatılması; Başbakanın Roboski'yi ziyaret etmesi ve Roboski katliamı için özür dilemesi,

KCK tutuklularının ve Kürt siyasetçilerinin serbest bırakılması,

PKK mensuplarının evlerine dönmeleri sonrasında sosyal hayata adaptasyonlarına ilişkin sosyal ve ekonomik tedbirlerin alınması,

Siyasetçilerin, medyanın ve tüm kesimlerin barışa uygun bir dil kullanması,

Akil insanların, KCK yetkilileri ve Öcalan ile görüşmeler yapmalarının sağlanması,

Silahların susması için PKK'nın, Kürt sorununun nihai çözümü için ise bütün Kürtlerin muhatap alınması,

Karadeniz'den destek var

Karadeniz Bölgesi'nin raporunda; PKK'nın yeniden dönebileceğine yönelik bölgedeki endişe vurgulanıyor. Yine de halkın silahların bırakılması halinde kardeşliğin kazanacağına ilişkin inancının yüksek olduğu dile getiriliyor. Karadeniz insanının Kürt vatandaşlarla, terör örgütü arasında ayrımı çok net yaptığı vurgulanan raporda, Kürtlerin kimliklerini kendilerine özel bir alan olarak tutmaları, ancak Türkiye'nin bütünü sözkonusu olduğunda kardeşliğe aykırı bir tutum sergilememeleri tavrına dikkat çekiliyor. Karadeniz Bölge Başkanı Prof. Dr. Vedat Bilgin, çalışmaları için şunları söyledi: "Karadeniz bölgesinde endişeler var. Ama insanların kardeşlik duygusunu Türkiye'nin her tarafında hissetmeleri, etnik kimliklere vurgu yaparak etnik kimliklerini kendilerine özel bir alan olarak tutmalarını, orada özgür olmalarını, ama Türkiye'nin bütünün bir kardeşlik havasının yaşanmasına dair genel tespitlerimiz var. Karadeniz terör örgütü üzerinden meseleye bakıyor."

Doğu Anadolu barış istiyor

Güneydoğu Anadolu bölgesinin raporunda ise şu maddeler öne çıktı;

-İnsani taleplerin Türkiye'nin farklı bölgelerindeki insanlar tarafından "bölünme hassasiyeti olarak değerlendirilmemesi

-Diyanetin barış sürecinde aktif rol üstlenmesi, veda hutbesi ekseninde kardeşlik hukukunu öne çıkarması

-Sürece zarar veren dilin (terör örgütü, Bebek katili vb.) bırakılması

-Devlet tarafından haksızlığa uğratılmış tüm kişilerin itibarların iade edilmesi

-Şeyh Said, Said Nursi, Seyyid Rıza vb. isimlerin itibarlarının iadesi

-1937 ve 1938 Dersim soykırımlarının kınanması

-Tekçilikten vazgeçilmeli. Tek dil, tek millet değil, ortak vatan, ortak devlet denmeli.

-Ergenekon operasyonlarının Fırat'ın doğusuna da taşınması

-Uludere katliamından dolayı özür dilenmeli ve failleri cezalandırılmalı.

-Toplu mezarların ortaya çıkarılması

Marmara şefkat istiyor

Marmara Bölgesinin raporundan satır başları;

-Heyet toplantıları boyunca gözlemledik ki, barış sürecine en fazla destek verenler, çatışma ortamından en fazla etkilenenler ve dolayısıyla savaş psikolojisini en derinden yaşayanlardı.

-Kürt bölgelerinden gelen insanlardaki ağır travma son derece somut ve reel, buna karşın Türkiye'nin batısının yaklaşımı daha ziyade psikolojik ve sanal. Bir tarafta yaşanmışlıklar ağır basıyor, diğer tarafta yaşanabilirlikler.

-Sorunun köken ve nedenlerine bakış konusunda da yaklaşım farkı bulunuyor. Kürtler, olanlardan ötürü Türkiye Cumhuriyeti devletine (TC diyorlar) karşı olumsuz duygular besler ve devleti suçlarken, Türkler ise PKK'yı ve Kürtçüleri suçluyor. Çatışma temelde arzulanan bir durum değil, aksine barışma konusunda genel bir eğilim var.

-30 yıllık çatışma gerçekten çok ağır tahribat yaratmış ve insanlar bir savaş psikolojisinde yaşadıklarını fark etmeden durumu kanıksamaya başlamışlar.

Akdeniz'de endişe de var

Sürece karşı olanların özellikle protesto gösterilerinde bulunan belli bir kesim olduğu, bunun dışında Kürt sorununun olmadığını savunan bir kesimin de bulunduğu belirtildi. Heyet Sekreteri Tarık Çelenk şunları söyledi: "Bölgedeki kaygılar, süreç sonrasına dair. Aleviler arasında en çok göze çarpan, süreç devam ederken dışlanma endişesi. 3. köprüye verilecek Yavuz Sultan Selim ismi bu kaygıları artırmış. Kürt açılımı gibi bir Alevi açılımının da olması elzem gözüküyor. Bir de Türk-İslam sentezinden kaynaklanan Kürt sorunu algısı sorunu var. . Bu durumla yüzleşmek için özellikle Mersin ve Hatay'da daha aktif sivil toplum faaliyetlerinin olması lazım."