Dolar (USD)
34.41
Euro (EUR)
36.30
Gram Altın
2843.32
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ramazan Akyürek iki ismi suçladı!

Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan Ramazan Akyürek, savcılık ifadesinde Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun'u suçladı.
Ramazan Akyürek iki ismi suçladı!
01 Mart 2015 16:04:00
Hrant Dink cinayeti soruşturması kapsamında tutuklanan Ramazan Akyürek, savcılık ifadesinde Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun'u suçladı.
Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, tutuklanmasına karar verilen mahkemeye sevk edilmeden önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'ndaki ifadesinde, çoğu diğer şüpheli ve tanık beyanlarına göre hazırlanan 17 soruyu yanıtladı.
Akyürek'in Trabzon Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, Yasin Hayal tarafından "Hrant Dink'in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği ve takipten kurtulmak için telefonunu bir köye bırakacağına dair" kesin ihbari bilgi içeren 15 Şubat 2006 tarihli F4 raporunun, 17 Şubat 2006'da bir yazıyla il emniyet müdürü sıfatıyla istihbarat daire başkanlığına gönderildiğini belirten savcılık, bu belgeyle ilgili diğer şüphelilerin anlatımlarına yer verdi.
CERRAH'TAN AKYÜREK'E SUÇLAMA
Hrant Dink cinayetinin işlendiği dönemde İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah'ın başsavcılıkça 15 Aralık 2014'te alınan ifadesinde, "Cinayet günü yurt dışından İstanbul'a döndüğünde eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, MİT bölge başkanı, İstanbul alay komutanı, terör daire başkanı Selim Akyıldız ve İstanbul Valisi Muammer Güler ile makam odasında bulunan İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'e, 'Bu konuda sizde herhangi bir bilgi, belge, gelişme var mı?' sorusunu yönelttiği belirtilirken, Akyürek'in de bu soruya "Yok" cevabını verdiği hatırlatıldı.
Cerrah'ın bu ifadesine göre Akyürek'e, "Bilginiz olmasına rağmen Cerrah'a bu konularda bilginiz olmadığını söyleyerek, cinayetin çözümü ve faillerin yakalanması hususunda kolluk amiri sıfatıyla neden yardımcı olmadınız, niçin bilgileri paylaşmadınız?" sorusu yöneltildi. Akyürek de "Zaten sürekli mahiyetinde olan ve cinayet sırasında da birlikte olduğum istihbarat şube müdürümüz kendisini bilgilendirmemişse de hali hazırda heyetimizi bilgilendiren diğer istihbarat görevlileri soru içinde belirtilen bilgilere fazlasıyla vakıftılar ve bu konuda bir eksiklik yoktu" cevabını verdi.
"DAİREMİN DESTEĞİNİ VERMEK ÜZERE İSTANBUL'DAYIM"
Akyürek, "Hususen emniyet müdürümüze yardımcı olmadığım ifadesi tamamen gerçeğe aykırı olup, olayın vukuu sonrasında sayın bakanlarla beraber olay yerine intikalimiz ve konuyla ilgili emniyet yöneticileriyle beraber oluşumuz yalnızca olay öncesi istihbari bilgilerle desteklemek olan görevimin ötesinde, adli işlemlerde de dairemin desteğini vermek üzere İstanbul'da idim" ifadesini kullandı.
Cerrah'ın ifadesinde, "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bilgi aktarılmadı. Telefonla 'hemen gel' diye aradığım Akyürek, pazartesi biz şüphelileri adliyeye sevk ettikten sonra akşam saatlerinde, yani iş işten geçtikten sonra geldi" beyanında bulunduğu belirtilerek, "Bilgi sahibi olmanız ve istihbarat daire başkanı olarak görev yapmanıza rağmen niçin bu şekilde davrandınız?" sorusu yöneltilen Akyürek, şu yanıtı verdi:
"Sahip olduğum bilgileri gizlemek gibi bir kastım asla söz konusu değildir. Gizleyecek olsam Trabzon emniyet müdürüyken cinayetle ilgili alınan bilginin İstanbul'a gönderilmesine engel olabilirdim, aynı zamanda istihbarat daire başkanlığına da göndermeyebilirdim, bunlar suç olurdu. Fakat her iki ilgili makama da cinayetle ilgili bilgi veren bir il emniyet müdürü olarak bilgi sakladığım şeklindeki soruya katılmıyorum."
"GÖREVİMİZ LAYIKIYLA YAPTIĞIM KANAATİNDEYİM"
Polislikte resmi yazışmaların esas olduğunu, kendi imzaladığı veya olur verdiği bilgilendirmeler çerçevesinde görevini layıkıyla yaptığı kanaatini taşıdığını kaydeden Akyürek, "Bu konuda yalnız benden alınan bilgiler dışında da çok sayıda cinayete giden yolda bilgi sahibi olan il emniyet müdürümüz ve diğer sorumlular bu sorunun muhatabı olsa gerek diye düşünüyorum" dedi.
Akyürek'e, Cerrah'ın savcılık ifadesinde, "Ramazan Akyürek, 'Dink'in ne pahasına olursa olsun öldürüleceği' konusundaki kesin istihbari bilgi içeren F4 raporundan hiçbir zaman bilgi vermedi" şeklinde beyanda bulunduğu hatırlatılarak, "Bilgileri neden Cerrah ile paylaşmadınız?" diye soruldu.
"Cinayet sonrası İstanbul'a istihbarat daire başkanı olarak geldim. Adli işlemlere daire olarak yapılacak destek neyse, onu deruhte etmeye çalıştım" yanıtını veren Akyürek, kendisini suçlayıcı ifadeleri reddettiğini ve cinayetin muhtemel failini Trabzon emniyet müdürü olarak İstanbul emniyetine ve istihbarat dairesine resmi yazı ile bildirdiğini söyledi.
"CELALLETTİN CERRAH KENDİNİ KURTARMAYA ÇALIŞMAKTADIR"
Ramazan Akyürek'e, TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu'nda cinayete ilişkin 27 Şubat 2008'de verdiği ifadede, "Cinayeti öğrendiği 19 Ocak 2007'de Muhittin Zenit'e ulaşarak, 'Aman şu Yasin Hayal'i bulun. Hrant Dink vurulduğuna göre mutlaka o vurmuştur" şeklinde beyanda bulunduğu" hatırlatılarak, "Bilgi almanıza rağmen bu bilgileri İstanbul Emniyet Müdürü, Adalet ve İçişleri Bakanlarıyla neden paylaşmadınız?" diye soruldu.
Teklifiyle Zenit'e ulaşıldığını belirten Akyürek, "Buradaki amaç, olayın olduğu il emniyet müdürlüğüne, katilin bulunmasına destektir. Paylaşmadığım hiçbir bilgi yoktur. İl emniyet müdürünün tavrı, istihbari olarak aldığı bilgilerin dışında, cinayeti önlemek için Türkiye halkını televizyonlardan izlediği tehditleri de görmesine ve bilmesine rağmen, daha birçok bilgilere sahip olmasına rağmen önleyemediği cinayetin failinin yakalanmasına da kendisine ve il emniyet müdürlüğüne tüm bilgi ile destek olan Ramazan Akyürek'i suçlayarak, kendini kurtarmaya çalışmaktır" yanıtını verdi.
"SABRİ UZUN BİLGİ PAYLAŞSA CİNAYET ÖNLENMİŞ OLACAKTI"
Eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un 8 Mayıs 2014'te alınan ifadesinde, "Erhan Tuncel'in yardımcı istihbarat elemanlığından çıkarılması alarm durumudur. Bu durumda istihbarat daire başkanlığının hemen İstanbul emniyet müdürünü en acil şekilde bilgilendirmesi gerekir" ifadesini kullandığı hatırlatılarak, "Niye ayrıntılı ve net bilgi veren Tuncel'in yardımcı istihbaratçılıktan çıkarılmasını alarm durumu olarak kabul etmeyip İstanbul emniyet müdürlüğünü Dink'in öldürüleceği konusunda uyarmadınız?" sorusu da yöneltilen Akyürek, "Tuncel'in çıkarılması onayının Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay tarafından imzalandığı ve söz konusu F4 raporunun alarm durumundan bahseden Sabri Uzun'a gönderildiği" bilgisini verdi.
Akyürek, "Sabri Uzun bilgiyi anında İstanbul'la paylaşmış olsaydı cinayet eksikliği mevzu edilmeyecek ve cinayet önlenmiş olacaktı. Cinayetin işlenmesine mani olmak için var gücü ile çalışan bunu da resmi yazılara imza atarak gösteren benim suçlanmama gerek kalmayacaktı" şeklinde konuştu.
Ogün Samast'ın savcılıkta verdiği ve kendisini suçladığı ifadeler de hatırlatılan Akyürek, iddialardan haberi olmadığını ve bunları reddettiğini belirterek, "Kendi hayal dünyasında veya bir başkasının yönlendirmesi ile bu iddiaları söylemiş olabilir" ifadesini kullandı.
"İDP PROGRAMINDAKİ DİNK SORGU SAYFASI NEDEN KAPATTIRILDI?"
Akyürek'e, cinayet döneminde Malatya istihbarat şube müdürlüğünde organize suç ve terör suçları masalarının amiri olarak görev yapan Ali Loğolu'nun 23 Şubat'taki savcılık ifadesi de aktarıldı.
Loğolu'nun, "Cinayet günü Malatya'da istihbarat daire başkanlığının 'idp' programından Hrant Dink sorgulaması yaptığı, bu programa istihbarat şube müdürlüklerinden online bilgisayar ağı üzerinden bağlanılabildiği ve cep telefonu data sisteminden Yasin Hayal ile ilgili sorgulama yapıp kayıtlara baktıktan hemen sonra istihbarat daire başkanlığınca Dink'e ait 'idp' kayıtlarının kapatıldığı" açıklamalarında bulunduğu hatırlatılan Akyürek, "Eylem bilgilerini içeren 'idp' programındaki Dink sorgu sayfası neden kapattırıldı?" sorusunu, "Bu konuyu ilk kez buradan öğrendim" diye cevapladı.
"TEHDİT ALGISI İÇİN 81 İLİN EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNÜ UYARDIM"
"Cinayet planı ile ilgili birçok bilgiye vakıf olmanıza rağmen Hrant Dink'in yaşam hakkını korumak bakımından Polis Vazife Yasası'nın verdiği 'garantörlük yükümlülüğü'nü niçin yerine getirmediniz?" sorusu yöneltilen Akyürek, "Trabzon emniyet müdürü olarak istihbarat şubenin yaptığı çalışma sonucunun İstanbul'a gönderildiğini ve imzamla istihbarat dairesi başkanlığına gönderildiğini biliyorum. Ayrıca istihbarat dairesi başkanıyken de Ermeni vatandaşlarımıza yönelik tehdit algısının yoğunlaşmasına istinaden, 81 il emniyet müdürlüğümüzü uyardığımı biliyorum. Belirttiğim hususların muhatapları tarafından ne kadar ciddiye alındığı olay sonucunda ortaya çıkmıştır" ifadesini kullandı.
En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin