Ortadoğu'nun belirsiz sınırları
Faruk Faruk
Arap baharı, bölgede patlak veren tek devrim değil. Tunus, Mısır ve Libya'daki diktatör yöneticilerin devrilmesi, henüz akıbeti belirsiz Suriye'de ölü sayısının artması, iktidardan pay isteyen bastırılmış İslamcı hareketlerin (Işid, El Kaide) yeniden canlanması ve genç devrimcilerin Arap devletinin oluşumu için mücadele etmesi gibi sürpriz gelişmeler, aynı önemde başka devrimlere de dikkatlerin çevrilmesine katkıda bulundu.Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır ve İran gibi bölgede nüfuzlu ülkeler, ABD ve İsrail'in yarım asırdan fazladır dayatmaya çalıştığı hegemonyaya yönelik meydan okuyordu. ABD ve İsrail bu meydan okumayı kırmak için Mısır'da darbe diğer ülkelerde ise farklı politikalar üretmeye çalışıyor. Ortadoğu bunlarla uğraşırken başka yerlerde patlak veren sorunlar var. 0Yeni problem İŞİDu2026
İslamcı militanlar Suriye'den sonra Irak'a geçti ve şehirleri ele geçirip Kürt bölgesini ve Irak hükümetini tehdit ederek savaşıyor. IŞİD olarak bilinen örgüt sadece Irak ve Suriye için tehdit oluşturmuyor. Örgüt aynı zamanda Suriye'nin Akdeniz sahilinden modern Irak'a kadarki toprakları kapsayan bir radikal İslamcı devlet kurmayı planlıyor.
Ülkeler ve sınırları değişmeye başladı ve farklı yerlerde kuşatma altında bulunuyor. İki yılı aşkın bir süredir Lübnanlı Şii militanlar Suriye'ye geçerek Suriye hükümetinin gayrı resmi kolu görevini gördü. Bu sırada birçok Suriyeli mültecinin Lübnan'a kaçmasıyla Lübnan'da şu anda okul çağında olan Suriyeli çocuk sayısı okul çağındaki Lübnanlı çocukların sayısını aşmış bulunuyor. Irak'ta ise Kürt nüfus Irak hükümetinin direnmesine karşı Türkiye'nin yardımı sayesinde ülkenin kuzeyinde kendilerine bir vatan oluşturdu. Kürdistan Bölgesel Yönetimi kendi petrolünü ihraç etmeye çalışırken, kendi gümrük ve göçmenlik işlerini idare ediyor ve peşmerge adı verilen güvenlik güçleriyle kendisini savunuyor. Bölgede istikrarı sağlamaya odaklanmış olan ABD için resmi yeniden çizmek zorlaştı.
"Kısa vadede yapılması gereken bazı askeri müdahaleler var," diyen Başkan Barack Obama, "Ulusal güvenlik ekibimiz tüm seçenekleri değerlendiriyor," ifadesini kullandı. Obama Irak'ın Şii hükümetinden Şii ve Sünniler'in cihatçılara karşı birlikte hareket etmesi için siyasi yollar aramasını istedi. Obama "Bu olay Irak hükümeti için bir uyanış çağrısı olacak," dedi.
Peki, Orta Doğu devletlerinin sınırları neden bir anda geçirgen ve etkisiz hala geldi? Kısaca Irak ve Suriye'deki şiddet olayları bölgenin tarihteki etnik ve dini imparatorlukları arasındaki bir çekişmeye dönüştü: Persli Şii İran, Arap - Sünni Suudi Arabistan ve Sünni Türkiye. Orta Doğu'nun tamamına tarihte bir zamanlar hükmetmiş olan bu imparatorluklar şu anda Akdeniz'den Körfez'e kadarki topraklar üzerinde etki kurabilmek için bir savaş halinde bulunuyor.
Örnek olarak Irak'ın Şii hükümetini tanımayı reddeden Suudi Arabistan Suriye'de sadece Sünni isyancı gruplarını desteklerken Şii Hizbullah'a karşı çıkıyor. İran ise Şii bağlantılı Suriye rejiminin destekçiliğini yapıyor ve Irak'ın Şii hükümetiyle de derin bağlar kurdu. İran'ın Devrim Muhafızları'nın 1980'lerde kuruluşuna yardım ettiği Hizbullah ise silahlı ve eğitimli birlikleriyle güçlü olmaya devam ediyor.
ABD de burada rol oynadı. 11 Eylül'den sonra saldırılarla hiçbir ilgisi bulunmayan Saddam Hüseyin'i deviren ABD bölgeyi değiştirmek için ilk adımı Irak'ta attı.Arap Baharı ise etnik ve dini tansiyonu yüksek tutan otoriter rejimlerin başındaki diktatörleri koltuğundan etti. Suriye ayaklanması sonuç vermedi ve bunun yerine bir iç savaşa dönüştü. İki tarafta dini ve etnik propaganda ve zalimliği avantajlarını korumak için kullandı.
ABD bölünmelerin bir kısmını destekliyor. Örnek olarak Şii Suriye rejimini desteklemezken Irak'ta kurulmasına yardım ettiği Şii hükümetini destekliyor. ABD'nin Iraklı lideri devirmesi ve mezhepsel yönetimi cesaretlendirmesi gerginliklerin dini ve etnik çizgilere kaymasına sebep oldu. ABD daha sonra uzun ve sorunlu Irak işgaliyle yerel otoriteye daha da zarar verdi.
Küresel güç yapısındaki genel oynamalar da değişime yol açtı. Onlarca sene boyunca Orta Doğu, Soğuk Savaş ve petrol siyaseti sebebiyle kilitli kalmıştı. ABD Sovyet Birliği'ne karşı çıkan ülkeler olan Körfez ülkeleri, Ürdün ve Mısır'ı desteklerken, Sovyetler ise kendi dostları Suriye, Irak, Libya ve bazen Yemen'i destekledi. ABD birçok demokrasi karşıtı ve otokratik rejimi destekledi ama sonuç göreceli bir istikrardı. Ancak şu anda Soğuk Savaş yapısı yıkıldı ve başka yerlerde yeni enerji kaynaklarının belirmesi istikrar üstüne konulan primi düşürdü. ABD ve bölgesel güçler için temel sorun düzensiz konumdaki tehlikeli grupların yükselişiyle kontrolü ellerinden kaybetmek gibi gözüküyor.
IŞİD hem Türkiye hem de Suudi Arabistan için bir tehdit oluşturuyor. Ancak Irak'ın 2. en büyük şehri Musul'un ele geçirilmesi de dahil olmak üzere örgütün gerçekleştirdiği kolay saldırılar hükümetlerin yıllar süren isyanlarla tökezlemesi ve bu iki ülkenin ve Körfez ülkelerinin muhalefeti desteklemesiyle gerçekleştirildi. İran şiddet yanlısı ve sık sık Sünniler'i hedef alan Şii militanları cesaretlendirerek onlara eğer IŞİD hükümetin sağlayamadığı güvenliği sağlarsa birçok Sünni'nin IŞİD'i kabulleneceği mesajlarını verdi. Baktığımız zaman Küreselleşme ile dünyanın pek çok yerindeki sınırlar önemini yitirirken, Ortadoğu bölgesindeki sınırlar, oluşturulmalarındaki sorunlar nedeniyle hala tartışılmaya devam ediliyor ve devam edeceku2026
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.