Dolar (USD)
34.15
Euro (EUR)
38.05
Gram Altın
2922.41
BIST 100
9891
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

ÖLÜMÜNÜ CEBİNDE TAŞIYAN ŞAİR

ÖLÜMÜNÜ CEBİNDE TAŞIYAN ŞAİR
28 Haziran 2015 00:00:00

Yıldönümü yazısı yazmak özellikle de konu ölüm yıldönümü olduğunda daha da önem kazanıyor. Unutturmamak, yeni nesle bu alemden göçüp giden kişiyi tanıtmak, yaptığı çalışmaları örnek almalarını sağlamak, bir vefa göstergesidir.

"benim ölümüm çocukların kulaklarına küpedir" diyor "Cebimde Ölümüm" adlı şiirinde Alaaddin Özdenören. Aramızdan ayrılalı 12 yıl oldu. Baştanbaşa şair, doğduğu memleketin münbitliğini doğrularcasına coşkuluğu bir şiir sevdalısı gönül. Sözlerinde hikmet aranması için şiirlerinin dize aralarına girmek yeterlidir. Ölümünü çocuklar için ibretlik sayması da bu yüzden.

Rasim Özdenören'le ikiz kardeş olmaları ve hayat boyu edebiyat adına birlikte hareket etmeleri Hamle ve Mavera gibi iki güzide eseri ortaya çıkardı. Sadece ikisi değil elbette. M. Akif İnan, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Erdem Bayazıt gibi isimler bir arada olunca adı şimdilerde herkes tarafından telaffuz edilen güzel adamlar vücuda gelmiştir güzel zamanlarda.

Arkadaş çevresinde en sessiz, en içine kapalı olan Alaaddin Özdenören'dir. Usta işi şiirlerine, bir şair elinden çıktığı belli olan nesirlerine rağmen yaşadığı dönemde ön planda olmamış, bunun için de çaba sarf etmemiştir. Sessizliğin şairi denecek ölçüde sesi içinde yankılanan bir şairdir o. "Dökülüş" şiirinde "Akar saçlarımdan yalnızlığın ırmağı kalbime dökülür" derken, yalnızlığın onun için bir alın yazısı olduğunu söylemiştir şair.

Alaaddin Özdenören'in hayatı bir acılar filmi gibidir. Yaşadığı her ızdırap onu biraz daha içine dönük yaşamaya itmiş, ortalarda pek görünmeden şiirine, yazısına hüznünü damıtarak ömrünü geçirmiştir. Şiirlerinde yaşanmışlıklarını dize dize işleyerek kendine şiirini şahit tutmuştur. Oğlunu bir trafik kazasında kaybedince hüznü daha bir üzerine yığılmış, bunun acısını ömrünün sonuna kadar dillendirmiştir. "Hüzün Uçurumları" şiiri dokuz yaşındaki oğlunu bir trafik kazasında yitiren babanın içli bir hıçkırıklarıdır adeta.

"Yavrum Yalnızlığın şu son kıyısını da atla Ve anla ki hayat En özgür biçimini sende denemiştir Onun içindir ki ölüm Denizin doğurduğu eşsiz dalga Sende dokumaktadır güzelliğini."

Şiirlerinde daha çok hüzünlerini kaleme alan şair, sessizliğin şiirini yazarken şiiri gibi yaşamayı yeğlemiştir. İçsel bir duruş, gülerken bile acıya yaslı bir gönderme onun yüzünden okunurdu. Kısa şiirler yazıp sözü uzatmayan, az konuşan, samimiyetini yüzünden daha çok sözlerine teslim eden bir tavrı benimsemişti. Cahit Zarifoğlu'nun gözünde bir güzel adam olan Alaaddin Özdenören'le tanışan herkes de bu güzelliğe şahit olmuştur.

"Cahit Deyinde" şiiri bir bakıma yedi güzel adamın bir şerhi gibidir. Aynı zamanda, aynı mekanlarda birlikte bulunarak güzel işler çıkaran dostların yüz akıdır dostlukları.

"Cahit deyince aklıma İçinde bütün çiçekleri taşıyan sevdalar Aşklar arkadaşlıklar gelir Sait gelir Akif gelir Erdem gelir Rasim gelir."

Yaşadığı dönemde kıymeti bilenemeyenlerden bir kıymetli isimdir o. Kardeşi Rasim Özdenören'e göre onun okuyucuya ulaşmayı bekleyen dergi sayfalarında kalmış çok nadide yazıları vardır. Rasim Özdenören, "Onun düzyazıları her defasında beni de yazmaya çağırmıştır." diyor. Şimdi o yazıları dergi sayfalarından çıkarıp okuyucuya ulaştıracak bir gönül ustasını bekliyor o cümleler.

İçimize bir Güneş Donanması gönderen şairi ölüm yıldönümünde rahmetle anarken, bir temenniyi tekrarlamakta fayda görüyorum. Bize eşsiz güzellikler salan kalem erbaplarına, gönül insanlarına yaşarken değer verelim. Kalpleri bazen bir selam da ferahlatabiliyor.

Son Dakika Haberleri Haber Magazin Haberleri