Ölümü hayata tercih edenlerin zaferi
SABRİ GÜLTEKİN
"Kolay da gelse, zor da gelse sefere çıkın ve Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. (Ey Nebi!) Eğer kolayca ganimet elde edebilecek yakın bir sefer olsaydı, Senin peşine tereddütsüz takılırlardı. Fakat, uzun ve zorlu sefer onlara zor geldi. Üstelik: "Eğer gücümüz olsaydı muhakkak sizinle çıkardık" diye Allah'a yemin ederler. (Halbuki) onlar kendilerini helak ediyorlar. Allah, onların yalancı olduğunu çok iyi biliyor." (Tevbe, 9 /41-42)
Müslümanların askeru00ee ve siyasu00ee zaferi
İnkılab Yayınevi Sahhar serisine bir yenisini daha ekleyerek okuyucuyu Tebük Savaşı'nın cereyan ettiği atmosfere taşımış. Abdülhamid Cu00fbde es-Sahhar tarafından kaleme alınan ve Adem Yerinde tarafından çevrilen Tebük Savaşı isimli eser, İslam tarihinde savaşmadan askeru00ee ve siyasu00ee zafere nasıl ulaşıldığının yol hikayesini anlatıyor. Roman, baştan sona kadar adeta bir tarih seyir defterine düşülen notları aktarırcasına okuyucunun finale erişme isteğini kamçılıyor.
Allah, Ebu00fb Zer'e merhamet etsin
Konstantin, karanlığa bürünmüş Bizantiye'de dolaşıyordu... İslam ordusu, Allah'ın uçsuz bucaksız mabedinde ilerliyordu. Gökten alevler saçan güneş, altındakileri kavururken bedenlerden oluk oluk terler boşalıyordu. Uzun çöl yollarını hızla kat eden Allah Elçisi (sav), Heraklius savaş hazırlıklarını tamamlamadan Tebük'e ulaşmak istiyordu. Ordunun içindeki Ebu Zer geride kalıyor, sonra Allah'ın yardımı ile tekrar Resu00fblullah'a yaklaştığında Allah Elçisi onun için şu ifadeyi kullanıyordu: "Allah, Ebu00fb Zer'e merhamet etsin. O yalnız yürür, yalnız ölür ve yalnız haşr edilir."
Ordudaki askerlerin en güçlüsü
Yesrib'den çıktıktan yedi gün sonra Tebük'e ulaşan Allah Resu00fblü (sav) altmışına yaklaşmıştı. Ama ordudaki askerlerin en güçlüsü ve en canlısıydı. Tebük, Bizans sınırında, verimli yeşil bir vahaydı. Gözün alabildiği her yer, bahçeler ve salkım salkım ürünleriyle, sarkan meyve ağaçlarıyla doluydu. Ahali, Rumlarla savaşmak için çölleri ve sahraları aşıp gelmiş. İslam ordusuna sevgi gösterileri yapıyordu. Müslümanlar adaletleri ve iyilikleriyle tanınmışlardı. Oysa katı kalpli Bizanslıların yönetiminde adalet ve iyilikten eser göremiyorlardı.
Allah, Bizanslıların kalbine korku saldı
Allah, Bizans ordusunun kalbine korku salmış ve Bizanslılar, hayatta kalmayı tercih ederek Şam'a çekilmişlerdi. Mu00fbte Savaşı'nda 3.000 Müslümanın neler yaptıklarını görmüşlerdi. O yüzden Allah Elçisi'nin (sav) komutasında ölümü hayata tercih eden 30.000 Müslümanla yeni bir maceraya girmeyi göze alabilirler miydi?..
***
Kendimize yabancılaştığımız için kan ve gözyaşına boğulduğumuz şu dünyada bizlere hikmet yolunun kapısını açan kıssalardan hisse almak istiyorsanız, Tebük Savaşı'nı bir de Abdülhamid Cu00fbde es-Sahhar'ın kaleminden okuyuverin efendim.
***
Hane-i Saadet'e yolculuk
Fatımatüz Zehra Kamacı'nın Hz. Peygamber Devrinde Kadınların Süslenmesi kitabında Cahiliye döneminde ve Peygamberimiz (sav) döneminde kadınların sosyal ve içtimau00ee yaşantılarını ele almıştı. Hz. Peygamber'in Günlük Hayatı:2 (Hane-i Saadet) isimli eserinde ise, Hz. Peygamber'in Mescid-i Nebevu00ee'nin inşasıyla eş zamanlı olarak eşleri ve kızları için mescid içinde ve çevresinde inşa ettirdiği Hane-i Saadet'i derinlemesine araştırarak okuyucunun ilgisine sunmuş.
Yine İnkılab Yayınevi tarafından yayımlanan Hz. Peygamber'in Hane-i Sadet'teki günlük hayatını ele alan bu çalışmada, Resu00fblullah'ın zevcelerine ait odalarda geçtiği açıkça belirtilen rivayetler ile ümmehatü'l-mü'minu00eenden, misafirlerinden yahut onların hücrelerdeki halini tasvir eden kadın sahabu00eelerden gelen rivayetler esas alınmış.
Konu, Hane-i Saadet odaları, Resu00fblullah'ın ev hali, ibadet hayatı, aile fertleri ve misafirleriyle münasebetleri ana başlıkları altında incelenmiş.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.