Dolar (USD)
34.23
Euro (EUR)
37.14
Gram Altın
3009.57
BIST 100
8872.85
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Ölüm ve yorgunluk

Akşam vakti dünyamızı aydınlatan güneş ufukta batarken, altın sarısı misali ışıklarını toparlayıp günün kapanmasıyla bizlerle lisan-ı haliyle vedalaşmakta ve "Allaha ısmarladık" der gibi süzülerek kaybolmaktadır Koca bir gün ışıklarıyla güneşin aydınlattığı dünya, beyaz elbisesini çıkarmış siyah kefenini giymeye hazırlanmaktadır.
Ölüm ve yorgunluk
27 Nisan 2014 00:00:00
Akşam vakti dünyamızı aydınlatan güneş ufukta batarken, altın sarısı misali ışıklarını toparlayıp günün kapanmasıyla bizlerle lisan-ı haliyle vedalaşmakta ve "Allaha ısmarladık" der gibi süzülerek kaybolmaktadır Koca bir gün ışıklarıyla güneşin aydınlattığı dünya, beyaz elbisesini çıkarmış siyah kefenini giymeye hazırlanmaktadır.

Bu iki inkılap; aklı beşer için muhteşem birer tablodur elbette. İlahi kudretin tecellisi gece ve gündüzün deveranında açıkça görülmektedir. Dünya kuruldu kurulalı bu iki inkılabı azim birbirini kovalamakta, insanoğlu ve diğer mahlu00fbklar için gündüz açılan ilahi sofranın bazı nimetleri sona ererken, karanlığın çökmesiyle başka nimetler devreye girmektedir.

Gündüz eşyanın rengi ve ne olduğu görülürken, geceleyin eşyanın üstü adeta siyah bir çarşafla örtülüp gizemli hale getirilmektedir.

Gündüz çalışarak, yorulup ve iş yapamaz hale gelenler için, bu ağırlıkları üzerlerinden atabilmenin tek bir yolu vardır, o da geçici olarak dünya ile alakalarını azaltarak derin bir uykuya dalıp ve istirahat ederek güç ve kuvvetlerini tekrar elde edebilmektedirler.

Geceleyin adeta bir kabri andıran, yünden, pamuktan veya başka maddelerden yapılmış yatağa insanoğlu girmekte, o günün yorgunluğunu atmak için küçük bir ölüme ihtiyacı vardır.

Uyku aleminde gördüğümüz rüyalar açıkça gösterir ki, insan yarı ölü bir halde iken, uyumayan ve ölmeyen bir başkalık vardır insandau2026 Ceset uyurken, görülen rüyalar elbette cesetle alakası olamaz. İlim adamları en uzun rüyanın bile birkaç saniye ile sınırlı olduğunu söylüyorlar. Bir rüyayı bir veya bir kaç saat yaşamış gibi olmamız açıkça gösteriyor ki, gördüğümüz rüyaların dünya ölçüleri ile değerlendirilmesi yanlış olur. Çünkü: rüyalardaki bütün o hadiseleri yaşayan ceset değil, ruhtur.

Gündüzün kapanmasıyla gecenin uykusu adeta bir yarı ölümle sonuçlanmaktadır. Uyumakla dünya hayatını terk eden insan, sabahleyin uyandığında kendisi, aile efradı dost ve ahbapları kendisiyle alakalı ne varsa ve bütün eşya ile tekrar buluşmaktadır. Ölümden sonra dirilişin bir misali her sabah gerçekleşmektedir. Demek ki insan her gün bir ölüm ve her gün bir dirilişle karşı karşıyadır. Her gün ölen ve dirilen insanın haşiri (yeniden dirilişi) inkar etmesi ne kadar cahilanedir. İnsanlar akıl erdiremedikleri sırları yaşarken, yaşadıklarının farkına varmaması kadar büyük bir gaflettir.

Aynı kanun vücudumuzda cereyan etmekte, yorgun düşüp ölen hücrelerimizin yerine yenileri gelip aynı görevi devir alarak hayatımızın devamına yardımcı olmaktadırlar. Bu ilahi kanun "acz ve fakrımızın" sonsuzluğunu ortaya koymaktadır. Vücudumuz bir haşir gibi her zaman ölüm ve dirilişin meydanıdır. Bu mucizevu00ee deveran hayatımızın bu dünyada sona ermesi ile bitmemektedir.

Bazı ağır hastalıklar nedeniyle insanların daha çok uyku ve istirahata ihtiyacı vardır. Doktorlar verdikleri ilaçlarla birlikte uyku ve istirahatı da tavsiye ederler. Çünkü verilen ilaçların etkili olması ve hastanın daha çabuk iyileşmesi için hastanın istirahat gerekmektedir. Hasta bir insanın daha çok uyuması demek dünya ile alakasını azaltmak anlamına gelir ki, bu sayede bazı hastalıklardan kurtularak daha çabuk şifa bulabilsin.

Kur'an-ı Kerim de En'am Suresi ayet 60 da Allah (cc) bizleri bu ayetle hem irşat hem de imtihan etmektedir.

"Geceleyin sizi ölü gibi uyutan, gündüzün yaptıklarınızı bilen, mukadder olan hayat süreniz doluncaya kadar gündüzleri sizi tekrar kaldıran O'dur. Sonra dönüşünüz o'nadır. İşlediklerinizi size bildirecektir."

Evet, ufak bir ölüm gibi olan uyku insanın geçmişteki yorgunluğunun üzerinden atılmasına vesile olur. Uyandığında ise yorgunluğu gitmiş ve kendini dinç hisseder. Uykudan başka hiç bir ilaç veya istirahat uykunun verdiği zindeliği veremez.

Her ne kadar ömrümüzün belki üçte biri uyku ile geçse de dünya hayatının yaşanabilmesi için uykunun yerini hiçbir şey tutamaz.

Çok yorgun olduğumuz zamanlar değil yatakta, otururken bile bazen uykuya dalarız. Bu durum insanın ne kadar uykuya yani küçük bir ölüme ihtiyaç duyduğunu açıkça gösteriyor.

Günlük yorgunluğumuzu gideren ve küçük bir ölüm olan uyku bizi nasıl ki dinç bir hale getirmeye vesile oluyorsa, dünya ile bağları koparılan ceset için büyük ölüm ise; dünyada yaşadığımız bütün yorgunlukları üzerimizden atmaya vesile olur.

Haşirin sabahında gözlerini açanlar eğer ehli cennet ise, dünyanın ahrete nispeten ne kadar geride olduğunu göreceklerdir. Çünkü ölüm aynı zamanda hakki bir hayatın başlangıcıdır.

Nasıl ki ana rahminde olan çocuk bu dünyayı anlayamazsa, insan da ahrete gitmeden o harika alemi anlayamaz. Çünkü ahret alemini ne göz görmüş, ne kalbi beşere hutur etmiştir.

Ana karnı bu dünyaya göre ne kadar geride ise, dünya da ahrete göre belki o kadar geridedir. Ehli iman için ölüm en büyük bir nimet ve rahmettir.

" Ruh ceset ile kaim değildir, ceset istediği kadar dağılıp toplansın, ruhun istiklaliyetine zarar vermez. Belki ceset ruh ile kaimdir"

* Günün ağırlığını atabilmenin tek yolu, geçici olarak dünya ile alakayı azaltan uyku ile güç ve kuvvetleri tekrar elde etmektir.

* Günün yorgunluğunu atmak için adeta bir kabri andıran yatağa giren insanoğlunun, burada küçük bir ölüme ihtiyacı vardır

* Her ne kadar ömrümüzün üçte biri uyku ile geçse de dünya hayatının yaşanabilmesi için uykunun yerini hiçbir şey tutamaz.

* Haşirin sabahında gözlerini açanlar eğer ehli cennet ise, dünyanın ahirete nispeten ne kadar geri olduğunu göreceklerdir. Çünkü ölüm, hakki bir hayatın başlangıcıdır.

Abdulkadir İKBAL

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin
Masrafsız Bankacılık
Görüntülü Görüşme