Okçuluk bir İslam sanatıdır
SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
İstanbul sokaklarında özellikle tarihi kadim semtlerinde dolaşırken Osmanlı'nın yadigarı eserlerin varlığı insana ayrı bir huzur verir, tıpkı Eyüp Sultan gibi. Eyüp Sultan hazretleri ileri yaşlarına rağmen cihaddan vazgeçmemiş, Müslüman orduyla fethetmek için yola çıktığı İstanbul yakınlarında hastalanıp vefat etmişti. Bunu bilen Fatih Sultan Mehmet, 1453 tarihinde büyük ordusuyla İstanbul önüne geldiği zaman Eyüp Sultan hazretlerinin kabrini bulmayı aklına koymuştu. Çeşitli rivayetlerde anlatıldığı üzere mübarek sahabenin mezarını buldu ve burada şehrin ilk külliyesi oluşturuldu. İşte o mübarek sahabenin türbesinin bulunduğu Eyüp, Osmanlı'nın tüm izlerini bünyesinde taşıyor. Eyüp'ün manevi havasının süslediği mekanlardan biri de Eyüp Camii doğusunda, Bostan iskelesi Sokağı üzerinde, Pertev Paşa Türbesi arasında ve Mihrişah Valide Sultan Türbesi karşısında olup bugün mezarlıklar arasında kalan Mihrişah Valide Sultan Sıbyan Mektebi'dir. Karşısındaki imaret, türbe ve sebil ile birlikte 1795 yılında yaptırılan bu eski yapıda şu an geleneksel Türk sanatları icra ediliyor. Bahçesindeki Osmanlıca mezarların kitabeleri ders olarak okutuluyor, ebru sanatı tüm renkleriyle suya nakşedilirken tarihimizde büyük bir yeri olan okçuluk da talebelere eğitim olarak veriliyor. Güzel bir Mayıs ikindisinde Sıbyan Mektebi'nde talebelerine okçuluk talimi yaptırırken rastladığım Eyüp Sultan Okçuluk Takımı spor eğitmeni Neslihan Candan'la okçuluk üzerine konuştuk.
Okçuluk tüm sanatların üzerinde
Birçok uygarlık tarafından kullanılmış olan kadim bir savaş tekniği olan okçuluğu nasıl tanımlıyorsunuz?
Peygamberimizin, hakkında kırktan fazla hadis-i şerifinin olduğu okçuluk bir İslam sanatıdır ve diğer tüm sanatların üzerindedir. Savaşlarda kullanılan silahlar düşmana cihat niyetiyle atıldığı zaman oku, topu, tüfeği hatta tükürüğü kul değil, Allah hedefe ulaştırmış oluyor.
Okçulukta üstat olarak kabul ettiğiniz bir isim var mı?
Bizim pirimiz Okçular Tekkesi'nin şeyhi Şeyh Hamdullah'tır. Fatih Sultan Mehmet Okçular Tekkesi'ni vakfettiğinde aynı zamanda hattatların da şeyhi olan Şeyh Hamdullah, tüm hattatların okçuluk sanatıyla meşgul olmasını istemiştir. Bu yüzden tekkede onların şeyhliğini yapmıştır.
Kadim usulü bozmuyoruz
Şeyh Hamdullah'ın okçulukla ilgili öne çıkan bir felsefesi var mı?
Şeyh Hamdullah, 'Ben hattatlıkta feraceyi üzerime giydim oturdu ama okçulukta sadece tene yapışabildim' demiştir. Buradan anlıyoruz ki okçuluk sanatların üzerinde bir sanat. Okçuluğun da bir sistem ve usulü var. Bu işi biz de o tarihi yönüyle ele alıyoruz, kadim usulü bozmuyoruz.
Kadim bir spor ya da savaş sanatı olarak adlandırabileceğimiz okçuluğun Osmanlı döneminden kalma bir öğretisi var mı?
Okçuluğun da sırları var
Osmanlı'nın en önemli savaş sanatlarından biri olan okçulukla ilgili araştırmalarınızda İslam dinindeki yerine de vakıf oldunuz mu?
Peygamberimiz hadisinde 'Okçuluğu öğretin' diyor. Ben de bu hadisten yola çıkarak eğitimini aldığım okçuluğu yaşam şekline dönüştürdüm. Başladığımızda bırakmak gibi bir lüksümüz de yok. Çünkü bu sanatın da kendi içinde sırları var. Sır kelimesi insanda bir ilgi ve alaka uyandırıyor. Ayrıca kıymetli şeylerin sırları olur. Bu sırları herkese öğretmek yasak. Özellikle teknik sırlar gayri Müslimlere; Mecusilere, Zerdüştlere ve gönlü olmayanlara verilmez.
Okçuluğun en temel ilkeleri nedir?
Sahabeler bir ayeti kerimeyi önce hayatlarına tatbik edip, içselleştirip ondan sonra hıfzedip yazarlarmış. Biz de okçuluğu içselleştirip yola devam ettik. Ok atmak, sadece oku fırlatmak değildir. Nasıl konuşman gerektiğinden nasıl bir beslenme alışkanlığına sahip olman gerektiğini bile öğrenmen gerekiyor. Bu yüzden okçunun ahlakını terbiye etmek için yanına bir mihmandar verilir.
Söz tohumdur
Siz de talebelerinize mihmandarlık yapıyorsunuz o haldeu2026
İslam fıkhında eşya hakkı büyüktür. Bu yüzden talebelerim özellikle yaylarına büyük hürmet gösterir. Yayı kurmadan önce iç kısmını dervişler gibi öperiz ve kurarken okunan dualarımızı ederiz. Söz tohumdur. Yayı boz değil, yayı boşalt deriz. Davranışlar kelimelere göre yol alır. Ben de talebelerime okçuluğun felsefesini öğretmeye çalışıyorum.
Bir sanat olarak adlandırdığınız okçuluğun aynı zamanda insan psikolojisi üzerinde de bir etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Çocukların psikolojik gelişimine de faydası çok. Sessiz sakin içine kapanık, cesaret edip toplulukta konuşamayan öğrencilerim zaman geçtikçe hem duruşunu düzeltti hem de özgüveni yerine geldi. Aileler de bu değişimi fark ediyor ve çocuklarını derslere düzenli bir şekilde getiriyor.
En büyük şart samimiyet
Okçuluk sanatına başlamaya nasıl karar verdiniz?
Sahabelerden Sa'd bin Ebu00ee Vaku00adkas'ın okçuların piri olduğunu öğrendiğim an okçu olmaya karar verdim. Hz. Sa'd ilk oku atan ve ilk müşriği öldüren sahabedir. Okçuluk hak edene verilir. Bir kişi eski okçu da olsa, hak ona verilmemişse birinci olamaz, başarı kat edemez. Bu sanatta samimiyet en büyük şart.
Osmanlı'nın okçulukta zirvede yer almasının nedeni nedir sizce?
İşini severek yapan insan onu sanata dönüştürür. Talim yaparken ok atışına bile meşk diyoruz. Aşk varsa meşk de vardır. Osmanlı, okçuluğu sanata dönüştürdüğü için başarısı savaşlara da yansımıştır. Alman bir tarihçi 'Biz Osmanlı'nın kullandığı tekniği yüzyıllar sonra bile çözemedik, o teknolojiyi anlayamadık' der. Alman tarihçinin açıklayamadığı teknoloji; mana ve iman gücüdür. Maalesef bu büyük kültür mirasını devam ettiremedik. Pragmatik düşünce tarzı bizi manadan kopardı. Maddiyat çoğalınca maneviyat azaldı.
Müsabakalara gençlerin ilgisi büyük
Bize geçmişten miras kalan, unutulmaya yüz tutmuşken yeniden canlandırılmaya çalışılan bu sanata günümüzde gençler ilgi duyuyor mu?
Gençlerin okçuluk müsabakalarına ilgisi büyük ve müsabakalarımız çok renkli geçiyor. Biz de kullanılan argüman çok olduğu için oldukça ilgi görüyoruz. Okçuluk sanatının kaliteli yapılmasını istiyoruz. Çünkü bu bizim geçmişimiz, sanatımız, kültürümüz. Abdestsiz ok atılmadığı bir dönemden bugün okçuluğun bir uğraş olarak görüldüğü döneme geçtik. Bu işin amacını tam olarak zihinlerde oturtamazsak çıtayı yukarı taşıyamayız.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.