Ödeme hizmetleri için kritik rapor tamamlandı
Finans sektöründe ve özellikle ödeme hizmetlerinde ortaya çıkan dijital dönüşüm, sektörün düzenleyici otoritelerinin yanı sıra rekabet otoritelerinin de dikkatini çekmekte ve bu alandaki gelişmelerin pazarlardaki rekabete etkisi yakından takip edilmektedir. Finansal hizmetlerdeki yenilikçi iş modelleri ve yeni oyuncular, finansal ürün ve hizmetlerde farklı bir rekabet alanı açmakta ve pazarların merkezi yeni tür iş akışlarına doğru kaymaktadır. Bu durum ise yerleşik teşebbüsleri yeni oyuncular karşısında rekabet etmeye zorlamakta ve artan rekabet baskısına bağlı olarak teşebbüsler, daha uygun ve tüketici tercihlerini merkeze alan ürün ve hizmetler geliştirme arayışına girmektedir.
Diğer taraftan, finansal teknoloji (fintek) şirketlerinin pazarlarda yerleşik oyuncular üzerinde oluşturduğu rekabet baskısı, kimi durumlarda yerleşik teşebbüslerin yeni oyunculara yönelik çeşitli dışlayıcı eylemleri ile sekteye uğrayabilmekte ve bu durum, fintekin sektörde gösterebileceği rekabet artışı etkisini akamete uğratabilmektedir. Keza, bu alana ilişkin klasik iş akışları ile yerleşik oyuncuları merkeze alan çeşitli düzenlemeler, pazardaki yeni tür iş akışlarının geniş kitlelerce benimsenmesini zorlaştırabilmekte ve pazarda yüksek giriş engellerine neden olabilmektedir.
Bu doğrultuda yaklaşık bir yıllık süreç içerisinde yürütülen inceleme ile ülkemiz ödeme hizmetlerindeki fintek ekosistemi mercek altına alınmış; kapsamlı bir araştırma, inceleme faaliyetleri sonucu elde edilen bilgiler ile paydaşlardan edinilen bilgi ve görüşler çerçevesinde, “Ödeme Hizmetlerindeki Finansal Teknolojilere Yönelik İnceleme Raporu” hazırlanmıştır.
İnceleme Raporu üç temel bölümden oluşmaktadır. Raporda ilk olarak fintekin ortaya çıkış nedenleri ve finans sektörüne etkileri incelenmektedir. Sonrasında, ödeme hizmetleri alanında yeni oyuncuların ürün ve hizmetlerini pazarlamada karşılaştığı zorluklar ile pazardaki inovasyonun ve rekabetin artmasının önündeki engellere değinilmektedir. Devamında, büyük teknoloji şirketlerinin finansal pazarlara girişinin potansiyel sonuçları ele alınmaktadır. Son olarak, çalışmada ulaşılan tespitler doğrultusunda ülkemiz fintek ekosisteminin gelişimi adına öneriler sunulmaktadır. Özetle rapor ödeme hizmetlerindeki fintek alanında yaşanan gelişmelerin rekabete etkilerinin belirlenmesini ve rekabet hukuku perspektifinden ne tür yaklaşımların benimsenebileceğinin tespit edilmesini amaçlamaktadır.
İnceleme Raporu boyunca esasen şu altı soruya cevap aranmaktadır:
• Finteki farklı kılan hususlar ve fintekin finansal pazarlardaki etkileri nelerdir?
• Fintekin gelişiminin önündeki engeller ve pazar aksaklıkları nelerdir?
• Bu engellerden hangileri düzenleyici kurallardan, hangileri yerleşik teşebbüslerin davranışlarından ve hangileri pazar dinamiklerinden kaynaklanmaktadır?
• Bu engelleri aşmak adına benimsenen ulusal ve uluslararası uygulamalar nelerdir?
• Büyük teknoloji şirketlerinin finansal piyasalardaki rolü ne olacaktır?
• Ülkemiz fintek ekosisteminin gelişimi adına hangi tedbirler alınabilecektir?
Bu hususlara ilişkin olarak öncelikle ülkemizde rekabet hukuku alanında ön plana çıkan ortak endişenin, yeni oyuncuların mevcut altyapılardan dışlanmasının ortaya çıkaracağı rekabet karşıtı etkiler olduğu tespit edilmiştir. Bu noktada sadece finansal piyasalar özelinde değil, genel olarak ekonomilerde yaşanan dijitalleşmenin bir sonucu olarak “veri sahipliği” kavramı, rekabet analizlerinin mihenk taşını oluşturmaktadır. Buna bağlı olarak, rekabet hukuku bağlamında benimsenebilecek en işlevsel modern yorum ise, her bir veri setinin kendine has oluşu ve ikame edilemezliği ile belirli veri setlerine sahiplik noktasında teşebbüslerin hâkim durumda bulunabileceğinin kabulüdür. Yani, bir teşebbüsün müşterisine ait verinin başka bir teşebbüsten elde edilemeyeceği ve ilgili müşteri verisi özelinde teşebbüsün hâkim duruma gelebileceği sonucuna ulaşılabilecektir.
Diğer taraftan, fintek alanına ilişkin düzenleyici müdahaleler, daha kapsayıcı, hızlı ve öngörülebilir çözümler üretebilme özelliğine sahiptir. Düzenleyici kuralların finansal istikrarın korunması başta olmak üzere klasik düzenleyici kaygıların yanında piyasalardaki rekabetin ve inovasyonun sürekliliğini de göz önünde bulundurması gerekmektedir. Bu doğrultuda, atılacak düzenleyici adımların, günün ihtiyaçlarına cevap verirken geleceğe de uyum sağlayan, pazar koşullarını bozmadan yeni oyuncuların pazara girmesini teşvik eder nitelikte olması beklenmektedir. Özellikle zorunlu nitelikteki bankacılık altyapılarına fintek şirketlerinin doğrudan erişebilmesine izin veren düzenlemeler, finansal pazarlardaki ürün ve hizmet çeşitliliğini artırabilecektir.
Bunun yanı sıra devlet politikalarının, pazara girişi zorlaştırıcı nitelikteki pazar dinamiklerini ortadan kaldırmaya yönelik tasarlanması da rekabetçi yapının tesisi adına önem taşımaktadır. Bu açıdan özellikle kamu kaynaklı sermaye desteğine yönelik programların netleştirilmesiyle küçük ve orta ölçekteki teşebbüsler adına çeşitli finansman yöntemlerinin benimsenmesi uygun olacaktır. Diğer taraftan, bu tip devlet desteklerinin, pazardaki rekabete zarar verecek şekilde bir yahut birkaç teşebbüsün rakiplerine karşı avantaj elde etmesi sonucunu doğurmamasına dikkat edilmelidir.
Yine, özellikle yatırımcıların karar alma süreçlerine yardım sağlayacak kamuya açık bir veri havuzunun oluşturulması gündeme gelebilecektir. Fintek alanında piyasa eğilimlerinin güncel şekilde takip edilerek tüketici tercihlerine en uygun hizmetlerin geliştirilmesi adına toplu pazar verisinin oluşturulması düşünülebilecektir. Keza, hâlihazırda klasik finansal oyuncuların erişebildiği veri setlerine pazardaki yeni nesil oyuncuların da erişebilmesi, pazarda veriye erişim noktasında rakipler arasındaki asimetrik durumun ortadan kaldırılmasına hizmet edecektir.
Ülkemizdeki fintek ekosisteminin gelişimi adına teknoloji geliştirme merkezlerinin kurulması, üniversitelerde fintek programlarının açılması, nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi gibi özellikle uzun vadede Türkiye’nin fintek yatırımları için cazibe merkezi haline gelmesini sağlayacak adımların önemi de açıktır. Tüketici algısından doğan engelleri kaldırmak adına da dijital ve finansal okuryazarlığın artırılması başta olmak üzere tüketici farkındalığını tesis eden bütün yaklaşımların nihayetinde pazardaki rekabete olumlu etki edecektir.
Bir diğer husus olarak, ülkemiz fintek ekosisteminin gelişimi adına sektör oyuncuları ile kamu otoritelerinin sağlıklı diyalog mekanizmaları geliştirmesinin önemi açıktır. Keza, fintek alanına yönelik bütüncül ve tutarlı bir ülke politikasının tesisi, kamu otoriteleri arasında yakın işbirliğinin kurulmasıyla doğrudan ilişkilidir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.