Necmettin Erbakan kimdir?
Necmettin Erbakan, 54. hükümetin başbakanlığını yapmış, Başbakanlığı sırasında iç ve dış müdahalelere rağmen başında oldu devlete altın yıllarını yaşatmış, Türkiye'ye büyük devlet adamları yetiştirmiştir. Bir fikir ve aksiyon adamı olan Erbakan, ''Milli Görüş'' vizyonunun şekillenmesini sağlamıştır. Hayatı, yasaklar,zindan ve mücadele ile geçen Necmettin Erbakan'ın hayatı: dava adamlığı,hoca ve Müslüman devlet adamı üçgeninde şekillenmiştir. Kur'an ve sünnetten ayrılmamayı adet haline getirip kurduğu teşkilatlarda bunu yaşamış yaşatmaya çalışmıştır. Klasik algı olan ''öldükten sonra değeri anlaşılan'' insanlar arasına giren Erbakan, Türkiye meselelerine yaptığı akılcıl tespitlerle de akıllarda kalmıştır. ''Bir çiçekle bahar gelmez fakat her bahar bir çiçekle başlar'' sözleriyle sabrın ve mücadelenin hayatındaki yeri ve önemini belli edip her defasında teşkilatındakilere ve sevenlerine nasihat olarak verdi. Gelin bu büyük devlet adamını ve neler yaptığını birlikte inceleyelim. Necmettin Erbakan kimdir?
NECMETTİN ERBAKAN KİMDİR?
Necmettin Erbakan, 29 Ekim 1926'da Sinop'ta dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına Kayseri'de başlamış, ancak babasının iş tayini nedeniyle Trabzon'da sürdürmüştür. 1937'de orta okulu İstanbul Erkek Lisesi'nde birinci olarak tamamladı. Üniversiteye sınavsız giriş hakkı olmasına rağmen sınavla girmeyi tercih eden Erbakan, İstanbul Teknik Üniversitesi'ni kazandı ve dönem öğrencileri arasında Süleyman Demirel ve Turgut Özal da bulunmaktaydı. 1948'de üniversite eğitimini tamamladı.
1948-1951 yılları arasında Motorlar Kürsüsü'nde asistan olarak görev yapan Erbakan, bir süre boyunca motor dersleri verdi. 1951'de üniversitesi tarafından Almanya'daki Aachen Teknik Üniversitesi'ne doktorasını yapması için gönderildi ve doktorasını burada tamamladı.
ALMANYA’DAKİ İLK TÜRK BİLİM ADAMI NECMETTİN ERBAKAN
Üniversite tarafından 1951 yılında gönderildiği Almanya’daki Aachen Teknik Üniversitesi’nde doktorasını yapan Erbakan, motorların daha az yakıt sarf etmeleri konusunda araştırmalar ışığında bir rapor hazırladı. Söz konusu raporla birlikte doçentlik tezini de vererek İstanbul Teknik Üniversitesi’nde 27 yaşındayken doçent oldu. Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu matematiksel olarak izah eden bu tez, Alman bilim çevrelerinde büyük yankı buldu. Tezin neşredilmesi üzerine o tarihte Almanya’nın en büyük motor fabrikası olan Deutz Motor Fabrikaları’nın genel müdürü tarafından Almanların meşhur Leopard tanklarının motorlarıyla ilgili araştırmalar yapmak üzere Almanya’ya davet edildi. Alman Ekonomi Bakanlığı’nın araştırma yapmak için görevlendirdiği heyette kendisinin de yer almasını istemesi üzerine, Almanya’daki ağır sanayi fabrikalarını gezip inceleme fırsatı buldu.
1953 tarihinde doçentlik ünvanı için sınava girmek üzere Türkiye'ye döndü ve 1954'te henüz 27 yaşındayken İstanbul Teknik Üniversitesi'nde doçent oldu. Doçentliğinin ardından yeniden Almanya'ya giderek Deutz fabrikalarında görev yaptı.
Mayıs 1954 ile Ekim 1955 arasındaki askerlik görevinin akabinde yeniden üniversiteye döndü. 1956-1963 arasında 200 ortaklı ilk yerli motoru üretecek olan Gümüş Motor’u kurarak motor üretimini gerçekleştiren isim oldu. Profesörlük unvanını 1965’te aldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Genel Sekreterliği’ne 1967’de seçildi. Aynı yıl, Nermin Saatçioğlu ile evlendi. Bu evliliğinden üç çocuğu oldu.
(Zeynep-1968, Elif-1974 ve Fatih-1978) TOBB Genel Sekreterliği görevi sırasında, büyük sanayici ve tüccarlara karşı Anadolu’daki tüccar ve küçük sanayicileri savunmasıyla dikkati çeken Necmettin Erbakan, 25 Mayıs 1969’da TOBB Genel Başkanı olarak seçildi. Ancak, Adalet Partisi’nin seçimleri iptal etmesi sebebiyle 8 Ağustos 1969’da başkanlık görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
"ERBAKAN HAKLIYMIŞ"
Neyi, niçin ve ne zaman söylediğiyle, neyi, niçin ve ne zaman yaptığıyla ilgili küçük bir araştırma yaptığımızda dahi Necmettin Erbakan isminin Türkiye ve dünya için büyük bir kazanım olduğunu görüyoruz. “Biz seçimler için değil, gelecek nesiller için çalışıyoruz” cümleleriyle lideri olduğu Milli Görüş’ün siyasi hareketten ziyade “Dünya geleceğinin dev projesi” olduğunun farkına varıyoruz. Türkiye'de bugün yaşanan birçok olayı yıllar öncesinden haber verme basiretiyle artık dillerde dolanan şu söz Erbakan'ı en güzel tanımyan bir ifade oldu: "Erbakan hoca haklıymış."
"BİZ SEÇİMLER İÇİN DEĞİL, GELECEK NESİLLER İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Onun çizgisi yoksulu doyurmak, yetimi korumak ve mazlumun yanında olmaktır. Siyonizm, emperyalizm veya kapitalizm gibileriyle mücadelenin yılmaz savunucusu olan Necmettin Erbakan, yeri geldiğinde ülke, millet ve ümmet için büyük risk almış, cesur ve en net tavrı göstermiştir. Yeri gelmiş bedelleri sadece kendi ödemiş, Siyonist emperyalizmin herkesi teslim aldığı son yarım yüzyılda dimdik ayakta durmayı başarmıştır. O, sadece İslam ülkelerinin değil, Kur‘an’ın emrettiği gibi bütün dünyanın saadetini istedi.
EĞİTİM HAYATI
İstanbul Teknik Üniversitesi’ne kendisinden 1 sene evvelki öğrencilerle birlikte başlayan Necmettin Erbakan’ın dönem arkadaşları arasında Türk siyasetinin önemli isimleri Süleyman Demirel ve Turgut Özal da vardı.
İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi’nden 1948’de mezun olan Necmettin Erbakan, aynı yıl asistan olarak aynı fakültenin Motorlar Kürsüsü’nde ders verdi. (Sadece profesör ve doçent unvanı olanların icra ettiği bu görev, Erbakan’ın başarısının ödülü niteliğindedir.)
MİLLİ NİZAM PARTİSİ
Adalet Partisi’nin 1969’da milletvekili aday adaylığı Süleyman Demirel tarafından veto edildiği için Konya’dan bağımsız aday olarak gerdiği seçimi 2 milletvekili seçtirecek oy alarak milletvekili oldu. Milli Nizam Partisi (MNP)’ni 17 Ocak 1970’te, 17 arkadaşıyla birlikte kurdu. Bu parti 12 Mart askeri müdahalesi sonrası “Laikliğe aykırı çalışmalar yürüttüğü” iddiasıyla açılan davayla 20 Mayıs 1971’de kapatıldı.
MSP-CHP KOALİSYONU
MNP kadrolarıyla 11 Ekim 1972’de Milli Selamet Partisi (MSP)’ni kuran Necmettin Erbakan, 14 Ekim 1973 seçimlerinde yüzde 12 oy oranıyla 48 milletvekilliği kazanarak Meclis’e girdi. Seçimlerin hemen akabinde CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’le CHP-MSP koalisyonunu kurdu.
Koalisyon hükümeti sırasında Kıbrıs’taki soydaşlarımızın yaşadığı zulme sessiz kalmayan Necmettin Erbakan, Kıbrıs Barış Harekâtının yapılmasında etkin rol oynadı. Harekât sırasında Kıbrıs’ın tamamının alınması gerektiğini savunan Necmettin Erbakan’a, Bülent Ecevit karşı çıkmış ve harekât yarıda bırakılarak, bugünkü sınırlarda kalınmıştı. Koalisyondaki bu sürtüşme daha sonra ortaklığı bitiren en büyük etken oldu.
12 EYLÜL 1980 DARBESİ VE YASAKLI GÜNLER
Mart 1975’te kurulan Birinci Milliyetçi Cephe Hükümeti (Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhuriyetçi Güven Partisi)’inde devlet bakanı ve başbakan yardımcısı olan Necmettin Erbakan’ın MSP’si, 1977 Genel Seçimlerinden 24 milletvekili çıkardı. Temmuz 1977’de AP, MSP ve MHP koalisyonuyla kurulan İkinci Milliyetçi Cephe’de Necmettin Erbakan yine devlet bakanı ve başbakan yardımcısı görevini üstlendi.
Adalet Partisi’nin Kasım 1979’da kurduğu hükümete dışarıdan destek veren Milli Selamet Partisi, Konya’da 6 Eylül 1980’de yapılan Kudüs Mitingi’yle büyük ses getirdi. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Milli Selamet Partisi kapatılırken, Kudüs Mitingi kapatılma sebebi olarak gösterildi. Hatta darbenin sebeplerinden biri olduğu iddiası bile dile getirildi.
Askeri darbe sırasında bir süre İzmir Uzunada’da gözaltında tutulan Necmettin Erbakan, 21 MSP yöneticisiyle birlikte yargılandı.
Hakkında verilen hüküm 1983 senesinde Askeri Yargıtay tarafından bozularak beraat etti. Bu arada kendisine 10 yıl siyaset yapma yasağı getirildi. 6 Eylül 1987’deki halk oylamasıyla tekrar siyasete dönen Necmettin Erbakan, 11 Ekim 1987’de Refah Partisi’nin genel başkanı seçildi. Erbakan, Refah Partisi’nin Milliyetçi Çalışma Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi’yle ittifak yaptığı 1991 seçimlerinde yeniden Konya Milletvekili oldu.
REFAHYOL HÜKÜMETİ’NİN BAŞARISI, ŞER GÜÇLERİ RAHATSIZ ETTİ
Milli Görüş Hareketi’nin büyük bir zafer kazandığı 1995 seçimlerinde Refah Partisi yüzde 21,37 oy oranı ve 158 milletvekiliyle birinci parti oldu. O seçimlerin ardından Doğru Yol Partisi ve Anavatan Partisi arasında kurulan koalisyon hükümeti kısa ömürlü olmuştu. Akabinde Refah Partisi-Doğru Yol Partisi koalisyonu kuruldu. Kurulan Refahyol hükümetinde Başbakan olan Necmettin Erbakan, 28 Haziran 1996’da başlayan Refahyol hükümetiyle yaklaşık 1 yıl iktidarda bulundu.
Bu kısa zamanda Türkiye ekonomisi yüzde 7,5 oranında büyürken, Gayri Safi Milli Hâsıla da Dünya toplamının binde 11,96’sından binde 12,37’ye yükselmiştir.
Refahyol döneminde yapılan reformlar arasında, kamu kuruluşları arasında havuz sisteminin kurulması, memur, emekli ve işçiye yapılan rekor zamlar ile gelişmekte olan halkın çoğunluğu Müslüman ülkelerden 8 tanesini bir araya getiren D-8 oluşumu gösterilir. Laiklik ve Atatürkçülük tartışmaları ve ardından gelen 28 Şubat post-modern darbesinde istifaya zorlanan Necmettin Erbakan, bu teşebbüse neredeyse tek başına karşı koyan isim oldu.
30 Haziran 1997’de koalisyon ortağı Doğru Yol Partisi’nin protokol gereği başbakanlık koltuğunu alması için istifasını sunan Necmettin Erbakan yine Süleyman Demirel vetosuyla karşılaştı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, teamüllerin aksi bir tutum sergileyerek, hükümeti kurma görevini DYP Genel Başkanı Tansu Çiller yerine, Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a verdi. Böylece 55. Hükümet, Anavatan Partisi, Demokratik Sol Parti ve Demokrat Türkiye Partisi koalisyonuyla kurulmuş oldu.
DÖRDÜNCÜ PARTİSİ FAZİLET
28 Şubat darbesindeki Refah Partisi’ni kapatma davası Anayasa Mahkemesi tarafından 16 Ocak 1998’de sonuca bağlandı. Refah Partisi’nin kapatılmasına ve aralarında Necmettin Erbakan’ın da bulunduğu 6 kişiye 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesine karar verildi. Kapatma davasının açılmış olması sebebiyle daha önce İsmail Alptekin başkanlığında kurulan Milli Görüş Hareketi’nin dördüncü partisi olan Fazilet Partisi’nin yeni genel başkanı Recai Kutan oldu. Milli Görüş Haraketi’ni parti kapatmalarla bitiremeyeceğini anlayan şer güçler, bu kez de Fazilet Partisi’nin içini oymaya çalıştı. Partinin birinci kongresinde parti yönetimine muhalif bir kanat ortaya çıktı. İstenilen sonuç kongrede alınamazken, Anayasa Mahkemesi’nin Haziran 2001’deki kapatma kararı bölünmeyi de beraberinde getirdi.
MÜCADELESİNİ SON NEFESİNE KADAR SÜRDÜRDÜ
Necmettin Erbakan’ın 5 yıllık siyaset yasağı Şubat 2003’te sona ermiş, Mayıs 2003’te de Saadet Partisi Genel Başkanlığı günleri başlamıştı. Erbakan, açılan bir dava sonucunda 30 Ocak 2004’te Saadet Partisi Genel Başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda bırakıldı. 17 Ekim 2010’da tekrar Saadet Partisi’nin genel başkanlığına seçilen Necmettin Erbakan’ın o yaşına rağmen ülkeyi baştanbaşa dolaşarak, davasını anlatmaya devam etmesi büyük takdir topluyordu. Sağlık durumu giderek kötüleştiği halde vefat ettiği güne kadar parti ve ülke meseleleri hakkındaki çalışmalarına ara vermeyen Necmettin Erbakan, ayağında nükseden damar iltihabı rahatsızlığı sebebiyle 19 Ocak 2011’de hastanede tedavi altına alındı. Daha sonra taburcu edilen Erbakan, kısa süre sonra solunum ve kalp yetmezliği sebebiyle kaldırıldığı hastanede yoğun bakıma alındı. Yapılan tüm tedavilere rağmen solunum yetmezliğine bağlı, kalp ve çoklu organ yetmezliği sebebiyle 27 Şubat 2011’de Hakk’ın rahmetine kavuştu.
MİLYONLAR UĞURLADI
Vasiyeti sebebiyle kendisi için devlet töreni düzenlenmemiş, 1 Mart 2011 Salı günü önce Ankara Hacı Bayram Camii’nde daha sonra da İstanbul’da Fatih Camii’nde cenaze namazı kılınmıştır.
Cenaze namazına, cumhurbaşkanı, meclis başkanı, başbakan, bakanlar, siyasi parti genel başkanları, milletvekilleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, büyükelçiler, belediye başkanları ve toplumun her kesiminden insanların yanı sıra 60 ülkeden cemaat ve hareket lider veya temsilcileri katılmıştır. Necmettin Erbakan’ın aile kabristanına götürüldüğü korteje 2 milyon insan katılmıştır.
Necmettin Erbakan’ın kabrine, sevenleri tarafından Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden, Kudüs, KKTC ve Boşnak lider Aliya İzzetbegoviç’in mezarından toprak getirilmiştir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.