Nafakada öncelik aile olmalı
NEŞAT GÜNDOĞDU-ANKARA
Boşanmış İnsanlar ve Aile (BİA) Platformu Başkanı İlknur
Birsel Büyükakça, haberlere yansıyan nafaka tasarısının nakafa mağdurlarının
taleplerini karşılamadığını söyledi. Süreli nafaka taslağının bu şekilde
kanunlaşmasının sorunları çözmeyeceğinin altını çizen Büyükakça, sorunun nafaka
miktarı ya da cinsiyet ile alakalı olmadığını yürütülemeyen ilişkinin devam
ettirilmesinin getirdiği problemlerin çözümünün esas alınması gerektiğini
kaydetti.
BELİMİZ BÜKÜLDÜ
Süresiz nafakanın 33 yıllık bir yasa olduğunu söyleyen
Büyükakça, “Tedbir nafakasıyla başlayan ve yıllar süren dava süreçlerinin
ardından süresiz nafaka hâline gelen bu durum arttırma ve icra davaları ile
katmerlenmiştir. Tekrarlanan hapis cezaları ile birlikte süresiz borçla bir ömür
süren mağdurların sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Üstelik bir de avukat
ve mahkeme ücretleri de üstüne tuz biber olmakta insanların belini
bükmektedir.” diyerek yaşanan mağduriyetlerin özetledi.
EKSİK ADIM ATILMAMALI
Süresiz nafaka uygulamasının nikahsız yaşamı ve kayıtsız çalışmayı artırdığına vurgu yapan
Büyükakça, “İkinci evlilikler de tehlikeye giriyor. Genç nüfusun da azaldığı
göz önüne alınırsa aile kurumu alarm veriyor. Süresiz nafaka soy kurutucu bir yasadır.
Hollanda’da belirlenen 12 yıl üst süre sınırı ile aile kurumuna zarar verdiği düşünülerek
5 yıla indirildi. Taslakta olduğu söylenilen ve kademeli olarak belirtilen
süreler, taraflar arasında kopması gereken maddi bağın koparılması sürecini
uzatmaktadır. Bu durum yıllar boyunca açılacak olan icra, arttırma davaları,
hapis cezalarıyla husumet ve intikam duygularının senelerce devam etmesine
neden olacaktır.” şeklinde konuştu.
YASADA ÇELİŞKİ OLUŞUR
Basına yansıdığı şekliyle kanunlaşması durumunda nafaka
konusunda daha birçok sorunun açıkta kalacağını kaydeden Büyükakça, “Nafakanın
verileceği sürenin alt sınırının hâkim takdirine bırakılması, boşanma
davalarının soyut iddialarla yürümesi nedeniyle, benzer davalarda farklı
sonuçlar çıkması durumuna neden olacaktır. Ayrıca bugün uygulama hatası olarak
yansıtılan Türk Medeni Kanununun 175 sayılı yasasına bu kadar uzun nafaka
süreleri eklenerek hâkim takdirine bırakılmasını önermek yasanın içinde
çelişkiler oluşturacaktır. 12 ve 15 yıl üzeri evliliklerde ise tamamen hâkim takdirine
bırakılması, yine birçok süresiz nafaka kararı verilmesine sebep olacaktır.
Ayrıca yıl şartlarına bakılınca boşanma konusu gündeme geldiğinde evliliğin
kurtarılması yerine evlilik yıllanmadan boşanma sürecine girilmesi ağırlık kazanacağı
için boşanmalar daha da artacaktır.” ifadesini kullandı.
BELİRSİZLİK
GİDERİLMELİ
BİA Platformu olarak Adalet Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu
çalıştayda sundukları önerilerin makul olduğunu dile getiren Büyükakça, “Dava
süreçleri de düşünüldüğünde tedbir nafakası süreci de dâhil olmak üzere nafaka
süresi 5 yılı geçmemelidir. Aslında ismi de ‘Yoksulluk Nafakası’ değil ‘Toparlanma
Süreci Nafakası’ benzeri bir isim olmalıdır. Bu süreç sonunda çalışamayacak
durumda olanlar için sosyal devlet devreye girmelidir. 5 yıl üst sınır
çizildikten sonra ancak hâkim; çocuklu, çocuksuz olması ile çocuk sayısı,
evlilik süresi, yaş, iş gücü ve eğitim gibi kriterlere göre 5 yılın altında süreyi
takdir edebilmelidir.” diye konuştu.
ÖNCELİK AİLE OLMALI
Sorunun ne nafaka
miktarı ne de cinsiyet meselesi olmadığını söyleyen Büyükakça, “ Mesele aradaki
maddi bağı kopararak nefret ve intikam aşamasına gelmeden ilişkiyi bitirmektir.
Sürecin olması gerekenden uzun olması aile yapısını bozarken kadının kendi
başarı hikâyesini yazmasına engel olarak aciz ve muhtaç hâlde kalmasına neden
olmaktadır. Süreç, bazı kişilerde ahlâki yoksunluğu beraberinde getirmekte ve
nafakanın kalkmaması için nikahsız yaşam, kayıtsız çalışma ve yalanı teşvik
etmektedir. Aile dayanışmasıyla her türlü ekonomik krizi aşan Türkiye'yi aileyi
yok ederek, insanları bireysel ve yalnız yaşamaya iterek krizlerde güçsüz hâle
düşürmektir. Nafaka konusunda öncelik aile kurumunu kurtarmak ve toplumsal
barışı sağlamak olmalıdır.” şeklinde vurguladı.