Müslümanlardan demokrasi dersleri
Anlatalım u2026Birinci meclisimizin genel yapısını TBM yayınlarının bastığı "parlamento tarihi" eserini okuyanlar yakinen müşahede edebilirler. Biz de acizane bu eserden nasiplendik. Birinci meclisimiz 378 milletvekilinden oluşmaktaydı ve bu milletvekillerimizden 288'i yüksek öğrenim görmüştü. 32 milletvekilimiz din adamı, 30 milletvekilimiz ise aşiret reisiydi. Birinci meclisimizi oluşturan vekillerimizin temel özellikleri dindar temayüle haiz olmaları ve yarıdan fazlasının ise Atatürk grubuna muhalif bir yapı arz etmesiydi. Şimdi gelelim demokrasi bahsine u2026
29 Ekim 1923'te cumhuriyet sadece 158 milletvekilinin kabul oyu ile ilan edilmiştir. Akıllara durgunluk verici değil mi ? Sadece 158 milletvekiliu2026 Peki neredeydi o sırada geride kalan milletvekilleri ? Bilen yok u2026
Buradan hareketle daha ilginç bir dipnot verelim isterseniz. Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan ilk icraatlardan biride birinci meclisi lağvetmek! Ardından ikinci meclisi toplamak. İkinci meclisin özelliği nedir peki? İlk mecliste yer alan din adamları ve aşiret reisleri, muhalif guruplar ve dini temayüllere sahip milletvekillerinin ikinci mecliste yer almaması!
* * * *
Birinci meclisin demokratik yapısını ele aldıktan sonra insan hakları bahsinde yolumuza devam edelim u2026 Yıl 1950 başvekil ise malumunuz rahmetli Menderes.. Menderes meclis konuşmasında başvekil sıfatıyla diyor ki: 'Halka mal olmuş inkılaplar korunacak , halk tarafından kabul görmeyen inkılaplar ise değiştirilecek !' 17 Haziran 1950 ezan u2013 ı Muhammedi'nin tekrar asli dili olan Arapça olarak okunmasının serbest bırakılması. İcraatı yapan kim ? Başvekil Menderes ! Menderes'in görüşü nedir ? İslami temayüllere sahip , laiklik ilkesini anlatılmak istenilen manada değil; yani özünde benimsemiş , din ve vicdan hürriyetini serbest bırakmayı referans alan düşüncelere sahip olması u2026 Yıl 1960 başvekil Menderes idam sehpasında ama sokakta ne bir kişi ne bir eylem u2026 Ne bir cumhuriyetçi çıkıp ayıptır diyor ne bir insan haklarının savunucusu solcu yazıktır diyor u2026 Öylece idam ediyorlar ülkemizin başvekilini sudan sebeplerle u2026
* * * *
Devam edelim insan hakları bahsinden u2026 Yıl 1974 koalisyon hükümetinin ortağı rahmetli Erbakan hoca yani herkesin bildiği İslamcı siyaset anlayışının ve milli görüş hareketinin önderi , geri kafalı , irticacı yaftalarına maruz kalan Necmettin Erbakan !
Kıbrıs'ta Müslüman Türkler Makarios öncülüğünde doğranıyor. Önce İsmet İnönü Kıbrıs'a müdahale etmek istiyor ama Johnson'dan zılgıtı yiyince vazgeçiyor tabi. sonra bir ara Demirel niyetlenecek gibi oluyor ama nafile u2026 Ecevit Kıbrıs'a müdahaleye pek yanaşmıyor , hatta bir orta yol bulmak amacıyla İngiltere'ye gidiyor. Erbakan onu uçağa bindiriyor ki bu sırada yanına dönemin genel kurmay başkanı rahmetli Semih Sancar paşa yanaşıyor ve 'Efendim konuşmamız lazım' diyor ..
Havaalanında başbakan vekili rahmetli Erbakan hoca, genel kurmay başkanı ve kuvvet komutanlarımız ayaküstü bir toplantı yapıyorlar ve Erbakan hoca başbakan vekili sıfatıyla ada'ya müdahale emrini veriyor! Ecevit yurda döndüğünde müdahale haberi alıyor ama nafile ! Hoca'nın verdiği emirle genel kurmay başkanımız askerlerimizi İskenderun ve Mersin'den gemilere bindirmeye başlamış bileu2026 Ecevit direnecek gibi oluyor ama bu kez deniz kuvvetleri komutanımız Amiral Kemal Kayacan Paşa celalleniyor, 'Sayın başbakanım! Ben Karadeniz çocuğuyum! Siz müdahale olmayacak deseniz de ben tek başına kayığa biner o adaya çıkarım! u2026 Genel Kurmay Başkanımız Semih Sancar Erbakan'a şöyle diyor. Allah sizden razı olsun Bu ana kadar haysiyetiyle Makarios tarafından oynanan bir ordunun komutanıydım şimdi siz bize bu fırsatı verdiniz!
Kıssadan hisse;
Kıbrıs'taki dünya'nın gözleri önünde işlenen insanlık suçuna karşı gelen müdahale emrini veren ve bu kararı sonuna kadar uygulamaya çalışan gerici, şeriatçı, dinci yaftalarına yıllarca maruz kalan Necmettin Erbakan!
* * * *
Yıl 1980
Ülkede darbe oluyor sağcı ile solcusu ile onca ana kuzusu idam ediliyor. Kararı veren cumhuriyetin kadim bekçisi paşalarımız! ...
* * * *
Tarihler 28 şubat'ı gösteriyor bu kez u2026
Erbakan Hoca bu kez başbakan . Memura ve işçiye yüzde 150 zam veriyor. Tarımı destekliyor ve sıfır faizle çiftçilerimize kredi veriyor u2026Sonuçta o da darbe ile devriliyor u2026 Bu kez insan hakları sümen altına yeniden giriyor. Bir çok subay eşlerinin başı kapalı olduğu için ordudan ihraç ediliyor, başı kapalı kızlarımız okula alınmıyor ve okul önlerinde coplanıyor. Halkın yüzde 21,5 oyunu almış bir parti kapatılıyor. Yine sudan sebepler u2026 Ortada yine bir cumhuriyetçi yok, insan haklarının kadim savunucusu solcular ise tatilde u2026 Buna rağmen ne taşkınlık oluyor, ne isyan çıkıyor, ne devlet malına zarar veriliyor u2026
* * * *
Yıl 2013
Taksim'de birkaç ağaç kesilecekmiş (!) diye solcularımız ayağa kalkıyor, cumhuriyetçilerimiz "buradan bir darbe çıkar mı?" Hayallerinin akıllarını başlarından almasıyla - aslında hiç içinden çıkamadıkları - bir "akıl tutulması" yaşıyorlar. Netice de devlet malları yakılıyor, yıkılıyor u2026 Netice de olaylara biber gazı ile müdahale eden polisler küfür ve hakaretlerle, üzerlerine atılan taşlarla hükümet yalakası olmakla suçlanıp günah keçisi ilan ediliyorlar u2026
Heyhat !
Çok geçmeden Mısır'daki olaylar patlak veriyor . Halkın oyları ile seçilmiş u2013 ilk u2013 sivil cumhurbaşkanı Mursi devriliyor. Mısır'da ordu sivil halka soykırım uyguluyor u2026
Peki kim protesto ediyor bunu? Gerici, yobaz, kültürsüz ama "Müslüman inanca" sıkı sıkıya bağlı gençler! Solcular yine suskun, cumhuriyetçiler yine ortada yok u2026
* * * *
Ez cümle kimse kusura bakmasın ama bu ülkede cumhuriyetin de, demokrasi'nin de, insan haklarının da gerçek savunucusu u2013 "gerici", "yobaz", "irticacı" ama u2013 Müslüman inanca u2013 sıkı sıkıya bağlı vatandaşlar ve ülke gençleri . Çünkü bir insan Allahtan korkuyorsa başka kimseden korkmasına bir sebep yoktur. Çünkü bir insan Allah'ın adaletine inanıyor ise, onun kullarına da adil davranmak zorundadır. Allahtan korkmayan içinse her yol zaten mübahtır ! Muhalif ve cumhuriyetçi kanattan şu saatten sonra çıkıp da hiç kimse "demokrasi"den, "insan haklarından" dem vurmasın. Onlara düşen şu saatten sonra sadece susmak ve nerede yanılıyoruz? sorusuna cevap aramak olmalıdır. Yoksa yakında mecliste işgal ettikleri sandalye sayısının yarısını bile bulamayacaklar!
Mustafa Alpay
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.