Dolar (USD)
34.65
Euro (EUR)
36.32
Gram Altın
2938.69
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Mümtehine suresi nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Mümtehine suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Mümtehine suresi neden indirilmiştir? Mümtehine suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Mümtehine suresinin nüzul sebebi...
Mümtehine suresi nüzul sebebi...
11 Mart 2020 11:58:00
Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Mümtehine suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Mümtehine suresi neden indirilmiştir? Mümtehine suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Mümtehine suresinin nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Mümtehine suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Mümtehine suresi neden indirilmiştir? Mümtehine suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Mümtehine suresinin nüzul sebebi...

Medine döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından sonra müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını söyleyen kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan eden” anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca, Allah için sevmek, Allah için buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dair bazı uyarılar konu edilmektedir.

MUMTEHİNE SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?
Buhari, Müslim ve diğer muhaddislerin rivayet ettiklerine göre Hz. Ali şunu nakletti: Rasulullah beni Zübeyr ve Mikdad b. Esved’i gönderdi ve dedi ki: “Ravza-i Hah denilen yere kadar gidin. Orada hevdeç içinde deve ile yolculuk yapan bir kadın bulacaksınız. Onda bir mektup var, onu ondan alın getirin.” Gittik ve Ravza’da o kadını bulduk “Mektubu çıkar” dedik. “Bende mektup filan yok” dedi. Biz de “Ya mektubu çıkarırsın veya elbiseni soyar ararız” dedik. Bunun üzerine mektubu saç örgülerinin arasından çı­kardı. Alıp Rasulullah’a getirdik. Bir de baktık ki mektup Hatib b. Ebi Bel-tea’dan Mekke müşriklerine yazılmış, onlara Rasulullah’ın Mekke fethi için yaptığı hazırlıkları haber veriyor. Rasulullah “Hatıb, bu ne?” dedi. Ha-tıb: “Ya Rasulallah, acele etmeyin. Ben aslen Kureyşli değilim, sonradan onlara katılmış biriyim. Yanınızdaki muhacirlerden herbirinin Mekke’de, oradaki mallarım, çoluk çocuğunu koruyacak akrabası var. Ben de, benim de oradaki akrabamı koruyacak birisi olsun istedim. Bunu kâfir olduğum veya dinimden döndüğüm, küfre razı olduğum için yapmadım.” deyince Ra­sulullah (s.a.) “Doğru söyledi.” dedi.

İşte bu sure, bu hadise üzerine nazil oldu. Bu mektup hadisesinin tafsilatı şöyledir:

Ebu Amr b. Sayfi’nin Sârra adında azatlı bir cariyesi vardı. Hicretin sekizinci senesi Rasulullah’ın (s.a.) Mekke fethi için hazırlık yaptığı gün­lerde Medine’ye geldi, muhtaç durumda olduğunu Rasulullah’a arzetti. Ra­sulullah (s.a.) Muttalipoğullarını bu kadına yardıma teşvik etti. Bu arada Hatıb b. Ebi Beltea o kadına on dinar verdi, bir hırka giydirdi. Kureyşe hi­taben yazılmış bir mektup vererek onu Mekke’ye gönderdi. Mektupta şöyle diyordu: “Hatıb b. Ebi Beltea’dan Mekke ehline! Rasulullah üzerinize yürü­yecek, tedbirinizi alın.” Sârra yola çıktı.

Cebrail hemen mektup haberini bildirdi. Rasulullah Ali, Ammar, Ömer ve birkaç binekliyi peşinden gönder­di ve: “Ravza-i Hah’a kadar gidin, orada bir kadın bulacaksınız, onda bir mektup var, onu alın, vermezse boynunu vurun.” dedi. Kadına yetiştiler. Kadın mektubu inkâr etti, yemin etti. Dönmeyi düşündüler. Hz. Ali “Valla­hi ne biz yalancıyız ne de Rasulullah (s.a.) yalancıdır.” deyip kılıcını çekti ve kadına “Ya mektubu çıkarırsın veya başını ortaya koyarsın.” deyince mektubu saç bağlarının arasından çıkardı. Rasulullah (s.a.) Hatıb’a “Niçin bunu yaptın?” dedi. O da “Ya Rasulallah, müslüman olduğumdan beri in­kâra düşmedim, sana halisane muhabbet beslediğimden beri sana yalan söylemedim, müşriklerden ayrıldığımdan beri onları sevmedim. Ancak ben Kureyş içinde yabancı bir kişiyim. Yanındaki muhacirlerden hepsinin Mek­ke’de akrabası var, Mekke’deki mallarını, çoluk çocuğunu koruyorlar.

Ora­daki çoluk çocuğumun başına bir şey gelmesinden korktum, Kureyş nez-dinde bir yardım eli kazanmak istedim. Bildiğiniz gibi Allah onların başına azabını indirecek. Benim mektubum onları bu azaptan kurtaramaz.” dedi. Rasulullah da onu tasdik edip mazeretini kabul etti. Hz. Ömer: “Ya Rasu­lallah, bırakın şu münafığın boynunu vurayım” dedi. Rasulullah: Ya Ömer, ne biliyorsun, belki Allah Bedir mücahitlerine bakmıştır da onlara “İstedi­ğinizi yapın sizi affettim.” demiştir deyince Hz. Ömer’in gözleri yaşardı ve “Allah ve Rasulü daha iyi bilir.” dedi. Bunun üzerine bu sure nazil oldu.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin