Mısır Mursi dönemine kadar askeri vesayetle yönetildi
05 Temmuz 2013 13:51:00
Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin son bir yıllık görevi dışında Mısır, 1952'den beri askeri vesayet yönetimi altındaydı.
Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin son bir yıllık görevi dışında ülke, 1952'den beri askeri vesayet ve asker kökenli kişiler tarafından yönetildi.
Mısır'da önceki gün ordunun yönetime el koymasının ardından, ülkenin yakın tarihinde yaşanan darbeler gündeme geldi. Mısır'ın bağımsızlığını ilan ettiği 1952 yılından beri askeri vesayet veya askeri kökenli kişiler tarafından yönetildi. Ülke tarihinin sadece son 1 yılı, sivil bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilmişti.
Mısır Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Abdulfettah es-Sisi, ülke yönetimine el koyduklarını, anayasanın askıya alındığını ve erken seçimler yapılıncaya kadar Anayasa Mahkemesi Başkanı Mansur'un geçici cumhurbaşkanı atandığını açıkladı. Halk hareketiyle devrilen eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek de "halkı korumak üzere sorumluluk üstlendiğini" ilan eden ordu tarafından görevinden uzaklaştırılmıştı.
Mısır'ın bağımsızlığını ilan ederek 1922 yılında kurulan krallık rejiminde İngilizlerin etkisi sonuna kadar devam etti. Ordu içinde İngilizlerle mücadele etmek için kurulan Hür Subaylar Cemiyeti, 1952 yılında General Cemal Abdulnasır'ın önderliğinde askeri harekat gerçekleştirdi. Harekat, ülkede gerçekleştirilen ilk askeri darbe olarak nitelendirildi. Abdulnasır'ın General Enver Sedat'la başlattığı oluşuma General Necip de sonradan dahil oldu. Hür Subaylar, ülkede yoksulluğu ve adaletsizliği gerekçe göstererek Kral Faruk'u görevden uzaklaştırıp yönetime el koydu.
Cumhuriyetin ilan edilmesiyle kurulan hükümette General Necip, başbakan olurken Abdulnasır başbakan yardımcısı oldu. Bir süre sonra Abdülnasır duruma Enver Sedat'ın da yardımıyla tekrar müdahale ederek Necip'in yerine başbakanlık koltuğuna oturdu. Sonrasında düzenlenen iki seçimde de başarılı olan Abdülnasır, 1965 yılındaki Mısır-İsrail savaşında yenilince istifa etmesine karşın göreve geri döndü. Abdülnasır 1970 yılında ölene kadar iktidarını sürdürdü.
Hür Subaylar, Müslüman Kardeşleri dışladı
Hür Subaylar'ın krallık rejimine karşı düzenlediği darbeye 1926 yılında kurulan Müslüman Kardeşler (İhvan) de destek olmuştu. Kuruculuğunu Hasan El Benna'nın yaptığı Müslüman Kardeşler, İslam esaslarına dayalı bir yönetim arzuluyordu. Cemiyet'te General Necip ve Enver Sedat, Müslüman Kardeşler'e yakınlığıyla biliniyordu. Darbeden kısa süre sonra Müslüman Kardeşler, halka verilen sözlerin yerine getirilmemesinden yakınarak yönetime muhalif fikirler yaymaya başladı. Bunun üzerine yönetim darbe girişimi suçlamasıyla Seyyid Kutup ve Abdulkadir Udeh'i tutukladı ve Müslüman Kardeşler örgütünü de kapatma kararı aldı.
Abdulnasır'a 1954'te düzenlenen suikast girişiminden de Müslüman Kardeşler suçlandı. Abdulkadir Udeh ve Müslüman Kardeş'in 3 üyesi idam edilirken, örgüttten birçok kişi tutuklandı.
İsrail'e kafa tutan Abdulnasır, halk desteğini arttırdı
1956-1957 arasında devam eden Süveyş Kanalı krizinde İsrail'e karşı politika uygulayan Abdulnasır, halk desteğini arttırdı. Abdulnasır'ın kanalın millileştirildiğini ilan etmesi, bölgede soğuk savaşı başlattı.
Ülkede oluşan savaş ortamı, askerlerin yönetimdeki gücünü arttırmasına imkan sağladı. Bölgedeki çatışmaları kaybetse de Abdulnasır Arap ülkelerinin lideri haline geldi. Ancak Abdulnasır'ın Arap Birliği kurma düşüncesi başarıya ulaşmadı.
Abdulnasır'ın 1970'te ölümünden sonra yardımcılığını yapan General Enver Sedat iktidara geldi. Sedat, orduda Abdulnasır'ın izlerini silmeye çalıştı. Önceki yönetime yakın generalleri emekli eden Sedat, önemli noktalara kendi adamlarını yerleştirdi. Sedat, aynı zamanda askerlerin kabinedeki etkisini azalttı ve daha çok sivil isimleri bakanlık görevi verdi.
İsrail'le yakınlaşan Enver Sedat, 1978'de iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri normalleştiren Camp David Anlaşması'na imza attı. Bu durum İslam dünyasının tepkisini çekti. Anlaşma sonrasında Mısır, üyesi olduğu Arap Birliği'nden çıkarıldı.
"Ekmek isyanı"nı bahane eden asker yeniden sahnede
Dünya genelinde 1977'de başgösteren gıda krizinin, Mısır'ı da etkilemesi sonucu ülkede ekmek iki kat pahalandı. Aynı yıl başkent Kahire ve Port Said'de başlayan "ekmek isyanı" olarak adlandırılan gösteriler düzenlendi. Eylemlerde 70 kişi hayatını kaybedince ordu, ülkede sıkı yönetim ilan etti.
Sedat'ın etkisini azalttığı askerler, tekrar yönetimde etkili olmaya başladı. Ordu içinde Enver Sedat'ın İsrail politikalarına karşı olan subaylar, 1979 yılında darbe girişiminden dolayı tutuklandı.
Halk ayaklanmasıyla devrilen Mübarek'i de askerler görevden aldı
Resmi tören sırasında suikasta uğrayan Enver Sedat, 1981'de hayatını kaybetti. Sedat'ın ölümünden sonra 1975 yılından bu yana yardımcılığını yürüten ve yine asker kökenli olan Hüsnü Mübarek, Devlet Başkanı oldu. Müslüman Kardeşler'in etkisini azaltmaya çalışan Mübarek, ordudaki kadrolarda değişiklikler yaparak tedbirler aldı.
Tepkilerden çekinen Mübarek, Genelkurmay Başkanı Gazali'yi görevinde bıraktı ancak darbe girişimi iddialarının ortaya atılması üzerine 1989'da Gazali'nin yerine kendine yakın isim olan Hüseyin Tantavi'yi göreve getirdi.
Tunus'ta 2011'de başlayan ayaklanmalar, Mısır'a da sıçrayınca ordu tekrar ülkedeki karışıklıkları öne sürerek yönetime el koydu ve 30 yıldır iktidarın sürdüren Hüsnü Mübarek'i görevden uzaklaştırdı. Mübarek sonrası yapılan seçimlerde halkın oyuyla iktidara gelen Muhammed Mursi ise göreve gelişinden bir yıl 2 gün sonra ordunun ülkedeki şiddet olaylarını öne sürerek anayasayı askıya alması sonucu görevden alındı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.