MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin Kızılcahamam Kampı'nda konuştu
Bahçeli, partisinin Kızılcahamam'daki "Belediye Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısı" açılışı öncesinde düzenlediği basın toplantısında, 31 Mart'taki "Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi" sonrasında Türkiye'nin zincirleme seçimler dönemini geride bıraktığını ve seçimin artık ülke gündeminden çıktığını söyledi.
Bahçeli, seçimsiz geçecek 4 yıllık süreye girildiğini belirterek, "Ülkemizin demokratik rüşdü 31 Mart'ta bir kez daha ve üst düzeyde ispat edilmiştir. Seçilsin veya seçilmesin, gerek belediye başkan adayı, gerek il genel ve belediye meclis adayı olsun, partimizin ve Cumhur İttifakı'nın millet huzuruna çıkan bütün muhterem isimleri, sorumluluklarını bihakkın yerine getirmişlerdir." diye konuştu.
Seçilen belediye başkanlarına vatandaşların takdir ve tercihiyle seçilip tarihi bir sorumluluğu omuzladıklarını hatırlatan Bahçeli, seçimi kazananların yanı sıra seçilemeyen adaylara da çabalarından ötürü teşekkürlerini iletti.
Bahçeli, 31 Mart seçimlerinin kendine özgü şartları içinde partisinin ve Cumhur İttifakı'nın başarıya ulaşarak seçimlerden yüz akıyla çıktığını ifade etti.
Somut sonuçların başkaca bir yoruma yer ve gerek bırakmadığını belirten Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisinin oy oranına yönelik karalama çabalarının bizim nazarımızda hiçbir değeri, hiçbir itibarı, hiçbir geçerliliği yoktur. Zira bariz gerçekler ulu orta meydandandır. Saklayacağımız, gizleyeceğimiz, utanacağımız, üzerini örteceğimiz ve mahcubiyet duyacağımız bir şeyden bahsetmek mümkün değildir." şeklinde konuştu.
- Mahalli İdareler Seçimlerinin sonuçları
Mahalli İdareler Seçimlerinde partilerin aldığı oyun sağlıklı ve gerçekçi değerlendirilmesi için il genel meclis üyeliği seçimlerine bakılması gerektiğini vurgulayan Bahçeli, şunları anlattı:
"Belediye başkanı seçiminde tezahür eden oy verme eğilimiyle il genel meclis üyeliği seçiminde tebarüz eden oy verme eğilimi pratikte de teoride de farklı farklıdır. Birisinde aday profili kısmen daha baskınken diğerinde parti kimliği ön plandadır. Ülke genelinde MHP, il genel meclis üyeliği seçimlerinde yüzde 16,64 oy almış ve çok önemli bir gelişme kaydetmiştir. Cumhur İttifakı'nın toplam oy oranı da yüzde 48,8 düzeyinde vuku bulmuştur.
Bazı zeka özürlülerin ve hastalıklı ruhların zaviyesinden baktığımızda partimiz, büyükşehir belediye seçimlerinde yüzde 1,65 oy almıştır. 30 büyükşehir belediyesinin 28'inde ittifak çatısı altında giren ve sadece iki büyükşehirde kendi adayını gösteren MHP'yi yüzde 1,65 oy oranıyla tartıya çıkarmak, bu suretle siyaseten tahrip etmeye kalkışmak, aymazlık olduğu kadar karanlık ve kalleş bir niyetin mahsulü değil midir? Hatta kronik ve kemikleşmiş bir Türk düşmanlığına işaret etmeyecek midir? Havanda su dövenlerin havaları sönmüştür."
Devlet Bahçeli, partisinin Türkiye çapında müstesna bir sonuç aldığını ve başarılı olduğunu belirterek, bu kapsamda 96 belde, 114 ilçe, 8 il belediye başkanlığını kazanarak yerel yönetimlerde varlığını ibra ettiğini söyledi.
Başarılarını hazmedemeyen ve sindiremeyenler abuk sabuk ve ileri geri konuşsalar da milletin hükmünü verdiğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti:
"İradenin sahibi aziz milletimizin kararı başımızın üstündedir. Yine de sonuçları her yönüyle analiz edip gerekli dersleri çıkarmaktan geri durmayacağımızın bilinmesinde yarar vardır. MHP ve Cumhur İttifakı, ister yerel yönetimlerde, ister merkezi yönetimde olsun, milletimize hizmetle mesul, çalışmalarının birine bin eklemekle memurdur. Türkiye, seçimlerin yüksek gerilimli atmosferinden uzaklaşmalıdır. Yumuşama ve normalleşme çağrıları sözde kalmamalıdır. Hem nalına hem mıhına vurarak ulaşacağımız bir yer yoktur. Milli birlik ve kardeşlik hissiyatının tahkimi, halka halka genişleyen sosyal, ekonomik ve yasal reformların takviyesi, milletimizin taleplerinin temini, önümüzdeki asıl gündem konusudur."
- "Herkes, şapkasını önüne koyup düşünmeli"
Bahçeli, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerini yakalama olgusunun milli yemin olması gerektiğini belirterek, "İç ve dış vesayet odaklarının tertip ve tezgahlarını boşa çıkarmak, Türkiye'yi dipsiz tartışmaların içine sürüklemekten kaçınmak, hepimizin mütemadi vazifesidir. Temiz toplum, temiz siyaset, tertemiz ve parlak bir gelecek için yapacaklarımız çok, yavaş hareket etme hakkımız ise yoktur. Herkes şapkasını önüne koyup düşünmelidir. 'Önce ülkem ve milletim' diyorsak netleşmemiz, samimiyet göstermemiz, nerede durduğumuzu gözden geçirmemiz lazımdır." ifadelerini kullandı.
"Türkiye ve Türk milletinin tarih, kültür ve kardeşlik vadisinde buluşup birbirimizle kenetlenecek miyiz yoksa sudan sebeplerle, eften püften bahanelerle birbirimize sırt mı çevireceğiz?" diye soran Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Huzur, refah ve istikrarımıza el birliğiyle sahip mi çıkacağız yoksa her gün yeni bir kavga ve karışıklık ortamı için provokasyon nöbeti tutanlara göz mü yumacağız? Devleti ebet müddet, milleti ebet müddet amacıyla tek yürek olmuş bir Türkiye’nin çağlar üzerine sıçramasına hizmet mi edeceğiz yoksa nefislerimize, egolarımıza, siyasi ihtiralarımıza teslim olup günlük polemiklerle vakit mi kaybedeceğiz? Belediye kaynaklarını terör örgütüne ve bölücü yandaşlarına peşkeş çekenlerin yakasından mı tutacağız yoksa demokrasi ve özgürlük istismarı yapanların dayatmalarına tamam mı diyeceğiz? Önümüzdeki süreç, herkes için dürüstlük testi mahiyetindedir. Mühim olan ne söylendiğinden ziyade ne yapıldığı veya yapılacağıdır. Biz ne diyorsak onu yaparız çünkü sözümüz senet, özümüz kefildir. Siyasi mücadelemizde akli tutum ve ahlaki tutarlılık, ihmal etmeyeceğimiz ilkelerimiz arasındadır. Bizim kucaklaşma ve uzlaşma vasatımız ülkemizin ve milletimizin baki çıkarları, vazgeçilmez değerler hazinesidir."
- "Terörizme boyun eğme uzlaşma değildir"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, terörizme boyun eğmenin "uzlaşma veya yumuşama" değil "acziyet ve teslimiyet" olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Terörü bir hak arama vasıtası görenlere, bunu destekleyenlere makul bakış, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü yok saymaktır, bu zeminde yumuşama, diyalog ve normalleşme diye de bir şey söz konusu olmayacaktır. 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs' suçunu işlemiş olanlara hoşgörüyle bakmak, dış tehditlerle bağımsız ve tarafsız yargıyı işlevsiz hale sokmanın hesabını yapmak, uzlaşma ve yumuşama değil tükeniş ve altüst oluş demektir.
Terörist Demirtaş'ın ve 6-8 Ekim olaylarını azmettiren diğer bölücülerin ceza almasına hukuksuzluk demek, itiraz etmek, karşı gelmek, devlete ve millete en ağır hakaret olup bunun yumuşama ortamına zarar verdiğini ileri sürmek, art niyetlilik, terör seviciliği ve ikiyüzlülüktür. Mesele, milli ve manevi değerlerde uzlaşmaktır. Yumuşama beklentimiz, usulde değil üslupta olmalıdır. Usul, esasa mukaddemdir yani usul, esastan önce gelmektedir. Özellikle muhalefet partilerinin arayışı usulde bir yumuşama ise muhataplarını uyarıyorum ki böylesi bir yumuşama yıkıma çanak tutmak, krizlere ortam açmak, hukuk devletinin surlarında gedik açmak demektir ve mutlak butlanla batıldır."
Kutuplaşmayı besleyenlerin belli olduğunu ve karamsarlık ortamını canlı tutmak için el ovuşturanların berrak şekilde karşılarında bulunduğunu söyleyen Bahçeli, "Yeni anayasa çağrılarına kulak tıkayıp önce yürürlükteki anayasaya uyma şartını masaya koyanlar, ilave olarak Cumhurbaşkanı'mızın bir kısım tasarrufunun, 31 Mart'tan sonra gelişen diyalog ve normalleşme anlayışına uygun düşmediğini iddia edenler, alışkın oldukları bulanık havayı tekrar tesis etmek için fırsat kollayan tatlı su kurnazlarıdır." diye konuştu.
- Siyasette yumuşama
Bahçeli, siyasette yumuşamanın sürekli ve sürdürülebilir boyutlara tırmanması gerektiğini ve aksini düşünmenin sorumsuzluk olduğunu vurgulayarak, "Ancak yumuşama kisvesi altında yumuşakça olmamızı, köşelerimizin törpülenmesini, sesimizin kısılmasını, irademizin kırılmasını hiç kimse beklememeli, böylesi bir tarihi yanlışa da tavsiyem heves etmemelidir." dedi.
Kumpasçılarla işlerinin olmadığını ve bu konunun altını özellikle çizdiğini ifade eden Bahçeli, şunları dile getirdi:
"Komplo peşinde koşanlarla ortak noktamız bulunamaz. Devletin içinde FETÖ benzeri hukuk dışı yapılanma ve gayrimeşru hiyerarşik sistem kuran, güç devşiren, pozisyon mücadelelerine girişen, kendi tarikat veya cemaat mensupları dışında kim varsa fişleyip berhava etmek için nifak üreten odaklarla asla yolumuz kesişemez. Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Devletin, hukukla yollarını ayırdığı anda herhangi bir çeteden farkının kalmayacağı bilinen bir husustur. Yönetimde istikrar sağlanmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mız başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Kabinesi görevinin başındadır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi müessirdir ve dört başı mamur şekilde çalışmaktadır."
Bahçeli, hiç kimsenin kendisine güç vehmetmemesi, karanlık senaryolarla, sipariş talimatlarla, gizli tanık ifadeleriyle, üstlendiği görevi kötüye kullanmak suretiyle iç huzur ve barış ortamını zedelemeye kalkışmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Eğer bu kalkışma olursa buna cüret edenlerin başı mutlak surette ezilmeli, bağ ve bağlantılarının, devlet, toplum ve medya içindeki uzantılarının tasfiyesi, tecridi ve tecziyesi acilen sağlanmalıdır. Mevzubahis konu, devlet ve milletin istikbali ise hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır. Terörist Demirtaş'ın, Sorosçu Kavala'nın ve Gazze politikasının rövanşını almak amacıyla iç işgal cephesinde konuşlananları dürte dürte harekete geçirenlere meydanı boş bırakmayacağız. Dahası, onlara dünyanın kaç bucak olduğunu da göstereceğiz. Atalarımızın dediği üzere, düşman karınca bile olsa, kendimizi merdane tutacağız. Doğruları söylemekten hiç korkmayacağız. Etki ajanlarına, emperyalizmin kuklalarına, dış güçlerin operasyon elemanlarına asla taviz vermeyeceğiz. Bürokratik oligarşinin altyapısını kurmak için eylem ve emel birlikteliği içinde olan çevrelerin oyunlarına tepkisiz durmayacağız.
Statüko özlemi çekenlere, demokrasi karşıtlarına, milli iradeye pranga vurmak için hava koklayanlara sessiz kalmayacağız. FETÖ ve FETÖ benzeri yapıların devleti zehirleyip devlet içinde feodal ve imtiyazlı alanlar oluşturmalarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yanındayız, devlet ve milletle ortak kaderin ta merkezindeyiz."
(Sürecek)
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.