Mercidabık'ın 500. yıl dönümünde Cerablus harekatı
Bugün TSK, Cerablus bölgesinin terör örgütü DAEŞ'ten temizlenmesi amacıyla başlattığı askeri harekat başalttı. Bugün yani 24 Ağustos'un tarihte önemli bir yeri daha var. Tam 500 yıl önce 1516'da Mercidabık Savaşı'nda I. Selim'in ordusu Memlük ordusunu yendi. İşte Mercidabık Savaşı...
İKİ HAREKATIN TARİHİNE DİKKAT
Mercidabık Savaşı Memluklar ile Osmanlılar arasında 24 Ağustos 1516 tarihinde gerçekleşen savaş. Safavi tehlikesini bertaraf ettikten sonra Yavuz Sultan Selim, Memluklar'e karşı büyük bir ordu hazırladı. Mısır Memluk Sultanı Kansu Gavri, Osmanlı ordusunu Halep'in kuzeyinde karşıladı. (Mercidabık Kilis yakınlarına bir yerdir.) Ancak Mercidabık Savaşı Osmanlıların zaferiyle son buldu (24 Ağustos 1516).
YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN DAHİYANE STRATEJİSİ
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim'in, Ortadoğu'da hakimiyetini genişletmesi; Suriye, Filistin, Arabistan Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika'nın doğusuna hakim Memluklu Sultanı Kansu Gavri'yi (Kansuh el-Guri) harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. 23 Ağustos 1514'te, Çaldıran Meydan Muharebesi'nde, Yavuz Sultan Selim Hana yenilip kaçan İran Safevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifak kurdu. Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilatı vasıtasıyla Şah İsmail-Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezir-i azam Sinan Paşa'yı, kırk bin kişilik bir kuvvetle Safeviler üzerine gönderdi. Sinan Paşanın, Diyarbekir'e giderken, Fırat'ı geçmek için Memluklar'dan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavri'nin elli bin kişilik kuvvetle Halep'e gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin alimlerinden Zenbilli Ali Cemali Efendinin fetvasıyla sefere çıkıldı. Yavuz Sultan Selim Han, dahiyane bir siyasetle, Mısır devlet adamlarının bir kısmını ve Suriye ahalisini, kendi safına almaya muvaffak oldu.
SURİYE'NİN FETHİ
Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri'ye Halep'in kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi. Mercidabık'ta karşılaşan iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Osmanlılar, ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memluklardan üstündü. Memlukların da süvari kuvveti meşhurdu.
24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilal şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa kumanda ediyordu. Memluk ordusunun merkezine, yanında Halife Üçüncü Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Naibi Hayırbay, sol kola da Şam Naibi Sibay kumanda ediyordu. Memluklarda sultanın orduya, kumandanların da Kansu Gavri'ye itimatsızlığı vardı. Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memluklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memluklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memluk karargahı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti. Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden kurtulan Memluk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şam'a kaçtı. Takip edilen Memluk kuvvetlerinden ele geçenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zaptedildi. Ahalisi Sünni olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden, ahaliye zarar verilmedi. Memluk Sultanı Kansu Gavri, savaş meydanında öldü. Abbasi halifesi Üçüncü Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim Hanın yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim Han, 28 Ağustos'ta Halep'e 27 Eylülde Şam'a gelerek Mısır'ın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı.
HİLAFETİN YOLU AÇILDI
Mercidabık'ta kazanılan zafer, Osmanlı Devletine dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok faydalar sağladı. Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda Osmanlı Devletinin son rakibi Mısır-Memluk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin, Osmanlı hakimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolu'nun zaptedilmesiyle, Anadolu Türk birliği tamamlandı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.