Malezya, UAD'de Filistin'in "kendi kaderini tayin hakkını" vurguladı
Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar sürüyor.
Duruşmalarda Malezya adına söz alan Dışişleri Bakanı Muhammed Hasan, işgalin uluslararası hukuku ihlal etmesi nedeniyle yasa dışı olduğunu vurgulayarak, işgale "derhal" son verilmesi gerektiğini söyledi.
Hasan, UAD'nin Filistin halkının "kendi kaderini tayin etme hakkı" hakkında görüş bildirmesinin gerekli olduğunu belirterek, bu görüşün Filistin'deki işgal, ilhak ve ayrımcı politikalara ilişkin adil bir karar verilmesine yardımcı olacağını ifade etti.
İşgal altındaki bölgelerde oluşturulan yasa dışı yerleşimlerle uluslararası hukuk, işgal hukuku ve ilhak ve güç kullanımını düzenleyen yasaların ihlal edildiğinin altını çizen Hasan, tüm bu eylemlerin ayrıca Filistin halkının kendi kaderini tayin etme hakkını ihlal ettiğini dile getirdi.
Hasan, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı abluka nedeniyle bölgedeki halkın temel ihtiyaçlardan mahrum bırakıldığını, İsrail'in iddiaları nedeniyle bazı ülkelerin finansman destek sağlamayı bıraktığı BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) çalışmalarına devam etmesi gerektiğini belirtti.
"Kendi kaderini tayin hakkının Filistin halkı için de geçerli olduğu şüphesizdir." diye konuşan Hasan, İsrail'in işgali sona erdirmesinin yanı sıra neden olduğu ihlaller ve zararlar nedeniyle Filistin’e tazminat ödemesi gerektiğini vurguladı.
- "Filistin, bir devlet olarak tanınması için gerekli tüm niteliklere sahip"
Morityus adına ilk sözü alan Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Jagdish D. Koonjul, İsrail'in yasa dışı işgaline son verilmesi ve Filistin halkına kendi kaderini tayin etme hakkının sağlanması gerektiğini söyledi.
Chagos Takımadalarında dekolonizasyon, yasal hak ve yükümlülüklerin sağlanmasında UAD'nin oynadığı rolü hatırlatan Koonjul, İsrail-Filistin arasında benzer bir müzakere sürecinin başlatılması için verilecek danışma görüşünün önemine değindi.
Koonjul, ülkesinin "iki devletli çözümü" desteklediğini ifade ederek, "Gerçekten de bu, kalıcı barışı getirebilecek tek çözümdür. Filistinlilerin özgürlük içinde ve kendi devletlerinde yaşayabilmeleri gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca Filistin'in bir devlet olarak tanınması için gerekli tüm niteliklere sahip olduğuna inanıyoruz." dedi.
Brüksel Özgür Üniversitesinden Uluslararası Hukuk Profesörü Pierre Klein ise Filistin topraklarının uzun yıllardır İsrail işgaline maruz kaldığına dikkati çekerek, bu nedenle "ilhak" haline gelen işgalin yasa dışı olduğunu vurguladı.
- BM Genel Kurulu, UAD'den görüş istemişti
BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.
BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu şekilde:
"1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?
2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir?"
Danışma görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.
- Danışma görüşünün etkisi nedir?
UAD'nin verdiği danışma görüşleri, her ne kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor.
Divan'ın, İsrail'in Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin, söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati çekiyor.
Yine UAD'nin 22 Temmuz 2010'da uluslararası hukukta bir devletin tek taraflı bağımsızlık ilan etmesinin yasaklanmadığı yönünde verdiği danışma görüşünün ardından, Kosova'nın bağımsızlığının meşruiyeti arttı ve bağımsızlığını tanıyan devlet sayısı çoğaldı.
UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde olması durumunda İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren ülkeleri uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları muhtemel.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.