Malatya’nın gençlerinin yüreklerinden akan mektuplar
Bu anlamlı mektupları çizen çocuklarımızdan bazılarının isimleri: Yağmur Şahin, Nehir Koç, Müzeyyen Zeynep Alkale, Beren Bulut, Şengül Hasçelik, Ece Kelleci, Havanur Pınar, Seyyide Yücel.
“Ben, on dört yaşındayım. Yaşımdan büyük korkulara sahibim. Korkuyorum; çünkü imkânlarıma rağmen mutlu değilim. Korkuyorum; çünkü sevgiyle şımartılmama rağmen karşılıksız sevginin bilincine eremedim. Korkuyorum; çünkü geleceğimden çok endişeliyim. İşte tam da bu yüzden bilmek istiyorum, bıyığı terlememiş çocukların yokluk içinde vatan uğruna yedi düvele kafa tutarken sahip oldukları inancı. Hissetmek istiyorum, yaşadığımız bu vatanın kuru bir toprak parçasından ibaret olmayıp canla başla, dualarla nasıl kazanıldığını ve görmek istiyorum Çanakkale ruhunun hala içimizde olduğunu. Bu yüzden siz kaleme alın lütfen… Öyle güzel şeyler yazın ki kaleminizden çıkan kelimeler, sadece kulaklarımıza değil, yüreğimizde de yer etsin. Yazın ki kelimeler cümlelerinizi yüreklerimize dokunurken aynı zamanda geleceğe dair bir umut olsun.”
Selvigül Kandoğmuş Şahin
Farabi’nin Erdemli Şehir ütopyası vardır. “Ona göre, doğal ihtiyaçların etkisiyle bir araya gelerek toplumu oluşturan bireyleri bilgin ve erdemli kişiler yönetmelidir. Bir topluma ancak bedenen ve ruhen sağlam, zeki, öğrenme ve öğretmeyi seven, dürüst, kendine güvenen, Allah’a inanan, çalışkan kimse başkan olmalıdır. Bu özelliklere sahip yöneticiler, yönettikleri kişileri bilgi bakımından yükseltirler.” Sosyolog Ömer Yıldırım’ın, Farabi’nin Erdemli Şehir (El Medinetü’l Fazıla) kitabını yazdığı makalede böylesine anlamlı bir alıntı yapmak istedim öncelikle.
Mektubunda bana sesleniyordu
Malatya benim gönlümde artık erdemli bir şehirdir. Bir gün bu erdemli güzel Anadolu şehrinden, sıcak, samimi, içli bir mektup aldım. “Ben ondört yaşındayım” diyerek başlayan mektup, bu yaşın kaygıları, arayışları ile içten ve yürekten bana sesleniyordu. O zaman kendi çocukluğumu, ilk gençlik yıllarımı, büyüme sancılarımı da hatırlayarak bir empati kurmaya çalıştım. Ve anladım ki benim yaşadığım dönemden daha zorlu bir dönemin çocuğundandı gelen bu sesleniş. Ayartıcıların her yeri kapladığı, bilişim çağı olarak bilinen, iletişimin en üst seviyede olduğu ama kimsenin kimseyle insani bir iletişim kurmadığı sanal ortamların varlığıyla yalnızlıkların çoğaldığı bir çağdı yaşadığımız aslında.
Livanur’un mektubu dua niyetine
Kendi çocukluğumdan, büyüdüğüm kasabanın toprak yollarından, okuduğum kitaplardan, ilk heyecanlarımdan ve umutlarımdan bahsettim ona. Çünkü yaz diyordu, yaz ki gönensin yüreğim, umuda açılsın kapılarım, korkularım dinsin. Gerçekten empati kurarak içimden geldiği gibi yazdığım bu mektuba karşılık küçüğümün yüreğinden dökülen ise ayrı güzellikte bir mektuptu. Muhatap olduğum yürek Livanur Özbey, okuduğu mektubu içselleştirerek, yüreğinin imbiğinden geçirerek, çizginin ve renklerin anlatım gücünü kullanmış ve dahi ezelden günümüze gelmiş olan resmetmenin engin anlatım gücüyle yazmıştı mektubunu. Aldım ben de o mektubu yüreğimin en güzel yerine dua niyetine koydum. Var olasın güzel çocuk, her daim yüreğinden umut, sevgi, aşk eksik olmasın. Yürüdüğün yolda, erdemli, onurlu ve saygın bir halde her daim dimdik yıkılmadan yürü. Çünkü bu toprakların, erdemli şehirlerin, dünyamızın sana ihtiyacı var. Yolun, bahtın açık olsun güzel çocuk.
Bu mektupların kahramanları
Bu anlamlı mektupları çizen çocuklarımızdan bazılarının isimleri: Yağmur Şahin, Nehir Koç, Müzeyyen Zeynep Alkale, Beren Bulut, Şengül Hasçelik, Ece Kelleci, Havanur Pınar, Seyyide Yücel.
“Beni soracak olursan’ diye başlayan mektupları ne çok özlediğimiz hissettim. Birbirimize ne zamandan beri uzun uzun yazı diliyle seslenemediğimizi. Atılan onlarca mesajın birkaç cümleyi geçmediğini ve sonra çöpe atıldığını biliyor almak da! İç âlemimize yönelik bir çabaya bizi yöneltti” diyor giriş yazısında projenin mimarı güzel insan Nilifer Zontul Aktaş.
Nilüfer hanım her daim çaba içinde, bunu yakinen takip ediyoruz. O tıpkı her zaman anımsattığım Martı Jonathan gibi kanatlarını bulunduğu bölgeden daha ileriye doğru açan, sınırlarını zorlayan, sıradışı bir eğitimci. Böyle eğitimcilere ihtiyacımız var. Öncelikle Nilüfer Hanımı böylesine anlamlı bir proje için tebrik ve takdir ediyorum.
Erdemli şehrin erdemli yönetici ve eğitimcileri
Malatya’nın güzel okullarından bir okul Atatürk Ortaokulu. Bu okulun öğrencileri ve eğitimcileri projeyi üstelenmişler. Kendilerini gönülden kutluyorum.
Böylesine anlamlı bir projeye, konuşmaları sırasında Erdemli Şehir vurgusu yapan Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat’a, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı İhsan Gençay’a, Şube Müdürü Hamid Süha Hotar beyefendiye şükranlarımızı sunuyoruz. Mektupların anlamlı bir sanatla genç yüreklerde yankı bulmasına emek harcayan Müdür Yardımcısı Hanifi Özdemire, Metematik Öğretmeni Alaattin Aktaş’a, Sosyal Bilgiler Öğretmeni Vahap Arıkan’la tüm emeği geçen hocalarımıza ve en önemlisi de resim öğretmeni Serap Soyer hanımefendiye teşekkürlerimizi sunuyoruz.
İnanıyorum ki böylesine erdemli bir şehirde böylesine erdemli yönetici ve eğitimcilerin olduğu beldede daha nice anlamlı projenin altına imzalar atılır.
Usta kalemlerin anlamlı buluşması
Son olarak kitaba katkı sunan, yazılan mektuba karşılık olarak yüreğinden sevgi ve şefkatle seslenen 44 kıymetli yazarlarımıza da katkıları dolayısıyla şükranlarımı ve takdirlerimi sunuyorum. Mustafa Özçelik, Nurullah Genç, Şakir Kurtulmuş, Adem Turan, Ramazan Kayan, Ali Özkanlı, Ayşe Şener, Emine Kasap Karakoç, Senai Demirci, Demirhan Kadıoğlu, Ayşe Ünüvar, Behcet Gülenay, Mustafa Uçurum, Bestami Yazgan, Adil Akkoyunlu, Fatih Budak, Hikmet Kızıl, Senem Gezeroğlu, Şadi Kocabaş, Sevgi Korkusuz, Şule Köklü, Özgür Aras Tüfek, Nevin Şahin ve Süheyla Karaca Hanönü, Hasan Fahri Tan, Murat Kömür, Hasan Aycın, Nevzat Tarhan, Adem Karafilik gibi aklıma ilk gelen, genç kalemlerle usta kalemlerin bir arada olduğu anlamlı bir buluşma gerçekleşmiş oldu.
Emeği geçen herkese böylesine anlamlı bir çalışma için tekrar tebrik ve takdirlerimi iletiyorum…
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.