Lozan şartlar gereği değiştirilir
HABER MERKEZİ
CHP'lilerin Ege kayalıkları ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti hükümetlerini suçlaması üzerine Erdoğan Lozan'da Ege adalarının durumu ile ilgili dosya hazırlattığını söyleyerek Ege'deki adaları CHP'nin Yunanistan'a verdiğini söyledi. Erdoğan, "Bunları milletimin önüne koyacağım." demişti. Erdoğan'ın hazırlattığı dosyaya ilişkin Lozan'da Ege Adaları'nın durumunu Milat'a değerlendiren tarihçi araştırmacı yazar Mustafa Armağan ile Lozan Antlaşması çerçevesinde dönen tartışmaları konuştuk.
Adaları Lozan'da kaybettik
Armağan, 12 ada bildiğimiz ada grubunun İtalya tarafından 1911'de işgal edildiğini belirterek "Trablusgarp'tan askerlerinizi çekmezseniz, biz de burayı işgal ediyoruz dediler. Bunun karşısında Osmanlı Devleti'nin onunla uğraşacak durumu yoktu. Uşi Antlaşması'nın 2 maddesinin a fıkrası gereği burayı boşaltacaklardı. Bize devredeceklerdi, tam o sırada Balkan Harbi başladı, harp başlayınca Yunanlıların bu adaları işgal edeceği söylentileri ortaya çıktı. Bunun üzerine biz bu adaları geçici olarak İtalyanlara bırakarak biz savaş bitince buraları senden alacağız dedik. Bu adaları o zaman adaları İtalyalara devretmedik, ne zaman verdik Lozan'da verdik" dedi.
Fırsatları İnönü kaçırdı
Bu adaların daha sonra Yunanistan'ın eline geçtiğini belirten Armağan "1943 yılında İtalya, Müttefiklere karşı kaybetti ve Türkiye'ye adalardan çekileceğini 'Gelin buraları siz alın siz buraların eski sahiplerisiniz' dediler. Mussolini bu konuda haber gönderdi. Fakat İnönü, yabancı topraklarda gözümüzün olmadığını söyleyerek 'Bir çakıl tanesini bile istemiyoruz' dedi. Böylece bu adalar bir kere daha elimizden çıkmış oldu, daha sonra buraların İngiliz işgal tehdidine karşı Almanlar geldi, buraları işgal etti. Almanlar da 1945'te yenilince Hitler, buraları buraları geçici olarak işgal ettiğini ve 12 adaları bize vermeyi teklif etti. İnönü yine 'Bizim topraklarımız dışında bir çakıl tanesinde bile gözümüz yoktur hiçbir şey istemiyoruz' dedi. İkinci fırsat böyle kaçmış oldu.1946 yılında ABD ve İngiltere bu adaların durumu için toplandılar. Paris Konferansı düzenlediler ve buraya Türkiye'yi de davet ettiler. Türkiye'nin de söz hakkı olduğunu düşündüler. Bu fırsatlar heba edildi ve tek kurşun atılmadan bu adalar 1947'de Yunanistan'a teslim edildi." diye konuştu.
Türkiye Lozan'ın tadilini istiyor
Türkiye uzun zamandır bu konudaki rahatsızlığını dile getirdiğini kaydeden Armağan "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016 yılındaki 'Lozan'ı bize zafer diye yutturdular, bu nasıl zafer bağırsanız duyulacak Ege Adaları Yunanistan'ın elinde." sözleri çok çarpıcıydı. Anladığım kadarıyla Lozan'ın bir tadili isteniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bizim Kardak Krizi gibi krizlerle bir daha karşılaşmamamız için bugünün şartlarında yeniden Lozan'ı müzakere masasına koymak istiyor. Yunanistan Cumhurbaşkanı ile de yaptığı görüşmede bunu söylemiş oldu. Bu aynı zamanda taze Atatürkçü dediğim fırıldakvari köşe yazarları var. Erdoğan Atatürkçü oldu, birlik ve beraberlik için resmi tarihi fazla kurcalamayalım diyenlere karşı tokat gibi bir cevap oldu." dedi.
Lozan biz zaten birçok kez deldik
Armağan, Lozan'ın bir ahitleşme olduğunu belirterek "Hiçbir beşeri kontrat sonsuza kadar devam etmez. Şartlar gereği antlaşmalar yenilenir, değiştirilir, kaldı ki biz Lozan'ı defalarca deldik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Lozan'ı deldirmeyiz diyor, Bu şekilde bir ifade olur mu? Hatay Lozan'da yoktu, Fransızlara verilmişti, Hatay'ı almakla hata mı ettik. Boğazlar Lozan'da uluslararaası bir denetime verilmişti biz Lozan'ı deldik ve Möntrö ile Boğazları aldık. Lehimize olursa Lozan'ı neden delmeyelim?" ifadelerini kullandı.
ABD'nin teklifine cevap dahi verilmemiş
Armağan,1970'lerin ikinci yarısında Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturan İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarıdan örnek verdi. Armağan, "Çağlayangil, 'Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturduğum zaman çekmecemde 12 ada ile ilgili bir dosya buldum, Amerika'nın bize yazdığı bir mektup vardı. 12 Adalar hakkında görüşelim diye bir mektup gelmiş, ne cevap verildiğini merak ettim. Yaptığım araştırmalarda bu çağrıya hiçbir şekilde cevap dahi verilmediğini tespit ettim' dediğini aktardı.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.