Dolar (USD)
34.64
Euro (EUR)
36.35
Gram Altın
2928.35
BIST 100
9636.12
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Lokman suresinin nüzul sebebi

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Lokman suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Lokman suresi neden indirilmiştir? Lokman suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Lokman suresinin nüzul sebebi...
Lokman suresinin nüzul sebebi
17 Nisan 2020 12:28:00
Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Lokman suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Lokman suresi neden indirilmiştir? Lokman suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Lokman suresinin nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Lokman suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Lokman suresi neden indirilmiştir? Lokman suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Lokman suresinin nüzul sebebi...

Kur’ân-ı kerîmin otuz birinci sûresi.
Lokman sûresi, Mekke’de nâzil oldu (indi). Otuz dört âyet-i kerîmedir. Lokman aleyhisselâmın kıssası anlatıldığı için, sûre bu ismi almıştır. Sûrede; Kur’ân-ı kerîmin iyilere hidâyet ve rahmet vesilesi olduğu, iyilerin husûsiyetleri ve mükâfâtları, k ötüler ve uğrayacakları azâb, Lokman Hakîm’in oğluna nasîhatları, Allahü teâlânın ilminin ve kudretinin sınırsızlığı bildirilmektedir.

LOKMAN SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?

İbni Cerir, İbni Abbas (r.a.)’ın “Öyle insanlar vardır ki, bilgisizce in­sanları Allah yolundan saptırmak için … boş sözler satın alırlar.” ayetinin (6. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak şöyle dediğini nakletmektedir: Bu ayet Kureyş’ten şarkıcı cariye satın alan adam hakkında nazil olmuştur.

Cüveybir, İbni Abbas (r.a.)’ın şöyle dediğini rivayet etmektedir: Bu ayet Nadr b. Haris hakkında inmişti. Nadr şarkıcı bir cariye satın almıştı. İslâm’a girmek isteyen birini duyduğu zaman hemen bu cariye ile onun yanına gider ve cariyeye: Bu adama yedir, içir ve ona şarkı söyle, derdi. Yeni müslümana: Muhammed’in davet ettiği oruç, namaz ve onun huzurunda çarpışmaktan daha hayırlıdır, derdi. Ayet bunun üzerine nazil olmuştur.

Mukatil diyor ki: Ayet, Nadr b. Haris hakkında nazil olmuştur. Nadr tüccar olarak İran’a gidiyor, Acemlerin kitaplarını satın alıyor, bu kitapları anlatıyor ve şöyle diyordu: “Muhammed size Ad ve Semûd kavimlerinin haberlerini anlatıyor. Ben de size Rüstem ve İsfendiyar’ın, kisraların ha­berlerini anlatıyorum.” derdi. Kureyşliler de onun sözlerinden hoşlanıyor, Kur’an’ı dinlemeyi terkediyorlardı. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/138-139.]

“Eğer yeryüzünde ağaçlar kalem olsa…” ayetinin (27. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Cerir, İkrime’den naklediyor ki: Ehl-i Kitap Peygam­berimiz (s.a.)’e “Ruh” hakkında soru sormuşlardı. Bunun üzerine Cenab-ı Hak “Sana ruhu sorarlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir.” (İsra, 17/85) ayetini indirdi. Ehl-i Kitap da şöyle dediler:

– Sen bize ilimden pek az bir şey verildiğini iddia ediyorsun. Halbuki bize Tevrat verildi. O ise hikmetli kitaptır. “Kime hikmet verilirse, ona çok hayır verilmiş olur.” (Bakara, 2/269).

Bunun üzerine Lokman suresinin “Eğer yeryüzünde ağaçlar kalem ol­sa, denizler mürekkep olsa…” mealindeki 27. ayeti nazil oldu.

İbni İslak ve İbni Ebî Hatim, Ata b. Yesar’dan naklediyorlar: Mek­ke’de, “Size ilimden pek az bir şey verilmiştir.” (İsra, 17/85) ayeti nazil oldu.

Peygamberimiz (s.a.) Medine’ye hicret edince Yahudi ilim adamları ona gelip:

– Bize ulaşdığına göre sen “Size ilimden pek az bir şey verilmiştir.” di­yorsun. Bununla bizi mi, yoksa kavmini mi kastediyorsun? dediler. Pey­gamberimiz (s.a.):

– Herbirini kastettim, dedi. Yahudiler:

– Peki, sen bize içinde herşeyin açıklamasının bulunduğu Tevrat’ın ve­rildiği ayetlerini okuyorsan, dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.):

– O Allah’ın ilminde azdır, diye cevap verdi. Cenab-ı Hak da “Eğer yer­yüzündeki ağaçlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa…” (Lokman, 31/27) ayetini indirdi.

Ebu’ş-Şeyh İbni Hayyan el-Ensarî el-Azame kitabında, İbni Cerir Tef­sirinde Katade’den naklediyorlar: Müşrikler, bu ilâhî kelâm yakında tüke­necek bir kelâmdır, dediler. Bunun üzerine: “Eğer yeryüzünde ağaçlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa …” ayeti nazil oldu.

“Sizin yaratılmanız da…” ayeti (28. ayet) Übeyy b. Halef, Übeyy b. Esedîn, Münebbih b. Haccac b. Sebbak ve Nebîh b. Haccac b. Sebbak hak­kında nazil oldu. Bunlar Peygamberimiz (s.a.)’e şöyle dediler:

– “Allah Tealâ bizi merhaleler halinde yarattı. Önce nutfe, sonra kan pıhtısı, sonra et parçası, sonra da kemikler halinde yarattı, diyorsun. Sonra da: Biz hep birlikte bir saat içinde yeni bir yaradılışla diriltileceğiz, diyor­sun!..”

Bunun üzerine Cenab-ı Hak: “Sizin yaratılmanız da, tekrar diriltilme-niz de tek bir kişinin yaratılması gibidir.” ayetini indirdi. (Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/173-175.)

“Kıyametin bilgisi ancak Allah kalındandır.” ayetinin (34. ayet) nüzul sebebi ile ilgili olarak İbni Cerir ve İbni Ebî Hatim, Mücahid’den nakledi­yor ki: Badiye’den Haris b. Amr isimli bir adam geldi.[Katade’nin rivayetine göre bu zatın ismi Varis b. Amr b. Harise’dir. Zira hiçbir kimse Allah’ın izni olmaksızın kimseye şefaat edemeyecektir. Al­lah nezdinde dünya hayatında işlenen salih amelden başka hiçbir şeyin faydası olmayacaktır.] Peygamberimiz

(s.a.)’e:

– Benim hanımım hamiledir. Doğuracağı çocuğu bana haber ver. Bizim beldemiz kuraktır. Yağmurun ne zaman yağacağını bana haber ver. Ben ne zaman doğduğumu öğrendim. Bana ne zaman öleceğimi de sen haber ver, dedi.

Bunun üzerine Allah “Kıyametin bilgisi Allah katındadır….” mealinde­ki 34. ayeti indirdi. [Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 11/183.]

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin