Dolar (USD)
34.13
Euro (EUR)
38.15
Gram Altın
2917.72
BIST 100
10029.73
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Libya Nereye Gidiyor?

Libya Nereye Gidiyor?
03 May 2015 00:00:00

Gerek Türkiye, gerek dünya kamuoyunun gündemi Suriye ve Yemen'de yaşananlara odaklanmışken Libya'da gün geçtikçe derinleşen siyasal kriz kendisini ağır silahlarla ifade ederek şiddetin tırmanmasına neden oluyor. Birleşmiş Milletler öncülüğünde Fas'ta bir araya gelen Libyalı siyasiler "ulusal birlik hükümeti" kurmanın imkanı üzerine müzakerelerde bulunurken, ikiye bölünen güvenlik sektörü başta Bingazi olmak üzere Libya'nın çeşitli şehirlerinde birbiriyle çatışmaya devam ediyor. Libya'da ağırlığı gün geçtikçe hissedilen Mısır'ın sınır tanımayan müdahalesi, bölge aktörlerinin ve Türkiye'nin yeniden konumlanmasını gerektiriyor.

2012 Temmuz ayında yapılan seçimlerle iş başına gelen Milli Genel Kongre (MGK) etrafında toplanan siyasi aktörler ve Misrata kentindeki milis birlikleri etrafında toplanan silahlı gruplar çatışmanın bir tarafını teşkil ediyor. Ağustos 2014 ayında yapılan seçimlerle iş başına gelen Temsilciler Meclisi (TAM) etrafında toplanan siyasi aktörler ve emekli General Halife Haftar etrafında toplanan silahlı gruplar diğer tarafını teşkil ediyor. MGK, TAM, seçimlerden sonra görevi törenle kendisinden teslim almadığı için ve Bingazi yerine Tobruk'da görev başladığı için TAM'ın gayrı meşru olduğunu iddia ediyor. Dahası, MGK bu iddiasını Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı ve Anaysa Mahkemesi itirazı haklı bularak TAM'ı fes etme kararı aldı. TAM, her ne kadar kararın tehdit ile alındığını iddia etse de aynı mahkeme aynı koşullarda MGK'nın atadığı başbakan Ahmed Maitig'in hukuksuz şekilde göreve getirildiğine hükmederek görevden almıştı. MGK ve onu destekleyen silahlı birlikler bu kararı kabul etmişti. Anayasa Mahkemesi kararına kadar sadece TAM'ı muhatap kabul eden Birleşmiş Milletler ve Uluslararası aktörler, karadan sonra iki tarafı da muhatap almaya başladı. Böylece bu gün Fas'ta devam eden görüşmeler başladı.

Birleşmiş Milletler, karardan sora Libya'da meşru taraf noktasında ihsası reyde bulunmaktan vaz geçerek, tarafları teknokratlardan müteşekkil bir "ulusal birlik" hükümetine ikna etmeye çalışırken, aylarca tek muhatap olmaktan hayli memnun olan TAM ve Halife Haftar Birleşmiş Milletleri ve onu destekleyen uluslararası güçleri "Müslüman Kardeşleri" ve "teröristleri" siyasi aktöre dönüştürmekle suçlamaya başladı. Uzun süre Fas'taki toplantılara katılıp katılmama konusunda tereddüt gösterdikten sonra, Fas'taki toplantılara katılmaya başladı. Ancak bu sefer de taraflar çözüm için müzakere yürütürken Halife Haftar bütün gücü ile atağa geçerek Trablus'a doğru yürümeye başladı. Trablus etrafındaki şehirlerde Haftar'a bağlı birlikler ve MGK'yı destekleyen silahlı güçler arsında halen çatışmalar devam ediyor. Birlemiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Berbardo Leon, TAM'a Haftar'ı uyarması çağrısında bulunarak, Haftar'ın bu operasyonlarının TAM'ın meşruluğunu tartışmaya açacağını söyledi, bunun üzerine TAM hep bir ağızdan Leon'u tehdit etmeye başladı.

Hem Birleşmiş Milletleri hem de Uluslararası aktörleri "teröre" destekle suçlayan, Fas'ta müzakereler devam ederken Trablus kapılarına dayanan, Leon'a "sen kim oluyorsun" şeklinde parmak sallayan aktörler, aynı zamanda "Türk şirketlerini Libya'da istemiyoruz" diyen aktörlerdir. Türkiye en başında beri Libya'da kimin meşru olduğunu yönünde ihsası reyde bulunmanın uygun olmayacağını, sorunun taraflar arasında siyasi müzakere ile çözülmesi gerektiğini söylemiş, Türkiye'nin Libya Özel Temsilcisi Emrullah İşler Libya ziyaretinde bütün taraflar ile görüşmüştür. O günlerde bundan rahatsız olan aktörler bu gün gelinen noktada bütün uluslararası aktörlerin tavırlarından rahatsızdır. Kendi iç sorunlarını Yemen ve Libya'ya akıtarak çıkış yolu arayan Mısır yönetimi, Halife Haftar'a sınırsız destek vererek Libya'da sorunun kangrene dönüşmesine neden olmaktadır. Özellikle tarafların Fas'ta "ulusal birlik hükümeti" için görüşmeler yürüttüğü bir dönemde çatışmanın bu derece şiddetin artmasını Halife Haftar'ın sıklaştırdığı Kahire ziyaretleri ile ilişkisi tespit etmek ne kadar mümkün bilemiyorum. Ancak Haftar gerek yerel, gerek bölgesel gerekse uluslararası bütün aktörleri karşısına alma cesareti nasıl kendinde bulmaktadır, Halife Haftar'ı kim desteklemektedir?

Birlemiş Milletler öncülüğünde müzakereler başladığı sırada unvanı sadece emekli general olan Halife Haftar, TAM'ın içindeki bütün muhalefete ve TAM'ın atadığı başbakan Abdullah Sini ile çekişmesine rağmen önce tekrar göreve getirildi, rütbesi yükseltildi, daha sonra ise Genel Kurmay Başkanı olarak atandı. MGK'ya karşı ilk harekete geçtiğinde hiçbir yetkisi olmayan Haftar, daha sonra Anayasa Mahkemesi tarafından fes edilmiş bir parlemento tarafından Genel Kurmay Başkanı olarak atandı. Şimdi ise Genel Kurmay Başkanı sıfatı ile Arap Başkentlerinde geziyor. Son olarak Ürdün ziyaretinde Ürdün Kralı, Haftar'ı resmi törenle karşıladı. Libya'da "İslamcı teröristlerle" mücadele iddiası ile ortaya çıkan Halife Haftar, Arap başkentlerinde resmi protokolle ağırlanırken, Haftar'ın "terörist" olmakla itham ettiği MGK'yı destekleyen milis birlikleri Sirte kentinde İŞİD'e bağlı birliklerle savaşıyor. Ayrıca İŞİD unsurları Misrata'nın göbeğinde intihar saldırıları düzenliyor. Uluslararası basın yanında "İslamci Gruplar" olarak nitelenen ve İŞİD ile özeleştirilmek istenen "MGK'yı destekleyen milis birlikleri" İŞİD güçleri ile çarpışırken Haftar'a bağlı birlikler Trablus yolunda daha rahat ilerleme imkanı buluyor.

Libya'da yaşananları bölge konjektöründen bağımsız okumak mümkün değil, bu bağlamda bölgenin öne çıkan aktörleri Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Mısır arasındaki dengeler, Cezayir, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi lokal güçlerin de konumu tayin edecek, Libya'da yaşanan sorun ise bu dengeler bağlamında şekillenecektir.