Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kum torbası değilim

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'kızlı erkekli öğrenci evi' açıklamalarıyla ters düştüğü Başbakan'a sitem ederek 'Artık yokum' mesajı gönderdi.
Kum torbası değilim
08 Kasım 2013 17:51:00
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 'kızlı erkekli öğrenci evi' açıklamalarıyla ters düştüğü Başbakan'a sitem ederek 'Artık yokum' mesajı gönderdi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Belgrad'tan canlı yayınlanan Özel Söyleşi'de gündemi değerlendirdi. Arınç 'Artık ben yokum' diyerek Erdoğan'a sitem etti.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet sözcüsü Bülent Arınç, Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da katıldığı ve Trt Türk'te yayınlanan programda "dava arkadaşım" dediği Başbakan Erdoğan'a üstü kapalı olarak sitem etti.
ARINÇ YALANLAMIŞTI
Öğrenci evleri tartışması tam gaz devam ediyor. Zaman gazetesinin Başbakan Erdoğan'ın öğrenci evleri ile ilgili sözlerini yayınlamasının üzerine Bülent Arınç, "bu asparagas bir haberdir" diyerek yalanlamıştı. Ancak aradan 12 saat geçtikten sonra grup toplantısında Başbakan Erdoğan sözlerinin arkasında durduğunu açıkladı.
Hükümet sözcüsü Arınç ile Başbakan'ın birbiri ile çelişen sözleri, hükümeti eleştiren çevreler tarafından kullanılmıştı.
BELGRAD'DAN SİTEM ETTİ
Avrupa Konseyi tarafından Sırbistan'da düzenlenen "Medya ve Bilgi Toplumundan Sorumlu Bakanlar Konferansı"na katılmak için Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Belgrad Kalesinde, Trt Türk Kanal Koordinatörü Nasuhi Güngör'ün konuğu oldu.
"YASAL DÜZENLEME AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL"
Bülent Arınç "Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri doğru ve katılıyorum. Ama onun 'gerekirse yasal düzenleme yaparız' demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil" dedi.
ERBAKAN ÖRNEĞİ
Ben grup toplantısının arkasından buraya geldim. Görüşlerimi de ifade etmedim. Düşüncelerimi açık biçimde ifade edeyim. Memnuniyetle söyleyeyim, ben Salı Akşamı plan bütçe komisyonunda tartışmalarımız oldu. Bütün muhalefet milletvekilleri Chp, Bdp, Mhp olsun konuşmalarında "biz size güveniyoruz, siz vicdan sahibisiniz" diyerek başladılar sorularına. 20 küsür senelik siyaset sürecinde bana güveniliyorsa ne mutlu. Erbakan Hocamız "En güçlü şahadet rakibin şahadetidir" diyordu.
Şüphesiz başbakanımız büyük bir halk kahramanı, dindar, iyi bir aile reisi, siyasette sözünün eri bir insan. Her siyasetçi açısından meseleye böyle bakmamız lazım. Birileri kürsüye çıktığı zaman "dayansın ehli kübur" cinsinden beyitler söylenenler var.
"BEN TUTANAK KATİBİ DEĞİLİM"
Ben ağır ceza mahkemesinde avukatlık da yaptım, orada da güvenilir bir isimdim. O adam satılmaz, eğilip bükülmez denirdi. Ben şimdi hükümet sözcüsüyüm. Arkadaşlarıma bilgi verirken söylediğim her sözün yerini bulması lazım. Tutanak katibi değilim, özet yapıyorum. Ama söylediklerim içeride konuşulanlara doğru şekilde uymak zorundayım.
"ONUN SÖYLEDİKLERİNİ YANITLAMAK ZORUNDA DEĞİLİM"
Ben hükümet sözcüsü olarak söylediklerimle hükümetimi zor durumda bırakmamalıyım. Hükümetime yara vermemeliyim. Başbakanımı korumak zorundayım ikincisi. Satır satır onun söylediklerini yanıtlamak zorunda değilim. O gün bir soru soruldu. Ben bulunduğum yerde, ne duymuşsam onu söyledim. Duymadıklarımdan sorumlu değilim. Bakanlar Kurulu toplantısında konuşulmadı bu elbette. Bundan dolayı üzülmem, eksiklik hissetmem, yanlış yaptığımı düşünmüyorum.
Başbakanımız grup toplantısında "Böyle şeyler duyuyoruz, bekar genç kızlar ve erkeklerin bir arada oturması mahsurlu" dedi. Bu sözler ile benim söylediklerim tezat teşkil etti.
"BEN YANLIŞ YAPMADIM, AMA..."
Ben yanlış yapmadım, ama farklı bir şey söyledi ve benim açıklamalarım ile kendi sözleri arasında bir fark ortaya çıkardı. Ben tevil edemem bunları ama başka pek çok insan "Başbakan'ın beni hiçe saydığını" ileri sürdü.
"BAŞBAKAN'IN SÖZLERİNDEN BEN SORUMLU DEĞİLİM"
Başbakan'ın sözlerinden ben sorumlu değilim. Kendi düşünür. Bu sözleriyle toplumda sosyal bir yaraya parmak bastığını düşünebilir. Ama aradan 12 saat bile geçmeden çelişki içinde bir şey yaşandı. Bunu ifade etmem lazım. Bu çelişkiye dikkat çeken pek çok isim bizi eleştirdi. Bazı eleştiriler haklıdır, saygı duyuyorum, ama bazıları bizi haksızca vuran, 'Hazır imkan buldum vurayım' diye bir şey var.
"BEN SADECE BAKAN DEĞİLİM"
Birlikteliğimizin bazen zor günler geçirdiğini biliyorum, bazen münakaşa ettiğimiz oluyor. Biz dava arkadaşıyız. Kader birliği yapıyoruz. Hükümetteki sorumluluğum sadece bakan olduğum anlamına gelmez. Futbol sadece futbol değildir diye bir kitap var. Ben de sadece bakan değilim. Meclis başkanlığı yapmışım, demokrasi yolunda gençliğimi, ailemi, siyasi hayatımı feda etmişim, ben çok şeyi temsil ediyorum. Benim yıpranmamam, hiçe sayılmam lazım.
Başbakanımız buna dikkat eder. Ama zaman zaman hepimiz hata yapabiliyoruz.
"BAŞBAKAN TOPLUMDA YANLIŞ ANLAŞILMAYA YOL AÇTI"
Bir bakan yanlış yapabilir. İşinde davranışında yanlış yapabilir. Bunun tartışılacağı yer ekranlar değildir. Hesabını verir ya da vermez. Bu hesap vermek bir yargı demek değildir. Biz siyasi hesap veririz. Başbakan gereğini yap der, bakan bana müsaade der. Böyle bir noktaya gelmemek lazım.
"BANA KARŞI DAVRANIŞI YANLIŞ ANLAŞILDI"
Dünkü açıklamalarınız yanlıştı demeden, ima bile etmeden; konuşması Başbakan'ın hakkıdır. Ama bana karşı davranışı toplumda yanlış anlaşılmıştır. Buna izin vermemesini benim beklemem de benim hakkımdır.
"BENİM SAÇIMI BEYAZLATAN, BELİMİ BÜKEN NE BİLİYOR MUSUNUZ?"
Benim saçlarımı beyazlatan, belimi büken ne biliyor musunuz? Başbakan'ı 24 saat takip ederim ben. Onun da böyle bir görevi olmalı, hükümet sözcüsünü açmaza düşürmemeli. Buradaki konuşmasıyla biz eleştirilerin odağında olduk.
"BİRİLERİNİN KUM TORBASI OLMAK İSTEMEM"
Ben itibarımın, kişiliğimin yıpratılmasını istemem. Birilerinin kum torbası haline getirilmek istemem.
"BAŞBAKAN'A SESLENİYORUM: BU ÇELİŞKİYİ DÜZELT"
Başbakanımıza dost, kardeş olarak seslenmek isterim, ikimizin sözleri arasındaki çelişkiyi düzeltmesi kendisinden beklenir. Bence de çok doğru olan düşüncelerini Başbakan açıklamalı. Eğer kendi içimizde konuştuk ve değerlendirdiysek ben hükümet sözcüsü olarak çıkar çok güzel bir şekide açıklarım.
Başbakan'ımızın çocuklarımızın üzerinden söylemek istedikleri bu. ama onun gerekirse yasal düzenleme yaparız demesi, ardından gayretkeş bir valimizin bu sözlerin üzerine atlaması çok doğru bir davranış değil.
11 SENEDİR ÖZEL HAYATA HİÇ MÜDAHALE ETMEDİK
Bize siyasetçinin özel hayatı olmaz derlerdi. Bunu söyleyenlerin özel hayata müdahale ediliyor demesi ne kadar yanlışsa, özel hayatın mahrem kalması da o kadar önemli. 11 senedir hiç bir şekilde özel hayata saygısızlık ya da müdahale anlamına gelecek bir şeye izin vermedik. Bizi neyle suçlarlar, içki satışındaki düzenleme için suçlarlar; dindar nesil istiyoruz dedik diye suçlarlar. Alkole erişimi sınırlamak Belgrad'da da, Londra'da da, Münih'te de vardır. Ben bunu size bir saat anlatabilirim. Biz şu an AB üyesi pek çok ülkeden daha iyi yakaladık AB normlarını.
"EV SAHİBİ ANLAŞMIŞ, KİRAYA VERMİŞ, YAPACAK BİR ŞEY YOK"
Ben yedek subaylığımı Kırıkkale'de yaptım. Bazı asteğmenler bazı yanlış şeyler yapmış, bekara ev verilmeyecek denmiş. Bizi tanıyanlar bilenler ev verdi. Oturduk. Ev sahibi kiraya vermişse, gelende tutmuşsa buna yapılacak bir şey yok. Şimdi böyle bir şey yok. İyi veya kötü, doğru veya yanlış bu noktadan geriye dönüş olmaz. Biz çok ileri bir yere geldik. Bundan muhafazakar anlayış zarar görmüş olabilir. Zina fiili suç olmaktan çıkartıldı. Ne zaman Işılay Hanım bakan olduğu zaman. O da çok mazbut bir insandır. Ama ne yapalım ki Anayasa Mahkemesi Zina'yı yasadan çıkardı. Şimdi de böyle devam ediyor. Şimdi zina suç olsun diyene de saygı duyarım, sistem böyle devam etsin diyene de itiraz etmem. Yeni bir tartışma noktasını toplumun içine koymak, alt yapısı olmadan böyle bir şeyi yapmak başbakan olarak ileriye dönük bir vaat olabilir ama bir Bakanlar Kurulu üyesi olarak böyle bir şeyden haberdar değilim.
"BEN YOKUM, BUNDAN SONRA KİMSE BANA GÜVENMESİN"
30 büyükşehirde ne kadar çok alırsak önümüzdeki mahalli seçimlerde Ak Parti o kadar güçlü olacak. 3 dönem engeli var bizim düzenlememizde. Ben ne vekillik ne belediye başkanlığı istemiyorum dedim daha önce. Başkası bir şey demiyor, ona da saygı duyarım. Anadolu'da insanlar siz giderseniz ne olacak bu parti diyor ben daha güçlüleri gelecek merak etmeyin diyorum. Çok sevgi, saygı duyduğum insanlar bu kararı nasıl verirsiniz diyor. Eğer sayın başbakan izin verir, bu kararıma saygı gösterirse ben hiç aday değilim. Manisa'dan aday olmuştum. Burada siyasete başladım ve burada bitireceğim dedim. Listeler ilan edildi, çok haklı çok yerinde gerekçeler söyledi Sayın Başbakan Bursa'dan milletvekili olduk. Eşyanın da tabiatın da bir sınırı var. Benim 19 yaşında başladığım siyaseti sürekli sürdüreceğim diye bir şeyim yok. Meclis Başkanlığı'na veda ettiğim gün 2007'de siyaseti de bırakayım istedim. Ama bu milletin içinden, benim inancıma, davama layık birini Cumhurbaşkanı seçtiremedim. Bundan sonra kimse bana güvenip siyasete yön vermeye çalışmasın.
En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin