Dolar (USD)
32.66
Euro (EUR)
35.41
Gram Altın
2511.33
BIST 100
10851.78
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kudüs'ün hamisi Türkiye

SETA Dış Politika Aratırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman, Türkiye'nin Kudüs için çabalarına değinerek, "Herkes Kudüs'ün bir Müslüman sorunu olduğunu kabul ediyor ama bunun bir çabaya dönüşmesi söz konusu değil. Bu anlamda her şeye rağmen tavır alan, adım atan tek devlet Türkiye'dir. Türkiye, iki büyükelçisini geri çekti, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı daha önce yaptığı gibi zirve toplantısına çağırdı, öbür taraftan ülke içerisinde dev
Kudüs'ün hamisi Türkiye
16 May 2018 16:01:00
SETA Dış Politika Aratırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman, Türkiye'nin Kudüs için çabalarına değinerek, "Herkes Kudüs'ün bir Müslüman sorunu olduğunu kabul ediyor ama bunun bir çabaya dönüşmesi söz konusu değil. Bu anlamda her şeye rağmen tavır alan, adım atan tek devlet Türkiye'dir. Türkiye, iki büyükelçisini geri çekti, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı daha önce yaptığı gibi zirve toplantısına çağırdı, öbür taraftan ülke içerisinde dev

ARAP REJİMLERİN PERVASIZLIĞI

Arap devletlerinin bir bütün olamadığın belirten ataman Arap Birliği'nin de etkisiz bir oluşum olduğunun altını çizdi. Ataman, "Arap devletlerin önemli bir kısmının başarısız bir devlete dönüştüğünü, yönetim sorunu yaşadıklarını, bölündüklerini görüyoruz. Ayakta kalan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi birkaç devlet de Filistin halkının yanında değil tam tersi İsrail ve Amerika'nın yanında durarak Filistin halkı üzerinde baskı uygulamaya çalışan rejimler" diye konuştu.

TRUMP, AMERİKA'YI BİTİRİYOR

Trump'ın bu adımı bir aile meselesi olarak gördüğünü dile getiren Ataman, "Yahudi ve Siyonist bir damadın ve Yahudi olmuş bir kızının dinsel beklentilerini yerine getirmek söz konusu. Daha da önemlisi kendi şahsı açısından aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, şovenist bir ideolojiye sahip olarak kendi ideolojisinin ondan beklediğini yerine getirmeye çalışmıştır. Yani Amerika'nın menfaatlerini değil kendi aile menfaatlerini, şahsi menfaatlerini Amerikan devletinin menfaatlerinin üzerine çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE İÇİN SON DAMLA OLABİLİR

Ataman, Amerika'nın kendi bindiği dalı kestiğini kaydederek ABD'nin PKK ve FETÖ'ye verdiği destek nedeniyle zaten gergin olan ilişkilerin iyice zarar görebileceğini değerlendirdi. Ataman, "Türkiye ile ABD ilişkilerinde gerginliğe neden olan konular birikmeye başlıyor. Bardağı taşıracak damlanın ne olduğunu bilmiyoruz. Belki bu Kudüs olayı öyle bir işlev görebilir" şeklinde konuştu.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

ABD'nin Kudüs'e taşıdığı büyükelçilik sonrasın Müslüman dünyasındaki tepkiler sürüyor. En büyük tepkiyi gösteren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail devletini terör devleti olarak niteledi. Türkiye'de birçok ilde Kudüs'te yaşananlar için mitingler düzenleneceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından sonra Dışişleri Bakanlığı Türkiye'nin İsrail ve ABD büyükelçilerini de geri çağırdı. Kudüs'te ortaya çıkan gelişmeler sonrası Filistinlilerin eylemlerine ağır silahlarla müdahale ederek birçok insanın ölümüne neden olan İsrail'e karşı devam eden tepkileri ve bu anlamda acil bir şekilde toplanacak Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın ortaya koyacağı kararları MİLAT'a değerlendiren SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Muhittin Ataman, ABD'nin kendi ipini çektiğini söyledi.

Arap Birliği İsrail'e Çalışıyor

1945 yılında kurulmuş, bütün Arapların temsilcisi olduğunu iddia eden Arap Birliği'nin şu ana kadar kayda değer hiçbir sorunda hiçbir adım atamadığını belirten Ataman, Filistin konusunun Arap rejimlerinin bir sorunu olmaktan çıktığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu anda Arap ülkelerinin hemen hemen hiçbirisinin Filistin diye bir sorunu yok. Böyle olunca da Arap Birliği toplansa da bu konuda her hangi bir somut adım atmasını beklemek beyhude bir durumdur. Doğrusunu söylemek gerekirse bugün Arap Dünyası denen bir dünya da kalmadı. Arap devletlerin önemli bir kısmının başarısız bir devlete dönüştüğünü, yönetim sorunu yaşadıklarını, bölündüklerini görüyoruz. Ayakta kalan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi birkaç devlet de Filistin halkının yanında değil tam tersi İsrail ve Amerika'nın yanında durarak Filistin halkı üzerinde baskı uygulamaya çalışan rejimler. Kısacası bu toplantıda herhangi bir şeyin çıkması pek mümkün değil."

Kudüs için Sadece Türkiye Çabalıyor

Ataman, Müslüman Dünya'nın çok dağınık bir durumda olduğunu söyleyerek çok farklı gerekçelerle çok farklı tavırlar takınan ülkeler bulunduğunu söyledi. Ataman, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da çok etkin olamayacağının altını çizerek şu ifadeleri kullandı: "Dünya'da 58 Müslüman ülke var. Bunların her birinin olaya bakışı farklıdır. Herkes Kudüs'ün bir Müslüman sorunu olduğunu kabul ediyor ama bunun bir çabaya dönüşmesi söz konusu değil. Bu anlamda her şeye rağmen tavır alan, adım atan tek devlet Türkiye'dir. Türkiye, iki büyükelçisini geri çekti, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı daha önce yaptığı gibi zirve toplantısına çağırdı, öbür taraftan ülke içerisinde devlet kanalıyla mitingler organize ediyor, üç günlük yas ilan etti, küresel ve bölgesele aktörlerle telefon diplomasisi yapıyor, doğrudan görüşmeler yaparak bir farkındalık ortaya koymaya çalışıyor. Türkiye, Amerika'nın ve İsrail'in bu saldırgan siyasetinin önüne geçmeye çalışıyor."

Şahsi Menfaatlere Yönelik Saplantılı Bir Adım

"Türkiye ile ABD ilişkilerinde gerginliğe neden olan konular birikmeye başlıyor. Bardağı taşıracak damlanın ne olduğunu bilmiyoruz. Belki bu Kudüs olayı öyle bir işlev görebilir" diyerek şu şekilde konuştu: "Bu durum iki taraf için de kaldırılabilir bir durum değil. Öbür taraftan İsrail bu konuda geri adım atacak mı veya Trump yönetimi bu konuda geri adım atacak mı? Ben onu da pek düşünmüyorum. Bu siyaset Ortadoğu'da mevcut istikrasızlığa sadece katkı sağlayacak. Sadece sorunu daha da derinleştirecek. Trump için burada Amerikan halkının çıkarlarını korumak söz konusu değil. Trump bu adımı kendisi için yaptığını söylüyor ama Amerika'nın bütün dünya kamuoyunda şeytanlaştırılmasını sağlayama çalışan bir adımdır. İki temel nedeni var bu adımın. Bir aile meselesidir. Yahudi ve Siyonist bir damadın ve Yahudi olmuş bir kızının dinsel beklentilerini yerine getirmek söz konusu. Daha da önemlisi kendi şahsı açısından aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, şovenist bir ideolojiye sahip olarak kendi ideolojisinin ondan beklediğini yerine getirmeye çalışmıştır. Yani Amerika'nın menfaatlerini değil kendi aile menfaatlerini, şahsi menfaatlerini Amerikan devletinin menfaatlerinin üzerine çıkarmıştır. Trump bu büyükelçiliği herhangi bir günde taşımıyor, yani sembolik olarak en büyük acıyı verecek en büyük sembolleri kullanıyor. Tamamen duyguları tatmine yönelik bir husus, ideolojik, irrasyonel ve saplantılı bir adım."

ABD Kendi Bindiği Dalı Kesiyor

Amerika'da şu anda rasyonel temellere dayalı bir dış politika yürütülmediğini dile getiren Ataman, ABD'nin kendi kurduğu sistemin kurallarını tek tek yıktığı şeklinde konuşarak şu ifadeleri kullandı: "Dolayısıyla yaptığı şu anda bindiği dalı kesmekten başka bir şey değil. ABD kendi kurduğu düzeni şu anda en fazla sarsar devletlerin başında geliyor. Yani ne liberal demokrasi ne liberal piyasa konusunda ne de barış içinde bir arada yaşama kültürünü ifade eden çoğulcu demokrasi gibi söylemler şu anda anlamsız hale geldi. Trump yönetimiyle dünyanın en içe kapanık, milliyetçi rejimlerinin başında geliyor Amerikan rejimi. Hiç kimsenin ne düşündüğü Trump'ın umurunda değil. Amerikan halkının bile ne düşündüğü umrunda değil. Trump, İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, NATO ve AGİT bağlamında müttefik olan ülkelerin bile ne düşündüğüyle ilgili değil. Tek yanlı adım atıyor. Ve bu tek yanlılık ile en büyük sorunu da kendisine ve müttefiklerine çıkarmış oluyor."