Koronavirüs laboratuvar ürünü
ÖZLEM DOĞAN
Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve ölümlere sebep olan yeni Koronavirus COVID-19 İran ve Batı ülkelerinde can almaya devam ediyor. Tüm dünyayı korku ve paniğe sevk eden virüsün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamasıyla birlikte bir kişide tespit edildiği açıklandı. İnsan, yarasa, domuz, kedi, köpek, kemirgen ve kanatlılarda bulunabilen ve neden olduğu hastalık spektrumu basit soğuk algınlığından ağır akut solunum sendromuna kadar değişkenlik gösterebilen koronavirüsü Prof. Dr. Ahmet Maranki ve Fitoterapist ve Bioenerji Uzmanı İsmail Sekman’la konuştuk.
Koronavirüs tesadüf değil
Tamamlayıcı tıpta çok gelişmiş olan Wuhan’ın medikalde dünyanın en ileri merkezi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ahmet Maranki, virüsün laboratuvar ortamında üretildiğini iddia etti. Maranki, “Wuhan’ı Türkiye’nin Ankara’sı gibi düşünün. Üç saatte trenle her yere gidiliyor. Bir Çinli bunu orada yetiştiriyor, CIA bunu ABD’ye kaçırıyor. 2018 yılında çekilmiş ABD yapımı Venom filminde bu işleniyor. Uzaydan bir madde düşüyor Çin’e. Çin’de çiftçi kadının üzerine atlıyor virüs. Kadın ateşleniyor ve bir balık pazarına gidiyor. Gömleğinde korona yazıyor. 2 buçuk yıl sonra aynı yerde aynı olayla bir kadınla dünyaya yayılıyor. Bunun laboratuvar ürünü olduğunun aksini iddia etmek ihanettir. Bu bir tesadüf değildir” dedi.
Türkler temiz olduğu için etkilenmedi
Bağışıklık sistemi güçlü olanların koronavirüse yakalanmayacağını vurgulayan Maranki, “Bugün dünyayı öyle hazırladılar ki herkesin bağışıklığı düşük. Ahir zamanda ümmetimin 73’te biri kurtulacak diyor Resulullah. Türkiye’de kurtuluş koruyucu hekimlikle olacaktır. Türkiye’nin koronavirüsten diğer ülkeler kadar etkilenmemesinin sebebi ise Türklerin temiz olmasıdır” diye konuştu. Türkiye’nin son 10 yıldır dünyanın afet çemberinde yer aldığını kaydeder Maranki, “Çünkü necip Oğuz neslini yok etmek istiyorlar. Osmanlı’yı yıkıp ne idüğü belirsiz, genetiği bozulmuş bir nesle ülkeyi teslim ettiler. Bu bir gerçektir. Bu ülkede bugünlere kadar tamamen Oğuz neslinden olup devşirme dönme olmayanlar vardı. Vahdettin’e saldıranlar da bir kısmı Ermeniler, bir kısmı Ruslar bir kısmı dönmelerdi. İçlerinde bir tane Türk yoktu” açıklamalarında bulundu.
İlaç kullanımından zarar görüyoruz
Türkiye’nin ilaç kullanımında dünyada ikinci sırada olduğunu belirten Maranki, “Her ne kadar insan ömrü uzadı deseler de katılmıyorum. Ömür teknoloji geliştiği için uzamadı, eskiden hastalıklar salgın yüzünden olurdu ve milyonlarca kişi ölürdü, şimdi belediye hizmetleri sayesinde ömür arttı. Sular klorlanıyor, çöpler temizleniyor. Bizim ömürden maksadımız kaliteli yaşamdır. Bugünkü teknoloji maalesef ters bir noktada ve insanımızın kalitesiz yaş almasına neden oluyor. Resmi kayıtlara göre 100 kişiden 98’i ilaç kullanıyor OECD ülkelerinde lideriz. İki yüz üniversitemiz var ama maalesef kendi ürettiğimiz yerli bir ilacımız, bir ağrıkesicimiz bile yok. Yabancıların ilaçlarını alıp kendi insanımıza uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.
Müslümanları gıda ile vuruyorlar
Florürlü diş macunlarının dünyada yasaklandığını fakat Türkiye’de halen serbest olduğunu kaydeden Maranki, glikoz şurubu ve nişasta bazlı şekerler gibi maddelerin pek çok sıkıntının kaynağı olduğunu söyledi. Genetiği değiştirilen gıdalara dikkat çeken Maranki, “Beyaz tavuk hormonla üretiliyor ve kendi kendine midede büyümeye devam ediyor. Salatalık 6 ayda büyürken normal bir tavuk 28 günde nasıl büyüyor bir düşünün. AVM’ye giden çocuklarımız neslimizi yok eden bir gazlı içecekle birlikte beyaz tavuk yiyor ve astım oluyor, kilo problemi yaşıyor. Küresel güçler Müslümanları gıda ile vuruyor. Kalanları da Suriye, Irak, Pakistan gibi ülkelerde bombalarla öldürüyor. Bunlar illüminati gibi şeytani örgütlerin dünya nüfusunu 500 milyona indirme projesidir. İnsanımızı gıda, ilaç, ameliyat, savaş ve havayı kirleterek öldürüyorlar” şeklinde konuştu.
Kaliteli yaşam için detoks
Kaliteli yaşamanın mümkün olduğunu söyleyen Maranki sözlerini şöyle noktaladı: “Kanserin yirmi çeşit çözümü var. Yılda iki defa kozmik beden temizliği, detoks uygulamasını öneriyorum. İlkbahar ve sonbahar döneminde kozmik beden temizliği bedenimizdeki karaciğer, safra kesesi, kalın bağırsak için faydalı oluyor. Dolunay dönemlerinde insanlar gergin olur, oruç tutmak, kavgaya tutuşmamak çok önemli.”
Koronavirüs genetik mühendisliği ürünü
Koronavirüsün genetik mühendisliği ürünü olduğunu ifade eden Fitoterapist ve Bioenerji Uzmanı İsmail Sekman, koronanın doğada, hayvanlar arasında yaygın olarak yaşayan bir virüs olduğunu dile getirdi. Sekman, “Fakat SARS, HIV ve MERS virüslerinin genetik bileşenlerini alarak koronavirüsüne entegre ettiler. 14 günlük kuluçka dönemi ayarlayarak daha çok etkilenmesini sağladılar. Bir haftalık bir dönem olsa erken teşhisle önüne geçilebilirdi. Batı bu virüsü çok hafife aldı. Genetik mühendisler bu virüsü ırklara göre dizayn etti. Bazı ırklara bulaşsa da hastalığa dönüşmüyor. Özellikle sarı ırk üzerinde etkili” dedi.
Koronavirüse karşı silah ‘gümüşsuyu’
Kellepaça, ev turşusu gibi gıdaların koronavirüsten korumayacağını vurgulayan Sekman sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanların gıdalara hücum etmesi doğru değil. Zaten bu virüsü üretenlerin amacı kaos yaratmak. Oysa bağışıklığınızı güçlü tutarak bu virüsten rahatlıkla korunabilirsiniz. Maske koronadan korumaz çünkü nefes aldığınız sürece maske nemlenir, virüsler de bu nemde yaşar. Yapım videoları internette de olan ve evde de hazırlayabileceğiniz 600’e yakın bakteriyi yok eden gümüşsuyu koronavirüse karşı en etkili silahtır. 55-60 yaş üzeri yine de çok fazla kalabalık ortamlarda bulunmamalı.”
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.