''Köprü, Türkiye''nin en büyük ticari silahı''
SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
ABD-Türkiye arasında süren gerilim devam ediyor. Trump'ın ekonomik yaptırım açıklaması ve art arda gelen söylemleri ABD'nin ara seçimleri yaklaşırken Evanjelistlere yönelik bir oy stratejisi olarak değerlendiriliyor. Türkiye de bu düşmanca tavra karşı net bir duruş sergileyerek gerekli önlemlerini almaya devam ediyor. Son gelişmeleri Stratejist Abdullah Çiftçi'yle konuştuk.
Brunson bir istihbarat ajanı
ABD'nin, müttefiki Türkiye'yi uğruna karşısına aldığı Papaz Brunson kimdir?
Brunson görünürde Evanjelik bir papaz ama Türkiye'de ilişkide olduğu kişiler, gittiği yerler, faaliyetlerine ve savcılık iddianamesine bakılırsa istihbarat görevlisi de olduğu anlaşılıyor. Papaz Brunson'un görev yeri İzmir olmasına rağmen 2014-2017 yılları arasında 136 kere Urfa ilinin Suruç ilçesine, 192 kere Urfa ilinin başka ilçelerine, 2 kere Diyarbakır'a gitmiş. Kobani ve Hendek olaylarında da Güneydoğu bölgesinde olduğu tespit edilmiş. İzmir'de FETÖ, Güneydoğu'da PKK çevreleri ile ilişkisine bakılırsa Papaz Brunson, ABD istihbaratı için önemli bir istihbarat ajanı. Aynı zamanda Evanjelik liderlerle ilişkileri de değerlendirildiğinde ABD'de önemli bir Evanjelik lider.
ABD'deki Evanjelikler Brunson'ın istihbaratçı olduğunu biliyorlar mı?
Yabancı istihbaratlar genelde istihbarat faaliyetlerini sivil toplum kuruluşları, dini cemaatler, bilim dünyası ve medya dünyası içerisinde gizlenerek yürütüyor. Önemli bir gazeteci, bilim adamı veya din adamı statüsü taşıyan kişilerin sonradan istihbarata çalıştığını geçmişte gördük. Muhtemelen ABD'deki Evanjeliklerin Papaz Brunson'un istihbarat görevinden haberi yoktur.
ABD bakanlarından adı öne çıkan Evanjelikler kimler?
Papaz Brunson Evanjelik Hristiyan yani Hristiyan Siyonist. Şu anki ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve ABD Dışişleri Bakanı aynı zamanda bir önceki CIA Başkanı Mike Pompeo, ABD Hükümetinin bakanlarının çoğu, senato ve kongre üyelerinin önemli bir kısmı Evanjelik.
Türkiye'de devam eden bir yargılamaya rağmen Hem Pence, hem Trump sürekli Brunson'ı övüp 'çok temiz bir insan, iyi bir Hıristiyan, iyi bir aile babası' vurgusu yapıyorlar. Bu ifadelerin altını neden sık sık çiziyorlar?
Bu ifadeler öncelikle ABD'deki Senato ve Kongre ara seçimine yönelik Evanjelik seçmeni memnun etmek için. Evanjelik dünyası FETÖ'nün müritleri gibi. ABD medyasında Papaz Brunson'un istihbarat yönü gündeme getirilmiyor.
Baskıyla açıklama yapıyor
Trump'ın Türkiye'ye yönelik sert açıklamaları kendi ifadeleri mi yoksa ABD derin devleti mi Trump'ı yönlendiriyor?
ABD'nin NATO'daki, Avrupa Kuvvetlerindeki generalleri Türkiye olmadan ABD'nin özellikle Suriye'de siyasal çözüme gidemeyeceğini, Türkiye'nin müttefikliğinin Rusya'ya karşı çok önemli olduğunu sıkça dile getiriyorlar. Trump da aslında Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istiyor. Bunu daha önce dile getirmişti. Bölgede Putin ve Erdoğan'la işbirliği yaparak çözüm bulacağına inanıyor. Ancak ABD ara seçimine iki aydan az bir zaman var ve Trump Evanjelik oylara mahku00fbm. Trump'un Siyonist ve Evanjeliklerin baskısı ile açıklamalar yaptığını düşünüyorum.
ABD-Türkiye ilişkileri uzun süredir gerilimliydi. ABD'nin büyükelçiliğini Tel Aviv'den Kudüs'e taşıması sürecinde Türkiye'nin tutumu ve AB'de ABD aleyhine alınan kararın bu süreçte yaşadıklarımıza etkisi nedir?
ABD'de Trump'un seçilmesi ile birlikte Ortadoğu politikalarında Evanjelik Hristiyanlar ve Siyonistler çok güçlü hale geldi. Trump başkanlık seçimleri sürecinde kazanırsa ABD Büyükelçiliğini Kudüs'e taşıyacağı sözünü vermişti. Evanjelikler ve Siyonistler'in bölgedeki 'dini hedeflerini' bilmeden olanları anlamak zor. Evanjelikler İsa Mesih'i yeryüzüne getirmek, ebedi barışı sağlamak için Siyonistlerin peşine takılıyor. Bu nedenle bunlara 'Hristiyan Siyonistler' deniyor. FETÖ örgütü başarılı olsaydı 19. yüzyılda Papaz John Nelson Darby ile yaptıkları gibi FETÖ ile de 'Müslüman Siyonistler' oluşturup, Siyonistlerin peşine takacaklardı.
Tarihin en büyük projesinden rahatsızlar
ABD'nin bu denli saldırgan tutumunun altında nasıl bir sebep yatıyor?
21. yüzyılda dünya yeniden dizayn ediliyor. ABD'nin bölge üzerinde, ekonomik, dini, ideolojik, güç paylaşımı gibi farklı hesapları var. Dini hesapları hükümette aşırı dincilerin bulunması ile gündeme geliyor ama asıl kavga Çin üzerinden faaliyete geçen ve dünya tarihinin en büyük projesi olan 'Bir Kuşak Bir Yol Projesini' kontrol etmek istiyorlar. Proje hayata geçerse ABD'nin dünya üzerindeki hakimiyeti son bulacak.
Köprü Türkiye'nin en büyük ticari silahı
Bu yüzden engellemeye çalışacaklar sanırımu2026
Çin 'Bir Kuşak Bir Yol Projesi' ile 21.yüzyıla damga vuracak ülke. Türkiye bu projede Yavuz Sultan Selim köprüsü ile kilit ülke. Bu projenin kara ayağının şah damarı. Üzerinde tren yolu hattı bulunan Yavuz Sultan Selim köprüsüdür. Çin'den kalkan yük treni 12 günde Londra'ya gidebilmek için bu köprüden geçmek zorunda. Köprü bu yüzyılda Türkiye'nin en büyük ticari silahıdır. ABD'nin Avrupa Ordusu'na ait bir savaş gemisi Boğaz'dan geçerken silahını Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne doğrultmuş şekilde resim paylaşmış ve Twitter sayfalarına da 3.Köprü'nün resmini koyarak mesaj vermişlerdi.
ABD'yi emperyalist çıkarlarının endişesi de sardı diyebiliriz öyle değil mi?
ABD'nin petrolü kendine yetiyor ama ABD dolarının dünyanın rezerv parası olarak kalması için petrolün dolar ile satılması gerekir. Ayrıca Çin dünyanın endüstriyel atölyesi ve en fazla petrole, doğalgaza ihtiyacı olan ülke. ABD Ortadoğu petrollerini kontrol ederek, hem doların rezerv para olarak kalması hem de Çin'in petrol, doğalgaz ihtiyacını kontrol etme peşinde. Bir Kuşak Bir Yol projesi 'Deniz yolu ve Karayolu' olarak iki kısımdan oluşuyor. Bugün ABD'nin savaştığı bölgelere bakarsak, bu projenin güzergahında olduğunu görebiliriz. ABD 21. yüzyılda yanında kendisine biat etmiş bir Türkiye istiyor. Türkiye ise 'bağımsız bir ülkeyim' diyerek buna itiraz ediyor.
ABD Rusya'yı çökertme peşinde
ABD-Türkiye arasında yaşanan krize başta İran, Çin, Rusya olmak üzere Avrupa ülkelerinin verdiği tepki ve açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye'nin Rusya ile 'Türk Akımı Boru Hattı' projesi mevcut. Bu proje ile Rusya Türkiye üzerinden Avrupa'ya doğalgaz satacak. Rusya'nın gelirinin önemli bir bölümü doğalgaz ve petrol. Pazar da Avrupa. Bu nedenle Rusya ile ekonomik ve Suriye/Astana sürecinde olduğu gibi stratejik sayılabilecek bir işbirliği var. ABD, 'Türk Akımı' projesini istemiyor. Çünkü Avrupa'nın enerji güvenliğini İsrail/Suudi Arabistan üzerinden sağlamak istiyor. Rusya'yı ekonomik olarak çökertme peşinde.
Avrupa ülkeleri ABD'nin bu son dönemdeki tavrına nasıl bakıyor?
Trump'un başkanlığı ile Avrupa ve ABD arasında da problemler başladı. Trump, Avrupa'ya 'NATO üzerinden güvenliğinizi sağlıyoruz bize para ödemeniz gerek' diyerek Avrupa'ya artık sizi korumayız gibi mesajlar verdi. Bunun üzerine Avrupa Birliği'nin (AB) 23 üyesi PESCO olarak adlandırılan Kalıcı Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması'na imza attı. Yani NATO yerine 'Avrupa Ordusu'nun temelleri atıldı.
ABD ara seçime endeksli
Türkiye'nin geri adım atmayan fakat sağduyulu açıklamalarını ABD görmezden geliyor. İstediği ne? Sadece Brunson'ın iadesi mi?
Trump'un açıklamaları ABD ara seçimine endeksli. Ama ABD'nin Türkiye'den istediği sadece Papaz Brunson değil. 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde ABD konsolosluğunda çalışan ve şu an içeride olanları da istiyor. Ayrıca 'Rusya'dan S-400 alma, PKK ile çözüm masasına otur, Suriye'de PKK devletinin kurulmasına izin ver, Kıbrıs'ta istediğimizi yap, İsrail'le Doğu Akdeniz enerjisinde işbirliği yap' talepleri var. Yani eskiden olduğu gibi Türkiye kendi bağımsız dış politikasına yönelmesin diyorlar.
Türkiye şu aşamada ne yapmalı? Sürekli gündeme getirilen İncirlik Üssü kapatılabilir mi? Gerginlik daha nereye kadar tırmanabilir?
ABD seçimi sonrası bu gerginliğin yumuşayacağını ve ABD'den 'Türkiye ile yeni bir beyaz sayfa açalım' teklifi geleceğini düşünüyorum. Türkiye'nin ABD seçimini görerek süreci iyi yönetmesi gerekir ki, Başkan Erdoğan'ın kararlı duruşu, Avrupa'nın Türkiye ile yeni bir işbirliği ihtiyacı, Rusya ile işbirliği ve Çin'in Türkiye'ye ilgisi devam ediyor. Bayram sonrası Çin'den ciddi yatırımcıların geleceğini düşünüyorum. Çinliler 'varlık alımı' ve şirket ortaklıkları için gelecekler.
Türk insanının şuur düzeyi yüksek
Bu krizi Türkiye kendi lehine fırsata çevirebilir mi?
Türkiye, cari açık veren, yabancı sermayeye ihtiyacı olan bir ülke olarak bu krizi kendi lehine çevirebilir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası Türk insanının şuur düzeyi yükseldi. Bu nedenle alınacak ekonomik tedbirlerin ülkemizin geleceği için önemli olduğunun farkında.
Küresel güçlerin ekonomik yaptırım ve tehditlerine karşı nasıl güçlü olabiliriz?
Günümüzde iki önemli husus var; yüksek teknolojiye ve gıdaya hakimiyet. Gıda krizi ekonomik krizden daha tehlikelidir. Türkiye, gıdada kendi kendine yettiği müddetçe daima ayakta kalır. Dış borcu ödemek için gelire ihtiyaç var. Gelir için ihracata ihtiyaç var. İhracat için yatırıma ihtiyaç var. Üretime yönelik yatırım olursa istihdam olur işsizlik azalır.
Büyük Amerikancılar kaybedecek
Dünyadaki güç savaşları nasıl bir yöne evriliyor?
Dünya 21. yüzyılda 'Dijital Dünya Düzeni'ne geçecek. ABD Doları yerine yeni bir 'kripto' rezerv para IMF öncülüğünde çıkartılacak. 4.Sanayi Devrimi, robotlarla üretim, Blockchain tabanlı yeni bir dijital dünya geliyor. Dijital dünyanın tasarım merkezi ABD/İngiltere, know-how merkezi San Francisco-Silikon Vadisi, endüstriyel atölyesi ise Çin. Yeniden 'Büyük Amerikancılar'ın kaybedeceği bir dünya geliyor. Batı kaynaklı fonlar artık doğudan gelecek.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.