Dolar (USD)
34.11
Euro (EUR)
38.09
Gram Altın
2861.72
BIST 100
9966.15
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kemal Kılıçdaroğlu Nazım Hikmet'in varisi mi?

Nazım Hikmet 1902 yılında Selanik'te doğmuş 1963'te Rusya'nın başkenti Moskova da ölmüştür. Nazım Hikmet aynı zaman da Mustafa Kemalin de hemşerisidir. 1925 yılında Türkiye'de İstiklal mahkemesince Komünistlikten yargılanarak tutuklanmış bilahare serbest bırakıldığında Batum üzerinden Moskova'ya gizlice kaçarak, 1928 yılında çıkarılan bir afla Türkiye'ye geri dönmüştür.
Kemal Kılıçdaroğlu Nazım Hikmet'in varisi mi?
17 Haziran 2014 00:00:00
Nazım Hikmet 1902 yılında Selanik'te doğmuş 1963'te Rusya'nın başkenti Moskova da ölmüştür. Nazım Hikmet aynı zaman da Mustafa Kemalin de hemşerisidir. 1925 yılında Türkiye'de İstiklal mahkemesince Komünistlikten yargılanarak tutuklanmış bilahare serbest bırakıldığında Batum üzerinden Moskova'ya gizlice kaçarak, 1928 yılında çıkarılan bir afla Türkiye'ye geri dönmüştür.

Abdulkadir İkbal

Nazım Hikmet hakkında açılan davalar birbirini takip etmiştir. Demokrat Parti tarafından 1950 yılında çıkarılan bir afla salıverilirken, 1961 yılında tekrar hakkında hiçbir mahku00fbmiyet ve takibat olmadığı halde Romanya'ya giderek oradan da tekrar yoldaşları ile beraber olmak için tekrar Moskova'nın yolunu tutmuş, 1963 yılında ise yurt dışına kaçmış olduğundan vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Nazım Hikmet'in büyük bir şair olduğunu bu işin ehli olanlar dile getiriyorlar. Onun direnişçi başkaldırısı o zamanın ceberut uygulaması ile halkı canından bezdiren ve binlerce insanı darağaçlarında idam eden Halk partisine karşı olmuştur. Rusya'da iken Lenin aleyhine yazdığı bir şiirden dolayı da Lenin ödülü komünizmin müdafii ve hayranı olan Nazım Hikmet'e yoldaşları tarafından verilmemiş Türkiye'ye benzer bir ceberutluğu Rusya da da yaşamıştır.

Ülkesini terk edecek kadar Komünizm hayranı olan Nazım Hikmet'e böyle bir muamelenin reva görülmesi son derece manidardır. Dostları ve yoldaşlarının manevi zulmünü bizzat yaşayan Nazım Hikmet'in sükutu hayale uğradığı ve çaresiz kaldığı son derece açıktır. Nazım Hikmet'in Türkiye vatandaşlığından çıkarılması ile geriye dönüşü olmayan bir yola girip ve bunu değiştirme şansını kaybetmiş olması sebebiyle, hiç olmazsa öldükten sonra kemiklerinin Rusya'dan alınarak vatanına getirilmesine olan özlemini bu vasiyetinden anlamaktayız. "Beni Anadolunun Bir Köy Mezarlığına Bir Ağacın Altına Gömünüz."

İadeyi itibarı bir kenara bırakırsak, asıl olan Nazım Hikmet'in yanıp tutuştuğu vatan hasretini bir mezar yerinin özlemiyle geçmişte yaşadıklarını adeta yok saymıştır. Sistemden dışlanan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da uğradığı psikolojik baskılar dan dolayı yalnızlaştığı için ülkesini terk etmek zorunda bırakılmıştı. O da on iki yıl vatan özlemi çektikten sonra hastalanıp her türlü tehlikeyi göze alarak ülkesine geri dönmüştür. Tek parti düşüncesi kendileri dışında ne İslami ne de sol görüşlü düşünce adamlarına hayat hakkı tanımayarak, kendileri dışında hiç kimseyi meşru görmemişlerdir.

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu son zamanlar da verdiği bir beyanatta Nazım Hikmet'in naşının Türkiye'ye getirilerek gezi parkına gömülmesini teklif etmesi onun hatırasına ve vasiyetine ne kadar uygundur ?.Nazım'a sağlında yaşamı cehenneme çeviren bu partinin, Nazım'ın naşına sahip çıkması izah edilemez. Diyelim ki CHP genel başkanı bu hatayı tamir etmek istiyor, o zaman bu hatayı Nazım'ın vasiyetine sadık kalarak gerçekleştirmesi gerekiyor.

Nazım Hikmet sade yerlerden olan Anadolu'nun herhangi köyüne gömülmesini vasiyet etmiştir Hatta köyün ismini dahi zikretmemiştir. Bu da gösteriyor ki şatafattan uzak, bir köylü gibi sade olmayı arzulamıştır. Kılıçdaroğlu hangi hakla bu şairin naşının İstanbul'a getirilmesi için teklifte bulunuyor. Kılıçdaroğlu Nazım Hikmet'in ne nesebi, nede manevi varisidir.

Eğer Nazım Hikmet sağ olsaydı öyle tahmin ediyorum ki, kendisine zulmeden CHP nin bu teklifine bütün ruhu canı ile karşı çıkar, sağlığında ona göz açtırmayan ve hayatını zehirleyen bir zihniyetle asla kol kola girmezdi. Nazım Hikmet Dersim facia ve katliamını kabullenir miydi? Dersimi bombalayan binlerce kadın çocuk, yaşlı ve Alevi Dersimlileri katleden o zamanın ceberutlarını aklar mıydı? O katliamı gerçekleştiren kadın Pilot Sabiha Gökçenin isminin bir hava alanına verilmesini kabul eder miydi?

Nazım Hikmet kendi inancına göre dik duran bir kişiliğe sahipti. İnandığı bir komünist ülkesi olan Rusya'ya iki defa kaçtı. Sayın Kılıçdaroğlu ise Avrupa solcularının yanına gidiyor. Avrupa solcuları her zaman Amerika ile beraberdirler. Rusya ile işbirliği yapan Avrupa solcuları var mı? İşin bir garip tarafı da Amerikan karşıtı olan solcu bulamıyoruz. Haydi Kılıçdaroğlu ve geziciler Sabiha Gökçen Havaalanı'nın ismini değiştirmek için ne güne duruyorsunuz?

Alevi kardeşlerim geçmiş ve geleceğimizi mahvedenlere karşı el ele tutuşarak yeni bir eylemi birlikte yapalım. Çünkü Hz. Peygamber (A.s.m.) bir hadis-i şeriflerinde "Zulme rıza zulümdür, küfre rıza küfürdür" buyurarak en azından kalben bile zulme ve küfre taraftar olmamak gerektiğini vurguluyor. Şunu da çok iyi bilelim ki "Haksızlardan Hak Talep Etmek Hakka Karşı Bir Hürmetsizliktir."