'Katmadeğerli tarım Türkiye'yi birinci lige taşıyacak'
Turkuvaz Medya Grubu ve Para
Dergisi’nin Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde yeni 10 yılda Türkiye
tarımının yol haritasına katkı sağlamak amacıyla Ziraat Bankası, ATP Koza Gıda Tarım ve Koza Altın İşletmeleri ile Ege
İhracatçıları Birliği sponsorluğunda
düzenlediği “Tarım Ormanın Geleceği” webinar serisinin bugün (2 Eylül 2020) gerçekleştirilen üçüncü ayağının açılışına
mesajla katılan Bakan Pakdemirli, webinar serisinin başarılı bir şekilde devam
ettiğini söyledi. Dr. Bekir Pakdemirli, “Yarının tarımını
‘üretim, girişimcilik ve farkındalık’
bakımından bugünden tasarlamamız gerekiyor. Önümüzdeki parkur, eski parkurlara
pek benzemiyor. Tarım ve ormanda sektörlerimiz
bu yeni parkuru başarıyla geçecek
bir potansiyele sahiptir. Tarımsal üretimimizi değerli hale getirmek Türkiye’yi
dünya pazarında da birinci lige taşıyacak. Bunu yapabilecek her şeye sahibiz”
diye konuştu.
“Katma Değerli Üretim – Agro Sanayi” başlıklarının
incelendiği webinarın
açılışında konuşan Limak Holding Onursal Başkanı Nihat Özdemir, Türkiye’nin
Karadeniz’de kararlı duruşu ve ısrarlı aramaları sonucu büyük keşif yaptığını hatırlatarak, tarım sektöründe de ülkemizin yeni müjdeler ve mucizeler
yaratabileceğini söyledi.
Tarımda doğru yatırımlarla istihdama ve ekonomiye büyük katkı sağlamanın mümkün
olduğunu anlatan Nihat Özdemir, tarım gıda alanındaki tek girişimleri Limkon
Meyve Suyu Konsantre Tesisleri ile 2008’den bu yana 50 bin kişiye iş imkanı,
600 bin aileye de gelir desteği sağladıklarını vurguladı.
Tarımın ne kadar önemli ve stratejik olduğunu pandemi döneminde gördüğümüzü ve görmeye devam ettiğimizi belirten Nihat
Özdemir, “ABD’de, Avrupa, İngiltere, İsviçre’de
market raflarının boş kaldığını, insanların marketleri yağmaladığını gördük. Ülkemizde ilk günden itibaren
devletimiz ve hükümetimizin çabalarıyla
bu manzaralar yaşanmadı” dedi.
Tarım yatırımlarının grup içinde küçük görünse de 2008 yılında yapımını
tamamladıkları meyve suyu konsantre yatırımları Limkon ile tarım sektöründe olduklarını kaydeden Özdemir, 40
bin metrekare alanda meyve suyu konsantresi ve domates salçası ürettiklerini ifade etti. Nihat
Özdemir, şunları söyledi:
“İyi tarım uygulamalarıyla öne çıkan bir fabrikamız var.Şu
anda 40 ülkeye ihracat yapıyoruz ve ülkemize 130 milyon doların üzerinde döviz getiriyoruz. Tarım sektöründe öncü görev üstlenen fabrika ile Adana’da ilk kez
4 bin dönüm
arazide domates yetiştiriciliği yaptık ve çıkan ürünü 12 yıldır Japonya’ya ihraç
ediyoruz. 2009 yılında ise Ereğli ve Zenger bölgelerinde bin 500 dönüm üzerinde sözleşmeli tarım uygulaması yaparak
büyük başarı sağladık. Bu bölgedeki
çalışmalar örnek oldu. Zenger, Ulukışla, Ereğli’de 100 bin dönüm domates ekimine ulaştık. Bu
uygulamanın ilk kez yapıldığı 2009’dan bu yana 50 bin kişiye iş imkanı
sağladık. Meyve havzası projeleri kapsamında her türlü meyvenin bulunduğu bölgede organize bahçelerin artmasına katkıda bulunduk. 11
yılda 600 bin tonun üzerinde meyve alıp işleyerek
doğrudan ve dolaylı 600 bin aileye de gelir desteği sağladık.”
Üretilen ürünlerin tamamı yerli ve
milli olan şirketlerinin tarım adına
iyi uygulamalarda öncü rol
üstlendiğinin altını çizen Nihat Özdemir, “Türkiye çok önemli bir tarım ülkesi olmak üzere. Doğru yatırımlarla istihdama ve
ekonomiye büyük katkı sağlamak mümkündür. Tarımda Türkiye’nin kat edeceği daha çok yol olduğuna ve potansiyelinin
büyük olduğuna inanıyorum” dedi.
“Ülke çapında net bir vizyon geliştirilmeli”
Webinar’ın özel konuğu Hollanda
Wageningen Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Bedir Tekinerdoğan, Hollanda’ya giden ilk işçi ailelerinden
olduklarını ve işçi ailelerinden profesör
olarak görev
yapan ilk kişi olduğunu söyledi.
Hollanda’nın tarım ihracatında dünyada ikinci olduğunu vurgulayan Tekinerdoğan,
arazisi oldukça
kısıtlı olan ülkenin bilgi ve bilişim alanındaki çalışmalarıyla bu başarıya ulaştığını
dile getirdi. Tarım uygulamalarının da dijitalleşmeye dahil olması gerektiğini
vurgulayan Tekinerdoğan, üniversitesinin 2005 yılından bu yana tarımın
dijitalleşmesi ve üretimin verimliliğinin artırılması için projeler hazırlayıp hayata geçirdiğini belirtti. Yapay zeka ve
dijitalleşmenin tarıma da etkisi olduğunu söyleyen Tekinerdoğan, akıllı sistemler, veri
analitiği ve toplumun faydasına olacak sosyal
teknolojik sistemlerin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ülke çapında net bir vizyon sunulması
gerektiğini ifade eden Tekinerdoğan, bilime, üniversitelere odaklı bir çalışma, kullanıma uygun bilim
geliştirilmesi ve ileri teknolojiye odaklanmak gerektiğine işaret etti.
“Bilim çiftçiye yansımalı”
Webinar’ın diğer özel konuğu Agtech Garage Brasil Kurucu
Ortağı Marcelo P. de Carvalho ise akademi ile piyasa arasındaki inovasyon uçurumunu azaltmak için işe başladıklarını söyledi. Carvalho, “Akademi ile piyasa arasındaki
bağlantıyı sağlamayı hedefliyoruz. Bilimin hizmetlere özellikle çiftçiye yansıması gerekiyor. Ayrıca
bilimin hizmetlerde uygulanabilir olmasını sağlamalıyız. Çalışmalarımızla çiftçiler için uçurumu gidermeye çalışıyoruz” dedi.
Webinar kapsamında “‘Geleceğin Tarım Uygulamaları’ başlıklı panelde”
paneli Ege Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Panelde, TFI-TAB Gıda Yatırımları
Yönetim Kurulu Üyesi Melih Araz tarımın Türkiye’de hak
ettiği yeri almış gibi göründüğünü
söyledi.
Araz, “Öncelikle tarımda stratejik, yeni bir vizyon ve beyaz sayfa
yaklaşımı gerekiyor. Tarımın ekonomideki payını artıracak ortak akıl, politika
tercih sağlanmalı. Ankara’nın tarımı ön plana alması ve politikalarını
yenilemesi gerekiyor” dedi.
Şehre göçün durdurulamayacağını kaydeden
Araz, şunları söyledi:
“Gerçekçi olarak neler yapabiliriz? İlk önce tarıma ölçek kazandırmamız lazım, ölçek ekonomisinden çok uzakta durumdayız, arazi bölünmüşlüğü ve küçük işletmeler ana
sorunumuz. Teknoloji ile sermayeyle katma değerli ürünlere odaklanma ile
aşabiliriz. Sermayeyi özel
sektörü tarım sektörüne yöneltecek tedbir ve teşvikleri sunmak
zorundayız. Global düşünmeliyiz, bazı ürün ve alanlarda uzmanlaşmalıyız. Teşvik
sistemleri de bu amaçlara göre revize edilmeli.”
Değer zincirini ‘bigdata’ ile yönetmeliyiz
BÜGEM Genel Müdürü Dr. Mehmet Hasdemir,
tarımın geleceğini öngörmenin insanlık tarihinin geleceğini öngörmek olduğunu belirterek, gelişmekte
olan ülkelerin gelecekte tarım konusunda çok
daha büyük fırsata
sahip olduğunu vurguladı. İleri teknolojili sistemlerde en önemli girdinin bilgi olduğuna dikkat çeken Hasdemir, “Gelecekte ekosistemi
planlayan bilginin önemi
daha da artacak. Sonuç değil süreç
odaklı yaklaşımlar lazım. Pandemide süper güç olarak tanımlanan ülkelerin raflarını boş gördükçe ürünleri hedef kitleye ulaştırmanın
daha önemli olduğu ortaya çıktı. Tarımı
tohumun tarlaya temasından itibaren değer zinciri oluşturan bigdata ile yönetmeliyiz” dedi.
Türkiye’nin tarımda dijital dönüşümü başlatan ülkelerden olduğunu söyleyen Hasdemir, bugüne kadar
biyolojik zenginlerimizle övündüğümüzü
artık bunu ekonomik zenginliğe dönüştürmek
için önemli çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç, 2050’ye gelindiğinde artan nüfusun
ihtiyacını karşılamanın sürdürülebilir tarım ile olabileceğini belirtti. Deniz
Alkaç, “Tarımda yerelleşme büyük önem arz ediyor. Bunu bize pandemi de gösterdi. Markalaşma ve yerelleşme
ülkemizde üzerinde düşünülüp harekete geçilmesi
gereken konulardan biri. Biz 30 yıldır Türk
mutfağının ürünlerinin dünyada hak ettiği yeri alması için çalışıyoruz. 800 bin üzerinde üretici, üretici örgütü ve kooperatifle işbirliğindeyiz.
Yerel ürünlerimizi de ihraç ediyoruz. Türkiye için çalışıyoruz” dedi.
‘Milli tarım teknolojileri hamlesi
gerek’
TARNET Genel Müdürü Huzeyfe Yılmaz,
tarım teknolojilerinin yeteri kadar kullanılmadığını dile getirerek milli tarım
teknolojileri hamlesi geliştirilerek savunma sanayinde yakalanan başarıya
ulaşılması gerektiğini vurguladı. TARNET olarak teknolojik değişimin merkezinde
yer aldıklarını belirten Yılmaz, “Tarımda girdi maliyetlerini düşürülmesi,
tarımsal veriye sahip çıkılması ve tarım teknolojilerinde farkındalık çalışmaları yapılması olarak üç alana
odaklandık. Girdi maliyetlerini azaltma kapsamında drone ile zirai ilaçlama öne çıkıyor. İlk ilaçlamayı çeltikte Samsun’da yaptık.
Veriye sahip çıkmak için de
yapay zeka çalışmaları
yapıyoruz. Farkındalık
için bu sene ilk kez Teknofest’te tarım
teknolojileri ile ilgili yarışma açtık. 2
bin 500 yarışmacı
başvurdu. 24-27 Eylül’de Gaziantep’te sonuçları açıklayacağız” dedi.
Zade Vital Genel Müdürü Taha
Büyükhelvacıgil ise tarımda katma değerli ürün için Türkiye’deki 3 bin 600’den fazla
endemik bitki türünün fırsat yarattığını söyledi. Tıbbi bitkilerin en kıymetli
alan olduğunu kaydeden Büyükhelvacıgil, bu bitkilerin katma değerli ürün haline
dönüştürülebileceğine dikkat çekti.
Ege Yaş Meyve ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak
da teknolojinin gelişmesi için
Ar-Ge yatırımlarının artması gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Kurumların ve firmaların Ar-Ge
harcamalarına da ağırlık
vermeleri gerekiyor. Ar-Ge yatırımlarının milli gelire oranı yüzde 1 dolaylarında. Yüzölçümümüz belli... Üretimi artırmak için verimliliği artırmamız gerekiyor. Bunun için de tarımda dijitalleşme önemli. Birçok ülkeyi incelemek gerekiyor, ama ülkemizde
de bu konuda iyi örnekler
görülmeye başladı. Aynı zamanda eğitim çok gerekli. Üreticilerin yanında olmak
gerekiyor. Üreticileri ve tarım işçisi olarak çalışanları eğitmek zorundayız.”
“Tarım Ormanın Geleceği” webinar
serisinin üçüncüsünün açılış konuşmasını ise Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdür
Yardımcısı Özgür Atanur yaptı. Atanur, “Tarım
Ormanın Geleceği” projesi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Toprağına Sahip Çık’
sloganı çerçevesinde,
tarımın gelecek 10 yılının tartışıldığı serinin üçüncüsünde ‘Katmadeğerli Üretim’ konusunun masaya yatırıldığını
söyledi. Bakanlığın “Tarımda Dijital Dönüşüm Hamlesi” ve “E-Tarım Portalı” projeleriyle bu sahaya verdiği
desteği net olarak gösterdiğini
belirten Atanur, “Önümüzdeki ay İzmir’de planladığımız fiziki buluşmada, Tarım
ve Orman Bakanlığı’nın hedeflerinin, stratejisinin ve gerçekleştirdiği çalışmaların sonuçlarının, geniş kitlelere
ulaştırılmasını amaçlamaktayız”
dedi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.