Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kanla yazılan yalanlar

On yıllardır süren İsrail işgali, 7 Ekim 2023'te başlayan olaylarla daha da acımasız ve vahşi bir boyuta ulaştı. Küçük çocukların masumiyeti, annelerin çaresizliği, kadınların gözyaşları bu katliamların gölgesinde kaldı. 16 binden fazlası çocuk, 10 binden fazlası kadın olmak üzere 40 bini aşkın masum insan hunharca katledildi.
Kanla yazılan yalanlar
24 Ağustos 2024 00:00:00
On yıllardır süren İsrail işgali, 7 Ekim 2023'te başlayan olaylarla daha da acımasız ve vahşi bir boyuta ulaştı. Küçük çocukların masumiyeti, annelerin çaresizliği, kadınların gözyaşları bu katliamların gölgesinde kaldı. 16 binden fazlası çocuk, 10 binden fazlası kadın olmak üzere 40 bini aşkın masum insan hunharca katledildi.

Gürkan DEMİR

İsrail, bu katliamlar sırasında sivil bölgeleri kasten hedef alarak, fosfor bombalarıyla çocukların ve masum sivillerin hayatını karartarak, hastaneleri ve ibadethaneleri yerle bir ederek, tıbbi yardımları engelleyerek ve Gazze'deki insanları zorla yerinden ederek uluslararası hukukun ve insanlık vicdanının açıkça yasakladığı en acımasız şiddeti dünya kamuoyunun gözleri önünde sergiledi. Her bir bombanın altında yiten hayatlar, yıkılan evler, dağılan aileler, insanlığın ortak değerlerine ve evrensel hukuka karşı işlenmiş ağır bir suçun kanıtları oldu.

İSRAİL’İN DEZENFORMASYON POLİTİKASI

İsrail, gerçekleştirdiği katliamları dünya kamuoyu nezdinde haklı çıkarmak için, sistemli bir şekilde manipüle edilmiş bilgileri yaymaya çalıştı. Bu dezenformasyon kampanyası, yalnızca resmi kanallar üzerinden değil, aynı zamanda gazeteciler, haber kuruluşları ve sosyal medya içerik üreticileri aracılığıyla da yürütüldü. İsrail, kamuoyunu yanıltmak ve uluslararası tepkiyi hafifletmek amacıyla sahte haberler ve çarpıtılmış bilgilerle dolu bir propaganda ağı kurdu. Hem geleneksel medyada hem de dijital platformlarda geniş kitlelere ulaşan bu dezenformasyonlar, gerçeklerin üstünü örtmeye ve yapılan insanlık dışı eylemleri meşrulaştırmaya yönelik acımasız bir stratejinin parçasıydı. Ancak bu bilgi manipülasyonu, kısa sürede ortaya çıkan gerçeklerle defalarca çürütüldü ve İsrail'in bu taktikleri, uluslararası toplumun gözünde inandırıcılığını zedeledi.

resimler1_0c01703d4a4ae74f347577200350b397.jpg

HAMAS BEBEKLERİ KATLETTİ YALANI

İsrail'in yaydığı bazı dezenformasyonlar o kadar hızlı bir şekilde çürütüldü ki, uluslararası kamuoyunda güvenilirliğini kaybetmeye başladı. Örneğin, olayların ilk günlerinde ortaya atılan en dikkat çekici dezenformasyon, "Hamas üyelerinin 40 İsrailli bebeğin kafasını kestiği" iddiasıydı. İsrail, bu yanıltıcı ve asılsız bilgiyi yayarak Gazze'deki katliamlarına meşruiyet kazandırmaya çalıştı. Hatta bu yalan, ABD Başkanı Biden tarafından bile desteklendi. Biden, "Teröristlerin çocukların kafalarını kestiği fotoğrafları göreceğimi ve doğrulayacağımı hiç düşünmezdim" şeklinde açıklamalarda bulundu. Ancak, daha sonra Beyaz Saray’dan yapılan bir açıklamada, Biden’ın böyle bir görseli görmediği ifade edildi. Dezenformasyon, çeşitli mecralarda geniş kitlelere yayılırken, Beyaz Saray'ın düzeltme açıklaması çok daha sınırlı bir kitleye ulaştı.

resimler2_319d03f1560e48def1469750e033857e.jpg

BM YARDIMLARIYLA HAMAS’A SİLAH TAŞINIYOR YALANI

İsrail’in saldırılarının şiddetlendiği günlerde, eski dijital medya sorumlusu Naftali aracılığıyla bir başka dezenformasyon yayıldı. Bu haber, "Birleşmiş Milletler'in Gazze'ye gönderdiği insani yardım tırlarının aranmadığı" şeklindeki asılsız iddiayla dolaşıma sokuldu. Naftali, paylaşımında “Tırların içinde insani yardım mı yoksa Hamas'a gönderilen roketler mi var, nasıl bilebiliriz?" şeklinde şüphe uyandırıcı bir ifade kullandı. Bu dezenformasyonla, Birleşmiş Milletler üzerinde baskı oluşturulmak istendi.

resimler3_1276f1c736dbcd9c61b8d36a866e54a7.jpg

HASTANELERDE HAMAS VAR YALANI

İsrail'in dezenformasyon stratejisinin en kritik parçalarından biri, hastanelerle ilgili kısım oldu. İsrail Ordu Sözcüsü, Fox News'e verdiği bir röportajda, “Şifa Hastanesi önünde vurulan ambulanslarda Hamas militanlarının taşındığı” iddiasında bulundu. Ancak, İsrail'in sivil yerleşim alanlarını hedef alması nedeniyle Gazze halkı hastaneyi bir sığınak olarak kullanıyordu. Ordu sözcüsünün bu açıklaması, hastane çevresindeki ambulansların vurulmasını meşru kılma çabasıydı. Hastanelerle ilgili ucuz bir dezenformasyon da Rantisi Çocuk Hastanesi duvarında asılı olan bir listede Hamas üyelerinin isimlerinin yer aldığı iddiasıydı. Ancak, görüntülerdeki listenin aslında Arapça olarak haftanın günlerini gösterdiği anlaşıldı. Resmi bir hesaptan yapılan bu basit dezenformasyon, kısa sürede deşifre edildi.

resimler4_d1fe7b028ee6175d3540ed3d1c4a0c50.jpg

ÖNCE YARDIM ETTİ SONRA SIRTINDAN VURDU

İsrail, insanlık dışı bir başka dezenformasyonunda, Beşir Hacı adında bir Filistinlinin fotoğrafını “Askerlerimiz önce insandır. Gazze'nin kalbinde yardıma muhtaç yaşlı bir Filistinliye yardım ediyoruz” başlığıyla paylaştı. Ancak gerçek çok daha vahimdi: Beşir Hacı’nın fotoğrafı çekildikten sonra öldürülmüştü. İsrail, önce yardım ediyormuş gibi göründüğü anı fotoğraflayıp dünyaya servis etti, ardından Beşir Hacı’yı infaz etti.

resimler5_e8881f82e36df44b28deea0797b618b3.jpg

SADECE HAMAS’LA SAVAŞILIYOR YALANI

İsrail’in belki de 7 Ekim’den beri ortaya attığı en büyük yalan, tüm operasyonun sadece Hamas üyelerine yönelik olduğuydu. Halbuki Gazze’de on binlerce çocuk ve kadının öldürülmesi yalnızca soykırım kelimesi ile ele alınabilecek bir vahşeti ifade ediyor. Kaldı ki kadın ve çocukların yanında yaşlı ve sivil erkekler de İsrail’in saldırılarıyla Gazze’de hayatını kaybediyor. Gazze’de yaşayan bir Filistinli bakkalda alışveriş yaparken, çocuğunu hastaneye götürürken veya evinde ailesiyle otururken kısacası her an İsrail saldırıyla hayatını kaybedebiliyor.

KAMUOYUNDA BÜYÜK TEPKİYE NEDEN OLUYOR

Bu olayların bir de Batı Şeria boyutu var. Bu yönüyle bakıldığında, İsrail’in Hamas bahanesiyle yürüttüğü saldırıların gerçek niyetleri daha da belirginleşiyor. İsrail, 7 Ekim'den bu yana Hamas’a karşı operasyonlar düzenlediğini iddia etse de, Hamas yapılanmasının bulunmadığı Batı Şeria’da da geniş çaplı askeri operasyonlar gerçekleştirdi. Bu operasyonlar sonucunda 500’den fazla masum Filistinli hayatını kaybetti. Ayrıca Batı Şeria’da İsrailli yerleşimciler tarafından İsrail polislerinin koruması altında 10 ayda 12 binin üzerinde saldırı gerçekleşti. İsrail’in Batı Şeria’da gerçekleştirdiği bu saldırılar, Hamas’ı hedef aldığı yönündeki söyleminin bir örtüden ibaret olduğunu ve asıl amacının bölgedeki Filistin nüfusunu baskı altına almak olduğunu gözler önüne seriyor. Bu durum, İsrail'in gerçek niyetlerinin ve stratejik hedeflerinin sorgulanmasına yol açarken, uluslararası kamuoyunda da büyük bir tepkiye neden oldu.

resimler7_41f2fcf519633e5a8744099ad357f74a.jpg

DEZENFORMASYON GERİ TEPTİ

İsrail, bu dezenformasyon kampanyalarıyla yalnızca gerçekleştirdiği katliamları meşrulaştırmayı değil, aynı zamanda uluslararası kamuoyunda kendi şiddetini haklı çıkarmayı ve Gazze’ye yönelik daha sert müdahaleler için zemin hazırlamayı amaçladı. Ancak, İsrail’in bu dezenformasyonlarında sınırları aşması, uluslararası arenada ciddi bir güven kaybına yol açtı. Özellikle, asılsız iddiaların ve manipüle edilmiş bilgilerin hızla çürütülmesi, İsrail'in inandırıcılığını zedeledi ve dünya kamuoyu önünde gülünç duruma düşmesine neden oldu. Bu durum, İsrail'in politikalarının sorgulanmasına ve dünya genelinde daha geniş çaplı bir tepki oluşmasına sebep oldu, dolayısıyla dezenformasyon stratejisi geri tepti.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin