Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Kaderimiz de, kederimiz de ortaktır

Dünyanın adeta bir ateş çemberinden geçtiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu coğrafyada kaderimiz de, kederimiz de ortaktır. Bugün Suriye ve Irak'ta yaşananların yarın bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi yoktur" dedi.
Kaderimiz de, kederimiz de ortaktır
14 Şubat 2017 09:35:00
Dünyanın adeta bir ateş çemberinden geçtiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bu coğrafyada kaderimiz de, kederimiz de ortaktır. Bugün Suriye ve Irak'ta yaşananların yarın bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi yoktur" dedi.

ALİ ADAKOĞLU/MANAMA

Bahreyn'e gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında Uluslararası Barış Enstitüsü Ortadoğu ve Kuzey Afrika Ofisi tarafından düzenlenen konferansına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Bahreyn ile olan ilişkilerinin özel bir önem taşıdığını vurgulayarak, "Bahreyn'in güvenlik huzur ve istikrarını kendi güven ve istikrarımızdan ayrı görmüyoruz. Terörle mücadelesinde Bahreyn'in yanında olduğumuzu ve olacağımızı bu vesileyle tekrar vurgulamak istiyorum. Küresel bir dönüşüm sürecinde, dünyanın en sıkıntılı bölgesinde, acıların ve umutların kol kola yürüdüğü bir bölgede hep birlikte yaşıyoruz. Başka bir vatanımız olmadığına göre bu coğrafyada yaşamayı sürdüreceğiz. Öyleyse hep birlikte bölgemizdeki sorunların çözümü, huzurun, refahın, istikrarın güçlenmesi için neler yapabileceğimiz noktasında oturup konuşmalıyız" ifadelerini kullandı.

Timsah gözyaşları dökülüyor

Adeta bir ateş çemberiyle kuşatılan İslam coğrafyasının sancılı günler yaşadığına işaret eden Erdoğan, "Yüzyıllardır barışın adresi olan bu coğrafya maalesef günümüzde acıyla, terörle, gerilimle, yıkımla, bombalarla anılıyor. Suriye'de çocuklar gökyüzünün maviliğini değil ölüm saçan uçakları, hayallerini ve bedenlerini parçalayan varil bombalarını görüyor.. Etnik kimlik, dil, kabile, renk ve mezhep temelinde birbirlerine yabancılaştırılan Müslümanlar Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de ve daha pek çok yerde kendi kendilerini tüketiyor. İnsanlık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakla, riyakarlar ise ne timsah gözyaşları dökmekle meşguldür" şeklinde konuştu.

Erdoğan, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa Al Halife'ye misafirperverliği için teşekkür etti.

Hiçbirimizin garantisi yok!

Bölge ülkelere çağrıda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm İslam aleminin, hatta insanlığın geleceği için birlik olma, birlikte hareket etme zamanı çoktan gelmiştir. Komşuları zillet içinde yaşarken, aynı dili konuştuğu, aynı kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken, hiçbir ülke, hiçbir toplum sadece kendi konforunu, sadece kendi geleceğini düşünemez. Zira bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bu topraklarda mazimiz de istikbalimiz de müşterektir. Bugün Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın oralarda yaşayan kardeşlerimizin başına gelenlerin yarın bizlerin de başına gelmeyeceğinin garantisi yoktur. Bu sebeple daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

İslam, radikalliği kabul etmez

Başarılı bir şekilde devam eden Fırat Kalkanı Harekatı'na değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı, terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada, ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor. Ancak şu anda bazı bölgelerde, terörle İslam'ı yan yana getirenler var. Buradan sesleniyorum., radikalizmle İslam'ı da kimse yan yana getirmesin. Çünkü, İslam radikalliği asla kabul etmez." dedi.

İsrail'in provakatif kararı

İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme kararını provokasyon olarak tanımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim ilk kıblemiz olan Kudüs'te , vicdanını yaralayacak, teamülleri değiştirecek uygulamalara karşı tüm dünyanın duyarlı olması şarttır. Bu tür adımların gerilimi tırmandırmaktan başka bir faydası da olmayacaktır. BM Güvenlik Konseyi'nin 2 bin 334 sayılı kararına rağmen İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yeni yerleşim yerleri inşa etme kararı ise tam bir provokasyondur. Uluslararası hukuk ve insan hakları hiçe sayılarak Filistin'e uygulanan ablukayla, yasa dışı yerleşimlerin sona erdirilmesi, Ortadoğu'da kalıcı barışın ve istikrarın ön şartıdır" dedi.

En son gelişmelerden haberdar olmak için whatsapp kanalımızı takip edin