Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2977.49
BIST 100
9949.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Eylül 2023

​İstanbul'un kalbine ateş düştü

UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ndeki Kapalıçarşı, daha yeni çehresine kavuşmuşken dün gece geçirdiği yangınla yürekleri ağızlara getirdi. Kapalıçarşı’nın Mercan Kapısı’nın olduğu bölümün çatı kısmında 22.30’da henüz belirlenemeyen bir sebeple çıkan yangın itfaiye ekipleri tarafından kısa sürede söndürüldü. Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.

Kapalıçarşı; İstanbul’un içindeki İstanbul...

Kapalıçarşı; Osmanlı Medeniyeti’nin kalbi...

Kapalıçarşı; içinden dünya geçen çarşı...

Yürekleri ağızlara getiren bu yangın sebebiyle önce Kapalıçarşı’nın tarihçesine bir göz atalım, sonrasında ise maruz kaldığı yangınların oluşturduğu tahribatlara...

***

İstanbul’un 1453’te maddi fethinin yanında mânâ fethi için atılan önemli temellerden birisi de Kapalıçarşı’nın inşa ve ihya edilmesidir. Nitekim fetihten hemen sonra, Fatih Sultan Mehmed’in kent içinde çarşı, han, dükkân, hamam, cami yapılmasını emrettiği belgelerden izlenir.

Bu bağlamda yeni bir başkentte rekabet sağlayacak güvenli bir üretimi sağlamak, ekonomiyi düzenlemek ve bir güç; yeni bir kimlik; küresel rekabet için yeni bir ürün; yeni bir felsefe oluşturmak Kapalıçarşı’nın temelinin atılmasındaki en önemli sebeplerdir.

Doğal olarak burada yeni bir “Osmanlı ürün kimliği” oluşturulması ve bu kimliğin öncelikle seçkin bir çevre içinde “öncü eserlere dönüştürme” çalışmaları da başlatılmıştı. Büyük Çarşı; devasa bir tasarım, eğitim ve üretim merkezi olmasının yanında büyük bir “gücün simgesi”ydi.

*

Cihan Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed Han’ın emriyle 1461 tarihinde İstanbul’a kazandırılan Kapalıçarşı asırlardır sadece ekonomi değil, tarih, kültür, sanat ve turizmin merkezi olarak varlığını sürdürüyor. İstanbul’un kalbi olmasının yanında dünyada eşi benzeri bulunmayan çarşı yüzyıllardır kültürlerin buluştuğu, ticaretin kalbinin attığı yer olma özelliğiyle bir çekim merkezi olarak herkesi kendine hayran bırakıyor.

İstanbul’un Fatih ilçesinde Beyazıt, Molla Fenari ve Taya Hatun Mahalleleri sınırları içinde bulunan ve 2 adet bedestenden (Cevahir ve Sandal) oluşan Kapalıçarşı’da 3285 dükkân, 24 han, 1 cami, 2 mescit, 7 çeşme, 1 şadırvan, 1 kıraathane, 5 lokanta, 4 kafeterya ve 40 bin çalışan faaliyet gösteriyor.

Alanında dünyanın ilk örneklerinden birisi olan Kapalıçarşı, öncelikle bir ticaret ve alışveriş merkezi olmanın yanı sıra diğer unsurlarla birlikte düşünüldüğünde kendisine has ayrı bir dünyadır. Adı ve şöhreti sınırları aşmış olan çarşı, yaklaşık 562 yıldan beri medeniyetlerin harman olduğu yarımadada İstanbul’un ticaret, tarih, kültür, sanat ve turizm hayatına yön vermeye devam ediyor.

Kapalıçarşı, 42 bin metrekarelik alana kurulmuş 2 bin 500 mağazasına 21 kapısından günde ortalama 230 bin kişiyi ağırlayarak, en çok ziyaret edilen ticaret ve turizmin merkezi olmayı sürdürüyor. (TIME dergisi Kapalıçarşı’yı dünyanın en çok ziyaret edilen çarşısı seçti.) Dünyadaki emsalleri işlevlerini yitirerek müze statüsüne alınırken, Kapalıçarşı hâlâ, tarih, kültür ve ticaret merkezi olarak hizmet veriyor.

Çarşı, Kapalıçarşı Kat Malikleri tarafından oluşturulan Yönetim Kurulu tarafından yönetiliyor. Genel kurul tarafından seçilen ve 9 kişiden oluşan kurulda İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fatih Belediyesi ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü de birer üye ile temsil ediliyor.

*

Asırlardır kültür, tarih ve ticaretin harmanlandığı eşsiz bir yer olan Kapalıçarşı, İstanbul’un, ülkemizin ve dünyanın en önemli simgelerinden birisidir. Her yönden benzersiz olan bu yapıyı geçmişten kopmadan ileriye taşımak, gelecek nesillere aktarmak, Kapalıçarşı etrafında toplumda bir bilinç oluşturmak herkese düşen bir görevdir. Kapalıçarşı’nın özünü temsil eden, ona ruh veren geleneğin zamanın icapları da dikkate alınarak yaşatılması gerekir. Kapalıçarşı mirasını geleceğe taşımak sorumluluğu, sadece bir kesimin değil, toplumun bütünündür.

İşte bu anlayışla yola çıkılarak asırların yorgunluğunu iyice hissettirmeye başlayan İstanbul’un gözbebeği, ticaretin kalbi Kapalıçarşı yaklaşık 40 yıl aradan sonra tekrar 2016’da “yoğun bakım”a alındı.

Çatıda başlatılan restorasyonla gece gündüz demeden aralıksız olarak tam 630 gün boyunca hummalı bir çalışma yürütüldü. 48 bin metrekarelik alanda temel yalıtım yapılarak, 800 bin kiremit kullanılarak büyük bir emek ve planlı bir çalışma sonucu Kapalıçarşı’nın çatısı tamamen değiştirilerek yeni görünümüne kavuşturuldu. 2019 yılında çalışmaların sona ermesiyle birlikte eşsiz bir manzaraya sahip olan çarşının çatısı 1 Temmuz’da turizme açıldı. İstanbul’u Kapalıçarşı’nın çatısından izlemek isteyenler için turizm acenteleri vasıtasıyla turlar düzenlemeye başladı. Her ne kadar ziyaretçilerin toplanma lokasyonu tarihî yapıya uygun olmasa da çatıyı bugüne kadar çok sayıda ziyaretçi gezdi.

*

Çatının ardından 2020’de İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan ve Kapalıçarşı Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş’un imzaladığı üçlü protokolle yeni bir restorasyon sürecine girildi. İmzalanan protokol ve Anıtlar Kurulu’nun onayıyla Aralık 2020’de statik güçlendirmesi, altyapı düzenlemesi, zeminlerin yenilenmesi ve beden duvarlarının güçlendirilmesi ve tavan işlemeleri için ilk çalışmaların startı verildi. Restorasyon döneminde şantiyeye dönen çarşı, 7 kişilik bilim kurulu koordinasyonunda, tarihî dokusuna uygun olarak yeniden ayağa kaldırılmaya başlandı.

UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’ndeki Kapalıçarşı’nın 17 bin metrekarelik tabanı yenilenirken, 40 kişilik ekip gece gündüz demeden aralıksız “kalem işi”ni büyük bir titizlikle orijinaline uygun olarak duvar ve kubbelere yeniden nakşedildi. 1894 depreminden sonra yapılan en kapsamlı onarım ve restorasyon çalışmalarıyla Kapalıçarşı yeni çehresine kavuştu.

*

Medeniyetlerin geçit merasimi yaptığı yarımadada asırlardır varlığını sürdürerek günümüze kadar ulaşan Kapalıçarşı veya yabancıların ifadesiyle Grand Bazaar’ın “İçinden Dünya Geçiyor”. İçinden dünyanın geçtiği bu çarşının üstü başka, altı bir başka âlem!.. Çarşının içinde karınca misali fasılasız büyük bir insan seli akarken, çatısında ise insanları farklı bir boyuta taşıyan âlem var. Issızlığın sessizliğe eşlik ettiği çatıda medeniyetlerin ruhunu günümüze taşıyan Nuruosmaniye (kubbesindeki dua eden insan silüeti görülmeye değer), Atik Ali Paşa Camii ve Beyazıt Camii semaya yükselen minareleriyle salâh ve felâha çağırırken, Çemberlitaş (Yanık) Sütunu ve Beyazıt Kulesi, İstanbul’da eserleri sadece yangınların yok etmediğini, heyhûlâ gibi dikilen kimliksiz beton kulelerin istilasını tarihe not düşüyor.

***

KAPALIÇARŞI YANIYOR, ALLAH’INI SEVEN SÖNDÜRSÜN!..

Adı ve şöhreti sınırları aşmış olan Kapalıçarşı, yaklaşık 562 yıldan bir taraftan İstanbul'un orta yerinde şehrin ticaret ve sosyal hayatına yön vermeye devam ederken, diğer taraftan ayakta kalma mücadelesi veriyor. Tarih boyunca deprem ve yangınlara maruz kalan Osmanlı Medeniyeti’nin bu önemli mirası restorasyonlarla ayakta kalmayı başarmış. İşte tarihe not düşülen Kapalıçarşı yangınları...

*

Sağlam kâgir yapılı bedestenlerin yangın tehlikesini nispeten kolay atlatmalarına karşılık sokaklarının üstleri ve dükkânları tamamen ahşap olan Kapalıçarşı’nın bu tehlikeden kurtulabilmesi mümkün olmuyordu.

25 Ağustos 1515, 4 Temmuz 1539, 1546, 20 Kasım 1652, 24 Temmuz 1660, 3 Aralık 1701 tarihlerinde meydana gelen yangınlar sonucu tekrar imar edilen Kapalıçarşı, 1702 yılında Sultan 2. Mustafa’nın hükmüyle, ciddi bir tedbir olarak ahşap dükkân, hatta ev yapımının yasaklanıp bundan böyle ev ve dükkânların kâgir yapılmalarına özen gösterilmesi emredilmiştir.

Kapalıçarşı’nın sokak üstlerinin kâgir tonozlarla örtülerek kapalı bir çarşıya dönüştürülmesi bu tarihten itibaren başlamıştır. Padişahın hatt-ı hümâyunu ile ve gerektiğinde zor kullanarak kâgir inşaat başlatılmış ve iki yıl boyunca mülk sahiplerinin çekişmelerine rağmen Kapalıçarşı’nın yanan yerleri kâgire dönüştürülmüştür.

Kâgire dönüştürüldükten sonra Kapalıçarşı’da yangınlar seyrekleşti ve verdikleri zarar azaldı, fakat bütünüyle önlenemedi. 27 Nisan 1750, 1803, 2 Ağustos 1826, 9 Eylül 1943, 26 Kasım 1954 yıllarında meydana gelen yangınlarda Kapalıçarşı ile birlikte sur içindeki İstanbul büyük zarar gördü. Son yangından sonra yazılan, Eski Eserleri Koruma Encümeni’nin 30 Kasım 1954 tarihli raporuna göre bu yangında Kapalıçarşı’nın beşte ikisi harap oldu. Tamiri beş yıl süren çarşı, 28 Temmuz 1959’da tekrar törenle hizmete açıldı.

*

2021’de Tahtakale Caddesi’ndeki bir oyuncak imalathanesinde çıkan ve 3 binaya sıçrayan yangın maddi hasarla birlikte yine tarihimizin bir uzvunu daha küle çevirmişti. Cumartesi günü, İstanbul’un kalbi Kapalıçarşı’nın Mercan kapısının olduğu bölümün çatı kısmında henüz belirlenemeyen bir nedenle 22.30’da yangın çıkan yangın ise yürekleri ağızlara getirdi.

***

BU DÜNYA MİRASINA DAHA İYİ SAHİP ÇIKILMALI

Alanında dünyanın ilk örneklerinden birisi olan Kapalıçarşı, öncelikle bir ticaret ve alışveriş merkezi olmanın yanı sıra diğer unsurlarla birlikte düşünüldüğünde kendisine has ayrı bir dünyadır. Adı ve şöhreti sınırları aşmış olan Çarşı, yaklaşık 562 yıldan beri İstanbul'un orta yerinde şehrin ticaret hayatına yön vermeye devam etmektedir.

562 yıldır kültür, tarih ve ticaretin harmanlandığı eşsiz bir yer olan Kapalıçarşı, İstanbul’un, ülkemizin ve dünyanın en önemli simgelerinden birisidir. Her yönden benzersiz olan bu yapıyı geçmişten kopmadan ileriye taşımak, gelecek nesillere aktarmak, Kapalıçarşı etrafında toplumda bir bilinç oluşturmak herkese düşen bir görevdir.

Kapalıçarşı’nın özünü temsil eden, ona ruh veren geleneğin zamanın icapları da dikkate alınarak yaşatılması gerekir. Geçmişten bize intikal eden Kapalıçarşı mirasını geleceğe taşımak sorumluluğu, sadece bir kesime değil toplumun bütününe düşmektedir.

Çarşıya değer katan geleneksel sanatlar, zanaatlar canlandırılarak çarşının tarihsel dokusu ve değerleri korunmalıdır. Çarşı’ya sonradan ilave edilen eklentiler temizlenerek yapıların özgün mimarisi ön plana çıkarılmalıdır. Tarihi Yarımada ve hanlarda var olan ticaretin niteliği değiştirilerek günlük ihtiyaçların karşılanabileceği yaşanabilir bir mekân haline dönüştürülmesiyle, “altın yumurtlayan tavuk” hâline getirilebilir.

Turizm açısından çok önemli bir mekân olan Kapalıçarşı ve Hanlar Bölgesi’nin daha çok sahiplenilmeye ve tanıtıma ihtiyacı var.