İsrailli kadından dikkat çeken sözler: 'Hamas özgürlük savaşçıları'
Dün akşam Habertürk ekranlarında Dış Haberler Editörü Saime Toktaş'ın Hamas'ın 7 Ekim’deki sızma harekatını “terörist bir eylem” olarak nitelendirdirmesi yoğun tepki çekerken yeni tartışmaları beraberinde getirdi.
Toktaş'ın açıklamalarına yoğun tepki gelirken aynı kurumda çalışan gazeteci Mehmet Akif Ersoy, "Ortada bir savaş yok. İsrail Gazze’de katliam gerçekleştiriyor. Şayet bir terörizmden söz edeceksek, 30 gündür devlet eliyle yapılıyor." sözleri ile Toktaş'ı eleştirdi.
Türkiye'de ençok izlenen haber kanallarından birinde Hamas için terör ifadeleri kullanılırken Tel aviv'de ise İsrailli vatandaşlar Hamas için "özgürlük savaşçıları" ifadelerini hiç çekinmeden dile getirdi.
Anadolu Ajansı muhabirlerinin israil sokaklarında gerçekleştirdiği roportajda İsrail vatandaşları çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İsrail hükümeti nefretle hareket ediyor
Tel Aviv'de AA muhabiri Turgut Alp Boyraz'ın mikrofonuna konuşan 59 yaşındaki Ben Sion Eşo isimli İsrailli insan hakları aktivisti, İsrail hükümetinin "mantık ya da sevgiyle" değil nefretle hareket ettiğini dile getirdi.
Eşo, "Netanyahu hükümeti Araplardan nefret ediyor ve bu nefreti hayatta (iktidarda) kalmak için kullanıyor." dedi.
İsrail'de 1980'lerde Başbakan olarak görev yapan Golda Meir'in, "Araplar bizden nefret etmektense çocuklarını sevmeyi öğrendiğinde barış gelecek." yönündeki sözlerini hatırlatan Eşo, şimdi ise durumun tam tersine döndüğü görüşünü savundu.
Eşo, şu ifadeleri aktardı:
"Şimdi İsrail bir dönüm noktasında. Arapları öldürmeyi ilk öncelik ve çocuklarını (Gazze'deki rehineleri) aramayı ikinci öncelik yaptılar. İğrenç bir şey ki İsrail aynaya bakıp bunu göremiyor. Ben gerçekten şok olmuş ve utanmış bir haldeyim bu durumdan dolayı."
Netanyahu'yu "aptal"
Netanyahu'yu "aptal", "çılgın" ve "müsrif" şeklinde tanımlayan ve yıllarca kendisini "İsrail'in koruyucusu" olarak sunduğunu hatırlatan Eşo, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e düzenlediği saldırının, Netanyahu'nun bunda da başarısız olduğunu gösterdiğini söyledi.
Aktivist Eşo, "Ben eğer başbakan olsaydım, vatandaşlara başarısız olduğumuzu ve bunun benim sorumluluğum olduğunu söyleyerek anahtarları bırakıp eve giderdim." dedi.
İsrail'in Hamas veya Hizbullah'tan daha güçlü olduğunu kaydeden Eşo, bununla birlikte ülkesinin önceliğinin Gazze'deki İsrailli rehineleri geri getirmek olması gerektiğini belirtti.
Eşo'ya göre savaş devam ederse İsrailli rehinelerin yüzde 90'ını öldürmeden onları Gazze'den çıkarmak mümkün değil.
"Hamas'ın saldırmaktan başka çaresi yoktu"
İsrailli kadın aktivist Bareket Chief Keren de Tel Aviv de her hafta sonu düzenlenen Netanyahu karşıtı gösterilere düzenli olarak katılan isimlerden biri.
Gazze'ye 2006 yılından beri uygulanan ablukayı hatırlatan Keren, şunları söyledi:
"7 Ekim'de 1400'den fazla İsraillinin ölümüyle sonuçlanan saldırı) Hamas ablukayı kaldırmak ve İsrail'i müzakere masasına getirmek için bunu yaptı. Başka seçenekleri yoktu.
Çünkü şimdiye kadar kimse onlar için bir şey yapmadı.İnsanların Hamas’ı tanımladığı birçok şekle rağmen onlar özgürlük savaşçılarıdır. Benim hissettiğim bu."
Hamas'ın 7 Ekim'de düzenlediği saldırının "korkunç" olduğunu ve buna karşı çıktığını ifade eden İtay Hobold ise "(Hamas'ın saldırısında) Sevdiklerini kaybeden dostlarım var. Dehşet vericiydi, geceleri uyuyamıyorum bile." ifadelerini kullandı.
Nereli oldukları, etnik kimlikleri ve dinleri fark etmeksizin tüm insanların iyi bir hayat sürmelerini istediğini kaydeden İtay, "Hepimiz insanca yaşamayı hakediyoruz ve dünyada hiçbir halk işgal altında yaşamamalı." görüşünü dile getirdi.
Bununla birlikte İsrail'in Gazze'de yaptığı katlima karşı olduğunu vurgulayan İtay, sözlerine şöyle devam etti:
"İsrail hava kuvvetleri ve ordusunun Gazze’de yaptıkları, masum çocukları, bebekleri, yaşlı insanlar ve kadınları öldürmek. Bu kalbimi kırıyor. Filistinli, İsrailli, Tibetli, fark etmez, kimse bu şekilde yaşamamalı.
Böyle devam edersek, bu, daha fazla şiddet ve nefrete yol açacak. Bu durumdan tek çıkış yolu durmak (saldırıları durdurmak). Önce (Gazze'deki İsrailli) rehineler geri getirilmeli."
İtay, birçok Filistinlinin de herkes gibi çalışmak, iyi bir hayat sürmek, çocuklarının eğitim almasını sağlamak ve bunla birlikte "diğer bir temel şey olan özgürlük" istediğini aktararak, "Özgürlük olmadığı sürece, hiçbir terimin (ifadenin) gerekçesi yok. 56 yıllık işgali, büyük resmi görmezseniz bunu gözden kaçırmanız mümkün. Benim mesajım çok basit; herkes için barış, herkes için özgürlük, işgal sona ermeli." diye konuştu.
Kendisi gibi düşünen İsraillilerin toplumdaki karşılığının ne olduğu yönündeki soruya ise İtay, şöyle cevap verdi:
"Bana göre birçok İsrailli doğru yöne, benimle aynı fikre doğru yöneliyor. İnanıyorum ki bu kitle eskiden olduğu gibi küçük bir azınlık değil, büyüdü ama yine de maalesef toplum içerisindeki oranı hala küçük."
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.