İsrail'in helâkı yakındır!
ALİ RIZA DEMİRCAN
Allah’ın varlığı ve yasalarını örtme anlamına kâfirlik ve Allah’ın yaratıcılık, yaşatıcılık ve yasa koyuculuk gibi vasıflarını insanlara ve kurumlara yamama manasına Allah’a ortak koşma olan şirk gelişir de zulüm şiddetlenirse doğrudan veya insanlar eliyle ceza gelir:
“NİCE TOPLULUK var ki Rablerinin ve
Elçilerinin emirlerine küstahça karşı çıkmışlardır! Bunun üzerine Biz tümünü
çetin bir hesaba çektik ve görülmemiş bir azaba çarptırdık: Ve böylece onlar kendi yaptıklarının kötü meyvelerini tattılar; (bu
dünyada,) yaptıklarının sonu yıkım oldu” (Talak, 65/8,9)
İsrailoğulları'nın
durumu
Allah, İsrail oğullarını yücelterek çağdaşlarının
üzerine çıkardı. Ama onların çoğunluğu başta kendilerine gönderilen
peygamberleri katletme olmak üzere lanetlenmeleri ve iki bin yıl devletsiz, dağınık,
ihtilaf ve zillet içinde yaşamaları sonucunu doğuran pek çok suç-günah
işlediler. Kur’ân, sakınmamız için bu suçları ve günahları biz insanlara aktarır.
Aynı günahları işledik!
Ne acıdır ki biz Müslümanlar da aynı suçları-günahları
işleyerek Rabbimizin özel yardımından yoksun kaldık ve kalmaya da devam
ediyoruz. Kur’an’dan öğrendiğimize
göre Allah, kendisini ve yasalarını unutanlara kendi nefislerini unutturur. Güç
hakkın yerini alır, güçlenenler kendilerini haklı görürler ve saldırganlaşırlar.
Zalimlerin
cezası
Allah, zalimleri imhal ederse (yani mühlet verirse) de ihmal etmez, süreç
içinde ceza üç şekilde gelir.
Birinci şekil, Allah’ın emirleri ve
yasaklarına bağlı salih kulların Allah’ın merhamet yüklü adalet kılıcı olarak
zalimleri cezalandırmalarıdır. Bu Allah’ımızın da emridir:
“Sadırganlaşan Allah’ı tanımaz kâfirler ve Ona
ortak koşanlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle onları cezalandırsın;
onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin toplumun kalplerini
ferahlatsın. Ve müminlerin
kalplerinden öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah
bilendir, hikmet sahibidir.” (Tevbe 9/14-15)
Çok çalıştılar ama!
Özellikle son bir iki asırdır İsrailoğulları
çokça çalıştılar; ilimde, ekonomide ve sanatta, sinema, yazılı-görsel medya ve sosyal medya alanında
başarılar sağladılar. Allah da adaleti gereği dünya hayatında çalışanların
önünü açtı.
İsrailoğulları başarılı oldukça da azgınlaşıp
Yahudileştiler. Ateizm, kapitalizm, komünizm, evrim teorisi ve daha nice Şeytanî
sistemlerin kâşifi ve öncüsü oldular. Allah onları,
ürettikleri öldürücü sistemleri ile birlikte kâfirleşip zalimleşen insanlığın
üzerine saldı. Kendilerini dünyanın efendileri sanan Yahudiler kurdukları
sistemlerle bütün dünyayı borca dayalı para düzeni, faize dayalı ekonomi,
silah, ilaç, tohum gıda ve spor sanayii ve yazılı, görsel ve sosyal medya ile
sömürüyorlar. Şimdilerde dünya ekonomisine hakimler.
Belâsını bulacak!
Hiç şüpheniz olmasın yakın bir gelecekte
Müslümanların eliyle veya Rabbimizin doğrudan salacağı musibetlerle belanızı
bulacaksınız. Siyonist İsrail’i, siyonist dünya zenginleri de, egemen olduğunuz
uluslar arası sömürü ağlarınız da, bankacılık ve sigortacılık düzeniniz de ve
hatta Amerika da koruyamayacak.
Allah cezayı
nasıl verir!
Adillerin zalimleri cezalandırması hakka çağırıp
batıllardan sakındırmanın nihai merhalesidir. Yaşadığımız dönemde bu görevi
üstlenecek salih kullar; güçlü adil ülkeler görülmüyor.
Devreye adil kullar ve hak bağlısı kuvvetli
ülkeler gir(e)mediği zaman Allah zalimlerin cezasını, kendisinin koyduğu sosyal
ve tabiat kanunlarını işleterek bizzat verir. Kur’ân’ın çokça verdiği
örneklerde görüleceği üzere hak karşıtı yıkıcı sistemler, depremler,
tsunamiler, kasırgalar, seller, kuraklıklar,dodurucu soğuklar hortumlar, Covid
19 türü salgınlar ceza türleridir. Bunlar uyarıcı cezalardır:
“Ad kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere
büyüklük tasladılar ve: Bizden daha kuvvetli kim var? dediler. Onlar
kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi?
Onlar, bizim hayatlarına yön verecek ayetlerimizi inkâr ediyorlardı.
Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında
zillet azâbını tattırmak amacıyla onlar için felaket olacak günlerde dondurucu
bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara
yardım da edilmez.
Semûd’a gelince onlara doğru yolu gösterdik,
ama onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler. Böylece yapmakta oldukları
kötülükler yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarptı.” (Fussilet,
41/15-17)
Ders almayan topluluklar tarih sahnesinden
çekilecek şekilde yıkıma uğradılar. Arkeolojik çalışmaların da kalıntılarına
ulaştığı nice ülkeler ve medeniyetler yok olup gittiler, Ahiret azabları ise
önümüzdedir.
Zalimlerin cezalandırılışın üçüncü şekli de
Allah’ın zalimleri zalimlere kırdıtmasıdır. Onları birbirlerine saldırtmasıdır.
Birinci ve ikinci dünya savaşları tipik örneklerdir. Rabbimiz şöyle buyurur:
“ İşte Biz böylece yaptıkları zulümleri
sebebiyle zalimlerin bir kısmını bir kısmına saldırtırız.” (Enam, 6/ 129)
İsrail
durmadı!
Aralarındaki ihtilaflara rağmen iki bin yıl
devletsiz yaşadıktan sonra Osmanlı devletinin 400 yüz sene adaletle yönettiği
topraklar üzerinden terörle İsrail devletini kurdular. Başkent ilan ettikleri
Kudüs’ümüzü doğusuyla da ele geçirebilmek için var güçleri ve yönetiminde
etkili oldukları Amerika’nin desteğiyle zulümlerini sürdürüyorlar. Türkiyemiz
üzerindeki emelleri ve PKK terörizmine destekleri de devam ediyor.
Tükürükle boğulurlar
Yahudiler gibi gavurlaşmaya başlayan ama
ilimde, ekonomide ve sanatta gerilerde kalan ve de parçalan iki milyar Müslümana rağmen, üstelik yaklaşık bu iki milyar Müslümanın 400
milyonu ile kuşatılmış olmalarına rağmen İsrail zulümlerine devam edebiliyor.
Oysaki İsrail, yalnızca 400 milyon Müslümanın bilinçle atacakları tükürükle
bile boğulabilir.
Müslümanın uyanması!
İsrail aslında bir güç odağı değil. Biz ortada
olmadığımız için İsrail var görünüyor. Biz de görülen İsrail’e haykırıyoruz: Ey Siyonist İsrail! Biz daha fazla zulmedilmeye müstehakız. Yaptıklarınız
yetmez. Zulümlerinizi fasılasız sürdürün, sürdürün ki biz de daha erken uyanalım,
birliğimizi sağlayarak teknolojik atılımlarımızı yapalım.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.