İslam''da kumar neden haram kılınmıştır?
Haram yasaklanan şey, helal olmayan anlamına geliyor. İslam dininde de haram kılınmış bir takım şeyler vardır. Zaralı olan şeyler haram kılınmıştır. Bu zararlı olan şeylerin başında kumar geliyor. Dinimizde kumar kesin bir dille haram kılınmıştır. Peki İslam'da kumar neden haram kılınmıştır? Detaylar haberimizde...
Dinin (şeriatın) iki çeşit hükümleri vardır:
1. Taabbudi dediğimiz, yani hikmeti bilinmeyen ve tamamıyla Allah'ın emir ve yasağına bakan kurallardır.
2. Makul-ul mana dediğimiz ilahi emirler veya yasaklarda yatan hikmetlerin araştırılabileceği kısım.
Sizin sorduğunuz soruya bu taraftan da bakalım. Niye sabah namazı dört rekat da on veya yirmi rekat değil?.. Cevap; Allah emrettiği için. Öğle namazı Allah tarafından on rekat olarak tayin edilmiştir. Bunun hikmetini araştırmak sonuçsuz olacaktır. Çünkü Allah öyle emretmiştir. Ve bunun asıl cevabı budur. Ama bazı şeriat kuralları hikmetle izah edilebilir. Ama hikmetler asıl değildir; asıl olan Allah'ın emri veya yasaklamasıdır.
Mesela, Allah namazı niye emretmiştir? Buna istediğiniz kadar, hatta ciltlerle hikmet ve gaye açısından cevap verilebilir. Niye oruç tutuyoruz, hikmetleri araştırılıp cevap verilebilir. Ama hikmet ve faydalar Allah'ın emri yerine geçemez.
Şöyle ki, orucun bir hikmeti insanların aç kalıp, yokluk içerisinde yaşayan insanların halinden anlayıp onlara şefkatle yaklaşmalarını sağlamaktır. Şimdi birisi bunu esas tutup "ben daha fazla aç kalıp daha fazla şefkat hissim kabarsın ve fakirlere daha fazla yardımda bulunayım" diyebilir. İmsak vakti saat 4.00 olduğu halde, bu adam gece saat 11.00'den oruca niyet edip, fakat akşam vaktine beş dakika kala orucunu açsa, orucu sahih olur mu? Elbette olmaz. Çünkü orucun açılması için belirli bir zaman var ve bu adam daha fazla aç kaldığı halde, oruç tutmuş olmuyor. Yani oruçtan beklenen hikmet daha fazla yerine gelmiş, fakat Allah'ın izin vermediği bir zamanda açtığı için oruç ibadeti yerine gelmemiştir.
İşte kardeşim İslamın tüm emir ve yasaklarına bu şekilde bakmamız gerekir. Yani Allah böyle emretmiş veya böyle yasakladığı için bunu yapıyoruz. Bunun hikmetleri elbette vardır. Ve bu hikmetler elbette araştırılır. Bu da bir ilim ve ibadettir. Ama hikmetler ve faydalar kesinlikle asıl değil, ayrıntıdır.
Kumar da bu şekilde düşünülebilir. Elmalılı, kumarın haramlığı ve zararları konusunda Bakara sûresi 219. âyetin kumarla ilgili kısmını tefsir ederken şöyle der:
Cevaben de ki: bunlarda büyük bir zarar ve günah vardır. Genel olarak ikisi de malları telef ve insanları perişan eder. Çoğu zaman bunlar birbirini sürükler. Önce şarap aklı giderir ; akıl ise hem dinin, hem dünyanın dayanağıdır. Artık sarhoşlukla öyle cinayetler yapılır ve kumarbazlıkla öyle fenalıklara düşülür ki bunlar saymakla bitmez, ancak "büyük günah" adı ile anlaşılır.
Bununla birlikte, bunlarda insanlara bazı yararlar da vardır. Bu cümleden olarak biraz neşe ve lezzet duyulur, birçok ticareti yapılır. Korkaklara cesaret ve mizaca kuvvet gelir. Kumarda , bazıları bedavadan mal ele geçirir. Günahları da faydalarından, zararları yararlarından çok büyüktür.
Şu halde yararları gerçek ve sağlam bir yarar değildir. Verdikleri neşe humar (aklı örtmek)a dönüşür. O gelip geçici cesaret, felaket nedeni olur. O gelip geçici mizaç kuvveti, sağlığı bozar; kazanılan malın hayrı olmaz, bir kâr yüz zarar getirir. Buna tutulanlar yakalarını zor kurtarır. Kısacası neşe ve lezzetleri kişisel ve gelip geçici olduğu halde; zararları, ortaya çıkardıkları kötü sonuçlar, hem kişisel ve sosyaldir, hem bedensel ve hem de ahlâkidir. Bulaşıcı hastalıklar gibi herkese geçicidir. Cezasını başında çekmeyenler sonunda çekerler.
Hayali olan bir parça kâr için, kesin ve genel bir zarara düşmek de akıl işi değildir. Zararı gidermek, yarar sağlamaktan önce gelir. Şu halde bunların aklen haram olması gerekir. Bu âyet de böyle delâlet-i iltizamiye (dolaylı bir delaletle) şer'an bunların haramlığını ifade etmiş olur. Kur'ân'da şarap hakkında başka bir âyet olmasaydı, sadece bununla şarabın haramlığı sabit olurdu. Ancak bu haram kılma, bizzat ifadenin kendi kelimesinden açıkça anlaşılan bir haram kılma olmazdı; aklına güvenerek zararlarını sınırlayıp ve yararlarından istifade edeceğini zannedenler bulunabilirdi. Bunun için, ashabı kiram arasında bu akla dayanan haramlıktan, şer'i haramlık anlamayan kişiler olmuş, daha sonra, "Murdardır, ... ondan kaçının" (Maide, 5/90) emri ile açık ve mutlak bir şekilde şer'i haramlık meydana gelmiştir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.