İslam'da istismarın cezası ağır
HABER: ÖZLEM DOĞAN
Türkiye günlerdir '6 yaşındaki kız çocuğuna istismar' skandalını konuşuyor. H.K.G, babası Yusuf Ziya Gümüşel’den kendisini 6 yaşındayken imam nikâhıyla evlendirdiği ve bu yüzden Kadir İstekli tarafından cinsel istismara maruz kaldığını ifade ederek şikâyetçi oldu. Kendisine oyun olarak anlatılan istismarın ilerleyen yaşlarda suç olduğunu anlayıp şikâyet etmesiyle birlikte gelişen süreçle olay ülke gündemine oturdu. Türkiye’de herkes tarafından lanetlenen çirkin vakayı fırsat bilen kesimler, sapkın suçlular üzerinden İslam’a ve tüm Müslümanlara sapık yaftası yapıştırıp hedef almaya devam ediyor. İslam’ın istismar ve küçük yaşta evliliğe bakış açısını Kocaeli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Kahraman ve Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Milat’a değerlendirdi.
İSTİSMARDA KESİM AYRIMI OLMAZ
Toplumsal facia olarak nitelendirilen hususlarda ‘hangi kesimden’ ayrımı olmayacağını ifade eden Prof. Dr. Abdullah Kahraman, “Bizim asla tasvip etmeyeceğimiz ve olmaması için de elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimiz bu hadise ne yazık ki her kesimde yaşanabiliyor. Böyle bir istismar vakasında bugünkü hukukta aklımıza gelen en ağır ceza neyse İslam’da da o ceza verilir. İslam’da zinanın cezası çok ağırdır. Örneğin recm cezası zina cezası olarak sürekli tartışma konusu olmuştur. İşte kız ve erkek çocuklarına yönelik istismara verilen ceza da zina kadar ağır olur. Bugünkü kanunlardan daha fazla ceza verecek olan İslam hukuku, toplumu da dikkate alarak karar alır” dedi.
KANUNUN ÖN GÖRDÜĞÜ YAŞTA EVLENİLEBİLİR
Bugünün sorunlarına bugünün fıkıhçılarının cevap vermesi gerektiğini vurgulayan Kahraman, “Bugünün fıkıhçısı olarak bana ‘bir kız çocuğu kaç yaşında evlendirilir’ diye sorulsa, ‘kanunun ön gördüğü yaşta’ cevabını veririm. Fiili evlilik de bununla beraber olur. Bugün nikah akdini yapalım, fiili evlilik de daha sonra olsun tarzında bir şey olamaz, ancak nişanlılık durumu söz konusu olabilir. İmam nikahını resmi nikah olmadan yapmayınız. Yapılan imam nikahları her zaman kadın tarafını incitip rencide eder ve haklarından mahrum bırakır. Bugün resmi nikahsız tek başına kıyılan imam nikahının suistimal boyutu var” şeklinde konuştu.
6 YAŞINDA ÇOCUK EVLENDİRİLEMEZ
Peygamberimizin Hz. Aişe ile 6 yaşında evlendiği yönünde hiçbir rivayetin olmadığına dikkat çeken Kahraman sözlerini şöyle noktaladı: “Fıkhın oluşum dönemlerinde toplumsal yaşamın, örfün, bölgesel özelliklerin, dinamiklerin önemli bir rolü vardır. Bunlar tarihin özel şartlarında kalır. 1400 yıl önce olmuş bir olayı bugüne örnek gösteremeyiz. Hiçbir fakih ve hukukçu ‘çocuklarınızı 6 yaşında evlendirebilirsiniz’ diye cevaz vermemiştir.”
CEMAATLER DENETLENEBİLİR OLMALI
Basında yer alan çocuk istismarı olayının yargıya intikal ettiğinin altını çizen Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Eğer aslı varsa, bu tüyler ürperten dehşetli bir hadisedir. Bunu yapanlar kim olursa olsun en şiddetli bir şekilde cezalandırılmalı. “Suç bireyseldir” ilkesinden hareketle, sadece suça ortak olanlar hakkında konuşulmalı. Bununla birlikte ahlaki değerlerin yerleştirilmesi için özverili olarak çalışan, masum ve temiz kişi ve kurumlar toptancılık yapılarak zan altında tutulmamalı. Cemaat gibi yapılar şeffaf ve denetlenebilir olmalı. Çocuklarımız merdiven altı din eğitimi verdiğini iddia eden şeffaf ve denetlenebilir olmayan yapıların tasallutundan kurtarılmalı” ifadelerini kullandı.
ÇOCUK EVLİLİĞİ EN AĞIR İNSANLIK SUÇU
Evlenme ehliyeti için evlilik çağına gelmiş erkek ve kızların 18 yaşını bitirmeleri şart olduğunu kaydeden Altıntaş şu şekilde konuştu: “İslam’a göre anne ve babalar, evlenme ehliyetine ve evlilik şartına haiz olmayan çocuklarını evlendiremezler. Çünkü bu en ağır bir insanlık suçudur. Reşit çağına gelmemiş adı üzerinde çocukların evlendirilmesini onaylayan veya hukukî çerçevesini çizen ayet ya da hadis yok. Evliliğin hukukî ve ahlâkî çerçevesini çizen ayet ve hadislere bakıldığında onların yetişkin bireyleri hedef aldığı görülür. Buradan hareketle küçüklerin evlendirilmeleri İslam’ın genel amaçlarıyla asla uyumlu bir uygulama değil.”
GELENEK VE ÖRFE DAYALI YANLIŞ
Maalesef dünyada küçüklerin evlendirilmesini meşru gören yaklaşımlar toplumların gelenek ve örfleriyle alakalı yanlış uygulamalar olduğunu söyleyen Altıntaş, “Konu dinî değil, toplumsal ve dolayısıyla da dönemsel bir karakter taşıyor. Zira evlenmenin esas hedefi, mutlu bir aile yuvası kurarak birlikte huzur içinde yaşamak ve nesli devam ettirmektir. Küçüklerin evlendirilmesi bunların hiçbirini gerçekleştirmeyeceği gibi birçok sorunu da ortaya çıkaracaktır” dedi.