İntihar Eylemleri Nasıl Engellenir?
Hasan Mesut Önder Uluslararası Stratejik Tahliller ve Araştırmalar Merkezi
( USTAD) Ortadoğu Uzmanı
Sorun yaratan güvenlik ve istihbarat modeli gözden geçirip onardıktan sonra terör, hiçbir toplum için alışılması gereken bir sorun olmaz. Peki, Türk istihbarat sisteminin cevap veremediği bu yapısal ve organizasyonel sorunlar nelerdir? Son bir yıl içinde yaşanan terör eylemleri incelendiğinde, Türk güvenlik aygıtının; istihbarat modeli, üretimi ve elde edilen ürünün dağıtımı konusunda sıkıntılar yaşadığını söyleyebiliriz.
Genelden özele doğru sorunları ele aldığımızda, güvenlik örgütlerimizin, istihbaratı ele alış biçiminin biraz sorunlu olduğunu söylemek mümkün. Doğası gereği terör tehditlerine odaklı çalışma sistemine sahip olan kurumlarımız, polis örgütü refleksi ile olayları ele almakta ve karşılaştığı sorunlara karşı savunmacı, reaktif istihbarat anlayışı ile hareket etmektedir.
Yeni terör türüne karşı başarı sağlamak mümkün mü ?
Reaktif istihbarat; bir eylemin hazırlık ve icra aşamasında, olayla ilgili elde edilen veriler ışığında, eylemin hasarını minimize etmeye yönelik faaliyetler olarak açıklanabilir. Terör eylemleri; hazırlık ve icra aşamasında bir yerde ön alıcı polisiye tedbirler geliştirmek sureti ile eylem engellenmeye çalışılır. Bu yaklaşım klasik terör örgütlerinin eylemlerine karşı çözüm sağlamaktadır ancak mekan algısı olmayan ve çok uluslu bir yapıda olan yeni terör türüne karşı başarı sağlamak mümkün değildir. Bu oldukça yeni terör türüne karşı uygulanması gereken yeni istihbarat konsepti: proaktif istihbarattır. Proaktif istihbarat, asimetrik yapısı ile ön plana çıkan terör gruplarının, sorunun kaynağı olan merkezlerine yönelik kontrol ve dönüştürmeye yönelik atılacak adımların toplamıdır. Proaktif istihbaratın kurucu unsurları, hedefin tam olarak kontrolü, örgütün ideolojisinin formatlanması ve örgütün sosyal tabanı ile bağının kopartılarak örgütün tasfiyesidir. Yani bu istihbarat modelinde, örgütün yarattığı tehditle uğraşmanın yanında, örgütün kaynağını kurutmak ve dönüştürmektir. İstihbarat servislerimizin, yeni terör türüne karşı mücadelede yaşadığı en büyük sorun, örgütlere karşı davranış simetrisi içinde olmaktır. Davranış simetrisi, hasım bir servisin terör örgütünü araç olarak kullanarak istihbarat örgütünün tüm çalışma temposunu yaratılan tehditlere odaklayarak, başka sorun alanları ile ilgilenemez duruma düşürmektir. Örneğin PKK tehditleri ile boğuşan Türk istihbarat servisi, tehdit odaklı çalışma prensibi ile hareket ederse, diğer terör eylemlerine yeterince zaman ayıramaz ve istihbarat zaafı ortaya çıkar. Bundan dolayı, istihbarat servisleri kendi gündemi doğrultusunda, tehditlere yönelik proaktif istihbarat yöntemi geliştirmelidir.
İstihbarat kurumlarının bilgi toplama süreci
Güvenlik bürokrasimizin sorun yaşadığı ikinci husus istihbarat üretimidir. İstihbarat üretimi; politika yapımı için ihtiyaçların tespiti, planlama, toplama ve analiz süreçlerinden oluşur. Siyaset kurumunun politika oluşturabilmesi ve yeni ihtiyaçları tespit edebilmesi için istihbarat kurumlarının, terör örgütünün stratejik hedefleri, imkan ve kabiliyeti, örgütün komuta kademesinin biyografik özellikleri ve bütün bu güç potansiyelini kullanmak için gerekli olan niyet ve isteklerini net bir biçimde ortaya koymalıdır. İhtiyaçlar tespit edildikten sonra toplama süreçleri başlar. Bilgi toplama süreci insan unsuru ve teknik araçlarla yapılır. Ancak teknolojik araçlarla izlenmesi zor olan IŞİD gibi örgütlerde insan kaynağı önem arz eder. Yaşadığımız terör olayları incelendiğinde veri toplamada ciddi eksiklikler olduğu görülüyor. Bazı basın yayın organlarında MİT'in, Atatürk hava limanında yaşanan saldırıyı haftalar öncesinden yer belirtilerek gerekli birimlere iletildiği yazıldı, MİT bu bilgiyi paylaşmışsa istihbarat zaafı nerde diyenler olabilir. Bu olayda ve son bir yıl içinde yaşadığımız terör olaylarında ciddi bir zaaf var çünkü etkili bir istihbarat raporunda, olayın nerede, nasıl, ne zaman, kim/ kimler tarafından yapılacağı ile ilgili ayrıntılı veriler bulunmalıdır. Sadece bir olayın nerde gerçekleşebileceğine yönelik bilgi, spekülatif değerlendirmeden başka bir anlam taşımaz. Çünkü eylem hücrelerine yeteri kadar hulul edilemediğinden, örgütün görünür mekanizmalarından elde edilen parçalı bilgiler yorumla doldurularak tahmin yapılmıştır ve bu tahmin, nitelikli istihbarat değildir.
Etkin bilgi toplama yöntemi gelişmeli ve terör kademelerine sızma
Nitelikli bir toplama için, hedef örgütün bütün katmanlarına ve eylem hücrelerine sızılmalıdır. Bunun için yapılması gerekenler:
1.Terör eylemlerini planlayan komuta kademesine sızmaku2026 Örgütlerin komuta kademesine sızmak klasik sınır ötesinden operasyon idare etmekle yapılamaz, bunun için örgütün eleman temin ettiği ağı, istihbarat servisinin kontrol etmesi gerekir. Bunu oluşturmak için çok ciddi bir alt yapı çalışması, personel temini, lojistik destek ve yerel yardım kaynakları gerekir. İlgili risk bölgesine uygun personeli yetiştirmek veya yerel personel kaynağı oluşturularak, personelin "adaptasyon-dil-kültür-yaşam tarzı" gibi konularda hedef örgüte uyum göstermesi sağlanır. Ayrıca kurulacak organizasyonun finanse etmek için tespiti zor finans ağı kurulmalıdır. Bu süreçten sonra örgütün içinde kontrol edilen bir "istihbarat ağı" oluşur ve yönetici kadro etki altına alınır.
2. Örgütün yönetim kadrosuna yönelik bu sızma yapılamıyor ise örgütün ülke içindeki hücrelerinin var olduğu sosyoloji sürekli gözetim altında tutulmalıdır. Bu sosyoloji içinde yer alan olası "hedeflerin" psikolojik yapıları, tüketim alışkanlıkları, ekonomik, ideolojik ve dini duyarlılıkları, sosyal yapının bireye etkisi, okudukları gazete, kitap, dergi, izlediği programlar ve internet kullanımı gibi konularla ilgili veriler neticesinde, suça eğilimli ve hedef örgütün motiflerini içselleştiren ana tehdit yaratan hedefler ortaya çıkarılır. Teknik imkanlarla bu hedefleri izlemek mümkündür ancak hedefin bir örgütsel bağ içinde olmadığından dolayı eylemi neyin, ne zaman, nasıl tetikleyeceğini teknik istihbarat ile tespit etmek mümkün değildir. Bunu tespit edebilmek için riskin var olduğu bölgede/bölgelerde istihbarat servisi, toplanan veriler ışığında hedefleri, sosyal alanda görünür hale getirecek bir örgüt kurulmalıdır. Kurulan bu kontrollü örgüt sayesinde eylem hücrelerinin lojistiğini sağlayan unsurların bütün faaliyetleri izlenebilir hale gelir. Hiçbir eylem hücresi, yerel kaynaklardan destek almadan eylem yapabilmesi mümkün değildir. Çünkü bir eylemi gerçekleştirmek için ciddi bir hazırlık süreci gerekir. Eylem yapılacak yer ile ilgili keşif faaliyetleri, eylem malzemelerinin temini, eylemcilerin kalacağı yer gibi lojistik hizmetler örgütlerin "yerel kaynakları" tarafından yapılır. Yerel kaynakları izlenen bir hücrenin, eylem hazırlığında iken etkisiz hale getirmek mümkündür.
Özetle, etkin bir bilgi toplama yöntemi geliştirilemediği sürece, nitelikli bir "istihbarat ürününün" ortaya çıkması mümkün değildir. Nitelikli ürün oluşturulamadığı zaman, bilgi boşlukları tahmini analizlerle doldurularak, ilgili birimlere iletilir ve bu belirsiz, içeriği net bir biçimde doldurulamayan raporlar; uyarılara karşı eylemlere karşı önlem alması gereken kolluk gücü belli süre sonra rutinleşmenin verdiği etki ile duyarsızlaşır ve güvenlik açığı doğar. Bütün bu aksaklıkları gidermenin temel yolu; proaktif istihbarat modelinin güvenlik organizasyonlarımız tarafından benimsenerek etkili toplama yöntemlerinin geliştirilmesi ve kolluğun reflekslerini yitirmesine neden olan içeriği net bir biçimde doldurulamayan sepkülatif istihbarat uyarılarını, revize etmekten geçer. Tam zamanlı, ayrıntılı ve kaynağı kurutmaya yönelik bir istihbarat anlayışı, ülkemizin güvenlik sorunlarına cevap verecektir.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.