Nasıl ki surelerin meallerine bakarken iniş sebeplerinin de bilinmesi de gerekiyorsa tefsirini bilmekte hepsinden daha faziletli ve Kur-an'ı anlamak ve anlatmak istediğini öğrenmek açısından o kadar önemlidir. Bu yeni başlayacağımız tefsir bölümünde 114 surenin de yapılan tefsirlerini sizlere sunmaya çalışacağız. İnşikak Suresinin tefsiri nedir? İşte mübarek Müslümana yol gösterici Kur-an'daki İnşikak Suresinin tefsirini haberimizde okuyabilirsiniz.

İnşikak Suresi 1-10. ayet

Gök yarıldığında ve rabbine boyun eğip gerekeni yaptığında;

Yer dümdüz edildiğinde ve içindekileri atıp boşaldığında;

Ve o da rabbine boyun eğip gerekeni yaptığında;

Ey insan! Sen rabbine doğru büyük bir çaba içindesin; sonunda kuşkusuz O'na kavuşacaksın da.

Kime kitabı sağından verilirse hesabı kolay bir şekilde görülecektir;

Ve sevinç içinde yakınlarına dönecektir.

Kime de kitabı arkasından verilirse,???????

Kur'an, muhtelif ayetlerde kıyametin kopma zamanıyla ilgili bilginin Allah'a mahsus gayb bilgilerinden olduğunu, O'nun dışında, melekler dahil hiç kimsenin bu konuda bilgi sahibi olmadığını ifade ederken (mesela bk. A'raf 7/187; Lokman 31/34; Fussılet 41/47); kıyametin nasıl kopacağına ilişkin olarak burada olduğu gibi başka sûrelerde de tasvirler vermektedir. Bir taraftan evrenin yok edilmesini tasvir ederken, diğer taraftan insanların bilinen bir hayattan başka bir hayata intikalleri esnasında karşılaşacakları dehşet dolu manzaralar sergilemektedir. Bu ayetlerde de kıyametin kopması esnasında göklerde ve yerde meydana gelecek değişiklikler tasvir edilerek kıyamet günü hakkında Tekvîr ve İnfitar sûrelerinde anlatılanlar pekiştirilmekte, insanlar uyarılarak şimdiden o gün için hazırlık yapmaları istenmektedir.

1-2. ayetlerde kıyametin kopma zamanı geldiğinde gökteki yıldızların Allah'ın emrine boyun eğerek yörüngelerinden çıkıp birbirine çarpmak suretiyle parçalanacakları anlatılmaktadır. 3. ayette zikredilen "yerin uzatılıp dümdüz edilmesi" olayını İbn Âşûr (XXX, 219-220) üç şekilde açıklamıştır: 1. Derinin gerilip düzeltildiği gibi yeryüzündeki dağ ve tepelerin yok edilmesi sonucu dümdüz hale getirilmesi (krş. Taha 20/105-107); 2. Şiddetli deprem sebebiyle yeryüzünde meydana gelecek olan yarılma ve lav püskürtme neticesinde yeryüzü alanının genişlemesi; 3. Yerin küresel şeklinin bozularak uzun bir şekil alması. Bu ve benzeri değişikliklerin evrendeki genel düzenin bozulmasının doğal bir sonucu olarak meydana geleceği düşünülebilir. 4-5. ayetlerde yeryüzünde meydana gelecek bu değişiklikler sonunda yerin, içindeki ölüleri, maden ve diğer şeylerden ne varsa hepsini dışarı fırlatacağı bildirilmektedir (krş. Tekvîr 81/1-6; İnfitar 82/1-5).

6. ayette şu gerçek ortaya konmaktadır: İnsan bilmelidir ki dünya hayatı bütünüyle –mahiyetleri ve amaçları farklı da olsa– türlü çabalardan ibarettir; çabaların sonu da Allah'a varır. Kimse bu dünyada ebedî kalamayacağı gibi hayatının sonunda huzuruna varıp yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını vereceği tek güç de Allah'tır. Dünya hayatında mutlaka harcamaları gereken gayretlerini, ömürlerini ilahî iradeye uygun yollarda, hakikat, dürüstlük ve iyilik uğrunda harcayan insanlar ilahî huzura vardıklarında iyi karşılıklar bulacak, "kitap"ları (yapıp ettiklerinin kaydedildiği belgeler) kendilerine sağ taraflarından verilecek; kolay bir hesaptan geçtikten sonra sevinç ve mutluluk içinde yakınlarına döneceklerdir; artık onlar için zahmet ve meşakkat dönemi bitmiş, rahmet ve mutluluk dönemi başlamıştır. 7-9. ayetler bunu anlatmaktadır.

7. ayetteki "kitap"tan maksat, kişinin dünya hayatında yapmış olduğu iyi veya kötü amellerle ilgili bilgileri içeren "amel defteri"dir. "Kitabı sağından verilenler" ise müminlerdir. "Kur'an-ı Kerîm, insanların dünyada yapmış oldukları doğru-yanlış, hayır-şer, iyi-kötü her türlü inanç, söz ve davranışların görevli melekler tarafından anında kaydedildiğini bildirmektedir (bk. Kåf 50/17; İnfitar 82/10-13). İşte amellerin kaydedildiği bu defterler ahirette ortaya konulacak (bk. Kehf 18/49), cennetliklere sağından, cehennemliklere de solundan veya arkasından verilerek, kişiye kitabını kendisinin okuması emredilecektir (bk. İsra 17/14; Vakıa 56/1-10). Sonuçta kitabın sağdan verilmesi, kişinin mutlu olacağını ifade eder. Bunlar dünyada Allah'ın rızasına uygun hareket ettikleri için hesapları kolay olur. Hz. Peygamber kolay hesabın, ince elenip sık dokunmadan yapılan bir yoklama olduğunu ifade etmiştir (bk. Buharî, "Tefsîr", 84). Bu sebeple kitabı sağından verilen kimse sevinçli ve mutlu olarak yakınlarına döner. Yakınlarından maksat, cennette olan komşuları, aynı nimet ve ikramlara nail olan cennet arkadaşları, kendisinden önce cennete gitmiş olan dünyadaki eşi ve çocukları ve Allah Teala'nın cennette kendisi için hazırlamış olduğu ailedir (Şevkanî, V, 472).

Kitabın arkadan veya sol tarafından verilmesi de kişinin inkarcı ve bedbaht olduğunu ifade eder. 11. ayette belirtildiği üzere bunlara amel defterleri verildiğinde "Eyvah! Keşke bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!" diyerek acı içinde kıvranacaklar (bk. Hakka 69/25-26), ölüp yok olmayı temenni edeceklerdir. Ancak 12. ayette ahiretteki pişmanlığın fayda vermeyeceği ve cezalarını çekmek üzere cehenneme girecekleri ifade edilmiştir. Çünkü bunlar dünyada Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, O'nun rızasına uygun hareket etmeyen ve rablerine hiç dönmeyeceklermiş gibi sorumsuzluk içinde yaşayan, kısacık hayatlarını zevk ve eğlence içerisinde geçiren kimselerdir. Oysa 15. ayette belirtildiği üzere yüce Allah insanı görüp gözetlemekte ve bütün yapıp ettiklerini izlemektedir, ahiretteki karşılığını da buna göre verecektir.

Ey insan! Sen rabbine doğru büyük bir çaba içindesin; sonunda kuşkusuz O'na kavuşacaksın da.

Ve sevinç içinde yakınlarına dönecektir.

Kime de kitabı arkasından verilirse,

İnşikak Suresi 11-15. ayet

"Eyvah!" diye bağıracak,???????

Ve alevli ateşe girecektir.

Şüphesiz o, (dünyada iken) yakınları arasında neşeliydi.???????

Zira o, hiçbir zaman rabbine dönmeyeceğini sanırdı.???????

Hayır, tam tersi! Rabbi onu şüphesiz görmekteydi.???????

İnşikak Suresi 16-25. ayet

Hayır, hayır! Yemin ederim o şafağa,

Geceye ve onun topladığı şeylere,

Ve dolunay şeklini aldığı zaman aya ki,

Siz halden hale geçeceksiniz.

Durum bu iken onlara ne oluyor da iman etmiyorlar?

Kendilerine Kur'an okunduğu zaman saygıyla yere kapanmıyorlar.

İnkarcılar -tam aksine- gerçeği yalanlıyorlar.

Oysa içlerinde gizlediklerini Allah çok iyi bilmektedir.

Onlara şiddetli bir azabın haberini ver!

İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar başkadır; onlar için kesintisiz bir ödül vardır.

İlk ayetin başındaki "la" edatı hakkında Kıyamet sûresinde bilgi verilmişti (bk. 75/1). 16. ayette geçen "şafak" kelimesi, müfessirlere göre güneş battıktan sonra ufukta görünen kırmızılığı ifade eder (Zemahşerî, IV, 237; Kurtubî, XIX, 274-275). Mücahid'e göre şafak, "gündüz" anlamına gelir. İkrime'ye göre ise "gündüzün son kısmı" demektir (bk. Taberî, XXX, 76). Gündüzün sona ermesiyle gecenin başlaması arasında yer alan ve ufuktaki kırmızılık veya beyazlık olarak tanımlanan şafak vakti, kısalık ve geçicilik özelliğiyle telaş vakti olması bakımından insanın kısa ve telaşla geçen ömrüne benzemekte, yeminle buna dikkat çekilmektedir.

Şafak vaktinin belirlenmesi, akşam namazı vaktinin çıkması ve yatsı namazı vaktinin girmesi bakımından da önem taşımaktadır. "Şafak, ufuktaki kırmızılıktır" diyen fukahanın çoğunluğuna göre beyazlık gelince akşam namazının vakti çıkar. Ebû Hanîfe ve Evzaî gibi "Şafak beyazlıktır" diyenlere göre ise akşamın vakti ufkun kararmasına kadar devam eder (Ebû Bekir İbnü'l-Arabî, IV, 1910-1911; Cessas, III, 472).

17. ayetteki "gecenin topladığı" ifadesi, karanlık gökteki görüntü, gecenin imkan verdiği iyi ve kötü davranışlar, olaylar dahil her şeyi içine almaktadır. 18. ayette "dolunay şeklini aldı" diye çevrilen itteseka fiili de veseka ile aynı kökten olup ayın, ilerleyerek dolunay haline geldiği şeklini ifade etmektedir (bk. Elmalılı, VIII, 5679). Şafak, gece ve dolunay, bunların üçü de aydınlıkla karanlığın bir arada bulunduğu zamanları ve farklı halleri ifade eder. Âyette bunlara yemin edilerek insanların gerek dünya hayatında gerekse kıyamet gününde değişim geçirecekleri, halden hale geçecekleri vurgulu bir şekilde ifade edilirken bunlar arasındaki münasebete de dikkat çekilmiştir (İbn Âşûr, XXX, 226). Bu değişim hakkında müfessirler farklı görüşler ileri sürmüşlerdir: a) Bunlar ölüm, sonra dirilme, hesap ve ceza halleridir; b) İnsanın, yaratılışının başlamasından itibaren ölünceye kadar geçirdiği hallerdir. Nitekim başka ayetlerde insanın, yaratılışının başlamasından itibaren sürekli olarak değişim geçirdiği ifade edilmiştir (mesela bk. Hac 22/5; Mü'minûn 23/12-16); c) İnsanlığın tarih boyunca geçirdiği medenî, kültürel, siyasî... farklılaşmalar, değişik aşamalardır; d) İnsanların derece derece Allah'a yaklaşmalarıdır (Şevkanî, V, 473; ayrıca bk. Elmalılı, VIII, 5681-5682; Ateş, X, 385-386). Bütün bunlar öldükten sonra dirilmenin olabileceğinin kanıtları ve insanların buna iman etmesini gerektiren delillerdir. Durum böyle olduğu halde inkarcılar, hala inanmadıkları ve Kur'an okunduğunda Allah'a saygı ile secde etmedikleri için 20 ve 21. ayetlerdeki soruyla kınanmışlardır. 21. ayet okunduğunda secde etmenin gerekli olup olmadığı konusunda Hz. Peygamber'in uygulamasıyla ilgili farklı rivayetlere dayalı olarak değişik görüşler ileri sürülmüştür. "Vaciptir" veya "sünnettir" diyenler olduğu gibi "ne vacip ne sünnettir" diyenler de vardır (bk. İbn Âşûr, XXX, 232; Elmalılı, VIII, 5684).

İnsanların, Allah'a ve peygambere iman etmelerini gerektiren bunca delil olmasına rağmen hala iman etmemeleri hayret verici olduğu halde, 22. ayette, iman etmek şöyle dursun, bilakis o inkarcıların peygamberi yalancılıkla itham ettikleri ve dini yalanladıkları bildirilmektedir. Cenab-ı Hak 23. ayette inkarcıların kalplerinde inkar, inat, gerçekleri yalanlama vb. ne varsa hepsini çok iyi bildiğini ifade buyurarak onları uyarmakta, 24. ayette de kendilerine şiddetli bir azabın haberini vermesini Hz. Peygamber'e emretmektedir

Asr Suresi nasıl tefsir edilir?

İhlas Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Felak ve Nas sureleri nasıl tefsir edilir?

Kureyş Suresi tefsiri nedir?

Nasr Suresi tefsiri nedir?

Fil Suresi tefsiri nedir?

Alak Suresi tefsiri nedir?

Fatiha Suresi nasıl tefsir edilir?

Kevser Suresinin tefsiri nedir?

Tebbet Suresi tefsiri nedir?

Kafirun Suresi nasıl tefsir edilir?

Tekasür Suresi nasıl tefsir edilir?