İngiltere BM Daimi Temsilcisi Pierce: Cumhurbaşkanı Erdoğan''a katılıyoruz
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Rusya'nın talebi üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Tahran'da yaptığı zirvenin sonuçlarını ve İdlib'deki gelişmeleri görüşmek üzere toplandı.
Konseyde konuşan İngiltere'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Karen Pierce, ''Esed rejimi ve Rusya'nın İdlib'e saldırması ya da Türkiye'nin teröristleri ayırt edip onlarla mücadele etmesi arasında bir tercih yapmamız gerek. Türkiye'nin İdlib için bir planı var, muhalifler teröristlerle mücadele ederken rejim onlara saldırmayacak. Konseyin bunu konuşuyor olması gerek.'' diye konuştu.
Karen Pierce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Wall Street Journal gazetesinde İdlib ile ilgili kaleme aldığı makaleye atıfta bulunarak ''Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kesinlikle katılıyoruz.'' ifadesini kullandı.
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de Rusya ve Esed rejiminin İdlib'deki saldırılarında varil bombaları ve roketler kullanıldığını, hastanelerin hedef alındığını belirtti.
Haley, ''Acımasız çift vuruş saldırılar düzenliyorlar. Çift vuruş saldırıları bilmeyen için rejim güçleri bir bölgeyi vuruyor, ilk müdahaleye gelenler için biraz bekleyip tekrar vuruyor. Bu profesyonel askerlik değil, mide bulandıran terörist taktiği.'' değerlendirmesinde bulundu.
Rusya’nın Suriye'de barış konusunda zamanlarını boşa harcamasına son vermesi gerektiğini dile getiren Haley, şunları kaydetti:
"Rusya ve İran, Suriye'de yapıcı aktörler olarak güvenilirliklerini göstermek için her türlü fırsata sahipti ama bu fırsatlara ne oldu? Kendi vardıkları sözde çatışmasızlık anlaşmasını gülünç ve sistematik olarak ihlal ettiler.''
Rusya'nın İdlib'deki felaketi durdurma gücü olduğunu vurgulayan Haley, ''İdlib'de herhangi bir saldırı gerginliği artıracak. Esed, Rusya ve İran bu yolda devam ederse sonuçları vahim olur ve dünya olanlardan onları sorumlu tutar.'' dedi.
Bu şartlar altında Rusya'nın Suriye'nin inşası talebine hiçbir ülkenin karşılık vermeyeceğini söyleyen Haley, ''Astana süreci başarısız oldu, şiddeti durduramadı ve siyasi süreci destekleyemedi.'' diye konuştu.
Fransa'nın BM Daimi Temsilcisi François Delattre da Suriye'de krize siyasi çözüm bulunmadan ülkenin yeniden inşa edilmesine destek vermeyeceklerini söyledi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN WSJ'YE NE YAZMIŞTI
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi için kaleme aldığı makalede, "İdlib'e yönelik saldırı ufukta gözükürken uluslararası toplum sorumluluğunun farkında olmalı. Pasif kalmanın bedeli büyük olur. Suriye halkını Beşşar Esed'in merhametine terk edemeyiz." ifadelerini kullandı.
Başkan Erdoğan, Suriye'nin İdlib kentindeki son gelişmeleri ve Türkiye'nin pozisyonunu WSJ'ye yazdığı "Dünya Esed'i Durdurmalı" başlıklı makalede değerlendirdi.
Türkiye'nin, İdlib konusunda elinden geleni fazlasıyla yaptığına işaret eden Erdoğan, Beşşar Esed rejiminin Suriye'de son 7 yıldır eylemlerinin ortada olduğunu kaydetti.
Esed rejiminin İdlib'e yönelik yaklaşan saldırısına dikkati çeken Erdoğan, "İdlib'e yönelik saldırı ufukta gözükürken uluslararası toplum sorumluluğunun farkında olmalı. Pasif kalmanın bedeli büyük olur. Suriye halkını Beşşar Esed'in merhametine terk edemeyiz. Rejimin İdlib'e yönelik saldırı amacı, gerçek ve etkili bir terörle mücadele kampanyası değil, ayrım gözetmeden muhalefeti ortadan kaldırmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"İdlib, köprüden önceki son çıkıştır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, makalesinde şu değerlendirmelere yer verdi: "İdlib, köprüden önceki son çıkıştır. Eğer Avrupa ve ABD şimdi harekete geçmede başarısız olursa sadece masum Suriyeliler değil, tüm dünya bedel ödemeye katlanacaktır. Türkiye yanı başındaki katliamı durdurabilmek için tüm gücüyle elinden geleni yapmıştır. Başarılı olduğumuzdan emin olmak için dünyanın kalanı da dar kişisel çıkarları bir kenara koymalı ve bunları siyasi çözüme yöneltmelidir."
Türkiye'nin 3,5 milyondan fazla Suriyeli'ye ev sahipliği yaparak büyük bir özveri sergilediğine değinen Erdoğan, "Aynı dönemde yanı başımızda faaliyet gösteren terör örgütlerinin de hedefi olduk: Sözde İslam Devleti ve PKK. Ne insani yardımların ağır bedeli ne de güvenlik endişeleri kararlı duruşumuzu zayıflattı." yorumunu yaptı.
Türkiye'nin Suriye'deki krize çözüm bulma noktasındaki diplomatik çabalarına da vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cenevre ve Astana görüşmelerine atıfta bulundu ve Ankara'nın tüm bu süreçlerdeki arabulucu rolüne işaret etti.
Esed rejiminin, müttefikleriyle beraber İdlib'e yönelik saldırı hazırlığını sürdürdüğünü belirten Erdoğan, "Böyle bir saldırıyı engellemeye yönelik olarak Hükümetimiz bir çatışmasızlık bölgesinin belirlenmesine katkıda bulundu ve 12 gözlem noktası kurdu." bilgisini verdi.
ABD, Rusya ve İran'a "sorumluluk" mesajı
İdlib konusunda ABD'ye seslenen Başkan Erdoğan, Moskova ve Tahran'a da çağrıda bulundu. Erdoğan, şöyle devam etti: "Kimyasal saldırılara odaklanan ABD'nin, ölümler arasında keyfi hiyerarşi gözetmeyi reddetmesi gerekir. Konvansiyonel silahlar çok daha fazla ölümden sorumludur fakat yanı başımızdaki katliamı durdurma sorumluluğu sadece Batı'ya düşmemektedir. Astana sürecindeki ortaklarımız Rusya ve İran da bu insani felaketi durdurmada aynı şekilde sorumludur."
"Masum insanlar terörle mücadele adına kurban edilmemeli"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, makalesinde şunları kaydetti: "Esed rejimi kendi saldırılarını terörle mücadele zemininde meşrulaştırmaya çalışıyor. Bu konuda hataya düşmeyin: Hiçbir ülke Türkiye'den daha fazla terörle mücadelede takdiri hak etmemektedir. Beşşar Esed'in çözümü ise yanlıştır. Masum insanlar terörle mücadele adına kurban edilmemelidir. Bu, sadece aşırılıkçı ve terörizme yeni imkanlar doğuracaktır. DEAŞ'ın ortaya çıkışı, Suriye'de olanların bir sonucuydu, sebebi değil."
"Uluslararası terörle mücadele operasyonu gerekli"
İdlib'de Heyet Tahrir eş-Şam gibi terör örgütlerinin aktif olduğu yerler olduğuna ancak bu unsurların İdlib nüfusunun sadece bir bölümünü oluşturduğuna dikkati çeken Erdoğan, "İdlib'de terörist ve aşırılıkçı unsurları ortadan kaldırmak ve yabancı savaşçıları adalet önüne çıkarmak için daha kapsamlı bir uluslararası terörle mücadele operasyonu gerekli. Ilımlı isyancılar Türkiye'nin, Suriye'nin kuzeyindeki terörle mücadelesinde önemli bir rol oynadılar; onların desteği İdlib'de de önemli olacaktır." değerlendirmesini aktardı.
İdlib'de terörle mücadele edilirken sivillerin zarar görmemesinin sağlanabileceğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin DEAŞ ve PKK ile mücadele ederken bunun örneklerini sergilediğini kaydederek, "Suriye'nin kuzeyinde düzenin sağlanması noktasındaki Türkiye'nin kabiliyeti, terörle mücadelede sorumlu bir yaklaşımın kalpleri ve gönülleri kazanabileceğinin bir ispatıdır." ifadelerine yer verdi.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.