İmamoğlu, bir projedir
Ezgi ÇelikAnkara
31 Mart yerel seçimlerine ilişkin hukuki süreç devam ediyor. CHP ve sözcüleri yargı sürecini itibarsızlaştırmaya çalışan eylemleri ile gündem düşmüyor. İstanbul’da yaşanan sandık usulsüzlüklerinin ortaya çıkmasının ardından CHP, YSK ve medyayı baskı altına almaya çalışan açıklamalarda bulunuyor. CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu, ise her gün basın toplantıları düzenleyerek toplumun sinir uçlarına dokunan çıkışlarda bulunuyor.
“O zaman sen darbeci misin?”
İstanbul’da ortaya konulan tehlikeli oyunun baş aktörü olan Ekrem İmamoğlu, hukuki süreci sabote ederek vatandaşı tahrik eden ifadeler kullanıyor. Katıldığı bir televizyon programında 31 Mart seçim gününde kendilerine darbe yapılmak istendiğini iddia eden İmamoğlu, “O gece bir darbe yapılacaktı. O afişlerin asılması bile darbe hazırlığıydı. Biz bir darbe girişimini devirdik” dedi. İmamoğlu’nun bu açıklamasına AK Parti kanadından tepki gecikmedi. Sosyal medya hesabından İmamoğlu’na yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, “O zaman mazbatayı almadan ‘İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ diye Anıtkabir defterini imzalayan ne oluyor? Darbeci mi!” tepkisinde bulundu.
“İmamoğlu, başkan unvanını kullanamaz”
AK Parti İstanbul eski Milletvekili Mehmet Metiner, İstanbul seçim sonuçlarıyla ilgili yaşananları gazetemize değerlendirdi. CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu’nun bir ‘proje’ olduğunu vurgulayan Metiner, kendisinin toplumu gererek kaos oluşturmak istediğini dile getirdi. Metiner, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Mazbatasını almamış hiçbir kişi unvan kullanamaz. Fakat İmamoğlu, Anıtkabir ziyaretine ‘başkan’ sıfatıyla gitmiştir. 11 Nisan’da (dün) Küçükçekmece CHP İlçe teşkilatının düzenlemiş olduğu bir etkinlikte ‘Büyükşehir Belediye Başkanı’ sıfatıyla çağrılmıştır. Henüz mazbatasını almamış bir kişiyi unvanla çağırmak tahrik ve provokasyondur. İmamoğlu, sandıktan alamadığı unvanı fiili bir durum yaratarak kullanıyor. Kendisine hakkı gasp edilmiş bir rol biçiyor. Sokak üzerinden tehdit dilini kullanıyor. Haddini bilmesi gerekiyor. 15 Temmuz’da bedeniyle yüreğiyle direnen halkımız sokaktan iktidar devşirmeye çalışan çapulculara anladıkları dilden ders vermesini bilir” dedi.
“Türkiye’yi kaosa sürüklemek istiyor”
Ekrem İmamoğlu’nun 15 Temmuz gecesi takındığı tavra dikkat çeken Metiner, “15 Temmuz gecesi halkımız asker kılığındaki FETÖ’cü teröristlere karşı ölümüne direnirken İmamoğlu, halkı evine çağırarak darbeyi sulh içerisinde karşılaması gerektiğini ifade ediyor. Bu tavır onun nasıl bir proje ve kimin elemanı olduğunu ortaya koyuyor. ‘YSK başka türlü bir karar verirse kaos çıkar’, ‘Arkamda uluslar arası güçler var ve süreci takip ediyorlar’ gibi cümleler onun boyunu aşıyor. Türkiye toplumunun hangi üst aklın emri doğrultusunda kaosa sürüklenmek istediği ortada” dedi.
“Oy bizim namussumuzdur”
15 Temmuz’da başaramadıklarını İmamoğlu üzerinden sandıkta başarmaya çalıştıklarını vurgulayan Metiner, “Bizim açımızdan gerçek olan sandığa saldırı yapılmış olmasıdır. Dijital bir saldırıdır. Sandık başlarında sandık başkanları marifetiyle yapılmıştır. Yığınla usulsüzlükler, hırsızlık ve sahtekarlıklar vardır. Yasal hakkımızı kullanarak itiraz sürecini başlattık. Bizim kimsenin oyunda gözümüz olmaz. Ama bir tek oyumuzu çalmaya çalanlara karşı da hakkımızı koruruz. Oy bizim namussumuzdur. Bize oy veren vatandaşlarımızın namussunu ve oyunu korumak AK Parti’nin en demokratik ve meşru bir hakkıdır” açıklamasında bulundu.
“YSK kararını saygıyla karşılarız”
Artvin’in Yusufeli ilçesinde CHP’nin itirazı üzerine seçimlerin yenilendiğine dikkat çeken Metiner, “CHP, lehine çıkan sonuçları görmezden geliyor. Seçim yenilenmesi kararı verildiğinde demokratik ve meşru oluyor. Ama AK Parti, 15 Temmuz benzeri bir saldırıya maruz kaldığında toplumu kutuplaştırmakla suçlanıyor. Bakınız Ankara’da Mansur Yavaş görevinin başındadır. Protokolde Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı karşıladığında da ‘hayırlı olsun’ sözlerine muhatap olmuştur. Biz sandık meşruiyetine inanan bir partiyiz” ifadelerini kullandı.
“O parmakları kırarız”
Sokağı adres olarak gösterenlerin bu vebalin altında kalacağını vurgulayan Metiner, “Sokak üzerinden kimse bize aba altından sopa göstermesin. Gezi vb. süreçler üzerinden kimse bize tehdit parmağını sallamasın. Gerekirse hukuk içerisinde o parmakları kırmasını biliriz. O yüzden biz toplumu germek istemiyoruz. Anayasanın bize tanımış olduğu yasal itiraz hakkımızı kullanıyoruz. Son sözü YSK söylediğinde de biz bu karara uyacağımızı bildiriyoruz. Gayri hareket eden herkesi de şer odaklarının elemanı olarak görürüz. Topluma böyle anlatırız. Sandık hilesine karşı yüreklice sesimizi yükseltiriz. Bizi sokakla tehdit edenlere de anladığı dilden cevap vereceğimizi de vakti geldiğinde herkes görür” değerlendirmelerinde bulundu.
"Üye/Üyeler suç teşkil edecek, yasal açıdan takip gerektirecek, yasaların ya da uluslararası anlaşmaların ihlali sonucunu doğuran ya da böyle durumları teşvik eden, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik ya da ahlaka aykırı, toplumca genel kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir İçeriği bu web sitesinin hiçbir sayfasında ya da subdomain olarak oluşturulan diğer sayfalarında paylaşamaz. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk münhasıran, içeriği gönderen Üye/Üyeler'e aittir. MİLAT GAZETESİ, Üye/Üyeler tarafından paylaşılan içerikler arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin kendi web sayfalarında yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Milat Gazetesi, başta yukarıda sayılan hususlar olmak üzere emredici kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen Üye/Üyeler'e ait kişisel bilgileri paylaşabileceğini beyan eder. "
Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.