Dolar (USD)
34.12
Euro (EUR)
38.10
Gram Altın
2876.41
BIST 100
9900.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

İkinci gezi kalkışması

Gezi Parkı olaylarıyla Kürt hareketleri arasında bir bağ kuramayan tezgahçı güçlerin bugün Kürt hareketini harekete geçirerek yine aynı şeyi yapmaya çalıştıklarını ifade eden Mahmut Övür, "Kobani eylemleri Gezi'nin yeni versiyonudur" dedi.
İkinci gezi kalkışması
13 Ekim 2014 00:00:00
Gezi Parkı olaylarıyla Kürt hareketleri arasında bir bağ kuramayan tezgahçı güçlerin bugün Kürt hareketini harekete geçirerek yine aynı şeyi yapmaya çalıştıklarını ifade eden Mahmut Övür, "Kobani eylemleri Gezi'nin yeni versiyonudur" dedi.

Röportaj: Özlem Doğan

[email protected]

IŞİD'in Kobani'yi işgal etmeye yönelik saldırılarının ardından sokağa çıkan ve Türkiye'nin çeşitli illerinde gösteriler düzenleyen eylemciler ülkede kaos ortamı oluşturmaya çalışıyor. Günlerce süren eylemlerde kırk vatandaşımız hayatını kaybederken bir çok ev ve işyeri zarar gördü. Kobani eylemlerini, çözüm sürecinin bu eylemlerin gölgesinde nasıl ilerleyeceğini ve IŞİD'e karşı oluşturulan koalisyonu gazeteci yazar Mahmut Övür'le konuştuk.

İSLAMAFOBİYİ IŞİD BESLİYOR

IŞİD'ın Ortadoğu'daki rolü nedir?

Suriye'de halkın Esed iktidarına karşı başlattığı eylemi dünya yalnız bıraktı. IŞİD'in son dönemde dünyanın gündemine gelmesi Suriye meselesi ile ortaya çıktı. Başta İsrail olmak üzere küresel güçler ciddi bir algı operasyonuyla bölgede İslami değişimin önüne geçti. Genel bir korku olarak da İslamafobiyi beslediler. IŞİD sadece bu korkuyu körüklemekle kalmadı, aynı zamanda bölgeyi yeniden dizayn etme amacı olarak da kullanıldı.

IŞİD'in gücü nereden geliyor?

IŞİD dünyanın gözü önünde Musul'a girip ciddi kaynak elde etti. Petrol alanlarında da güçlü bir yapısı oluştu. Ayrıca Esed iktidarı ile de ilişkileri var. Dünyanın birçok yerinden insan kaynağı sağlıyorlar. Bunda Batı istihbarat örgütlerinin de katkısı olduğunu düşünüyorum. Küresel güçlerinde desteğiyle dünyayı ve ülkeyi sarsan canavar bir örgüt ortaya çıktı.

ETKİLİ BİR OPERASYON BEKLEMİYORUM

Amerika'nın önceliğinde kurulan IŞİD'i yok etme koalisyonunun başarıya ulaşacağına inanıyor musunuz?

Küresel güçlerin ne yapmak istedikleri önemli. Yüz yıl sonra bu bölgede statükonun sarsıldığını ve suni çizilmiş sınırların alt üst olacağını görüyoruz. Irak ve Suriye gibi devletlerin zayıfladığı gerçeğinden yola çıkarsak bölgede bir değişim yaşanacağı çok açık. Esed, bölgede iki yüz bini aşkın insanın ölümüne neden olurken Batı toplumu sessiz kaldı. Bu yüzden böyle bir koalisyonunun etkili bir operasyon yapacağına da inanmıyorum.

IŞİD, Sünni sosyolojiyi mağdur eden iktidardan çok, ilginç bir şekilde önce Erbil'e arkasından da Kobani'ye yöneldi. Burada Türkiye'ye yönelik stratejik bir akılla birlikte bölgedeki güçlü ülkelerin zayıf hale getirilme çabası var.

Türkiye'nin IŞİD'e karşı mücadele konusunda şartlarının kabul göreceğini düşünüyor musunuz?

Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Çünkü bölgede demokrasiyle sorunları çözmek isteyen tek ülke. Başta ABD'nin içindeki neoconlar olmak üzere İsrail, bölgedeki İran-Suriye ekseni, Türkiye'nin bu pozisyonunun zayıflamasını istiyor. Amaçları; Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini kırmak. Böyle bir çaba içindeler. Türkiye'yi zorlamaya çalışıyorlar ama Türkiye'nin bir çizgisi var. Bölgede Kürt Türk ittifakını yaratarak etkili bir ülke olmaya çalışıyoruz. Bunun önünü kesmeye çalışıyorlar.

İslami devlet iddiasında bulunan IŞİD neden bir Kürt şehri olan Kobani'yi işgal etmek istiyor?

Bir Kürt şehrinin bir terör örgütü tarafından işgal edilmesinin bir karşılığı var ve duyarlılık yaratması çok doğaldır. Sünni kesim üzerinde örgütlenen, İslam devleti kurduğunu söyleyen bir yapı Kürtlerin bir şehrini işgal etmeye çalışıyor. Neden Kobani'yi ele geçirmek istiyor, işte asıl soru burada. Ben Kürt coğrafyasında başka bir hesap peşinde koştuklarını, özellikle Türkiye üzerinden bir oyun oynandığını düşünüyorum.

HEDEF ÇÖZÜM SÜRECİ

Sizce bu oyunun amacı nedir?

IŞİD önce Erbil'e saldırarak Türkiye ile Kuzey Irak Kürdistan'ının bölgesel yönetimle arasının açılmasını sağladı. Ardından Kobani'ye yönelerek Türkiye'de devam eden çözüm sürecini sekteye uğratmaya çalıştı. Bunda Amerika'nın, Esed ve İsrail yönetiminin çok ciddi parmağı olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de de paralel yapının, PKK ve Kandil'deki bunlardan beslenen yapının da çıkar sağladığını söyleyebiliriz. Türkiye'deki Kürtlerin ayaklanmasıyla son iki üç gündür yaşadıklarımız gerçekten vandalizm, vahşetti. Bu çözüm sürecini yaraladı ve zaten amaçta buydu. Bununla birlikte Türkiye'nin dik duruşu ve toplumun sağduyusuyla bunu atlayacağımızı düşünüyorum.

ESKİ TÜRKİYE'NİN SAHİPLERİ DEVREDE

Kobani'nin Türkiye ve Kürtler açısından önemi nedir?

Kobani birkaç açıdan önemli; hem Kürt coğrafyasında hem de Türkiye ve Kürtler arasında yüz yıl sonra kurulan bir ittifak söz konusu. Bunu engellemeye çalışan stratejik akıl devreye girdi. Eski Türkiye'nin sahipleri bunu fırsata dönüştürüp ellerinden geleni yapmaya çalıştı. Adım attılar ama başaracaklarını sanmıyorum.

Kobani'deki çatışmaların ardından HDP'nin çağrısıyla sokak eylemleri başladı ve kırk vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu durum çözüm sürecini nasıl etkiler?

Çözüm süreci iki yıldır kanın dökülmediği, insanların yaşamını yitirmediği bir süreçti. Başta PKK olmak üzere HDP süreci doğru okuyamadı. Bunda ciddi anlamda Kandil rol oynuyor. Kandil başka hesaplar peşinde. Bu yüzden çözüm sürecini sekteye uğratmak için çaba harcıyor. Yine de sürecin bitmeyeceğini düşünüyorum, çünkü süreç Kürt toplumunun yüzde doksanı tarafından destek görüyor.

Bölgedeki güçlü ülkelerden birisi Türkiye'dir. Türkiye'nin baştan beri dayattığı siyaset, eninde sonunda dünya küresel ve siyasi sistemi tarafından öyle ya da böyle adım adım da olsa kabul edilecektir. Bu koalisyonu ancak Türkiye zorlayabilir.

TÜRKİYE'Yİ SAVAŞIN ORTASINA ÇEKMEK İSTİYORLAR

Kürt siyasetini yönlendirmek isteyenler Türkiye'den Kobani için daha farklı isteklerde bulunuyorlar. Sizce Türkiye'den bekledikleri nedir?

Belki de asıl tuzaklardan biri de bu; Türkiye insanu00ee açıdan Kobani'ye her şeyi yaptı. İki yüz bine yakın Kürd'ü içeri aldı ve yaşamlarını bir biçimde garanti etti. Şimdi de Türkiye'yi tek başına bölgeye sokmak istiyorlar. PKK ve BDP hattından gelen; "Türkiye silah versin ve destek olsun" sözleri bilerek sarf ediliyor. Türkiye dünya siyaset sistemi gereği koalisyonla birlikte hareket etmeli. Çünkü Türkiye'yi savaşın ortasına çekmek istiyorlar.

HDP Kobani için önce halkı sokağa çağırdı daha sonra Öcalan'la görüştüklerini ifade edip süku00fbnet çağrısında bulundu. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?

Bu siyasetten affedilmeyecek bir şeydir. Bunun vebali çok ağırdır. Başta Demirtaş olmak üzere aynı dili konuşanların bu vebali ödeyeceklerini düşünüyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, hiçbir demokratik talep bu şekil bir vandalizm'le, şiddetle, faşizme varan yöntemlerle elde edilemez. Oysa Kürtlerin önünde tarihi bir zemin açılmıştı. Dünya siyasi arenasında, sağduyulu bir sesle, çok ciddi bir hareket haline gelebilirlerdi ama ne yazık ki bunu Kürk siyasi aktörleri göremedi.

Gezi parkı ve Kobani eylemleri arasında bir benzerlik olduğunu düşünüyor musunuz?

Türkiye'nin bölgedeki etkinliği Arap baharıyla başladı Arap baharı başarıya ulaşsaydı Türkiye'nin gücü üçe katlanacaktı. Ama Mısır'da darbe yaparak bunun önünü kestiler. Aynı süreçte de Türkiye'de Gezi olayını başlattılar. Gezi'yi sadece iç dinamiklerle değil, dış güçlerin desteğiyle de iktidarı yıkma aracı olarak kullandılar. Gezi'nin başarıya ulaşmamasını sağlayan etmenlerden biri; Öcalan'ın devreye girmesiyle Kürt siyasal hareketinin Gezi'den kendisini uzak tutmasıydı. Gezi Parkı olaylarıyla Kürt hareketleri arasında bir bağ kuramayan tezgahçı güçler bugün Kürt hareketini harekete geçirerek yine aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. O yüzden Kobani bir biçimde Gezi'nin yeni versiyonudur. Türkiye'deki iktidarı yıkmaya çalışan, Türkiye'nin bölgede etkinliğini azaltmak için uğraşan farklı operasyonlara şahit oluyoruz.

Röportaj: Özlem Doğan